
Kara Kurt
Addison yıllarca süren seyahat ve eğitimin ardından sürüsüne geri döner. Artık ortaya yeni çıkan kurdu da onunla birliktedir. Geçmişteki kalp kırıklıkları, eski dostluklar ve sürü dinamikleriyle yüzleşmek Addison için bir hayli zor olacaktır. Geleceğin alfası Jaxon’la karşılaştığında uzun zamandır saklı kalan sırlar ortaya çıkmaya başlar.
Addison ve Jaxon geçmişi geride bırakabilecek mi yoksa sırların ve güç savaşlarının ağırlığı onları paramparça mı edecek?
Bölüm 1
ALTI YIL ÖNCE
ADDISON
Aynada son bir kez kendime baktım. Vücudumu saran kırmızı, saten elbise kalçalarımdan akıp ayak bileklerime kadar uzanıyordu. Gerçekten baş döndürücü bir elbiseydi. Normalde kesinlikle böyle bir elbise giymezdim. Bu elbiseyi Luna Alaina’yla Hayden benim için seçmişti.
Luna Alaina ve kızı Hayden baloya gitmem konusunda kararlıydılar. Her türlü bahaneyi uydurmuştum ama amcam lise balolarının önemli olduğunu, bundan kaçamayacağımı söylemişti. Ben de istemeye istemeye sonunda pes etmiştim.
Hayden uzun, altın sarısı saçlarımı kıvırcık yapmıştı. Uzun saçlarım normalde dalgalıydı, ancak maşa yapınca kısa ve çok daha farklı görünüyordu. Bana yaptığı sade makyajla mavi gözlerim ortaya çıkmıştı. Daha önce hiç makyaj yapmadığım için kendimi biraz gergin hissediyordum. Bu hâlimle tamamen farklı biri gibi görünüyordum.
Boynumda altın bir zincir vardı, benim gibi sade bir şeydi. Babama aitti, babam bu zinciri vefat edene kadar takmıştı. O öldükten sonra annem zinciri istemeyince zinciri ben almıştım... Doğrusu, ondan bana kalan tek şey buydu. Onu sadece özel günlerde takıyordum. Balo gecesi de özel bir gün gibi görünüyordu.
Kırmızı topuklu ayakkabılarıma bakmak için elbisemi yukarıya çektim. Daha önce hiç topuklu ayakkabı giymemiştim ama Luna Alaina’yla Hayden, Jaxon benim 1.52 boyumdan çok daha uzun olduğu için ayakkabıların işe yarayacağını söylemişlerdi. Jaxon’ın boyu 1.75’ti, topuklularla bile omzuna zar zor ulaşıyordum.
Beni baloya götürmeyi kabul ettiği için hâlâ şoktaydım. Alfa Hale ve Luna Alaina’nın Braxton amcamla birlikte, beni baloya götürmesi için Jaxon’ı ikna ettiklerini biliyordum. Böyle bir şeyi kabul edeceği aklıma gelmezdi. Bu çok utanç vericiydi.
Derin bir nefes aldım ve odadan çıkıp merdivenlerden inmeden önce saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Amcamın kahkahası evin içinde yankılanıyordu. Muhtemelen Alfa Hale ile konuşuyordu. Oturma odasına girdiğimde Alfa Hale ve Luna Alaina yüzlerinde ışıl ışıl gülümsemelerle orada duruyordu. Braxton hızla arkasını dönerek bana gülümsedi.
“Çok güzel görünüyorsun Addison,” dedi beni kucaklarken.
Alfa Hale başını sallayıp, “Braxton’a katılıyorum,” derken bana gülümsüyordu.
Alfa Hale çok konuşkan bir adam değildi, en azından benim yanımda. Ama ben gerekmedikçe konuşmadığım için bu pek bir şey ifade etmiyordu. Luna Alaina beni kucakladı, bu sadece bir annenin verebileceği bir kucaklamaydı. Ben de ona sıkıca sarıldım, gerçek anneme sarıldığım anların hiç böyle olmadığını biliyordum.
“Muhteşem görünüyorsun,” dedikten sonra Luna Alaina geri çekilerek gülümsedi.
“Teşekkür ederim.”
“Biz geldik,” diye seslendi Hayden ön kapıdan. Derin bir nefes alıp yüzümü ona döndüm. Yirmi dakikadır Jaxon’ın hazırlanmasına yardım ediyordu.
Hayden gülümseyerek yolumdan çekildi. Gözlerimiz buluştuğunda kalp atışlarımın hızlandığını hissettim. Jaxon... Tanrıça, muhteşemdi. Bana baktı ve önce bir, sonra iki kez göz kırptı. Bilmesem, görünüşüm karşısında şoke olduğunu söyleyebilirdim.
“Merhaba,” dedi başını sallayarak.
“Merhaba,” dedim ellerimi önümde birleştirerek. Bu çok garipti.
Luna Alaina, “Hadi şöminenin önünde bir fotoğrafınızı çekelim,” der demez Hayden bize poz verdirmeye başladı.
Jaxon arkamda dururken elleri belimdeydi. Fotoğraf çekilirken gülümsüyorduk ya da en azından ben gülümsüyordum. Sonra Hayden bizi yan yana durmaya zorladı. Jaxon bir kolunu belime dolamış, diğer elini de cebine sokmuştu. Benim kollarımdan biri onun sırtında, diğer elim de karnındaydı. Birkaç fotoğraf daha çektirdikten sonra artık gitmekte özgürdük.
Aramızdaki yakınlığın beni tahrik ettiğini hissedebiliyordum ama bunu çabucak üzerimden attım. Bu ilgiye alışık değildim. Güzel olmadığımdan değil, ben daha çok sürünün alay konusuydum.
“Gidelim mi?” diye sordu Jaxon kaşlarını kaldırarak. Onun da rahatsız olduğunu hissedebiliyordum ama benim yüzümden mi emin değildim. Başımı salladım ve evden çıkarken onu takip ettim.
Beni büyük, siyah kamyonetine götürdükten sonra yolcu koltuğuna oturmama yardım etti.
Jaxon kapıyı kapatmadan önce, “Teşekkür ederim,” dedim. Ardından hemen şoför tarafına geçip arabayı çalıştırdı.
Birkaç dakika sonra, “Bunun garip olduğunu biliyorum ama beni baloya götürdüğün için teşekkür etmek istiyorum,” dedim.
“Sanırım annem kendi baloma gitmediğim için hayal kırıklığına uğradı. Bu yüzden bunu telafi etmek için seninkini kullanıyor,” dedi omuz silkerek.
“Neden balona gitmedin?” diye sordum ona bakarak.
Gergin görünüyordu. Sorun bende miydi yoksa başka bir şey mi vardı emin değildim. Hatırlayabildiğim kadarıyla gergin ve düşünceli biriydi. Nedenini biliyordum... Kardeşinin gözlerinin önünde öldürülmesine tanık olmuştu.
Kimse bu konu hakkında konuşmuyordu ama öğrendiğim kadarıyla normalde hareketli bir çocuk olan Jaxon kısa sürede sessiz bir çocuğa dönüşmüştü. Buraya o olaydan bir yıl sonra gelmiştim. Braxton birkaç yıl sonra üstü kapalı bir şekilde bana bu olaydan bahsetmişti. O zamanlar bile bazı sürü üyeleri sağda solda bu trajik olay hakkında fısıldaşıp duruyordu.
Haydutlar bölgeye girip sürüye saldırmıştı. Jaxon’la kardeşi Conner ormanda koşuya çıktıklarında haydutlardan biri onları bulmuş, Conner’ı öldürmüştü. Alfa Hale bulundukları yere ulaştığında hayduta saldırıp onu öldürmüştü ama artık çok geçti. Conner ölmüştü. Jaxon o sırada sadece on üç yaşındaydı, henüz şekil bile değiştirmemişti... Yapabileceği hiçbir şey yoktu.
Bununla ilgili pek çok hikâye duymuştum. Hepsi de travmatik hikâyelerdi. Keşke Jaxon’la daha önce tanışmış olsaydım. Keşke onun yanında olabilseydim. Neden bilmiyorum ama ona karşı hep bir çekim hissetmiştim. Bu akşamdan önce pek konuşmamıştık ama buraya taşındıktan sonra onu sürü etkinliklerinde ve Braxton amcamla sık sık görmüştüm.
“Doğru gelmedi. Eşime karşı saygısızlık olacakmış gibi hissettim,” dedi omuz silkerek.
“Ah, anladım,” dedim başımı sallayarak. Böyle hissetmesine şaşırmıştım. Çoğu erkek kurt, eşleriyle tanışmadan önce onların duygularını pek önemsemezdi.
“Onu aramayı neden bıraktın?”
Mezun olduktan sonra bir yıllığına seyahate çıkmıştı. Kurtların mezun olup on sekiz yaşına geldiklerinde bunu yapmaları normaldi ama Jaxon eli boş dönmüştü... Kimseye hiçbir şey söylememişti. Braxton Jaxon’ın ilk başta gitmek istemediğini ama ailesi yüzünden gittiğini söylemişti.
Omuz silkip, “Onu buldum,” dediğinde şoke olmuş bir şekilde ona baktım.
“Neden onunla değilsin?” diye sordum usulca.
“Addie, başka bir şey konuşalım,” dedi başını sallayarak. Addie... Ne zaman konuşsak bana hep böyle seslenirdi.
Jaxon ilk tanıştığımızda bana böyle seslenmişti. Henüz on iki yaşımdaydım. Ailemin ölümünden sonra içime kapanmıştım. Kimseyle pek konuşmuyordum. Şaşırtıcı bir şekilde, Jaxon bir haftalık sessizliğimden sonra beni konuşturan ilk kişi olmuş, bana bu lakabı takmıştı. Hoşuma da gitmişti.
“Özür dilerim,” dedim başka tarafa bakarak. Onu zorladığım için kendimi kötü hissediyordum.
“Özür dilenecek bir şey yok. Sadece biraz karışık. Ailem ve sürü bilmiyor. Bu şekilde kalmasını istiyorum,” dedi başını sallayarak.
“Hiçbir şey söylemeyeceğim, söz veriyorum,” derken elimi koluna koydum. Sessiz geçen birkaç dakikadan sonra da elimi çektim.
“Keşke kurdum olsaydı da eşimi bulabilseydim,” dedim usulca.
Bir şey söylemedi, zaten söylemesini de beklemiyordum. Laf olsun diye söylemiştim. Elbette, eşimi bulmak istiyordum ama bunu değiştirmek için yapabileceğim pek bir şey yoktu. Birkaç dakika sonra kasabanın kongre merkezine girdik. Burası konserlerin ya da kasaba etkinliklerinin düzenlendiği bir yerdi.
Arabayı park ettikten sonra içeriye girdik. Yerel lisede insanlar, kurt adamlar ve alfa tarafından katılmasına izin verilen rastgele doğaüstü varlıklar da vardı.
İçeriye girip birlikte fotoğraf çektirdik. Jaxon yanımda durup kolunu omuzlarıma dolamıştı. Fotoğrafçı fotoğrafımızı çekerken gülümsüyordum.
Neredeyse herkes Jaxon’a bakıp bir şeyler fısıldıyordu. Geleceğin alfası baloya kurdu olmayan dişi bir kurtla gelmişti. İnsan kadınlar ona bir tanrıymış gibi bakıyorlardı, ki öyleydi. O mükemmeldi, benim gözümde hep öyleydi.
“İnsanların dik dik bakmasından nefret ediyorum.” Herkesten uzağa yerleştirilmiş masaya oturduğumuzda Jaxon gözlerini devirdi.
“Ben de. Ama farklı olduğunda bu kaçınılmaz oluyor,” dedim omuz silkerek.
“Kurdunun olmaması sürüde farklı ya da önemsiz olduğun anlamına gelmez,” dedi gözlerimin içine bakarak.
Sanki gözlerinde dünyayı taşıyordu. Soluk mavi gözleri o kadar büyüleyiciydi ki, insan kendinden geçiyordu. Daha önce hiç gözlerine baktığımı hatırlamıyordum, bu şekilde değil.
“İnsanlar benim ucube bir inek olduğumu düşünüyor. Öğrenmeyi seviyor olmam inek olduğum anlamına gelmez ama bu insanlara aksini kanıtlamaya çalışmanın ne anlamı var ki?” dedim başımı sallayarak.
“Seni neden dışladıklarını anlamıyorum.”
“Şu anda seninle baloda olduğum için, beni adi bir fahişe olarak görüyorlar,” dedim gözlerimi devirerek.
“Neden?”
“Sen geleceğin alfasısın. Bense senin eşin değilim. Bunu biliyorlar ve beni bir sürtük olarak görüyorlar. Çoğunlukla seni kendilerine istiyorlar. İnsan olan kadınlar bile.”
“Onlardan biriyle değil de seninle burada olduğum için mutluyum,” derken bana nazik bir şekilde gülümsedi.
Şoke olmuştum. Geleceğin alfası daha önce hiç gülümsememişti, en azından benim gördüğüm kadarıyla. Ama tam şu anda bana gülümsüyordu. Ben de ona gülümsedim elbette.
Tanrım, çok etkileyiciydi.
“Gerçekten buraya gelmek istedin mi?” diye sordu.
“Hayır, asla. Braxton’la Luna Alaina bunun önemli bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorlar ama ben öyle düşünmüyorum,” dedim küçük bir kahkaha atarak.
“Gidelim,” dedi ayağa kalkarak.
“Nereye?” diye sorarken şaşkın gözlerle ona bakıyordum.
“Sana bir şey göstermek istiyorum,” dedi ve takım elbisesinin ceketini ilikledikten sonra bana elini uzattı.
“Tamam,” dedim elini tutarak.






































