Kaderin İzleri - Kitap kapağı

Kaderin İzleri

Kelsie Tate

5: 5. Bölüm

SUMMER

Summer, tekrar Alfa’yla karşılaşmaya kendini hazırlarken gerginlikle ellerini ovuşturarak sürü evinin yolunu tuttu.

Alfa’nın oldukça korkutucu bir görünüşü vardı.

Büyük sürü evinin kapısından içeri girerken, Alfa’nın onunla neden görüşmek istediğini bilmiyordu. Küçük sorgulamasını zaten birkaç gün önce yapmıştı, ondan başka ne istiyor olabilirdi?

Küçük dişileri büyük ihtimalle kahvaltı niyetine götürüyordur. ~Freya endişeyle mırıldandı.

Summer, “Hiç yardımcı olmuyorsun,” diye azarladıktan sonra Alfa’nın ofisinin kapısını hafifçe tıklattı.

“Gel.” Derin sesinin odanın içinden yankılandığını duydu.

“Beni çağırtmışsın, Alfa.” İçeri girerken çekingen bir tavırla konuştu.

Gözlerini önündeki kâğıtlardan ayırmayan Alfa, “Lütfen otur,” diye teklif etti.

Bir süre sessizce oturup beklerken odayı taradı. Sonra bakışlarını tekrar Alfa’ya çevirip onu seyretti.

Aydınlık ofiste daha da ürkütücü görünüyordu.

Koyu renk gözleri, sert bakışları ve siyah saçlarıyla daha da karanlık duruyordu. İri gövdesiyle masanın arkasına sıkışmış gibi rahatsız görünüyordu.

Gözleri, kulağının hemen altından tişörtünün yakasına kadar inen boynundaki yara izine takıldı. Başını kaldırdığında Alfa’nın doğrudan ona baktığını gördü.

Summer, “Beni çağırttın, değil mi?” diye kekeledi.

Alfa bir süre daha inceleyen gözlerle yüzüne baktı.

“Artık baş başa olduğumuza göre bana gerçeği söyleyebilirsin.”

Aniden korkuya kapılan Summer sakince, “Gerçeği mi?” diye tekrarladı.

“Evet. Geçmişinle ilgili dürüst olmadığını biliyorum. Açıkçası umurumda da değil. Beni hiç ilgilendirmez. Ama sürünün Alfa’sı olarak, sürüme karşı bir sorumluluğum var.”

Sandalyesinde arkasına yaslanırken koyu renk delici gözleriyle ona baktı.

“Öyleyse geçen günkü sorumu tekrarlayayım. Başıma dert açacak mısın?”

Summer başını hızla reddedercesine salladı. “Hayır. Hayır, açmayacağım.”

Alfa tehditkâr bir tonda, “Çünkü kaçtığın bela her neyse, halkımın bu yüzden tehlikeye girmesine izin vermeyeceğim,” diye karşılık verdi.

Summer ona baktıktan sonra başını yere eğdi. “Öyleyse ben yoluma gideyim.”

Summer yerinden kalkıp kapıya yöneldi.

“Benimle ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Hayatımı kurtardığınız için sürüne büyük bir borcum var.”

Gage onun odadan çıkışını şaşkınlıkla izledi.

Konuşmanın böyle biteceğini tahmin etmiyordu. Böyle konuşmalarda genellikle tolerans görmek adına daha fazla yalvarma ve yakarma duyardı.

Peşinden gitmelisin. Bize ihtiyacı var, ~dedi Dane onlar kapıya bakarken.

Gage homurdanarak sandalyesinden kalkıp onun peşinden dışarı çıktı. Onu ana yola açılan patikada yürürken buldu.

Ona yetişmek için koşarken, “Summer!” diye seslendi.

Summer yorgun bir ifadeyle arkasını döndü. “Alfa?”

“Nereye gidiyorsun?”

Omuzlarını silktikten sonra Freya’nın sözlerini söyledi. “Emin değilim. Yol nereye götürürse.”

Gage bıkkın bir ifadeyle parmaklarını saçlarının arasından geçirdi. “Gitmen gerektiğini söylemedim.”

Summer kaşlarını çatarak tamamen ona döndü. “Tam olarak kalmamı da söylemedin.”

Gage yanında durunca gözüne daha da minyon görünen kadına dikkatle baktı. Kadının gözlerinin içine baktığında, gözlerinde büyüyen korkuyu görebiliyordu.

Gage kendi hâllerini çözemese de onun gitmesine izin vermenin ikisinin de sorunlarına çözüm olmayacağını biliyordu.

Summer göz göze geldiklerinde Alfa’nın yüz ifadesinin yumuşadığını görünce bunun onu bırakmayacağı anlamına gelmesini umdu. Çok yorgundu.

“Kalmak istersen Kanlı Ay’da senin için de yerimiz var,” dedi.

Summer cılız bir ifadeyle gülümsedikten sonra sürü evine yöneldi.

İkisi de ne söyleyeceğini bilmediği için sessizce yürüdü. Summer onun peşinden giderek odalarla dolu uzun bir koridora girip bir kapının önünde durdu.

“Burada kalabilirsin.”

Summer, kapıya baktıktan sonra ona döndü. “Teşekkür ederim.”

Gage usulca gülümserken, Summer da yavaşça odasına girip kapıyı kapattı.

Summer odaya girer girmez yatağa uzanıp kendini huzurun ve güvenin kollarına bıraktı.

Yatakta uzanırken geçen haftanın yoğun duygularının biriktiğini hissedebiliyordu.

Summer yüzünü yatağa gömerek çığlıklarını kuş tüyü yorganla bastırdı. Son beş yılın acısı akıp giderken hıçkıra hıçkıra ağladı.

Gözyaşları akmaya devam ederken kendini istese de durduramayacağını fark etti. Uzun zamandır bastırdığı tüm duygular açığa çıkarken tüm vücudu titriyordu.

Gage tam uzaklaşacakken onun belli belirsiz yakarışlarını yakaladı. Kapının yan tarafındaki duvara yaslanıp gözlerini kapatarak sese odaklandı.

Onun duygu yüklü çığlıklarını ve gittikçe daha da kırılan kalbinin atışını duyabiliyordu.

Kendini sakinleştirmeye çalışsa da gözyaşlarına söz geçiremediğini hissedebiliyordu.

Dane onun hıçkırıklarını dinlerken, Şimdi daha da meraklandım, ~dedi.

Gage kendi kendine başını salladıktan sonra koridordan ofisine geçti.

Summer göz pınarları kuruyana kadar ağladıktan sonra, hayattaki ikinci şansını iyi değerlendirmek için yeni bir kararlılıkla tavana baktı.

Artık sinmek, saklanmak, kendini küçük görmek ve başkalarının kötü muamelelerine katlanmak yoktu.

Artık Todd yoktu.

Yüzündeki gülümseme ve saatlerce ağlamaktan bitkin düşen bedeniyle uykuya daldı.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok