
Şiddetli bir baş ağrısıyla gözlerimi açıp etrafıma baktığımda odamda olmadığımı fark ettim. Bir kolun bana gövdemden sarıldığını hissedince Emily’nin üzerindeki çarşafla yanımda uyuduğunu gördüm.
Dün gece onunla yatmadığımı biliyordum. Ama onu kendimden uzaklaştırdığımda çıplak olduğumuzu ve altımda kan lekeleri olduğunu fark ettim.
Dün geceyi hatırlamaya çalışsam da yalnızca onun sarhoş bir hâlde yanıma gelip kadeh kaldırdığını ve sonra sarhoş olduğu için onu odasına getirdiğimi hatırlayabildim.
Sonrasını hatırlayamadım ama dün gece onunla seks yaptığımı anladım. Sessizce kıyafetlerimi toplayıp odama gittim.
Neyse ki herkes hâlâ uyuyordu. Hızlı bir duş aldıktan sonra dün gece neler olduğunu hatırlamak için zihnimi zorlamaya çalıştım.
Sarhoş olmadığımı biliyordum. O kadar çok içmemiştim. Zaten hiç sarhoş olmazdım. Bu yüzden ne olmuş olabileceğini sorgulamaya başladım. Saat henüz üç civarı olduğu için yatağıma geçip tekrar uykuya daldım.
Annem zihin bağlantısı kurarak kahvaltı saatinin geldiğini ve aşağı inmemi söyleyince uyandım. Şortumla tişörtümü giyip yemek odasına indim.
Ben Alfa masasına geçerken Omegalar kahvaltıyı servis ediyordu. Ama ben daha yerime oturamadan Emily’nin gülümseyerek yanıma geldiğini gördüm.
“Dün gece çok iyiydin,” diye fısıldadı.
Onu kolundan tuttuğum gibi yemek odasından çıkardım. Kolunu biraz fazla sıkmış olabilirdim ama o anda umurumda değildi.
“Ne yapıyorsun hayatım?” diye tısladı.
Benimle birlikte sinirlenmeye başlayan kurdumu dizginlemeye çalışıyordum. “Ben senin hayatın değilim, Emily. Dün gece ne oldu?”
Emily gülümseyerek, “Dün gece bekâretimi aldın,” dedi.
“Dün gece ne olduğundan emin değilim ama her ne olduysa benim için hiçbir şey ifade etmediğini bilmelisin, Emily.”
Yüzündeki acıyı görebiliyordum ama ona karşı dürüst olmalıydım. “Benim eşimi beklediğimi biliyorsun, sen de kendini eşine saklamalıydın.”
“Olanları unutalım ve bu konuyu bir daha açmayalım.”
Gözyaşları yanaklarından süzülürken üzgün ifadesiyle, “Ama seni seviyorum. Ben kendimi sana sakladım. Sana her şeyimi verirsem birlikte olacağımızı düşündüm,” dedi.
Kız kardeşini nasıl sakinleştireceğini bildiğini düşünerek Liam’la hızlıca zihinsel iletişim kurdum. Alfa emrimi Emily’nin üzerinde kullanmayı istemesem de aşkını ilan ederken sesi gittikçe yükseldiği için mecbur kaldım.
Kısa bir süre içinde Liam yemek odasından çıktı. Ben Emily’nin söylediklerini ve hiçbir şey hatırlamadığımı ona aktardıktan sonra, o da kız kardeşiyle ilgileneceğini söyleyerek beni azat etti.
Liam’ın ağlayan kız kardeşine sarıldığını görünce berbat hissettim. Kırıcı konuşmuş olabilirdim ama ona birlikte olamayacağımızı defalarca söylemiştim.
Doğrudan başhekimle görüşmek üzere sürü hastanesine gittim.
Doktor Levi, “Sana nasıl yardımcı olabilirim, Alfa?” diye sordu.
Ona sarhoş olmamama rağmen gecemin bir kısmını hatırlayamadığımı söyledim.
Beni bir odaya götürüp benden kan aldı. Bunun aramızda kalması için onu tembihledim. Doktor başını onaylarcasına sallarken sonuçları bana bildireceğini söyledi.
Doktor Levi’ın eşi iyi bir cadı olduğu için doktor da büyülerden biraz anlardı. Bana tuhaf bir şey verilip verilmediğini tespit edebilirdi.
Ben aptal değildim ve dün gece sarhoş olmadığımdan emindim, bu yüzden dün gece olanları hatırlamamam için hiçbir sebep yoktu.
Emily’nin ya da bir başkasının içkime ilaç attığını öğrenirsem bunun bedelini o kişiye çok ağır ödetecektim. Beta’nın kızı ya da Liam’ın kız kardeşi olması benim için Önemsizdi.
Sürü hastanesinden çıkıp kurt formuma geçerek ormana doğru koştum. Kurdum Goliath kocamandı. Kürkü benim saçlarım gibi simsiyah ve gözleri benim mavi gözlerimden daha parlaktı.
Goliath babam da dâhil birçok Alfa’dan daha uzundu. Onun gibi bir kurtla kutsanmış olduğum için gurur duyuyordum.
Ormanın içinde ilerlerken dün geceyi hatırlamaya çalışıyorduk. Ama onun odasına nasıl gittiğimizi hatırlamayı denerken başımıza ağrı girecek gibi oldu.
Ormanın sınırına ulaştığımızda burnuma harika bir koku geldi.
Bu koku çilek ve vanilya karışımı gibiydi. İnsan şehrinin sınırına ulaştığımı fark edince uzaklaşmak için arkamı döndüm.
Yine de eşimin bir insan olmaması için Ay Tanrıçası’na içten içe dua ediyordum. Güçlü bir eşe ihtiyacım vardı ve insanlar güçlü değildi. Goliath söylediğimi gönülsüzce kabul edince sürü evine dönmek üzere yola koyulduk.
Kahvaltı faslını kaçırdığımı bilerek mutfakta görevli Omegalardan biriyle zihin bağlantısı kurup bana bir sandviç hazırlamasını istedim. Sabah Emily meselesi yüzünden iştahım kaçmıştı.
Sürü arazisine varınca bir ağacın arkasında insan formuma dönüp şortumu giydikten sonra mutfağa yöneldim. Omega Claire tezgâha sandviçimi ve bir bardak limonatamı koyduktan sonra mutfaktan çıktı.
Mutfak adasına oturarak sandviçimi yemeye başladım. Ardından annem mutfağa geldi.
“Bu sabah nerelerdeydin?”
Ona biraz stres atmak için uzun bir koşuya çıktığımı söyledim. O da bunun üzerine başka bir şey sormadan mutfaktan çıktı.