
Antrenör
Sylvia, kimsenin yaklaşmaya cesaret edemediği hikâyelerin peşine düşmesiyle bilinir. Özel bir BDSM kulübü olan Cloud 9’a gizli bir görevle sızdığında, tek odağı kulübün karanlık sırlarını ifşa etmektir. Ama sonra yolu Dante’yle kesişir. Gizemli. Çekici. Ateşli. Kulübün baş eğitmeni Dante, onun için hem bir tehlike hem de bir baştan çıkarmadır. Zamanla gizli görevle Dante’nin büyüsü arasındaki sınırlar bulanıklaşmaya başlar. Bu gizemli dünyanın derinlerine indikçe, kendini hayatta gerçekten ne istediği de dâhil, her şeyi sorgularken bulur. Hâlâ görevde midir, yoksa kendisinin bile bilmediği bir yanını mı keşfetmiştir?
Bölüm 1
Ne kadar uğraşırsam uğraşayım, gözleri bağlanmış ve elleri başının üstündeki direğe deri bir kayışla sabitlenmiş kadından gözlerimi alamıyorum.
Deri kostümü vücudunu sarsa da memeleri ve kalçası meydanda. Meme uçlarına takılı kıskaçlar arasından uzanan bir zincir ve kasıklarından aşağı inen bir fermuar görebiliyorum. Başımı çevirmem gerektiğini bilsem de yapamıyorum.
Adamın biri onun etrafında avına saldıracak bir avcı gibi dolaşıyor. Dar kostümün altındaki vücudunun kusursuz hatlardan ve güçlü kaslardan oluştuğunu görebiliyorum. Bir türlü gözlerimi ondan alamıyorum. Hızlı nefesler alırken göğsü ateşli bir beklentiyle inip kalkıyor.
Adam kadının tenini deri kırbaçla okşarken ve kadının kıvranışını izlerken içimde bir şeyler harekete geçiyor. Hem rahatsızlık hem de heyecan birbirine karışıyor.
Adam kolunu öyle hızlı savuruyor ki neredeyse kaçırıyorum. Kırbaçla kadının vücuduna vuruyor. Kadın ağzındaki tıkaca rağmen hayatında yaşadığı en büyük zevkmiş gibi inliyor.
Bundan nasıl zevk aldığını anlamıyorum. Kim acı çekmekten zevk alır? Durumu garipsesem de olan biteni izlemekten kendimi alamıyorum. Zevkle inlemesi yetmezmiş gibi, kadının bacak arasındaki parlak ıslaklığı görüyorum.
İnen her kırbaç darbesinde vücudumda giderek yükselen sıcaklığı ve üzerimdeki siyah, cüretkâr elbisenin içinde meme uçlarımın sertleştiğini hissediyorum.
“İyi akşamlar.”
Pürüzsüz ama keskin bir ses büyüyü bozduğunda uzun boylu, geniş omuzlu, koyu saçlı, keçi sakallı ve beyaz gülüşlü adamı fark ediyorum.
“Ah, merhaba,” diyorum, heyecanımı saklamaya çalışarak. “Bu akşam nasılsınız?”
“Şimdi çok daha iyiyim. Benim adım Elijah, peki ya sizinki?”
“Anastasia,” diyorum, aklıma gelen ilk sahte ismi seçerek. BDSM kulübünde son zamanlarda meydana gelen cinayetlerin perde arkasındakileri öğrenmek için burada olduğumu kendime hatırlatarak araştırmacı gazeteci rolüme geri dönüyorum.
Elijah elimi alıp öpüyor. “Burada yeni misin? Seni rahat önce fark etmemiş olmam tuhaf,” diyor.
“Aslında, bu ilk gelişim,” diyorum. “Buranın müdavimi misin?”
“Evet, burası en sevdiğim kulüplerden biri. Sana etrafı gezdireyim mi?” Elijah bana kolunu uzatıyor. Tatlı bir gülümsemeyle koluna girdiğimde beni gezdirmeye başlıyor. “Birkaç yıldır bu kulübün üyesiyim, şehirdeki en iyi etkinlikler burada olur.”
“Üyelik süreci nasıl işliyor?” diye soruyorum, sahiden meraklıymış gibi görünmeye çalışarak.
“Epey uzun bir süreç ama buna değiyor. Üyeler tam anlamıyla VIP bir deneyim yaşıyor,” diye yanıtlıyor. “Oldukça pahalı ve herkesi kabul etmiyorlar.”
“Vay canına. Gerçekten de seçiciler. Çok üye var mı?” diye soruyorum, rahat tavrımı koruyarak.
“Tam bilmiyorum ama en az yüz üye vardır,” diyorum, beni başka bir gösteriye doğru yönlendirirken.
Yaklaştığımız bir sonraki sahnede, boynuna tasma takılmış bir adam bir kadının rugan çizmelerini yalamaya zorlanıyor. Dar bir deri elbise giymiş ve maske takmış sarışın kadının şeytani gülümsemesi açıkça görülüyor.
Bir kadının kontrolde olduğunu görmek beynimde yeni bir olasılığın ışığını yakıyor ama bu olasılığı irdeleyip irdelememek arasında kalıyorum.
“İlgini çekmişe benziyor, Anastasia. Sen bir dominant mısın yoksa itaatkâr mı?” diye soruyor Elijah.
Bakışlarımı sahneden alıp ona döndüm.
“Şey… İtaatkâr,” diyorum hemen, oynamam gereken rolü hatırlayarak. Son zamanlarda ölü bulunan kadınların ortak noktası: itaatkârlık.
“Mmm, mükemmel,” diyor usulca. “Sana özel odaları göstereyim. Aslında sadece üyelere özel.”
Sözleriyle tepeden tırnağa ürperiyorum. Benimle baş başa kalmak istediğini çaresiz ses tonundan anladığımda geri çekilmem gerektiğini fark ediyorum.
Elijah beni odanın arkasındaki siyah perdeye doğru yönlendiriyor. Anında kalbim tekliyor. Haber çıkarmak için çok şey yaptım ama bu ürkütücü adamla özel bir odada baş başa kalacak değilim.
“Ah, hayır, sanmıyorum.”
“Saçmalama. Sadece bir göz atıp ilgini çekecek bir şey var mı bakacağız.”
Elijah bir elini belime, diğerini de koluma koyarak beni ardında korkunç bir deneyim saklıyormuş gibi görünen siyah perdeye doğru itiyor.
Güvenebileceğim veya yardım isteyebileceğim biri var mı diye etrafıma bakınıyorum. Ama kimsenin bizimle ilgilenmediğini görüyorum. Herkes etrafındaki sahnelere odaklandığı için perdenin arkasına sürüklendiğimi fark etmeyecek.
“Hayır, gerçekten istemiyorum,” diye ısrar ediyorum, endişem giderek artarken.
Diretmemden keyif alıyormuş gibi kolunu belime sıkıca sarıyor. “Rahatla. İşe koyulduğumuzda ne kadar hoşuna gittiğini göreceksin,” diyor
Hayırı cevap olarak kabul etmeyeceğini anladığımda paniklemeye başlıyor ve çıkışıyorum.
“Dur! Hayır dedim.”
Ama Elijah, inadımı kırmak için çabalaması gerekiyormuş gibi çenesini sıkıyor.
“Elijah.”
Arkamızdan gelen alçak ve yumuşak ses her nedense tehditkâr tınlıyor.
Dönüp baktığımızda hayatımda gördüğüm en güzel yüzlerden biriyle karşılaşınca tüylerim diken diken oluyor. Şekillendirilmiş kumral saçlarını, keskin çene hattını ve kirli sakallarını görüyorum. Parlak mavi gözlerindeki endişeyle beni süzüyor.
Sahte kimliğimi görebiliyormuş gibi duran keskin bakışlarının altında huzursuzlanıyorum.
Bakışlarını aniden Elijah’a çevirince ifadesi sertleşiyor.
“Rıza politikamızı tekrar gözden geçirmemiz mi gerekiyor? Kuralları çiğnemenin cezasını biliyorsun, değil mi?”
Elijah ellerini üzerimden çekip suçüstü yakalanmış bir çocuk gibi önünde kavuşturuyor.
“Elbette biliyorum. Ama sadece Bayan Anastasia’ya etrafı gösteriyordum. Buraya ilk gelişi,” diyor hemen, çekingen bir gülümsemeyle.
Adam tekrar bana dönerek gergin beden dilimi açıkça inceliyor.
“Ne kadar da centilmensin, Elijah,” diyor adam, ikna olmadığını ses tonuyla açıkça belli ederek. Bir adım daha yaklaşıyor. “Bu akşam senin için bu kadar yeter gibi, ne dersin?”
Bunun retorik bir soru olduğunu hepimiz anlıyoruz.
Elijah sertçe yutkunuyor. Kulüpten çıkmak istemediğini ama aynı zamanda bu adamdan gerçekten korktuğunu görebiliyorum.
“Haklı olabilirsin. Zaten bu gece biraz yorgunum.” Elijah bana dönüp ufak bir selam veriyor. “Seninle tanışmak bir zevkti, Anastasia. Umarım tekrar görüşürüz.”
Elijah cevap vermemi beklemeden arkasını dönüp hızlı adımlarla girişe yürüyor. Ancak o odadan çıkarken bir şeyler demeyi başarıyorum.
“Üzgünüm,” diyorum, titreyen sesimle.
Adam tekrar bana dönünce ifadesi nispeten yumuşasa da bu, korkutucu havasının tamamen dağılmasına yetmiyor. Yine de simsiyah takım elbisesinin altındaki geniş omuzları ve kaslı göğsü gözümden kaçmıyor.
O ise dominant enerjisiyle beni tepeden tırnağa süzüyor. “Ne için?”
“Ben… Onu kovdurmak istememiştim. Sadece…”
“Gayet net bir cevap verdin. Elijah seni dinlemeliydi. Bliss’te rızaya önem veririz.”
O anda BDSM uygulamaları hakkında bulduğum araştırmayı hatırlıyorum. Değişen güç dinamikleri ve yaşam tarzının sınır bilmeyen doğası sebebiyle, BDSM özelinde rıza almak büyük önem taşıyor. Bliss’in rıza konusundaki hassasiyetini duyunca üzerime bir rahatlık çöküyor.
“Ben Dante,” diyor, kolunu bana uzatarak.
Güçlü ve sıcak elini tuttuğumda hemen elimi kavrıyor.
“Anastasia,” diye karşılık veriyorum.
Bağlanmış kadınla dominant adamın gösterisini izlerken olduğu gibi, Dante’nin varlığıyla aynı korku ve arzu birbirine karışıyor.
Adrenalinin etkisinin geçmesiyle vücudum gevşerken Dante’nin yoğun bakışlarının üzerimde gezindiğini, vücudumun her hareketini ve saklamaya çalıştığım her işareti incelediğini fark ediyorum.
Onunla sahnede olmak nasıl olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Acaba bir kalabalığın karşısında ve tamamen onun kontrolü altında tüm isteklerimi ve arzularımı ortaya çıkarması nasıl olurdu?





































