Yıllar Sonra - Kitap kapağı

Yıllar Sonra

Kelsie Tate

Bölüm 6

ELLA

Zane ve Mariah’yla çarpıştıktan sonra öfkeyle mutfağa geri döndüm. Bunca zaman sonra hiçbir şey değişmemiş gibiydi.

“Ne oldu?” diye sordu annem, mahvolan yiyeceklere bakarak.

“Birisi kapıyı üstüme açtı,” dedim göz devirerek. Annem oflayarak karşılık verdi. Birlikte düşen tepsinin yenisini hazırlayarak işimize döndük.

“Tatlım, bu suyu Declan’a götürebilir misin? Neredeyse bitmek üzereymiş.”

“Olur,” diye cevap verdim. Su dolu arabayı balo salonundaki bara kadar taşıdım. “Sana su getirdim Dec.”

“Teşekkürler Ells, hayatımı kurtardın. Bu adamların içme hızına yetişemiyorum doğrusu.” Balo salonundan çıkmadan önce ona sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdim.

Birdenbire tuğla gibi sert gövdeli bir adama çarptım. “Özür dilerim, affedersiniz.” Her kimse geçmeme izin vereceğini umarak başımı eğdim.

Bir homurtu duyunca başımı kaldırıp Zane’in bakışlarıyla karşılaştım. Gözlerim irileşti ve istemsizce geri çekildim. “Affedersin Alfa,” dedim sessizce ve hızla odadan çıktım.

Balo salonundan çıkıp mutfağa koştum, nefes nefese kalmıştım. Annem koşarak yanıma geldi, sesi endişeliydi. “Ells Bells, sorun ne? Ne oldu?”

“Bir daha olmaz,” dedim güçlükle, ellerimi yüzüme ve saçlarıma sürterek. Mutfağın ortasındaki masanın kenarından aşağı kayıp yere oturarak dizlerimi göğsüme çektim.

“Bir daha ne olmaz?” diye sordu annem şaşkınlıkla. “Ella, neler oluyor?”

“B-bunu bir daha yapamam. O-onu unutmuştum! Eş çekimi b-bitmişti!” dedim kekeleyerek. Güçlükle nefes alıyordum. “Ama o her yerde karşıma çıkıyor!”

Annem önümde eğilip ellerini dizlerimin üzerine koydu. “İki yıl sonra bile zor olacağını biliyordun. Derin bir nefes al ve onunla eş olmadığınızı hatırla.”

Zane’in bana yaşattığı acıyı hatırlayarak derin bir nefes aldım.

Reddedilmenin dayanılmaz acısı ve sonrasında sürü üyelerinin aylarca süren sözlü tacizleri. O bununla uğraşmak zorunda kalmadı; iki yıl boyunca ortalıktan kayboldu.

“Kimse beni istemiyor anne. Ben bir hiçim. Sadece önemsiz bir omegayım,” diye mırıldandım.

“Ella; sen bir hiç değilsin! Bunu sana kim söyledi?” diye sordu Sophie sertçe.

“Herkes, anne! Bu insanlardan bazılarının bana nasıl davrandığını gördün. Hayatım boyunca sürüdeki herkes bana kim olduğumu hatırlatıp durdu. Zane beni bu yüzden reddetti. Onun için yeterince iyi değildim.”

Annemin gözlerinin öfkeyle parladığını görebiliyordum. Derin bir nefes alıp saçlarımı okşadı. “Tatlım, senin için doğru olan kişi seni her zaman yeterli görecek.”

Bir süre sonra kendimi toparlayıp işime devam etmeye karar verdim. Gece daha fazla çılgın bir olay yaşanmadan sona erdi ve annemi eve gönderdim.

“Ben mutfağı kapatabilirim, sen eve gidip dinlen. Ben birazdan evde olurum.” Annemi öptükten sonra onu yolladım.

Tepsileri yıkayıp dizdim, kalan yemekleri kutulara koyup buzdolabına kaldırdım, ardından bulaşıkları yıkayıp mutfağı düzenledim.

Son olarak, sabah depoya götürmek üzere tüm kutuları köşeye yığdım. Önlüğümü çıkarıp sürü binasından dışarı çıktım.

Kapıyı açıp dışarı adımımı attığımda az kalsın yine ona çarpıyordum!

“Tekrar merhaba, Omega,” dedi Zane sırıtarak.

Yorgundum ve hiç havamda değildim. “Benim bir adım var.~” Onu itip geçerek tepeden aşağı yürümeye başladım.

“Yani?”

Arkamı döndüm. “Beni takip mi ediyorsun?”

“Evet.”

“O zaman kes artık.”

Elimi tuttuğunda irkildim. “Alfa’nla nasıl konuşman gerektiğini daha önce tartıştık sanıyordum.”

Gözlerimi devirdim. “Çok yorgunum, bir an önce bitirebilir miyiz? Ya da daha iyisi, bunu yarın yapalım...”

“Neyi yapalım?” diye sordu şaşkınlıkla bakarak.

“Zane, belli ki bana ettiğin hakaretler yetmemiş. Beni daha önce zaten reddetmiştin, artık peşimi bırak,” diye homurdandım.

“Ella,” dedi Zane gözlerimin içine bakarak, “buraya sana kabalık etmeye gelmedim.”

Acı acı güldüm. “Tabii ki öyle. Yoksa neden benimle konuşasın ki?”

Zane omuz silkti. Elimi çekip ondan tekrar uzaklaştım.

“Aynen öyle. O yüzden konu yarınki kahvaltın olmadığı sürece lütfen beni yalnız bırak. Bana yeterince zarar verdin.”

Zane tepeye doğru geri dönmeden önce homurdandı.

Olanlara inanmakta güçlük çekiyordum. Yatağıma uzanıp tavana baktım. “Herifin yüzsüzlüğüne inanabiliyor musun?” dedim yüksek sesle düşünerek.

Kurdumun kafamın içinde usulca sızlandığını duyabiliyordum. Neden bizi rahat bırakmıyor? Belki de bizi istiyordur!

“Hiç sanmıyorum,” diye yanıt verdim uykuya dalarken.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok