Alfa Malik - Kitap kapağı

Alfa Malik

Midika Crane

Dördüncü Bölüm

Aria

“Geldiler!”

Göğsümdeki baskı gitgide artarken naz yaparcasına homurdandım. Alexa karnımın üzerine oturmuş bir şekilde elleriyle durmadan kaburgalarımı dürtüyordu. En sonunda dizime vurunca karşılık olarak inledim.

Nasıl bir uyanma şekli ama.

“Üzerimden kalk!” diye bağırdım ama kımıldamadı.

Perdelerim açılmıştı ve yoğun turuncumsu güneş ışığı en iyi arkadaşımın makyajlı yüzüne vuruyordu.

Saçlarını kabarık ve üzerinde uyuduğu belli bir at kuyruğuna toplamış olsa da yüzündeki mutlu sırıtıştan saatlerdir ayakta olduğu belliydi.

“Kalk uykucu, geldiler!” diye bağırdı omuzlarımdan sallarken. Yüzündeki canlı ve neşeli ifade hiç solmuyor gibiydi.

Kımıldayıp Alexa’yı üzerimden atmaya çalışsam da başaramadım. “Kim?”

“Kim olduğunu sanıyorsun? Malik'in arkadaşları! Seni almaya geldiler,” dedi Alexa. Bir süre ona boş boş baktım ve ne dediğin idrak etmeye çalıştım.

Saat erken olmalıydı. Bu yüzden hâlâ kendime gelememiştim ve gördüğüm rüyayı az biraz hatırlayabiliyordum.

Şimdi ise bir kâbusa uyanmıştım.

“Yalan söylüyorsun,” dedim yavaşça.

Sonra bir anda jeton düştü. Ben yarışmaya seçilmiştim. Bu gerçekti.

Üzerimdeki yorganı atıp pijamalarla yataktan çıkmaya çalışırken Alexa sonunda üzerimden indi. Bornozumu kapıp kapıyı kapatmayı düşünmeden yatak odasından fırladım. Kalbim deli gibi çarpıyordu.

Bornozu üstüme geçirmiş, deli bir kadın gibi ön kapıya koşarken Alexa hemen arkamdaydı.

Kapıyı açana kadar nasıl göründüğümün farkında değildim.

Bulutların üzerinde zıplayan kabarık tüylü koyunların olduğu pijamalarımdan veya Alexa’nın beni haldır küldür uyandırdığı için dikleşmiş saçlarımdan olabilirdi.

Her ne ise, kapımda duran üç kişi gözlerini benden ayıramıyordu.

Alexa’nın kulağımın dibinde “Hoş geldiniz!” dediğini duydum. Ellerini omuzlarıma kenetlemişti.

Kapıdakiler gördüğüm en profesyonel görünümlü insanlardı ki bu utançtan yanaklarımın kızarmasına neden oldu.

İki büyük adamın arasındaki kadın şaşırmışa benziyordu. Pembe rujlu dudakları kısmen açıktı ve siyah bir mikrofon tutan eli hafifçe titriyordu.

Bir adam güvenlik görevlisine benziyordu. Sanki önümdeki bu tertemiz kadını koyun pijamalı, bıçaklı bir kızdan korumak için oradaydı.

Koyu güneş gözlüğü taktığı için gözlerini göremiyordum. Sinir bozucu...

Diğer adam omzunda ağır bir kamera tutuyordu ve eğer yan tarafındaki o küçük ışık düşündüğüm şeyse o zaman kaydediyor demekti.

Gözlerim genişlemiş bir şekilde kameraya dik dik bakarken başka yerde olmayı diledim.

Kadın mikrofona “Bugün, Aşk Sürüsü yarışmacılarından birinin evindeyiz!” diye bağırdı.

Mikrofonu bana tuttuğunda bir an için kalakaldım.

Daha tanışma fırsatı bile olmadan bu insanlar bana mikrofon uzatmıştı ve sanki Malik’in görüp değerlendirmesi için kameraya çekiyorlardı.

Ve bunu izlediğine hiç şüphem yoktu… Başta kamerayı kapatmak istedim ama sonra kendimi toparladım.

Her ne kadar aşağı inmeye zorladığı için Alexa’nın boğazına yapışasım gelse de beni muhtemelen şaşkınlık içinde izleyen ailemi kurtarmamın yolu yüzümü dünyaya göstermekse başka çarem yoktu. Ancak bu insanların bana büyüklük taslamasına izin veremezdim.

Kameraya gülümsemeye çalışırken “Aria Quade,” dedim nazikçe.

Ancak kadın arkasını döner dönmez gülümsemem kayboldu ve eve geri girip önümdeki kapıyı çarptım.

Alexa ve ben bir şey demeden kapıya baktık.

“Ne yapıyorsun? Kapıyı öylece kapatamazsın... Ah, Tanrım,” diye fısıldadı Alexa telaşlı bir şekilde.

Gözlerimi devirip birdenbire döndüm ve banyoya yürümeye başladım. Sonra bir anlığına kafamı arkadaşıma çevirdim.

“Onları içeri al,” dedim. “Ve onlara eğer biraz saygıları varsa en azından saçımı toplamama izin vermelerini söyle.”

Banyoya girip kapıyı kapadım.

Bunun için katılmamıştım. Kamera mı? Hayır, teşekkür ederim. Tek istediğim kolyeyi alıp oradan çıkmaktı. Eğer bunu yapabilirsem bir daha asla yüzümü bu şekilde dünyaya göstermek zorunda kalmayacaktım.

Sonra aynaya baktım ki... Çığlık attım.

Üst dudağımdan çeneme kadar kalın bir ruj izi vardı. Göz kapaklarımda bir çeşit mor göz farı vardı ve... Bu maskara mı?

Kirpiklerim birbirine geçmişti.

Hemen yüzümü lavaboya eğdim ve sabunlu suyla yıkamaya başladım.

Bu Alexa'nın işi olmalıydı çünkü yüzümde böyle bir makyajla uyanmamın imkânı yoktu. Yüzümün her yeri boyalıydı.

Banyo kapısının açılıp kapandığını duydum.

“Açıklayabilirim...”

Suyu kapatırken arkadaşıma döndüm ve kızgın bir şekilde suratına baktım. Yüzümü kurutmam için havlu uzatmadan önce utana sıkıla yüzüme baktı.

İşte o zaman ne kadar masum göründüğünü fark ettim.

“Seni güzelleştirmeye çalıştım... Ama uykunda çok hareket ediyorsun,” dedi Alexa, ben sert havluyla yüzümü silerken.

Hayatımda hiç bu kadar utanmamıştım.

“Hangi akla hizmet uyuyan birine makyaj yapabileceğini düşündün?” diye sordum gözlerimi kısarak.

Alexa düşünmeden hareket etmeyi seven bir tipti. Bu huyu şimdi beni yarışmadaki en büyük palyaço gibi göstermesine neden olmuştu. Eminim ekran başındaki herkes bunu görecekti.

“Üzgünüm,” dedi Alexa, makyajlı havluyu alırken. Saç bandıyla saçımı topuz yaptım.

Harika, saçımda kocaman bir iplik vardı.

“Önemli değil,” dedim. En azından ona kızgın kalacak kadar yakında olmayacaktım. O ise muhtemelen evimde kalacak, paspasın altındaki anahtarı kullanarak içeri girip ben yokken buzdolabındakileri silip süpürecekti.

“Olan oldu.”

Sonunda saçımı tarayıp biraz düzgün göründüğümde Alexa'yı bana giyecek bir şeyler alması için yukarı gönderdim. En azından bir gece önceden bavulumu hazırlamıştım.

Banyodan yepyeni bir insan olarak çıktığımda üç şeytan, onlara böyle demeyi kendime vazife edindim, oturma odamı karıştırıyor, kadın kameramana çekilmesi gereken yerleri işaret ediyordu.

Mahremiyetimi ihlal ettiklerini görünce gerildim.

Kişisel kural kitabımda içime atmak önemli bir kuraldı. Eğer öyle olmasaydı sanırım kafayı yerdim.

“Burada işiniz bitti mi?” diye sorunca kadın hopladı. Sonra kameramanı dürttü. “Evini çekmemiz gerek.”

“Tek yapmanız gereken birkaç soruya cevap vermek. Böylece kişiliğinizi tanıyabiliriz. Sonra...”

“Soru sormak yok. En azından bana kim olduğunuzu söyleyene kadar,” dedim tehditkâr bir tavırla. İster Alfa’nın çalışanları isterse başka kişiler olsunlar utangaç tarafım aynı fikirde olmasa bile beni itip kakmalarına izin vermeyecektim.

Bunu atlatmanın tek yolunun bu olduğuna karar verdim.

Alexa'nın muhtemelen elinde kıyafetlerle merdivenlerden indiğini duydum.

Kadın derin bir nefes aldı ve elini havaya kaldırarak kameranın beni çekmesini durdurdu.

Bir anlığına gözlerini kapadı. Yüzündeki ifadeye bakılırsa muhtemelen kariyerini bitireceğimi biliyordu.

Yine de kendini toparladı. Çünkü gözlerini açtığında gülümsüyordu ve elini bana uzatmıştı.

“Elaine Lorel, yarışma boyunca sana yardım etmek için buradayım!”

Parlak pembe tırnaklarla süslenmiş ele baktım. Sonra elini sıktım çünkü görünüşe göre uzun bir süre bu kadınla beraber olacaktım.

Belli ki ikimiz de böyle olmasını istemiyorduk ama onun iyi bir maaş almasının, benim de Alfa’ya yaklaşmamın tek yolu buydu.

İstediğim son şey olmasına rağmen buna ihtiyacım vardı.

“Yani, sorular,” diye ısrar etti boğazını temizlerken. Görünüşe göre kendisini tanıtmaya gerek duymayan kameraman tekrar kayda başladı. İşte bu noktada küçük oyunculuk yeteneğim devreye girdi.

Birkaç hafta önce Alexa'nın yarışmaya ilk kaydolduğu zamanı hatırladım. Malik'in ailesini memnun etmenin önemli olduğunu söylemişti.

Bu ilk olarak gülümsemem gerektiği anlamına geliyordu.

Kameraman tekrar beni çekmeye başlamadan önce “Yarışmaya kaydolmaya karar vermenizin nedeni nedir?” diye sordu Elaine samimi bir şekilde.

Bir an için düşünüyormuş gibi yaptım. “Yeni bir başlangıç.”

Elaine ayrıntı vermem için bana beklenti içinde baksa da devam etmedim. Bunun yerine ona baktım ve bakışlarımdan devam etmek istemediğimi anlamasını umdum.

Bu Grey'in bana söylemediği bir şeydi ve bir an önce bitmesini istiyordum.

“Geleceğin yarışmacılarından biri seçildiğinizde ne hissettiniz?” diye sordu Elaine doğaçlama yaparak. Çok etkilendim. En azından işini ciddiye alıyordu.

“Çok mutlu.”

“Alfa Malik'le tanışacak olman seni heyecanlandırıyor mu?”

Duraksadım. Onunla tanışmanın nasıl bir şey olacağını henüz düşünmemiştim.

Bazı erkek kitap karakterlerini sevmem dışında erkeklerle konuşmak hakkında çok şey bildiğim söylenemezdi.

Kardeşsiz büyüyen ve hayatı boyunca tek arkadaşı olan bir kız olarak erkeklere pek güvenmiyordum.

“Gergin,” diye itiraf ettim. “Umarım o ve ben… İyi anlaşırız.”

Böylece ondan kolyeyi çalabilirdim.

“Diğer yarışmacılarla tanışacak olman nasıl hissettiriyor?”

Bir grup sevdalı kızla yaşamak mı? Bana çekici gelmese de en azından Malik’in dikkatini dağıtacaktı. Umarım uzun yıllardır istifade ettiğim bir yeteneğimi kullanabilecektim. Uyum sağlamak.

“Sabırsızlanıyorum.”

“Ve genel olarak, bundan ne elde etmeyi planlıyorsunuz?” diye sordu Elaine. Röportajın sonuna geldiği için mutlu görünüyordu.

Bu sefer doğrudan kameraya baktım. Bir şeye değinecektim. Bu yarışmaya katılan tüm kızları bir an için düşündürecek türden bir şeye.

Son derece önemli bir şeye parmak basmak için.

“Aşk,” dedim. “Ve belki de yeni bir eş.”

Gerçek eşlerinden vazgeçip onlar için yaratılmamış bir adama âşık olan tüm o yarışmacı kızlar için söylemiştim bunu.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok