Sadece Arkadaşız - Kitap kapağı

Sadece Arkadaşız

J.A. White

Bölüm 3

KEVIN

Havuz başında saatlerce konuşmuş olmalıyız.

Bana lise aşkı olan kocası hakkında çok şey anlatmıştı. Emily yirmi yaşındayken evlenmişlerdi.

Kocası mükemmel bir adamdı, ona nasıl davranacağını biliyordu, söylenecek doğru sözleri biliyordu. Ta ki evlenene kadar. O andan itibaren her şey yokuş aşağı gitmeye başlamıştı.

İmkânsız olduğunu bildikleri hâlde bebek sahibi olmayı denemişlerdi. Adam bebek için yeterince çaba göstermediği için hep onu suçlamıştı.

Emily onunla kalabildiği kadar kalmıştı. Adam Emily’nin ondan boşanacağına inanmıyordu, ta ki bir gün geri alınamayacak bir şey söyleyene kadar.

İşte Emily o gün patlamıştı.

Ağır bir depresyona girdikten sonra bir gün bir değişiklik yapması gerektiğini fark etmişti. Yani fazla kilolarını vermek işleri daha iyi hâle getirmek içindi. Kocası için değil, kendisi için.

Kocasının ne kaçırdığını görmesi için kendini onun gözüne sokmuştu. Ama boşuna, hiçbir şey olmamıştı.

Yani ondan boşanmak özgür olmasının tek yoluydu.

Bu yüzden partiye geç kalmıştı. İş yerindeki arkadaşlarından birinden boşanmasının kesinleştiğine ve evrakları imzalaması gerektiğine dair bir telefon almıştı.

Evraklar imzalandıktan sonra da eski kocası bu gece evden taşınması gerektiğine dair bir bomba patlatmıştı. Adam nişanlısıyla evleneceği için nişanlısı onun evine taşınacaktı. Emily’nin eşyalarının hâlâ orada olması rahatsız edici olacaktı.

Bu yüzden kalan birkaç eşyasını toplayıp Madison’ın dairesine götürmüştü. Arkadaşının dairesi tek odalıydı. O yüzden Emily kanepede yatmak zorundaydı, ki bu çok zordu.

Tüm bunları ağlaya ağlaya anlatmıştı.

Daha sonra gözyaşlarını silip işi hakkında konuşmaya başladı.

Şehir merkezinde çok büyük bir firmada sekreterlik yapıyordu. Birkaç hafta içinde patronuyla birlikte büyük bir futbolcuyla görüşmek için Los Angeles’a uçacaktı.

Birasından bir yudum alıp boş bardağı masaya bıraktıktan sonra ayağa kalktı.

“Ben bir içki daha alacağım,” deyip durduktan sonra jakuzide birini gördü. “Jakuzideki kim?”

“O benim en iyi arkadaşım Ben. Neden ki?”

“Neden böyle inliyor?” diye sordu yüzünde şaşkın bir ifadeyle bana bakarken. “Jakuzi, insanı böyle inletiyor mu?”

Ayakta durmakta zorlanıp tökezlemesini izlerken, “Hayır tabii ki,” dedim.

“Onu bu kadar inleten ne peki?” diye sordu tekrar jakuziye doğru yürürken.

Onu Ben’in olduğu yere kadar takip ettim. Bu gece içkiyi biraz fazla kaçırdığını biliyordum. Düşerse diye yakınında duruyordum.

Jakuziye vardığımızda tek görebildiğim şey suyun altında sallanan bir kafaydı. Sonrasında kafa suyun altından çıktı ve tekrar aşağı inmeden önce derin bir nefes aldı.

“Kim o?” dedi Emily heyecanla.

“Bilmiyorum.”

Yirmi saniye sonra kafa tekrar yukarı çıktı.

“Mads, sen misin?”

Madison durup arkadaşını görebilmek için yüzündeki saçları geri itti. Hınzır bir şekilde Emily’ye bakarken hâlâ Ben’in aletini tutuyordu.

“Aman Tanrım! Seni bu yüzden bu kadar çok seviyorum. Suyun altında oral seks yapabildiğini hiç bilmiyordum,” dedi Emily. “Ben de yapmak istiyorum.”

Ben’e baktım. “Sakın jakuziye boşalma.”

Bana Benny Hill selamı verdi ve, “Emredersiniz, efendim,” dedi.

“Ciddiyim. Eğer bunu yaptığını öğrenirsem sana jakuziyi boşalttırır, her yerini temizletirim. Kimsenin orada yüzen küçük Ben’lere ihtiyacı yok.”

Başparmağını kaldırarak onu Madison’la yalnız bırakmam için el salladı.

Ama Madison arkadaşımın aletini bırakarak çıplak bir şekilde jakuziden atlamıştı.

“Ah, bebeğim. Çok özür dilerim. Bu planlanmış bir şey değildi. Bu gece şansın yaver gider diye umuyordum,” dedi Emily’ye.

“Şanslı olan tek kişi bu adamdı,” diye homurdandı Emily parmağıyla beni işaret ederken. Kelimeleri artık yuvarlamaya başlamıştı. “Her yerimi gördü ama hâlâ pantolonu üzerinde.”

“Tamam, sanırım bu gece içkiyi biraz fazla kaçırmış.” Madison kolumu tuttu ve bana baktı. “Harika göğüsleri ve güzel bir götü var. Eğer aletim olsaydı onu çoktan becermiş olurdum.”

“Belki de onu becermelisin?” dedi Madison da içkiyi biraz fazla kaçırmış bir hâlde.

Emily’yi kolundan tutup kolunu başımın üzerinden salladım. Diğer kolunu boynuma dolarken başını omzuma yaslamıştı.

Boynumu öpmeye başlarken bana, “Sen tam bir prenssin,” demişti.

Şu anda diğer tüm odalar dolu olduğundan onu odama taşıyıp yatağıma yatırdım. Onu yatırır yatırmaz Emily üzerindekileri çıkarmaya başlamıştı.

“Hadi koca oğlan, buna binmek ister misin?” dedi bacak arasına uzanıp kukusunu avuçlarken.

Saniyeler sonra Madison içeriye girdi ve Emily’yi çıplak görüp onunla yatağa atladı. Artık yatağımda iki çıplak kız vardı.

Dolabımdan iki büyük tişört çıkardım ve kızlara attım. “Bunları giyin ve biraz uyuyun.”

İkisi de tişörtleri giyip birkaç dakika içinde uykuya dalmıştı. Battaniyeyi alıp üstlerini örttüm.

Havuzun kenarına indiğimde Ben’i bir şezlongda uyurken bulmuştum, hâlâ çıplaktı.

Kendi kendime, “Tek kaldın oğlum,” dedim ve etrafta dolaşıp kızların havuz alanına dağılmış kıyafetlerini toplamaya başladım.

Tekrar eve girdiğimde çoğu arkadaşım ya uyuyordu ya da yatak odalarında seks yapıyordu. Çamaşır odasından bir battaniye ve yastık alıp oturma odasına ilerledim.

Neyse ki burada kimse yoktu. Rahatıma bakıp dinlenebilirdim.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok