Riley I.
Nefesim kesildi.
Arkamı dönecek cesareti toplayamadan beni kendine çevirdi. Ona döndüğümde ifadesini inceledim. Tek ışık kaynağı dışarıdaki bir sokak lambası olduğu için oda yüzünü göremeyeceğim kadar karanlık olsa da enerjisini hissedebiliyordum.
İştahlı ve sabırsızdı.
Bunu hissedince bacak aramda bir gerginlik hissettim.
Saçlarımı kavrayıp başımı geriye yatırdığında dudaklarım aralandı. Diğer elinin parmaklarını dudaklarımda gezdirdikten sonra sahiplenici bir tavırla dudaklarıma yapıştı.
Nefes alamadım.
Dudaklarını dudaklarıma sertçe bastırdıktan sonra dilini ağzıma sokup tadıma baktı. Dudakları hareket etmeye başladığında sıcak nefesini yüzümde hissettim. Çaresizliği beni daha da heyecanlandırınca öpücüğüne karşılık verdim.
Belimi sıkıca kavrayıp beni havaya kaldırdı. Sert göğsü göğsümle birleştiğinde onun sıcaklığını ve gücünü hissetmemle dizlerim titredi.
Graham biraz hareket edip dizlerimin arkası yatağa değdiğinde beni usulca yatağa bıraktı. Dudaklarını dudaklarımdan ayırmak istemiyormuş gibi vücuduma baktıktan hemen sonra üzerime çıktı.
Agresif bir açlıkla alt dudağımı ısırdıktan sonra dilimi sertçe emdi.
Elini gövdemin yan tarafından aşağı kaydırınca inledim.
Ateşten nefesim kesilmişti ve yanmaya hazırdım.
Dudaklarını çeneme ve boynuma indirdi. Bacak aramdaki sertliğini hissettiğimde kalbim tekledi. Elini bluzumun altına alıp bluzumu yukarı kaldırdı.
Bluzumu daha da yukarı çekiştirdiğinde çok hızlı gittiğimizi fark ettim.
Elimi göğsüne bastırarak, “Bekle Graham,” dedim nefes nefese.
Bana bakarak yutkundu. Kendini zor tuttuğunu görebiliyordum. Gözlerimdeki tereddüdü fark ederek, “Rahatla,” dedi. “Sana iyi hissettireceğim. Bunu istiyor musun?”
Sorun da buydu. Bir erkekle öpüşmekten ileri gitmemiştim. Graham’la öpüşmemeliydim. Bana dokunmasına izin vermemeliydim. Bana bu kadar iyi hissettirmesi korkutucuydu.
Kafam bulanıktı ve bedenim onu istiyordu.
Kalbim, midem, bacak aramdaki o nokta ve diğer tüm uzuvlarım onun için haykırıyordu. Isınan vücudum ona ihtiyacım olduğunu söylüyordu.
Graham’ın yapacaklarını merak ettiğimi inkâr edemezdim. Sadece öpüşmeyle bile içimi yakmayı başarmıştı. Devam edersek neler hissedeceğimi hayal bile edemiyordum.
Arzu damarlarıma sızarken kanımdaki alkol beni cesaretlendirdi. İşler istemediğim kadar ileri giderse onu durdurabilirdim.
Graham sessizliğimden sonra, “Rahatsız olduğun an bana söyle,” dedi. Aklımı okumuş gibiydi. “Duracağım. Tek istediğim sana iyi hissettirmek ve derdini unutturmak.”
Bunları söylemesi ikna olmam için yeterliydi.
Graham’a başımı salladığımda memnuniyetle gülümsedi.
Yatakta dizlerinin üstünde durarak tişörtümü çıkardı. Gözleri sütyenime kayınca manzara karşısında nefesi kesildi.
Dudaklarını göğsümün çıplak noktasına indirip beni öperek yaladı. Bacaklarımı birbirine bastırarak altında kıvrandım.
“Çok güzelsin, Hazel,” diye mırıldandı öpücükleri arasında.
Elini sütyenimin kopçasına attı. Onay bekliyormuş gibi bana baktı. Kalbim delicesine atarken zorlukla yutkundum. Onu durdurmadığımda kopçayı açıp askıları omuzlarımdan indirerek sütyenimi bir kenara fırlattı.
Odanın soğuğu sıcak tenime batıyordu. Her nefes alışımda göğsüm kabarıyordu.
Memelerime bakarken Graham’ın gözleri karardı. Başını öne eğip meme ucumu açlıkla emmeye başladı. O sıcak dilini meme ucumda gezdirip kısa bir anlığına geri çekildiğinde soğuk hava tenime değerken nefesim kesildi. Baş döndürücü bir histi.
O meme ucumu emmeye ve dişlemeye devam ederken elimi istemsizce saçlarına gömdüm.
Karar veremiyormuş gibi diğer meme ucuma geçtiğinde tüm vücudum kasıldı.
Bana dudaklarıyla âdeta işkence ediyordu. Kıpırdandığım anda Graham fırsattan istifade baldırımı kavrayıp bacaklarımı ayırdı. Bacaklarımın arasına yerleşip bacağımı beline sardı.
“Güzel, zeki ve komik,” diye fısıldadı hayranlıkla.
Öpücükler eşliğinde karnıma ve göbeğime indiğinde eteğime ulaştı.
“Bu etek gece boyunca kafamı karıştırdı,” derken eteğin düğmelerini açıp onu tek hamleyle aşağı indirdiğinde üzerimde sadece iç çamaşırım kaldı.
Bana bakarak dudağını ısırdığında bedenim alev aldı. Gözlerinde arzu ve şehvet vardı.
Eğilip beni iç çamaşırımın üzerinden öptüğünde altında kıvrandım.
Başparmağını külotumda yukarı aşağı hareket ettirerek ıslaklığımı hissetti. “Siktir, sırılsıklam olmuşsun.”
Ona nefes nefese baktım. Şimdi ne yapacaktı?
Onu durdurmalıydım. Bunu bir erkek arkadaşımla yapmalıydım. Özel biriyle. İyi biriyle. Zorbalık yapmayan ve insanlara kötü davranmayan biriyle.
Ama beynimin ürettiği tüm mantıklı düşüncelere ve bahanelere rağmen içimden onu durdurmak gelmiyordu.
Harika hissediyordum. Hem de tahmin edemeyeceğim kadar.
Böylesine tutkuyla istenmek, öpülmek ve dokunulmak harikaydı.
Graham bana dokunduğu anda kalp kırıklığımı unutuyor gibiydim.
Graham parmağını klitorisime yerleştirdiği anda başımı arkaya atarak gözlerimi kapattım.
“Seni öpebilir miyim?” diye sordu.
Beni zaten izinsiz öptüğü için ne sorduğunu tam olarak anlayamayarak kaşlarımı çattım.
Yine de başımı onaylarcasına salladım. O da külotumu aşağı sıyırıp yüzünü bacak arama gömdü. Nefesini klitorisimde ve girişimde hissettim.
Bunu beklemiyordum. Dudaklarını vajinamda gezdirdikten sonra diliyle girişimi yaladı. Dilini klitorisime kadar çıkardığında sarsıldım. Beni tekrar yaladığında enfes duygunun etkisiyle gözlerim geriye yuvarlandı.
Tüm bedenimle sarsılmamak için kendimi zorlamam gerekti.
Elimi başına götürdüm. “Ah, Tanrım. Lütfen!” diye inledim.
Tadıma bakmaya ve vajinamı öpmeye devam ederken gülümsediğini hissettim. Dudaklarını klitorisime götürüp beni sertçe emdi. Nefes nefese inledim.
Parmağını girişimde yavaşça gezdirdikten sonra içime sokarak beni doldurdu. İç duvarlarım parmağını sıktığı için onu kıvırarak içime girip çıkmaya başladığında nefessiz kaldım.
İçime girip çıkmaya bir süre devam etti. İlk başta sıkılıktan dolayı sürtünme dayanılmazdı. Ama buna devam ettikçe gerçekten iyi hissetmeye başlayarak rahatladım.
Daha fazlasını istediğim için kalçamı istemsizce havaya kaldırdım.
Graham memnuniyetle homurdanarak klitorisimi daha sert emdi.
“Evet bebeğim,” diye homurdandı. “Benim için gel.”
Kalçamı ağzında ve parmağında bir süre oynattıktan sonra bir yoğunluk hissettim. Orgazm bedenimi ele geçirince belimi dışa doğru kıvırdım. Ayaklarımdan omurgama, göğsüme ve kollarıma kadar karıncalandım. Nefes almaya çalışırken kaslarım gevşedi.
Graham parmağını içimden çıkarıp ıslaklığımı yaladı. Beni temizlerken inanılmaz hassastım. Öpücükler eşliğinde göbeğime, göğsüme, boynuma ve çeneme uzandıktan sonra dudaklarıma yapışıp beni şehvetle öptü. Dilindeki ıslaklığımın tadını alabiliyordum.
Üzerime ağırlığını verdiğinde parmaklarımı omzuna gömdüm.
Geri çekilip kollarını iki yanıma koydu. “Göz alıcısın,” diye fısıldadı hayranlıkla. Büyülenmiş bir ifadeyle yanağımı okşadığında kalbim sıkıştı.
Üzerimden inip yatağa uzandığı anda beni yakalayarak koynuna çekti. Güçlü kollarını sırtımda kenetlediğinde onun sıcaklığına kendimi bıraktım.
Ereksiyonunu bacak aramda hissedince canının yandığını tahmin ettim. Bana müthiş bir deneyim sunmuştu ve ona karşılık vermek istiyordum ama nereden başlayacağımı bilmiyordum.
Elimi yavaşça kot pantolonuna kaydırsam da ona dokunamadan beni durdurdu.
“Hayır bebeğim.”
“Ama…”
Başını iki yana salladı. “Sadece sana iyi hissettirmek istedim.”
Yanaklarım kızardı.
“Buna gerek yok,” diye ısrar etti. Beni kollarıyla daha sıkı sardığında sarılmaktan yeterince memnun olduğunu anladım. Ben derin bir nefes alırken şakağıma bir buse kondurdu.
Rahatlamak için bir anlığına gözlerimi kapatsam da kısa bir sürede uyuyakaldım.
***
Graham'ın omuzlarımı öpmesiyle uyandım.
Sersemlikle homurdandım. Sıcak ve rahat bir yerde olduğum için hiç kıpırdamak istemiyordum ama gözlerimi açtığımda yatağın ucundaki saati gördüm. Geç olmuştu.
Gitmem gerektiği için birden gerildim. Melissa’yı bulup hemen gitmeliydim.
Graham’ın koynundan çıkıp etrafta kıyafetlerimi aramaya başladım.
Graham, “Hey, ne oldu?” diye sordu.
“Geç oldu. Gitmeliyim,” dedim yataktan kalkıp etrafa saçılmış kıyafetlerimi toplarken.
Koluna dayanıp beni izlerken, “Seni eve bırakabilirim,” diye teklif etti.
“Hayır. Buraya bir arkadaşımla geldim, onu bulmam gerekiyor.”
Titreyen ellerime rağmen hızlıca giyindim. Kapıya yöneldiğimde Graham ayağa fırlayıp elimi tutarak bana gülümsedi.
“O kadar çabuk değil.” Bana yaklaşıp son bir öpücük daha verdikten sonra elimi bıraktı.
Odadan çıkarken zihnim berraktı. Artık şehvetin ve arzunun esiri değildi.
Ben ne yaptım böyle?