Çarpık Kader 2. Kitap: Özlenen Eş - Kitap kapağı

Çarpık Kader 2. Kitap: Özlenen Eş

Lyra May

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Özet

Anoud’un yıllarca beklediği eşi onu reddediyordu...

“Beni lütfen reddetme,” diye yalvararak ayaklarına kapandım. “Sebebinin ne olduğu umurumda değil. Başka biri mi var? Beklerim. Görünüşüm mü? Her şeyimi değiştiririm. Ne olur. Lütfen.”

“Görünüşün mü?” dedi şaşkınlıkla. Sesi kulaklarımda güzel bir melodiydi. “Onu nasıl değiştirebilirsin?” Çenemi kavrayarak yüzümü inceledi.

Demek sorun dış görünüşümdü.

Amansız savaşçı Anoud, Lycan Prensi’nin ziyareti için koruma ekibinin bir parçası olarak Ulu Ay Sürüsü’ne gider. Çok geçmeden Alfa Rion’un eşi olduğunu keşfeder. Ancak eş bağları gerilim, reddedilme endişesi ve tutkulu yüzleşmelerle doludur. Anoud, Rion’la karmaşık ilişkisini yoluna koymaya çalışırken, sürünün daha karanlık sırlarını ortaya çıkarır. Hem sadakatine hem de aşkına meydan okuyan tehditlerle yüzleşir. Anoud ile Rion engelleri aşabilecek midir? Yoksa aralarındaki eş bağı onlara komplo kuran karanlık güçler tarafından paramparça mı edilecektir?

Fazla göster

33 Bölüm

İkinci Kitap: Özlenen Eş

ANOUD

Sürü evinin rutin kontrolünü yapmam gerekiyordu. Kraliyet ziyareti için güvenliği sağlamak üzere Ulu Ay Sürüsü’yle buradaydım. Lycan prensiyle geçmişe dayanan bir hukukumuz vardı ve niyet okuma konusunda iyi olduğum için ziyaretlerinde beni de genellikle yanında götürürdü.

Bu yeteneğim bizi birkaç suikast girişiminden kurtarmıştı. Ayrıca onun ailesinden uzaklaşmak da fena değildi. Onunla arkadaşlığımızdan hoşlanmıyorlar, Luna unvanını elde etmek için onu kullandığımı düşünüyorlardı.

Kraliçe’nin gözünde bir melez olmam da buna tuz biberdi. Babam eşini kaybedince kendini alkole verip bir gece Malezyalı insan annemle yatmıştı. Bu yüzden annemden onun kıvrımlı vücudunu ve koyu tenini miras almıştım.

Kurtlar kendi aralarında tutucu olduğu için buradaki kadınların çoğu uzun boylu, sarışın ve ince yapılıydı. Onlardan nispeten kısa olduğum için bana “cüce” ve “melez” lakaplarını takmışlardı. Ama Prens Ralph bunlara aldırış etmiyordu.

ABD’nin en yetkin kuvvetleriyle yıllarca eğitim aldıktan sonra diğerlerinin saygısını kazanmıştım. Kaldı ki Kral ile Kraliçe, Ralph’in eşcinsel olduğunu bilmiyordu. Betasıyla çiftleşmişti ve birbirlerine delicesine âşıklardı.

Seçeneklerini değerlendirip küçük kardeşleri yeterince büyüdüğünde taht hakkından feragat etmeye karar vermişlerdi. İkizler harika liderler olacaktı ama şimdilik bu oyunu sürdürmek zorundaydık.

Buraya ayak bastığım anda eşimin burada olduğunu anlamıştım.

Kurdum onunla anında bağlantı kurdu. Ben Alfa’nın ofisine giderken zihinlerimizde birbirlerine bağlandılar. Alfa’nın sekreterinin yanından geçip içeri girdim.

Birbirimizi gördüğümüz anda, “Eş,” dedik. Mükemmel bir andı. Şaşkınlıkla yanına gidip kollarına atıldım.

Dudaklarıma tutkuyla yapışırken ellerini vücudumda gezdirdi. Ama büyülü anın bozulması uzun sürmedi. Ürpertici bir hırlamayla geri çekildi.

Beni istemediğini hissettim. Reddedişini.

“Beni lütfen reddetme,” diye yalvararak ayaklarına kapandım. “Sebebinin ne olduğu umurumda değil. Başka biri mi var? Beklerim. Görünüşüm mü? Her şeyimi değiştiririm. Ne olur. Lütfen.”

“Görünüşün mü?” dedi şaşkınlıkla. “Onu nasıl değiştirebilirsin?” Çenemi kavrayarak yüzümü inceledi.

Demek sorun dış görünüşümdü. Genelde kendime özgü bir güzelliğim olduğu söylenirdi ama kurtlara benzemediğimi biliyordum. Koyu renk saçlarım, tenim ve gözlerimle onlardan farklıydım.

Buna neden hazırlıksızdım? Başparmağıyla boynumu okşarken cevap bekleyerek bana bakıyordu.

“Daha çok spor yaparım, saçımı boyarım, makyaj yaparım, estetik olurum, her şeyi yaparım. Bana altı ay ver, ben de senin istediğin her şey olayım.”

Derin bir iç çekerek yüzünü çevirip ellerini sandalyesinin kollarına bıraktı.

***

Hayatımın büyük bir bölümünü Kraliyet Lycan Sürüsü’yle geçirmiştim. Altı yaşında kendi çapımda antrenmanlara başlamış, on altı yaşımda seçkin bir savaşçı olmak için resmi eğitime adım atmıştım. Sekiz yıl boyunca savaş eğitimi almıştım.

Şimdi yirmi dört yaşındaydım ve gelecek kralımıza hizmet etmek ve onu koruyacak kadar iyi olmak için zorlu yollardan geçmiştim. Bugüne kadar, eğitimimin yetersiz olduğunu söyleyecek herkese gülerdim.

Yetişkin erkekleri çıplak ellerimle parçalayabilirdim. Niyetim yapmıştım da. Düzenli işkence eğitimimiz sırasında, dayanıklılık eğitiminde ya da gerçek savaşlarda hiç pes etmemiştim.

Ama şimdi kırılmaya hiç olmadığım kadar yakındım. Eşim ellerini üzerimden çektikten birkaç dakika sonra gözleri donuklaşmıştı. Prens gelmişti ve gidip onu karşılaması gerekiyordu.

Bir süre sonra onun peşinden gidip sürü evindeki rutin kontrolü tamamlayarak herhangi bir problem olmadığından emin olmuştum. Bu dört saat önceydi.

Dört saattir duvara yaslanmış nöbet tutuyor, eşimin arkadaşlarım ve sürü üyeleriyle sohbet etmesini izliyordum. Uzun boylu sarışın bir kadınla özel olarak ilgileniyor gibiydi.

Sevgilisi olmaması şaşırtıcı olurdu. Alfa olduğu için sürünün gözdesiydi. Yine de bu, canımın yanmadığı ve kadının onun koluna ya da sırtına her dokunuşunda kusursuz yüzünü mahvetmek istemediğim anlamına gelmiyordu.

Tekrar odaya odaklanıp etrafı kolaçan ettim. Akşam dokuz olmuş, viski yeni servis edilmişti.

“Bunu denemen lazım, Anoud,” dedi Ralph aniden bir kadehi burnumun dibine iterek. Üzüntümden bihaber olduğu için gülümsedi. “Bunu burada yapıyorlar ve senin seçtiğin Ada Elementleri koleksiyonu kadar iyi. Belki o kadar değildir ama yine de bir dene.”

Canım Ralph. “Hâlâ görevdeyim majesteleri ama nefis kokuyor. Birazdan gidip sınırları kontrol edeceğim,” dedikten sonra zihin bağlantısı aracılığıyla ekledim. “Daha sonra açıklayacağım ama şimdilik ilgiyi üzerime çekme, Ralph.

Şaşkınlığını başını sallayarak gizledikten sonra arkasını döndü. Tam o anda eşim, kız arkadaşını sinirlendirmeyi umursamadan bir adım öne çıktı.

“Viski sever misin, Anoud?” diye sordu. Dudaklarından adımı duyduğum anda verdiğim tepkiyi gizleyemedim. Sırtımda hoş bir ürperti hissettim.

Boğazımı temizleyip başımı onaylarcasına salladım. “Evet, Alfa. Annemin ailesi Malezya’da viski üretimiyle uğraşıyordu ve ben de küçükken tatillerde oraya giderdim. Severim.”

“O zaman odana birkaç çeşit göndereyim. İşi bilen birinden geri bildirim almak bizim için değerlidir.” Eşim bunu bir iltifat olarak söylemiş olsa da odadakiler onunla aynı niyette yaklaşmadı.

Sarışın kadın güldü. “İyiydi.” Birkaç kişi daha güldü.

Huzursuzca kıpırdanarak başımı salladım. Neyse ki yedek görevli gelince ben de devriyeye çıkmak için sıvışma fırsatı buldum.

Ulu Ay orta büyüklükte bir sürüydü. Sürüden ya da yakındaki özgür topraklarda gizlenen potansiyel haydutlardan birini hissetmeden birkaç saat içinde devriyemi bitirmeyi başardım.

Herhangi bir tehdit sezmediğim için rahatlamış bir şekilde devriye lideriyle görüşüp işimi bitirdim. Sürü evine döndüğümde saat on bir buçuğu geçiyordu.

İnsan formuma dönüp günün yorgunluğundan arınmak için dışarıdaki duşu kullandım. Etrafa bakınınca görünürde ne havlu ne de kıyafet görebildim. Harika.

Neden tüm sürüler hazır kıyafet bulundurmayı alışkanlık hâline getirmiyordu? Neyse ki odamın yerini biliyordum. Hızlı hareket edersem kimseye görünmeden odama ulaşabilirdim.

Ama arkamda su damlaları bırakmaktan başka şansım yoktu. Üzgünüm sevgili eşim.

Mutfağa girdiğim anda içeri dalıp battaniyeyle üzerime koştuğu gibi beni kendine çekti.

“Sırf beni kızdırmak için mi herkesin içinde çıplak gezmeye karar verdin? Hem de mükemmel vücudundan akan su damlalarıyla? Bu vücut sadece benim ve sadece ben görebilirim,” dedi öfkeyle. Hemen ardından beni sıkıca kavrayarak boynuma yumuldu.

Parmaklarını belime geçirip beni kendine daha da bastırdı. Boynumu hırsla ısırdı, öptü, yaladı ve iştahla emdi. Hareket ettiğimizi fark etmemle kendimi geriye düşerken bulmam bir oldu.

Beni ofisine itip kapıyı kilitledikten sonra bana döndü. Yanakları kızarmıştı ve benim kadar düzensiz nefes alıp veriyordu.

Arzu bedenimi ele geçirirken battaniyeyi yere bırakıp ona yaklaştım. Beni tepeden tırnağa süzerken bakışları aşağıda oyalanınca beni sertçe halıya yatırdı.

Kollarımı başımın üzerine sabitleyip yine boynuma yöneldi. Boştaki eliyle çıplak memelerimi okşamaya başladı. Meme ucumla oynayıp onu sıkıştırdıktan sonra ona yumuldu.

Tek yapabildiğim onun altında inlemek ve onu hissedebilmek için kalçamı havaya kaldırmaktı.

“Ellerini indirme.” Bacak arama inip itiraz etmeme fırsat vermeden yüzünü oraya gömdü.

Zevk beni aniden sarsarken o da tüm açlığıyla bacak aramda ziyafet çekmeye odaklandı. Bir süre sonra orgazm beni vururken sadece çığlık atabildim.

O sakinleştirici elleri ve tatlı sözleriyle beni yatıştırırken coşkuyla titredim.

Kısa bir an içinde kendime gelip onu yere ittikten sonra kucağına kuruldum. Onun bana yaptığı gibi yüzümü boynuna gömerek orada bilerek izlerimi bıraktım.

Ellerimi kaslı ve geniş göğsünde gezdirip karın kaslarına kadar indim. Ellerimi iki yana götürerek derin V çizgisini takip ettim. Onu ağzımda ve ellerimde hissetmek istiyordum.

Eşimi içimde istiyordum.

Elini hızla kaldırıp beni sertçe geriye itti.

“Dur. Dur.” Düzensiz ve ağır nefesler alıyordu.

“Odana gitmelisin. Bu kadar yeter. Bu bir hataydı.”

Hata mı? Cevap vermeme fırsat tanımadan çekip gitti. Hem de ardına bakmadan.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok