
Dokunuş
Kendimi yatağa atıp tavana bakıyorum.
Lanet olsun. Neyim var benim?
Meme uçlarımın sertleşmesi için elimi kaldırırken neden bu kadar huzursuz hissettiğimi anlayamıyorum.
Ama cidden. Düşünmeyi bırak. Kendine dokunmayı bırak. Sadece dur!
Birinci Bölüm
Emily
Kendimi yatağa atıp tavana bakıyorum.
Meme uçlarımın sertleşmesi için elimi kaldırırken neden bu kadar huzursuz hissettiğimi anlayamıyorum.
Az önce sahildeydim.
Nicole yanında olmam için yalvarmıştı ve ben en iyi arkadaşıma asla hayır diyememiştim.
Hiçbir şey onu planlarından alıkoymuyor, bugün patronumla toplantım olsa bile.
Sahile vardığımızda Nicole çantasını kuma attı ve beyaz mini eteğini çıkarmadan hemen önce pembe kolsuz yeleğini çıkardı.
Askısız elbisemi indirirken sabırsızlıkla, "Ne bekliyorsun? Hadi yüzmeye gidelim!" diyor Nicole.
Konu bedenim olunca biraz güvensiz hissettiğimi biliyor. İnsanların kaç kere güzel olduğumu söylemeleri önemli değil. Hâlâ birileri kusurlarıma bakıyor ve not alıyormuş gibi hissediyorum.
29 yaşındayım ve hala bedenimle ilgili sorunlarım var. Kendimi seviyorum, beni yanlış anlamayın. Sadece bazı günler aynada gördüklerim hoşuma gitmiyor.
"Ah, kapa çeneni! Çok güzel görünüyorsun! O bacaklara sahip olmak için adam öldürürüm!" Nicole bir saniyeliğine kollarını çapraz yaptı ve gülümsedi. Yüzümü avuçlarının arasına aldı ve zeytin yeşili gözlerime baktı.
"Seni tokatlamam mı gerekiyor?"
"Senden nefret ediyorum," derken gülümsüyorum.
"Alex mesaj attı." Telefonumu çantama geri koyarken konuyu değiştirdim. "Bir saat içinde burada olacak. Birkaç saat içinde patronumla görüşmem var, o geldiğinde gidebilir miyim?"
Nicole gözlerini devirdi. "Neden patronunla yüz yüze görüşmen gerekiyor? Telefonla olmaz mı?"
"Pascoal Villa'nın bu ay içinde kiralanacağını tahmin ediyorum. Belki de kiracıların neye ihtiyacı olduğu hakkında bana bazı ayrıntılar vermesi gerekiyordur."
Dünyanın en garip işine sahibim. Ben bile açıklayamam. Otel hostesi sayılırım ama ortada bir otel yok. Bir sürü ev ve villa var.
Patronum, Bay Torres, yetmiş sekiz yaşında emekli bir avukat, ara sıra kiraladığı düzinelerce evi ve villası var.
Benim işim, kiracılar için mülkü iyi durumda tutmak ve evde hissetmeleri için ne gerekiyorsa yapmak.
Beş yıldır bu işteyim ve Bay Torres'i nadiren şahsen görüyorum. Bana güvendiğini biliyorum ve genelde yeni kiracılar gelmeden önce telefonda konuşuruz.
"Bu, Alex'in beni eve bırakacağı anlamına mı geliyor? Lanet olsun Em, Colorado Z71'debana ne olduğunu biliyorsun!"
Sırıttım çünkü kamyondan bahsetmediğini biliyordum. "Evet, şimdi bildiğimden emin oldum!! Libidon susuzluğunu giderdikten sonra bana daha sonra teşekkür edeceksin!"
Bir saniye düşünmeden Nicole suya atladı. Kıyı boyunca yürümeye devam ettim, ayak bileklerime her dalga çarptığında tüylerim diken diken oldu.
"Çok iyi hissettiriyor, Em!"
Nicole'ün pozitif enerjisi o kadar bulaşıcıydı ki derin bir nefes aldım, gözlerimi kapattım ve suya daldım.
Hava almaya çıkarken yüzümün aniden sert bir şeye çarptığını hissettim. Göğsüm de vurmasın diye ellerimi öne doğru uzattım ve sonra avuç içlerimin çıplak dövmeli bir göğüse temas ettiğini gördüm..
Ne kadar zaman olduğunu bilmiyordum, ama sadece bakıyordum, ellerim hala o sert, dövmeli göğüs kaslarının üzerindeydi, cildin ne kadar yumuşak olduğuna şaşırdım ve ellerimin ısındığını hissettim.
Ellerim aşağı kaymaya başladı ve gözlerim o güneşten öpülen derinin her santimini aldı ta ki belimin tutulduğunu hissedene kadar ve tüm vücudum hızla yukarı ve bir dalgaya doğru geri itildi.
Dengemi kaybettikten sonra tekrar düzelmeye çalışırken yukarı baktım.
"Bu gereksizdi!" Sesim sinirli gibiydi ki sinirliydim önümde duran adam muhtemelen bu kadar yakın olduğum en seksi adam olmasına rağmen.
Gözlerindeki mavi gökyüzünün rengiyle uyuşuyor, koyu kahverengi saçlar gözlerinin güzelliğin daha da öne çıkarıyordu.
İlgisini çekmediğim için beni ondan uzaklaştırdığı düşüncesi aklımdan geçti. Bu yüzden, herhangi bir utanç göstermeden önce ona içgüdüsel olarak saldırdım.
"Yürüyüp gidebilecek kapasitedeyim, çok teşekkür ederim! Beni itmene gerek yok!"
Ağzını açtığı anda kapattı. Ademelmasının, saçlarını yumuşatmak için sağ elini kaldırırken yukarı ve aşağı hareket ederken görebiliyordum.
Az önce söylediklerimi umursamıyor gibiydi ve ben kaşlarımı çatıp kıyıya geri dönmek için arkamı dönerken bana baktı.
"Az önce ne oldu?" Nicole yine romantik haline bürünüyor, sapıkça romantik.
Nicole kıkırdamıştı ve eminim ki ona bakıyordu, onu ölçüyor ve bana geri bakıyordu.
"Nic! Lütfen!" Havluma geri dönerken Nicole devam ediyor.
"Çok uzun zaman oldu, Em. Eğer kendini bir erkekle tanıştırmazsan, sadece biraz eğlenmek için bile olsa, o zaman sana yardım etmek için kollarımı sıvayacağım."
"Nic. Utanç vericiydi, tamam mı?" Havlunun üzerine uzandım. "Bu bir kazaydı ve zar zor konuştuk. Aslında o konuşmadı. Hem de hiç."
Gözlerimi kapatır kapatmaz bedenimin havluya bastırıldığını hissettim.
"Alex! Bu da ne böyle?"
Alnımı öptükten sonra Alex zıpladı ve Nicole'e yapılan saldırıyı tekrarladı. Onları ne zaman birlikte görsem, keşke sevişmeden öteye geçmiş olsalardı demekten kendimi alamıyorum.
Tanrı biliyor ya, onları gerçekten erkek arkadaş ve kız arkadaş olmaları için ikna etmeye çalıştım!
Alex'i burada yaşadığım zamandır tanırım. Burada tanıştığım ilk adamdı ve ilk başta onunla takılmayı düşünmüş olsam da en iyi arkadaş olarak daha iyi olacağımızı fark ettim.
Dürüst olalım. Kolay olmadı. Mavi gözlü, kumlu sarı saçlı, kaslı, 1.90m, rahat kişiliği ı kesinlikle bu kararımı sorgulamama neden oldu.
Meğerse bir adamın deli gibi seksi olması onu senin tipin yapmazmış. Bu ne demekse artık.
"Sana o Siyah Beyaz Maskeli Balo'ya davetiye aldım!" İkimize de gülümsedi ve Nicole'e göz kırptı.
Alex, gülerek ve bana bakarak "O kadar uzun zaman oldu, değil mi?" diyor..
"Saat 9'da hazır ol!" dedi Alex, Nicole’ü gelinmiş gibi kucaklayıp suya doğru yürürlerken.
"Erkenden evinde olacağım!" diye bağırdı Nicole, Alex'in boynunda kolları hala dururken suya atılmadan hemen önce.
Neden o adamı aklımdan çıkaramıyorum? Neden onun o lezzetli göğsüne dokunmak zorunda kaldım ki?
Nicole haklı. Biriyle yatmam lazım. En son ne zaman olduğunu bile hatırlamıyorum. Ve ben bir ilişkiden bahsetmiyorum. Hayır.
Beş yıl önce buraya taşınmadan bir yıl önceydi. O zamandan beri, ara sıra birkaç randevuya çıkıp bir süre gündelik seks yapmaya okeydim.. Sık sık olmasa da.
Liam
Belimi suyun altında tutmak için çırpınıyordum. Yakınlaşmak istedim ama ereksiyonum yakın zamanda sönecek gibi değildi.
Nefes alışım zorlaşıyordu. Islak ellerinin üzerimdeyken aşağı doğru hareket etmesini hissettim, çok iyi hissettirdi.
Bir an için nerede olduğumu unuttum ve kollarını indirip aletimi tutacağını hayal ettim.
Bacaklarını belime dolamayı, elimin yuvarlak yanaklarını tuttuğunu, parmaklarımın ıslak açıklığına giderek yaklaştığını hayal ettim.
Bu hayalden göz açıp kapayıncaya kadar koptum. Az önce bir şey söyledi ama aklım onun sesini dinleyemeyecek başka yerlerdeydi.
Sudan çıkarken onu izledim. Ağır çekimde yürüyor gibiydi. Eliyle sol omzunun üzerindeki kıvırcık açık kahverengi saçlarını avuçlayıp göğsüne doğru indirdi.
O saçlarını sıkarken ben de yumruklarımı sıktım.
Tek görebildiğim bikinisinin üstüne düşen su damlalarıydı. Damlalar, göğsünü kapatan kumaştan aşağıya kayıyordu. Meme ucunu yalarken dilimin her damlayı yakaladığını hayal ettim. Damla damla.







































