Eşimin Tutsağıyım - Kitap kapağı

Eşimin Tutsağıyım

Annie Whipple

Onuncu Bölüm

BELLE

Grayson tereddütle lafa girdi. “Şey… Galiba açıklamaya gözlerimle başlayacağım.”

Devam etmesi için onu teşvik edercesine başımı salladım.

“Gözlerim kontrolümü kaybettiğimde kararıyor. Ve genellikle seninle ilgili konularda kontrolümü kaybediyorum.”

“Benimle ilgili mi? Ne demek istiyorsun?” diye sordum.

Dudaklarını ıslattı.

“Genellikle otokontrolüm çok güçlüdür. Hatta yıllardır kontrolümü kaybetmediğimi söyleyebilirim. Ergenliğimden beri. Ama sen hayatıma girdiğinden beri işlerin rengi değişti. Sen en güçlü duygularımı ortaya çıkarıyorsun.”

“Ne demek istiyorsun?” diye sordum.

“Kontrolümü yitirmem genellikle iki duygudan birinden kaynaklanır. Biri öfke. Uçakta o adamın seni taciz ettiğini öğrendiğimde olduğu gibi…”

“Beni taciz etmedi,” diyerek araya girdim. “Tek yaptığı…”

Grayson kalçamı sıkıca kavradı.

“Belle, tek kelime daha etme. İnan bana bu konuyu benimle tartışmak istemezsin. Sana karşı hissettiğim koruyuculuk ve sahiplenme duygusu fazlasıyla yoğun.”

Söylediklerinden hoşlanmadığım için içime sinmeye başladım.

“Diğer duygu hangisi?” diye fısıldadım.

Parmaklarını şakaklarına götürüp bir süre masaj yaptıktan sonra acılı bir ifadeyle bana baktı.

“O duygum… Şey olduğunda ortaya çıkıyor…”

“O tahrik olduğunda ortaya çıkıyor. Azgın hissettiğinde. Aletini senin içine sokmak istediğinde…”

Grayson gür sesiyle, “Kyle, bu kadar yeter!” diye bağırarak araya girdi.

Merdivenlerin sonundaki Kyle ikimize de genişçe gülümsüyordu. Omuzlarını silkti.

“Yalnızca işini kolaylaştırmaya çalışıyorum, Alfa.”

Hızla kucağından inip aramıza mümkün olduğunca mesafe koymaya çalıştığımda Grayson homurdandı.

Masayı aramıza aldığımda, “Bu doğru mu?” diye sordum.

“Kızdığında ya da bahsettiği şey olduğunda gözlerin kararıyor.”

“Evet, senden etkilendiğimde. Kyle bunu keşke daha güzel kelimelerle ifade etseydi ama söyledikleri doğru.”

Başımı iki yana salladım. “Neden karardıklarını anladım. Ama… Böyle bir şey nasıl mümkün olabilir? Resmen delilik!”

Grayson ayağa kalkıp kollarını göğsünün üzerinde kavuşturdu. Tek kelime etmedi. Ona deli yakıştırması yapmamdan hoşlanmamış olmalıydı.

Titrek bir nefes verdim. “Neden buradayım? Benden ne istiyorsun?”

Beni izlerken omuzlarını indirdi. “Belle,” diye nefes verdi. “Keşke korkunu giderebilseydim.”

“Korkumun sebebi sensin,” diye çıkışsam da ağzımdan çıkanlara ben bile inanmıyordum.

Gözlerinde acılı bir ifade belirirken derinden hırladı.

Geriye bir adım daha attım. “Lütfen eve gidebilir miyim? Beni bırakacak mısın?”

“Hayır.” Sert sesi tartışmaya yer bırakmıyordu. “Seni bırakmayacağım. Sen benimsin.”

Sinirlerimin tepeme çıkmaya başladığını hissederek, “Bu da ne demek?” diye sordum. “Ben senin falan değilim! Ben yalnızca kendime aitim!”

Gözlerinin yavaşça karardığını gördüm. Bu kez şehvet yüzünden olmadığını biliyordum. İmkânsızdı. Eğer söyledikleri doğruysa, gözleri öfkeden kararıyordu.

“Gözlerin…” dedim.

Kyle yanımıza gelirken, “Onu sinirlendirdin,” dedi. “Ona ait olduğunu yalanlamandan hoşlanmıyor.”

İnatla, “Ama ben onun malı değilim!” diye bağırdım.

Grayson’ın tüm vücudu sarsılırken göğsü kabarmaya başladı.

Ondan bir adım daha uzaklaşarak sırtımı mutfak adasına yasladım.

Kyle, “Luna, tek kelime daha etme,” dedi. “Kurdu aşırı sinirlenmeye başladı.”

“Kurdu mu?”

Grayson kısık sesle bir kez daha hırladı.

Kyle, Grayson’a bakarak başını salladı. “Bunu sana kendisi anlatmak istiyor, Luna.”

Başımı iki yana salladım.

“Bana neyi açıklayacak? Anlamıyorum! Ayrıca bana ‘Luna’ demeyi kes! Benim adım Belle!”

İyiden iyiye öfkelenmeye başlayan Grayson, boynunda ağrı varmış gibi başını sağa sola oynatıyordu.

Kyle bana döndü. Beni daha da ürkütmemeye çalışıyormuş gibi ifadesinin yumuşadığını görünce korkumun dışarıdan okunabildiğini anladım.

“Ona dokunmalısın. Onu sakinleştirmelisin,” dedi.

“Bunu yapmayacağım! O kaçığa dokunmayacağım!”

Kırılmalar duyunca başımı hızla Grayson’a çevirdim.

Tüm vücudu öne doğru kasılırken yüzüne acı dolu bir ifade oturdu.

Öne eğilmesiyle kürek kemikleri kırılıp yukarı çıkınca göğüs kafesi parçalandı ve vücudunun diğer tarafındaki deriye itildi. Kollarıyla boynundan koyu renkli tüyler uzarken acı içinde feryat etti.

Yere eğilip bedeninin bambaşka bir şeye dönüştüğünü izlerken çığlık attım. Grayson’ın acı dolu yakarışının şiddetli bir hırıltıya dönüşmesiyle karşımdaki manzara daha korkunç ve dehşet verici bir hâl aldı.

Korku ve şok içinde mutfağa geçip bir çıkış yolu ararken, Grayson’ın bedeninin hem giriş kapısını hem de yangın merdivenine açılan pencereyi kapattığını fark ettim. Kyle’ın durduğu yere geri koşup omuzlarını kavradım.

“Kyle, buradan çıkmalıyız! Lütfen, kaçmalıyız!”

Kyle başını iki yana salladı. Ellerimi üzerinden iterken, “Bana dokunmamalısın, Luna,” dedi. “Alfa bana dokunduğunu görürse hiç mutlu olmaz.”

Tam anlamıyla ümitsiz bir vakayla karşı karşıyayım.

~Grayson’a dönüp baktığım anda burnunun uzayıp siyaha dönüştüğünü gördüm.

Şimdi dört ayağının üzerinde durmuş, kulaklarını bir köpeğinki gibi havaya dikmiş ve çenesini yeni sivri burnuna doğru yukarı kaldırmıştı.

Bedeni iki katı büyüklüğüne ulaşırken, kıyafetleri paramparça olmuştu.

Bir anlığına zaman âdeta durmuştu.

Kyle’la ne hareket etmeye ne de ses çıkarmaya cesaretimiz vardı. Kalbim göğüs kafesimi zorlayarak atarken nefesimi tuttum. Ve sonra eskiden Grayson olduğunu bildiğim şey hareket etti.

Bana baktığı anda nefesim kesildi.

Kocaman bir kurttu.

Grayson bir kurda dönüşmüştü.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok