Reed'in Seks Akademisi - Kitap kapağı

Reed'in Seks Akademisi

Rhea Harp

Bölüm 5

Havluyu kaydırarak vücudumun büyük bir kısmını örtmeye çalıştım, elimden geldiğince tabii. "Şu anda pek müsait değilim," dedim. Daha uygun bir ifade muhtemelen "Burada ne halt ediyorsun?" olurdu. Ama tek bir kelimesini bile okumadan o lanet kâğıtları imzalamıştım. Muhtemelen burada istediği kadar bulunmaya hakkı vardı.

Bana doğru döndüğünde yutkundum. Bu lanet havlu kesinlikle kıçımı kapatmıyordu. Bay Reed dikkatle bana bakarken yanaklarım kıpkırmızı olmuştu.

"Arielle ofisime geldiğinde bana nasıl hitap etti?"

"Ben..." derken hatırlamaya çalıştım. "Efendim?"

"Aynen öyle. Oryantasyon belgelerini almadın mı?"

Sinirli bir şekilde güldüm ama şu anda gülünecek bir durumda olmadığımı hatırlayarak hemen gülmeyi kestim. Gerçekten ona efendim ~dememi mi bekliyordu? Ben yirmi dört yaşımdaydım. Bu herif otuzdan fazla olamazdı. Neredeyse aynı yaştayız, lanet olsun.

"Almadım," derken sesim istemsizce kısık çıkmıştı.

Bay Reed başını sallayarak bana doğru ilerledi. Bakışlarıyla beni olduğum yere sabitliyordu. Havlunun kenarlarını daha sıkı kavradım. Misk kokulu parfümü şampuanımın kokusuna karışacak kadar bana yaklaştığında titrek bir nefes aldım.

Etrafımda yürüyüp neredeyse çıplak olan vücudumu her açıdan incelerken kılımı bile kıpırdatmıyordum. Onaylarcasına bir ses çıkardıktan sonra uzanıp saçlarımı omzumdan uzaklaştırdı. Bana dokunduğunda ürpermiştim ama sessiz kaldım.

Ardından elleri havlumun kenarlarına gitti ve havluyu bırakmam için ellerimi yavaşça aşağıya çekti. Havlu ayaklarımızın dibine düşerken gözlerim havludaydı.

"Bay Reed," dedim yalvarırcasına. Ama ne için yalvardığımı bilmiyordum. Neden birdenbire benimle ilgilenmeye başladı ki?

Arkamda duruyordu. Sağ tarafımdan kolunu önüme doğru uzattı ve sıcak klitorisime dokunmak için aşağıya uzandı. Bu hareketi karşısında nefesim kesilmişti. Vücudum aynı anda hem geriliyor hem de gevşiyordu. Islaklığımın zonklayan klitorisime doğru yayıldığını hissedebiliyordum.

Lanet olsun. O şeyi kullanmamalıydım. Şimdi ne düşünecekti? Buraya gelip beni becermesini beklediğimi mi? Orada durmuş tepkisini beklerken utançtan ölüyordum.

"Duşta ne yapıyordun Evelyn?" diye sordu. Sesi giderek derinleşiyordu.

"Ben... Ben bir şey yapmıyordum..."

"Yalancı yalancı sana kimse inanmaz," diye alay etti ama bu bir oyun gibi gelmiyordu. Daha çok tehdit gibiydi. Ağzımdan çıkacak kelimeleri yüzlerce kez düşünürken ödüm kopuyordu.

Boğazımı temizledim ve tekrar konuşmadan önce dudağımı sertçe ısırdım. Az önce duşta ne yaptığımı bu adama anlatmamın imkânı yoktu.

"Sadece duş alıyordum. Tuhaflaştırmaya gerek yok."

Kıçıma sert bir şaplak indiğinde bir çığlık attım. Bunu beklemiyordum.

"Bana yalan söyleme. Sana daha dokunmadım bile ama sırılsıklamsın. Duşta ne ~yapıyordun?"

Ah, Tanrım. Adrenalinden başım dönmeye başlamıştı. Bir şeyler mırıldandım ama ağzımdan ne çıktığını bilmiyordum.

"Ben sadece... Rahatlamaya ihtiyacım vardı. Uzun bir gün geçirdim..."

"Ve ne yaptın..."

"Ben... Raftaki şeyi kullandım, lanet olsun," diye geveledim. Şu anda yüz yüze olmadığımıza şükrediyordum. Öyle olsaydık muhtemelen utançtan yerin dibine girerdim.

İç çekerek parmağını klitorisimden çektiğinde tepki olarak vücudum titredi. İçten içe elini tekrar oraya koymasını arzuluyordum.

"Arkanı dön," diye emrettiğinde ses tonundaki hayal kırıklığı beni de garip bir şekilde üzmüştü.

Dediğini yaparak arkamı döndüm ve bakışlarından kaçmak yerine omuzlarımı dikleştirip gözlerinin içine baktım.

"Bütün yeni kızlara böyle mi yapıyorsun? Onları buraya getirip beceriyor musun?" diye tısladım alaycı bir tavırla. "Hayalindeki iş, değil mi?"

İşte, benim başa çıkma mekanizmam. Karşımdaki kişiye ağzıma geleni söyleyince acımın biraz olsun hafiflettiğini fark ettiğimde sanırım on yaşımdaydım. Bunu nasıl kontrol edeceğimi hiç öğrenemedim. Artık bir yetişkin olmama rağmen bu mekanizma yine en kötü zamanlarda devreye giriyordu. Tıpkı şu anda olduğu gibi.

Bay Reed çenesini sıkarak parmaklarını boynuma doladı. Boynumu öyle bir sıkıyordu ki kolundaki damarlar patlayacaktı.

Nefes alamıyordum. Panik içime işliyordu ama klitorisimdeki zonklama devam ediyordu. Lanet olası hayatım için savaşmam gerekirken içime sinen hazzın etkisiyle gözlerim şoke içinde açılmıştı.

"Ne yaptığım hakkında hiçbir fikrin yok küçük kız," derken önce dudaklarıma, ardından tekrar gözlerime baktı. "Ben boğazına bir tıkaç sokmadan önce o güzel ağzını hemen ~kapatmanı öneririm. Ellerini bana ver."

Vücudum kendi kendine hareket ediyordu. Ellerimi önüme uzattığımda Bay Reed ellerini boynumdan çekti. Panik içinde derin bir nefes aldım.

Haklıydı. Ne yaptığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Seks akademilerini eskiden çalıştığım kuafördeki kızlardan biliyordum. Ama ayrıntıları hiç sormamıştım.

Bay Reed bunu neden yapıyor, günlük hayatında neler yapıyor... Bilmiyordum.

Kemerini çözüp kemeri bileklerime doladı ve ardından kemerin iğnesini en sondaki deliğe geçirip ellerimi sıkıştırdı. Ellerimi oynatmam imkânsızdı.

"Bana ne yapacaksın? Canım yanacak mı?"

Zorla beni çevirdikten sonra kıçıma tekrar şaplak attı.

Nefesim kesilmişti. Kıçım acıdan yanıyordu.

"Evet, yanacak," dedi sanki az önce yaptığı şey bunu yeterince kanıtlamıyormuş gibi. "Ve sen de uslu bir kız sesini çıkarmayacaksın Evelyn. Yalan söylüyorsun," dedikten sonra tekrar şaplak yedim. "İzin istemeden konuşuyorsun." Şaplak. "Ve bana istediğim gibi hitap etmiyorsun." Bir şaplak daha.

Artık kıçımı hissedemiyordum. Bu insanı azdıran seksi bir şaplak değildi. Bu şaplak hayatımda ilk kez, başka bir şey söylemeden önce iki kez düşünmek istememe neden olan türden bir şaplaktı.

Bir şaplak daha attı. Daha sert, daha keskindi. Bir öncekinden daha acı vericiydi.

"Evet," diye geveledim. "Efendim," diye de çabucak ekledim. "Evet, anladım."

Canım yanıyordu ama klitorisim zonkluyordu. Zevk sularım bacaklarımın arasına yayılıyordu.

"Güzel. Şimdi ellerinin ve dizlerinin üstünde dur."

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok