Motosikletçiyle Dans - Kitap kapağı

Motosikletçiyle Dans

Raven Wimberley

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Özet

Geçimini zor sağlayan tamirci Ruby, beden algısı sorunları nedeniyle kendini hiçbir zaman aşka layık görmemiştir. Yerel bir motosiklet kulübünün karizmatik güvenliği Damien ile yolları kesiştiğinde, tüm şüphelerine rağmen aralarında kıvılcımlar çakmaya başlar. Damien, Ruby'ye sevgisini her zerresiyle hak ettiğini kanıtlamaya kararlıdır. Ancak güvensizlikler, yanlış anlaşılmalar ve geçmişin gölgeleri, yollarına engeller koyar. Duygusal anlardan hararetli tartışmalara uzanan bu yolculuk hiç de pürüzsüz değildir. Peki, Damien Ruby’yi onun için fazlasıyla yeterli olduğuna ikna edebilecek mi? Yoksa Ruby, güvensizlikleri yüzünden hayatının aşkını kucaklayamayacak mı?

Fazla göster

Ruby—Cumartesi Günü Kitabevinde

RUBY

Hep sıradan, hatta çirkin biri olduğumu düşündüm. Ortamın gözlüklü, tombul kızı bendim. Kendimi hiçbir zaman birinin kızı ya da kardeşi olmaktan öte görmedim.

Annemle babam çoğu insana göre çekici sayılırdı. Annem beyaz teni, parlak ela gözleri, dümdüz, açık kestane rengi saçlarıyla tam bir İrlanda güzeliydi. Babamsa onun aksine, yanık tenli, kocaman kahverengi gözlü, elmacık kemikleri çıkık, dalgalı koyu kahverengi saçlı bir adamdı.

Kız kardeşim tam ikisinin karışımıydı. Gözlerini, ten rengini ve çıkık elmacık kemiklerini babamdan; saçlarını ve güzel fiziğini annemden almıştı. O kadar güzeldi ki kendimi bildim bileli ona gıpta ettim. Sürekli güzelliğine övgüler aldığından öz güveni yerindeydi. Dikkat çekmek için en ufak çaba harcamasına gerek yoktu.

Bir de ben vardım. Annesinin beyaz tenini almış ama üstüne çilli kız... Gözlerimi de ondan almıştım fakat saçlarımı, elmacık kemiklerimi ve yapılı bedenimi babamdan almıştım. Yani, hem annem kadar kısa hem de babam gibi yapılıydım. Çok hoş bir karışım değildi. Bozuk gözlerimi kimden aldığım ise bir muammaydı.

Herkes beni kankası gibi görüyordu. Kız kardeşimin şık giyinen, havalı biri olması, benimse arabalarla uğraşan ve her türlü kitabı okuyan bir erkek Fatma olmam da bunda önemli bir etkendi.

Şimdi, bir cumartesi öğleden sonrası, başka işim yokmuş gibi kitapçıda arabalarla ilgili bir kitap arıyordum ve yeni araba motorları hakkındaki kitaplara bakarken çok yakışıklı bir motorcuya rastladım. Yanında aynı motosiklet kulübü armasını taşıyan yaşlı bir adam vardı. Hiçbir erkeğin, özellikle de bu çok yakışıklı adamın tipi olmadığımı bilerek uzaklaştım. Bakıp durmanın bir anlamı yoktu, zaten muhtemelen kıpkırmızı olmuştum.

“Affedersin, güzelim? Mitoloji kitaplarının nerede olduğunu biliyor musun?” Sesi bile yakışıklı!

Yaşlı adam beni şöyle bir süzerken “güzelim” kelimesine dalga geçer gibi sırıtarak, eve giderken kafamda dönüp duran Affedersin, güzelim? cümlesinden aldığım bütün keyfi yok etti.

Ee, size güzel olmadığımı söylemiştim. Bunu yüzüme vurduklarında ne kadar üzülsem de kendime dış görünüşün her şey olmadığını söylüyordum. Bir gün buna gerçekten inanacaktım.

İkisini de görmemiş gibi, sanki tesadüfen bir anlığına başımı kaldırmış gibi yaptıktan sonra eğilip kitabımı okumaya devam ettim. Mış gibi yapmakta iyiydim.

Kaslı yakışıklı kitabımı hafifçe kaldırarak, “Beni duymadığınıza göre çok iyi bir kitap herhâlde?” dedi.

Tok sesi kafamda yankılanırken sırtıma hoş bir ürperti yayıldı. Başımı kaldırdığımda o yoğun bakışlarında kayboldum. Transa girmiş gibiydim. Adam o kadar yakışıklıydı ki nefesim kesildi.

“O kitap senin için fazla ağır değil mi, kızım?”

Yaşlı adamın kaba sözlerine minnettar hissederek gözlerimi kapattım. Gözlerimi tekrar açtığımda şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.

Gülümsedim. Bu tavırlara artık alışmıştım, hatta bunlardan rahatsız bile olmuyordum. Bunun yerine, böyle anları karşımdakine bir şeyler öğretmek için bir fırsat olarak görüyordum.

“Aslında değil. Komşum yeni bir elektrikli araba aldı. Ben de yeni motorun eski arabasındakine kıyasla nasıl çalıştığını öğreniyorum. Dükkânımın müşterisi olmaya devam etmesini istiyorum. Bildiğiniz gibi, bir AC motorlar vardır, bir de DC motorlar. Ha, bir de özel amaçlı motorlar var ki onlar…”

Yaşlı adam pek de tatlı olmayan bir sesle, “Tatlım,” dedi. “Motorlardan pek anladığını sanmıyorum.”

Tekrar gülümsedim. Hem üzülerek hem gülerek, daha ziyade üzülerek, kadın olduğum için ne hakkında konuştuğumu bilmediğimi düşünen bu adama kendimi açıklamaya çalıştım:

“Aslında hangi motorla çalıştığınıza bağlı. Bir benzinli var, bir de dizel motorlar.”

Yaşlı adam kollarını kavuşturup arkasına yaslandı. Gözlerindeki alaycı bakış, yüzündeki sinsi gülümseme her an yanlış bir şey söylememi beklediğini gösteriyordu. Belli ki kadınların elinin hamuruyla erkek işlerine karışmaması gerektiği konusunda ufak bir nutuk atacaktı.

“Hangisinden bahsettiğimi anlıyor musunuz?” diye sordum, emin değilmiş gibi yaparak.

Daha da kocaman sırıtarak kafa salladı.

Ben de başımı sallayıp omuzlarımı dikleştirdim. “Onlar kolay. Yıllardır standart benzinli motorlar üzerinde çalışıyorum.”

Yakışıklı adamın gülerek yaşlı adamın sırtına vurmasını izlerken birlikte geldikleri için biraz sinirlendim. Ona göz kırpıp gülümsemek yerine, kitabımı kapatıp yaşlı arkadaşına biraz daha ders vermeye hazırlandım.

“Şimdi, elektrikli motorlarda, normalde motor bloğunu ve benzinli bir motorun tüm parçalarını göreceğiniz yerde, daha az hareketli parça vardır. Yani, normal bataryalarda bataryalardan gücünü alan kontrol ünitesi gücü alır, dönüştürür ve motora gönderir. Bir de motorun kendisi var ama ne tür bir motordan bahsediyoruz?”

Sanki bir sır veriyormuş gibi eğildim. “Komşumun AC motoru vardı ve bildiğiniz gibi sadece iki tür var, senkron ve asenkron motorlar. Ama şimdi adamın DC motoru var ve o ne yaptı? Gitti beş farklı türün içinden bileşik DC’yi aldı. Ee, tabii ki seri motor ile şönt motoru birleştirecek!”

Ağzı açık kalan yaşlı adam, ne söyleyeceğini düşünür gibi duraksayıp sonunda kaşlarını çatarak homurdandı. Genç, yakışıklı adamsa ben ona dönmeden önce hafifçe kıkırdadı.

Ben de, “Ha, mitoloji kitapları arka tarafın en solunda. İyi günler, beyler,” dedim ve kitabımı tekrar açıp derin bir nefes aldım.

Yaşlı adam sinirle uzaklaşırken diğer adam olduğu yerde durup bana baktı. Keskin bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum.

Ona döndüm. “Başka bir sorunuz daha mı var?”

“Adınızı öğrenmek istiyordum aslında.”

“Neden? Nasılsa beni bir daha görmeyeceksiniz.”

“Ben Damien. Sadece bu güzel kızın adını öğrenmek istedim.”

Beni asıl inciten buydu. “Arkadaşımı motorlar konusundaki bilgisiyle alt eden kızın adını öğrenmek istiyorum,” demiyordu. “Diğer çocuklara bu olayı anlatırken övgüyle bahsedeceğim kızın adını merak ediyorum,” da demiyordu.

Hayır. Her kızın onun gibi bir yakışıklıdan duymak isteyeceği klişe sözleri söylüyordu, tabii eğer ciddiyse. Gerçi onun gibi biri benim gibi bir kıza böyle bir şeyi söylerken nasıl ciddi olabilirdi ki? Durumu daha da basitleştiriyordu ve sözlerinin öylesine klişe sözler olduğunu kanıtlıyordu.

Göz devirerek uzaklaşırken, “Ah, bu lafları yemem... Git arkadaşını bul, Damien. Eminim bir yerlerde sinirinden kendini yiyordur,” dedim ve yerde duran diğer kitapları alıp parasını ödemek için hızla kasaya gittim.

Bir an için, benimle gerçekten flört ettiğini hayal etsem de sonra hemen kendimi topladım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok