Çalıntı Öpücük - Kitap kapağı

Çalıntı Öpücük

Vitu

Konuşamaz Hâlde

ADDY

Huysuzca mutfağa girip önümdeki tabureye oturmadan önce buzdolabından portakal suyunu çıkardım.

“Neden bu kadar huysuzsun?” Babam karşıma oturuyordu. Başımı kaldırıp hızla omuz silktim.

Meyve suyumdan bir yudum alıp, “Okul falan,” diye mırıldandım. Telefonum çalmaya başladı. Hemen ayağa fırladım, arayanın Kaylee olduğunu biliyordum.

“Aptal suratlı!” diye bağırdı hoparlördeki ses.

“İki numaralı aptal suratlı,” diye karşılık verip güldüm.

“Kendi takma adını bulmalısın. İki numaralı aptal suratlı gerçekten de aptalca!” Kay kıkırdadıktan sonra arka planda birine ocağı kapatmasını söyledi.

“Kapa çeneni, Kay. Bana ne olduğunu söyle. Ne zaman geliyorsun?” Telefon kulağımda odama doğru yürümeye başladım.

“Hiçbir şey olmadı, gerçekten. Büyükannem hafta sonu burada kalmamı istiyor, bu yüzden planladığımız gibi dışarı çıkamayacağız.”

“Ah,” deyip gülümsedim. Kay’in büyükannesi iki saat uzakta yaşıyordu. Kay onu ölümüne severdi. Onu büyükannesinden uzak tutamazdım. Büyükannesinin iyi olması her şeyi daha da güzelleştiriyordu.

Yatağıma oturdum.

“Zili çalalı iki gün oldu. O zamandan beri tekrar geldi mi?” diye sordu.

“Hayır,” diye mırıldandım. “Buraya gelmesini beklediğimden falan değil. Ben sadece... Bilirsin işte...”

Doğru kelimeyi bulmaya çalışıyordum.

“Gelmesini istiyorsun, inkâr etmeye bile kalkma!”

Yorumuna gözlerimi devirip beni görmediğini bilmeme rağmen başımı salladım.

“Gerçi iki gün oldu. Neden zili çalıp, orada öylece durup, sonra da ortadan kayboluyor? Yani, ne anlamı var ki?”

“Kapıyı suratına çarpan sendin, şimdi de şikayet mi ediyorsun? Kızım, ben seninle ne yapacağım?”

“Kapa çeneni!” Sızlanmaya başlamıştım.

“Bu konuda endişelenme Addy. Asher bir şey isterse, hiç şüphesiz onu alır. Belli ki senden bir şey istedi, o yüzden yine uğrayacak. Her zaman haklı olduğumu biliyorsun.”

Cevap olarak homurdandım.

“Çıkar ağzındaki baklayı.”

“Ağzımdaki baklayı çıkarmak mı?” Bilmezden gelip sordum.

“Neden sesin depresif bir eşek gibi çıkıyor? Yüzünü buradan hayal edebiliyorum.” Gülüyordu.

Beni ne kadar iyi tanıdığını düşünüp biraz duraksadım.

“Dün beni büyükannen için ektiğinde Asher ile Jalina’yı dolabımın yanında sarmaş dolaş hâlde gördüm.”

Kay kahkahayı basmak üzereyken birden, “Ne?” diye sordu.

Cevap vermeyince, “Sürtük, ne oldu?” diye tekrar sordu.

“Beni duydun, Kaylee!” Kaşlarımı çatıp portakal suyumu yudumladım.

“Evet, seni duydum, tamam ama sen kendini duyuyor musun? Sanki bunu her gün görmüyormuşsun gibi şikâyet ediyorsun. Jalina’nın dolabı bizimkinin hemen yanında, aptal. Her zaman sarmaş dolaş değiller mi?”

“Evet, ben de her gün şikâyet ediyorum.”

“Evet ama bugün sesin her zamankinden daha huysuz geliyor.”

Ayaklarını sürüyüp konuştuğunu duyabiliyordum.

“Beni öptü. Şimdi o sürtükle kucak kucağa dolaşıyor!” Sessizlik oldu. Sadece birkaç saniye geçmişti ki Kay tam da ondan beklediğim gibi bir kahkaha daha patlattı.

“Ne çocuk ama!”

“Yapma!” diye itiraz ettim. İfadesine katılmıyordum. Mantıklı davranıyordum!

“Addy, onu kimin öptüğünü bile bilmiyor. Birlikte değilsiniz, bu yüzden arzu ettiği gibi davranabilir, aksini bekleyemezsin.”

“Arzu ettiği gibi mi?” diye sordum bağırarak. “O sülük durmadan üzerine atlıyor. Bunu yapan Asher değil!”

“Addalynn!” Kaylee inliyordu.

Adını söyledim, bu iyiye işaret değil.

“Sanırım haklısın. Kendimi aptal gibi hissediyorum. Gerçekten hayatıma devam etmeliyim.”

“Gerçekten yapmalısın bebeğim.”

Bir süre bekledikten sonra, “Şu anda bir yerde olman gerektiğini söylememiş miydin?” diye sordum.

“Evet, büyükannem hazırlanıyor. Yukarıda aptalca bir şey yapmadan önce gidip ona yardım etmeliyim.” Ardından kıkırdadı.

“Git ve ona yardım et. Döndüğünde konuşuruz. Hâlâ masamda yığılı fizik ödevlerim var.” Boş bardağı bırakmak için lavaboya ilerlemeye başladım.

“Tamam aptal suratlı, sonra konuşuruz!”

Gülümseyip telefonuma baktım. Kaylee Heart, namıdiğer en iyi arkadaşım olmadan hayatımın ne kadar sıkıcı olacağını düşündüm. Ona ~ihtiyacım yok. Ne isterse yapabilir!

Asher King, seni unutacağım.

Bu düşünceyle üst kata çıktım, ödevlerimi yapmaya hazırdım.

***

“Asher?” Kekelemek üzereydim. İnanmaz gözlerle ona bakıyordum. Onu unutma sözü buraya kadarmış!

Yine geleceğini biliyordun!

“Burada ne yapıyorsun?” diye sordum.

Kendine onu unutacağını söylememiş miydin? Neden aptal gibi davranıyorsun?

Soruma cevap vermek yerine, “Beni içeri alacak mısın?” diye sordu.

Başımı kaldırıp ona baktım, bir saniye kadar bekledikten sonra kenara çekilip içeri girmesine izin verdim.

Asher ayakkabılarını çıkarıp sanki hane halkından biriymiş gibi rahat bir tavırla içeri girdi.

Aşkın evinde, sen ise kekeliyorsun. Harika performans, Addy!

Oturma odasında kaybolmadan önce sırtını seyrettim. Bu çocuk tam anlamıyla bir sanat eseriydi.

Lanet olsun, bakmayı bırakmalıyım! Sanırım onu henüz unutamadım.

Sakin davran, Addy! Sakin ol!

Onu içeri kadar takip etmeden önce kendimi iki kez çimdikledim.

Asher koltuğa rahatça kurulduktan sonra, “Neden bu kadar kızardın?” diye sordu. Yüzümün daha da kızardığını hissedebiliyordum.

“Önemli bir şey değil. Şimdi sadede gel!”

“Kahretsin, beni kovmak için neden bu kadar heveslisin?”

Ona cevap vermek yerine ellerime baktım. Ardından karşısındaki kanepeye oturdum.

Onu kovmaya hevesli miydim? Aksine üzerine atlamaya hevesliydim. Ona tekrar baktığımda yine pancar gibi kızardım.

Asher King oturma odamda! Vay canına!

“Çok hayal kurar mısın?” deyip sırıttı.

Gülümseyip başımı salladım.

Seninle alay ediyor, aptal!

Fark edince kaşlarımı çattım.

“Sadede gelebilir misin lütfen?” Ona yine gizliden gizliye hayranlık duysam da sorumu yineledim.

Bir insan nasıl bu kadar muhteşem olabilir?

Başını salladıktan sonra söylemesini hiç beklemediğim bir şey söyledi.

“Yardımına ihtiyacım var, Addalynn.”

Neler oluyor?

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok