Al Holland
Lara ağzıyla aletini sararken, mümkün olduğunca derine almaya çalışıyordu. Son gördüğünde aleti büyük gelmişti ama gerçek boyutunu şu an anlamıştı.
Lara onu diliyle okşadı, emdi. Aletini baştan aşağıya ıslattı. Ucunu diliyle yokladığında Zavien hafif bir tıslamayla karşılık verdi. Penisini ağzına daha rahat almaya başladığında ağzını aşağıya itip boğazının derinliklerine kadar aldı. Çok geçmeden öğürmüştü.
“Siktir,” diye soludu Zavien boğuk bir sesle.
Elleri Lara’nın saçlarına dolandı ve sertçe saçlarını çekti. Lara’nın canı yanmış, kafa derisi karıncalanmıştı. Üzerinde aşağı yukarı hareket etti. Aleti tekrar tekrar boğazının arkasına çarptığında hafifçe öğürdü. Gözleri yaşarmıştı ama durmak istemeyecek kadar iyi hissediyordu.
Zavien’in alçak sesli inlemeleri sarhoş ediciydi, onu daha fazla inletmek istiyordu. Sertçe emmeye devam ederken Zavien saçlarını daha sıkı kavrayıp onu geri çekti. Geri çıkarken ağzından büyük bir “pop” sesi gelmişti. Dudaklarında sallanan ince bir salya onu hâlâ Zavien’in kıpkırmızı ucuna bağlıyordu.
“Böyle devam edersen boşalacağım,” derken Zavien soluk soluğa kaldı.
Lara devam etmek, onu boşaltmanın tadını çıkarmak istiyordu. Şehveti yüzünden belliydi.
Zavien uzun bir iniltiyle onu tekrar öpmek için eğildi. Lara da yastıklara yaslanarak onu üzerine çekti. Zavien’in küçük masanın çekmecelerinde prezervatif paketi aradığını duyabiliyordu.
Ödülünü elinde tutarken tekrar ona odaklandı. Zavien öpüşmeyi bırakıp yeniden bacaklarının arasına diz çöktüğünde Lara küçük bir ses çıkardı. Pozisyonunun hoşuna gittiği aşikârdı, bacaklarına uzun ve takdir edici bir bakış attı.
Lara beklenti içinde kıvrandı. Zavien gördüklerinden hoşlanmıştı. Lara da onun tarafından beğenilmekten heyecan duyuyordu. Zavien bacaklarını kaldırıp omuzlarına koydu ve sonrasında puantiyeli külotunu çıkarmadan önce dizinin iç kısmına bir öpücük kondurdu.
“Çok tatlı,” dedi külotunu bir kenara atarken.
“Kirazlardan daha tatlı değil,” derken Lara hafifçe omuz silkti. Zavien’in yüzünü bacaklarının arasında gördüğünde yüzü kıpkırmızı olmuştu.
“Kirazlardan daha tatlı değil,” dedi Zavien de sırıtarak.
Sonra tekrar ona yaslandı ve dudaklarını öptü. Bu sefer Lara onu hissedebiliyordu çünkü Zavien tam bacaklarının arasına yerleşmişti. Kendini bu kadar kaptırmış olmasaydı azgın bir şekilde inlemesi onu utandırırdı.
Ayrıca zevkle çıkardığı sesler Zavien’i her zaman teşvik ediyor gibiydi. Kalçalarını yavaşça onun kalçalarının üzerine doğru hareket ettirdi, uzunluğunu ona, dudaklarının arasına ve klitorisine doğru kaydırdı. Onu resmen ikiye katlamıştı. Bu şekilde içine girdiğinde neler hissedeceğini ancak hayal edebiliyordu.
Kocaman kalın aletiyle en derine saplayacağını düşününce inledi.
“Zavien,” diye yalvardı çaresizce.
“Ne istiyorsun? Söyle bana,” derken Zavien hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Kalçalarını Lara’nın kalçalarına daha hızlı ittiriyordu.
“Seni içimde istiyorum.” Elleri saçlarına dolandı ve onu kendine çekerek dudaklarını hunharca öptü. Zavien ucunu ona sürttüğünde, “Derine,” diye inledi. “Seni derinimde istiyorum,” diye fısıldadı. Göğsünü onunkine bastırmış, tırnaklarını sırtına geçirmişti. Kendini onun sert bedenine sürtüyordu.
Zavien’in daha fazla ikna edilmeye ihtiyacı yoktu. Yavaşça öpüşmeyi bıraktı ve aletini Lara’nın girişine yerleştirebilmek için doğruldu. Lara başını sertçe girişine bastırdığını hissettiğinde usulca inledi. Zavien sonunda yavaşça içine gömülene kadar aletini nazikçe içeriye ittirmişti.
Kendini kabzasına kadar gömdüğünde birlikte inlediler. “Hâlâ çok sıkı,” derken Zavien hırıltılı bir ses çıkardı. Kalçalarını küçük hareketlerle ona doğru ittiriyordu. “Siktir,” dedi dişlerinin arasından. Ona doğru yaptığı küçük itişlerle yavaşça onu genişletiyordu.
Lara’nın elleri onun göğsündeydi. Parmaklarını sıcak teninde gezdiriyor, karnına, omuzlarına, ulaşabildiği her yere dokunuyordu.
“Öp beni,” diye yalvardı sessizce. Onu daha yakına çekerken daha derine saplamasını istedi.
Dudakları sonunda onunkilere kavuştuğunda, “Aman Tanrım,” diye iç çekti. Zavien’in hareketleri yavaş ve dikkatliydi.
“Çok derindesin,” derken Lara biraz şaşırmış gibi. “Tanrım. Çok derin Zay.”
“Biliyorum,” dedi Zavien alçak, derin bir sesle. Yavaş, düzenli temposunu koruyordu. Lara bu hıza, onu doldurma şekline, derine saplamasına bayılmıştı, bu yeterliydi. Daha fazlası çok olurdu.
“Çok iyi hissettiriyorsun,” diye fısıldadı Zavien dudaklarına doğru. Ağzı onun dilini, dudaklarını, ulaşabildiği her ten parçasını tattı.
“Hı-hı. Evet,” diye iç çekti Lara. Sesi yumuşak hırıltılar ve inlemelerle noktalanıyordu. Yüzündeki gerginlik, yaklaştığını gösteriyordu. Zavien’i bitirmeyi çok istiyordu ama kendi zirvesine ulaşmak için daha fazlasına ihtiyacı vardı.
Altında kıpırdandı ve mükemmel açıyı bulmak için kalçalarını ayarladı. Bu onu zirveye gönderecek açıydı. Bu sırada Zavien de onun ne istediğini anlamış gibiydi. Sıkıca tuttuğu kalçalarını koltuktan kaldırdı ve onu kendine doğru çekti.
Lara’nın dudaklarından bir soluk çıktı. Uzun, boğazdan gelen bir çığlık atarken başı geriye düştü. Zavien'in hızını artırması için onu teşvik etmeseydi bu utanç verici olabilirdi. Hareketleri daha da vahşileşmişti.
“Ah, lanet olsun,” diye bağırdı. Zavien hâlâ içindeydi ama derinde olması çok rahatsız edici değildi.
“Evet!” diye soludu. “Ah, evet, evet… Daha hızlı Zavien, lütfen,” diye yalvardı. Bacaklarını omuzlarına sararak ve onun ritmine uyarak Zavien’i daha yakına çekti.
Zavien daha hızlı çarparken vuruşları daha da güçlendi. Lara’nın aklını başından alıyordu.
Zavien fısıldayarak, “Böyle mi bebeğim?” derken dudaklarını Lara’nın dudaklarına bastırdı. Lara kendini zevke o kadar kaptırmıştı ki, Zavien’e doğru düzgün cevap verecek gücü yoktu.
“Evet… Tanrım, evet,” diye hırıldadı. Tırnaklarını tenine saplarken onu daha yakına çekiyordu. “Böyle Zay. Durma,” diyebildi ateşli öpücükler arasında.
“Siktir Lara,” diye inledi Zavien. Hareketleri giderek vahşileşiyordu.
“Çok yakınım,” derken Lara içinde yükselen baskıyı hissetti. Zavien’in biraz daha, tam da böyle devam etmesi gerekiyordu.
“Orası… Ah! Orası!” derken sesi daha yükseldi, bedeni gerildi, ayakları zevkle kasıldı.
“Lanet olsun,” diye tısladı Zavien. Aniden hareketleri düzensizleşti. Kontrolünü kaybetmeye başladı. Lara doruk noktasından uzaklaşırken hayal kırıklığına uğramıştı.
“Hayır,” diye itiraz ederek ona karşı hareket etmeye çalıştı. Ama Zavien’in hareketleri hâlâ düzensizdi. Kalçalarını bıraktığında Lara kanepeye geri düştü.
“Siktir… Pablo…”
“Ne?” diye bağırdı Lara onu iterken. Ama artık çok geçti. Zavien’in başı omzuna düşerken bedeni titreyerek orgazma ulaştı.
“Aman Tanrım, iğrenç. İn üstümden!” diye emrederken onu itti.
Zavien inledi, geriye yaslanırken yüzünde bir rahatsızlık ifadesi vardı.
“Anlamadın…” diye başladı. Lara’dan uzaklaşırken yüzü kıpkırmızı olmuştu.
“Anlamak istemiyorum!” diye karşılık veren Lara kendini ondan korumaya çalışarak bacaklarını göğsüne doğru çekti.
“Lara,” dedi yorgun bir sesle. Koltuğun yan tarafını işaret etti.
Lara, Zavien’in işaret ettiği yere bakınca neler olduğunu anlamıştı.
“Ah,” diye fısıldadı. Pablo, Zavien’in topuğunu yalıyor, ayak parmaklarını ısırıyordu.
“Aman Tanrım, çok şükür,” diye iç çekerken Lara kanepeye yığılıp tavana baktı.
Zavien boğazını temizledi, beceriksizce kanepeye otururken göz ucuyla onu izliyordu.
“Sanırım seni bitirmemi istemiyorsun?” diye sordu.
Lara ona bakmak için döndüğünde dudaklarından bir kahkaha kaçtı.
“Tanrım! Hayır, teşekkürler,” dedi kesin bir şekilde.
Zavien’in yüzü düşüp rengi pembe ile parlak kırmızı arasında değiştiğinde kendini kötü hissetti.
“Hayır, yani… Gerçekten rahatladım. Ama bir kızın keyfini kaçıran bir şey varsa o da partnerinin köpeğinin adını bağırırken orgazm olmasıdır,” diye açıkladı.
Zavien acı bir şekilde inlerken elleriyle yüzünü kapattı.
“Haklısın,” dedi çabucak. Sesi elleri tarafından boğulmuştu.
“Evet, haklıyım. Şimdi, giyin. Bana bir yemek borçlusun.”