Günahın Sırları

Ben

Onu böyle görmeye dayanamıyorum.

Gömleğimin içinde.

Gömleğimin içinde bile değil o zaman.

Bu çok fazla ya da hiç!

Onu gördüğüm an taşaklarım çok acıyor.

Hafızamı silemiyorum.

Onun içeri girişini görmek.

Hareket etme şekli.

Konuşma tarzı.

Ağzımın tadı hala onunki gibi.

Naneli bir serinlik.

Lanet olsun!Onun içinde olmaya~ihtiyacım var.~

Onu içeri almam lazım.

Bunu yapamam!

Söz konusu olan Mari!

Mari'yle yatamam.

Ona sahip olamam.

Benim yatağımda olmaz.

Sokak lakabımı söylerken ağrıyan penisime dolanmış değil.

Canavar.

Hayır!

Lanet olsun!

Onu bu şekilde düşünemem.

Aptal yerine koyamam.

Dizlerinin üzerinde ağzına almışken değil.

Orospu Çocuğu!Kedicik, bana ne yaptın?

Bunu halletmem lazım, bundan kurtulmam lazım.

“Hemen çıkıyorum ama bir telefon açmam lazım.”

Suda ağır ağır ilerlerken Mari’den uzak durmaya özen gösteriyorum.

Vücudunun benimkine değmesi durumu daha da kötüleştiriyor.

Erik'in bana “kız kardeşimden uzak dur” bakışı durumu daha da kötüleştirdi.

Sırf yasak olduğu için.

İşte bu kadar.

Erik'in kız kardeşi olduğu ve ona sahip olamadığım için çok cezbedici.

İstediğimi yapamayacağım tek kişi o.

Duygusal olarak değer verdiğim tek kız.

Aslında onu istemiyorum.

Sadece onu yatırmak ve penisimi dar bakire vajinasına sokmak istiyorum.

Penisimi şu ana kadar birlikte olduğum insanlardan birine iyice gömmem gerek.

Bir tanesini buraya getirebilirim ya da ben gidebilirim.

Bir şey yapmalıyım.

Boşalmam lazım.

Neden Mari olmak zorundaydı ki?

Bu gezegende herkesten ve her şeyden çok istediğim tek kız.

Ben olduğumu biliyordu.

Biliyordu ve yine de öptü.

Dili.

Bir kere o dilin penisimi yalaması için ölürdüm.

Lanet olsun!

Mari'ye bir kez daha bakıyorum, ipe tırmanıyor, elleri ipi sarıyor, ipin düğümü bacaklarının arasına sıkışmış, tatlı küçük vajinasına doğru uzanıyor.

Ahhhh!

Lanet olası bir ipi kıskanıyorum!

Buradan çıkmam lazım.

***

Telefonumu çıkarıyorum ve altı mesaj gönderiyorum.

Bekliyorum.

Ding.

Ding.

Ding.

Ding.

Harika, başlıyoruz.

Dördüyle de bir zaman ayarlıyorum, Nina birazdan gelir.

Sonra Gwen.

Sırada Sasha ve son olarak Kayla var.

O zamana kadar Mari'den uzak durmam gerek.

Nina'nın gelmesi bir saat sürer.

Bir tanesini listeden çıkarabilirim.

Merdivenlerden çıkıp odalardan birine saklanıyorum.

Banyoya ve kapıya bir kilit.

Üzerimi çıkarıp aletimi serbest bırakıyorum, serin hava bile Mari'nin bana daha cazip hissettirebileceğini bildiğim sıcaklığı vermekten başka bir şey yapmıyor.

Mari.

Marcella.

Yavru kedi.

Günahın kirli Meleği.

Penisime dokunuyorum.

Mari'yi odada benimle, kıvrımlarına yapışan beyaz elbiseyle içeri girerken hayal ediyorum.

O topukluların onun kıçı ve memelerini ortaya çıkarma şekli.

Bacaklarını benim için sergilenmesi şekli.

Hareket ederken o kırmızı tırnakları kaşıyan elinin omuzlarımda, sırtımda gezindiğini hissedebiliyorum.

Çiçek parfümünün kokusunu alabiliyorum.

Kendime daha hızlı dokunmaya başlıyorum.

Bir aşağı bir yukarı.

Siktir Mari!

Onun masum küçük sesini duyabiliyorum.

“Benny yardıma ihtiyacın var mı?”

Onun tatlı küçük gülümsemesi.

Derin bakan yeşil gözlerinin altındaki uzun kirpiklerini çırpışı.

Artık onun eli.

Beni okşuyor.

Bana dokunuyor.

Parmakları kalın penisimin yarısını zar zor kaplıyor.

“Çok irisin,” diye inliyor.

Omzuma, göğsüme, boynuma öpücükler konduruyor.

“Sana dokunma şeklimi beğendin mi Benny?”

O seksi sesle fısıldıyor.

Beyaz maskesinin hiçbir önemi yoktu.

Sadece o var.

Başımla onaylıyorum.

Daha hızlı hareket ediyor.

“O zaman neden benim için boşalmıyorsun? İstediğimi biliyorsun. Dilini boynumdan aşağı, köprücük kemiğimin üzerinden kaydırıyor, dudaklarını çenemin altına bastırıyor.

“Lütfen onu bana ver, Canavar.”

O kadar sert boşalıyorum ki dizlerimin üstüne çöküyorum.

Mari gibi güzel birine sahip olmak şöyle dursun, kendi penisini bulamayan şişko bir piç gibi homurdanıp inliyorum.

Her yerime boşalıyorum.

Elim ona dair fantezilerimle yapış yapış.

Duşa girip temizliyorum.

Yine otuz bir çekiyorum.

Mari benimle duşa giriyor.

“Sana katılmamın sakıncası var mı? Birlikte duş alırsak sudan tasarruf ederiz.”

Dolgun göğüsleri sırtıma sürünüyor, sertleşmiş meme uçları.

Lanet olsun, eminim küçük pembe memeleri vardır.

“Benny? Az önce bunu halletmedim mi? Çok kötü bir çocuksun. Buraya gel, yapayım yeniden “

Eliyle uzaklaşıyor benden, sonra beni çekerek geri yaklaşıyor.

“Yanlış yapıyorsun Benny, bırak yardım edeyim.”

Başparmağının ucunda geziniyor, saçları aşağı sarkıyor ve beni tekrar ayağa kaldırırken bir yandan diğer yana sallanıyor.

Beni kendi dudağımı ısırmama ve onunmuş gibi hissetmeme neden olan başka bir lanet orgazma getiriyor.

“Bir dahaki sefere burada boşalsan nasıl olur? Bunu ister misin, Canavar'ım?” Parmağımı göğüslerine doğru sürüklüyor.

Meme uçlarını bana doğru sallıyor.

Kendimi dondurucu soğuk suya çevirerek altında duruyorum.

Böylece mastürbasyon yapmayı bırakıp bunu yeni fark eden liseli bir çocuk gibi duştan çıkıyorum.

Kotumu ve gömleğimi giyiyorum.

Arka cebime prezervatif koyup merdivenlerden aşağı iniyorum.

Bizimkilere bir not bırakacağım ki sevişmek için dışarı çıktığımı ve geri döneceğimi bilsinler, endişelenmesinler.

Merdivenlerden inerken kalbim önümdeki manzara karşısında vücudumdan ayrılıyor.

Bunu bilerek yapıyor olmalı.

Bu kadar saf olmasına imkan yok.

Striptiz yapıyor, nasıl bir etki yarattığını elbette biliyor.

Mari, eğilmiş duruyor.

Mayosunun altı daha çok tanga gibi.

O mükemmel yumuşak yuvarlak kıçını gösteriyor.

Onları yan yana sallamak ve sikmek istiyorum!

“Marcella SIN-clair.”

Artık söylemesini istiyorum.

Kirli günahlarını bana itiraf etmesini.

Ayağa kalkıyor, fantezimde olduğu gibi görünüyor.

Bu hiç iyi değil.

“Benjamin Monroe, neden bilmiyorum.

Onun önündeyim, onu sıkıştırıyorum.

Onu kokluyorum.

“Nedenini çok iyi biliyorsun.”

Gözlerindeki korkunun parıltısını görebiliyorum.

O alt dudak.

Bunu istiyorum.

“Bunu neden yaptın Mari?”

Ben seni öperken neden öyle karşılık verdin?

Yalanlarına sadık kalarak başını sallıyor.

“Seni cezalandırmama sebep olma.”

Lütfen seni cezalandırmamı sağla.

Kalçalarının birbirine çarptığını hissetmek penisimi daha da acı verici hale getiriyor.

Ross'un sırtlan gibi gülüşünü duyunca biraz zevk alıyorum.

Kulak memesini ısırıp, diğerleri sertleştiğimi görmeden oradan kaçıyorum.

Erik buna asla izin vermez, Mari'nin neyin peşinde olduğunu öğrenirse kalp krizi geçirir.

Banyoya geri döndüğümde bu sefer onu düşünmemeye çalışıyorum.

Nina birazdan burada olur.

Bir kez daha otuz bir çekip onu beklemem güvenli olacak.

Nina'nın dört bir yanında çektiğim bir videoyu var, penisimi karamel renkli kıçına sokuyorum.

Mari'yi engellemem gerek.

Onunla olamam.

Onunla asla olamam.

Kulaklıklarımı takıp ekrana bakıyorum, kendimi videonun ritmine göre okşuyorum.

Nina seksidir, acil bir durumda hemen gelir ve her zaman üstesinden gelir.

Daha fazlasını istediğini biliyorum ama umurumda değil.

Mari sürekli içeri dalıp duruyor.

Nina’nın bronz teni yerine sadece Mari'nin porselen tenini görüyorum.

Nina'nın kalp şeklindeki kıçı yerine Mari'nin yuvarlak poposunu kalçalarımda sektirirken görüyorum.

İnleyen bir canavar yok.

Sadece Beasty.

“Marcella.”

Adı ağzımdan çıkıveriyor, daha sert mastürbasyon yapıyorum ve gözlerimi kapatıyorum ki, onu daha net görebileyim.

Onun tüm bedenimi içine aldığını hayal ederek, Nina’nın sesi Mari’ninmiş gibi davranıp bana babacık diyen Mari’ymiş gibi hayal ediyorum.

“Daha sert babacık, lütfen.”

Tekrar boşalıyorum.

Taşaklarım biraz daha iyi ama vicdanım ağır bir darbe alıyor.

Telefonumu tezgahın üzerine atıyorum ve suya girip en son yapışkan günahımı temizliyorum.

Gözümün ucuyla görüyorum.

Banyonun kapısı çatlamış, oysaki kapattığımı biliyorum.

Kotumu çıkarırken kapıyı açıyorum.

Mari, çıplak vücudunu görmemem için ahşap dolaba giriyor.

Mayosu yerde.

Şortu ve tişörtü yatağın üzerinde düzgünce duruyor.

Beni otuz bir çekerken gördü.

Adını söylediğimi duydu mu?