
Marcello Mafyası Serüvenleri
Hayley, geçmişindeki insanları unutmak ve içindeki karanlığı ruhunun derinliklerine ebediyen gömmek için Paris’ten New York’a kaçar. Hırçın İngiliz kız, çalıştığı kulübün sahibi ve New York’un en köklü mafyalarından birinin lideri Luca Marcello’nun dikkatini cezbeder. İkisinin de birbirlerine duydukları ihtirasa teslim olmayı istememeleri için kendi nedenleri vardır. Ama önünde sonunda, ikisi de hayatlarını değiştirecek bir seçimle karşı karşıya kalır…
Yaş Sınırı: 18+
Prolog
Birinci Kitap: Ayın Karanlık Yüzü
HAYLEY
Lorenzo silahı alıp içine tek bir kurşun yerleştirirken Hayley onu izliyordu. Lorenzo kovanı hızla kapatıp döndürdükten sonra silahı masanın üzerine koyarken Hayley’nin yüreği ağzındaydı.
Cüsseli bir adam Luca’nın elindeki iplerden birini gevşetti.
“Sana güvenmediğimden değil Luca, ama...”
Başka iri yarı bir adam Hayley’nin yanında dikilse de silahını ona doğrultmamıştı çünkü Luca’nın ilk ters hareketinde Lorenzo’nun Hayley’i anında öldüreceğini biliyordu. Lorenzo silahı masanın üzerinden Luca’ya doğru kaydırdı. Luca önce silaha sonra da Hayley’e baktı.
Hayley onun silahı şakağına dayayıp sıradan bir şey yapıyormuş gibi tetiği çekişini izledi. Tetikten klik sesi duyulmasıyla Hayley’nin nefesi kesilirken Luca silahı masanın üzerine geri fırlattı.
“Tüm bunlar Elliana yüzünden mi?” Luca gülerken Borroni’nin silahı Hayley’e doğru kaydırdığını gördü.
Hayley tabancaya baktı. Hayley kalbi sıkışırken başını kaldırıp Luca’nın gözlerinin içine baktı. Luca, Hayley’nin yüzünden bir damla yaş süzüldüğünü gördü. Onu koruyabilmeyi ve buradan çıkarabilmeyi diliyordu ama yapamazdı.
Lorenzo iç geçirerek, “Elliana,” dedi.
Luca kıkırdayınca Lorenzo, silaha kilitlenmiş bakan Hayley’den Luca’ya döndü.
Lorenzo, Luca’nın üzerine atılıp bıçağını onun gırtlağına yasladı.
“Seni öldürdüğümde o sürtükle tekrar yatabilirsin. Belki seni cennetin kapısında bekliyordur. Biraz sonra senin ya da muhtemelen Hayley’nin yapacağı gibi işin sonunda ölmek için bana yalvarmıştı.”
Lorenzo’nun sözleri, Luca Marcello’nun derisini yüzmeye giderken bıçak gibi keskindi.
Ama sonra geri çekilerek Hayley’e baktı. Hayley titreyen eliyle tabancayı yavaşça alırken Luca gözlerini ona kenetledi.
Luca sakince, “Bunu yapmak zorunda değilsin, Hayley,” dedi.
Hayley, böylesi dehşet verici bir durumda bile oldukça sakin bir yüz ifadesi takınabilen Luca’ya baktı.
Hayley ona iğrenmiş bir ifadeyle bakarken silahı kendi şakağına dayadı. Hayley’nin gözlerini kapatıp tetiği çekmesini seyrederken Luca’nın kalbi sıkıştı.
Hayley, Lorenzo’nun gözlerinin içine bakarak derin bir nefes aldıktan sonra kalbi şiddetle atarken silahı masaya fırlattı. Başını iki yana sallayarak ona öfke dolu gözlerle baktı.
Lorenzo onun sert sözleri üzerine gülümseyerek silahı Luca’nın önüne itti.
“O oyunu kuralına göre oynuyor, senin sıran.”
Bu Luca için resmen bir işkenceydi; ölürse Hayley’i koruyamazdı ama gözlerinin önünde Hayley’nin o kurşunla öldüğünü izlemesine de imkân yoktu.
Luca, Hayley’nin güzel mavi gözlerine bakarak silahı kafasına dayadı. Göreceği son şeyin o mavi gözler olmasını istiyordu. Tetiği çektiğinde klik sesine rağmen ölmedi. Silahı masanın üzerinden karşıya kaydırdı.
Hayley silahı alırken Luca ona bakıyordu.
Hayley içten içe, hayatıyla ilgili daha iyi seçimler yapabileceğini biliyordu ama o anda o tek kurşunun ona denk gelip gelmeyeceğini düşünmeksizin bugün ölebileceği gerçeğiyle yüzleşmek zorundaydı.
Silahı şakağına dayarken derin bir nefes alıp gözlerini kapatarak tetiği çekti. Kurşun yine ona denk gelmedi.
Yanındaki adam silahı alıp masanın üzerinden Luca’ya doğru kaydırdı. Ama Luca silahı almaya fırsat bulamadan Lorenzo tabancayı kaptı.
“Sana güvenmiyorum, Marcello.” Silahı Luca’nın şakağına dayadı.
Hayley gözlerini açmadan derin bir nefes alarak silahın sesine kulak kesildi. Ama yalnızca boş kovanın hafif tıkırtısı duyuldu.
Borroni silahı masanın üzerine koyup Hayley’e doğru kaydırırken Luca, “Hayır!” diye bağırdı.
Hayley gözlerini açtı. İşte bu kadar, son hamleydi. Hayley kalbi küt küt atarken bağlandığı iplerden kurtulmak için debelenen Luca’ya baktı. Lorenzo, ona doğru yürürken Hayley dikkatini ona yöneltti.
Hayley gözlerini Luca’ya dikerek silahı yavaşça şakağına dayarken, Lorenzo, “Büyüleyici bir varlıktın, ne yazık,” diye mırıldandı.
“Sana bir oyun oynarsam sonuna kadar oynayacağımı söylemiştim.” Luca’ya kendini ona bırakarak onun kollarında olduğu geceyi hatırlattı. Bunun düşüncesiyle gülümseyerek gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldı.







































