Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Kara Kurt

Kara Kurt

Bölüm 2

KUTLAMA GÜNÜ

Addison yirmi dört, Jaxon yirmi altı yaşında.

ADDISON

Wyoming’e dönmek istemiyordum ama vakit gelmişti. Braxton amcayı görmem ve kurdumu eğitmem gerekiyordu.

Ben geç şekil değiştiren biriydim. Nihayet yirmi dört yaşımda şekil değiştirmiştim. Annem bir kurttu ama babam değildi, o bir insandı. Çoğu insan bu yüzden bir kurdum olmadığına inanıyordu ama ben öyle olmadığını biliyordum. İçten içe, onun orada olduğunu biliyordum, sadece zamanını bekliyordu. Sanırım bunun ailemi çok küçük yaşta kaybetmemle ve sonrasında yaşadığım travmayla daha çok ilgisi vardı. Braxton amca bir uzmana görünmemi istemişti ama ben reddetmiştim. Ucube olmakla bir sorunum yoktu.

Bu yüzden İspanya’da ilk kez yer değiştirdiğimde başımın belada olduğunu biliyordum. Hemen Braxton amcayı arayıp durumu anlatmıştım. O da yapabileceğim en iyi şeyin eve dönmek olduğuna karar vermişti. Şu anda yanımda Taylor, namıdiğer Tye vardı. Keşke o insanlar beni şimdi görebilselerdi. Güçlü bir kurttum, Tye’a göre çoğundan daha iriydim. Geri dönüp hepsinin yanıldığını kanıtlamak için sabırsızlanıyordum.

Son bir yıldır Tye’la birlikte seyahat ediyorduk. Ben kendi sanatıma, Tye da kendi sanatına odaklanmıştı. İkimiz de sanatçıydık ama ben fırça ya da kalem kullanmayı tercih ederken o fotoğraf makinesi kullanmayı tercih ediyordu.

Tye bir kurttu... Üniversiteden mezun olduktan sonra sürüsünden ayrılmaya karar veren yalnız bir kurt. Ayrılıkla düşündüğümden çok daha iyi başa çıkıyordu ama bunun çok fazla seyahat ettiğimizden kaynaklandığını düşünüyordum.

O da benim gibi yalnız kalmaktan o kadar hoşlanıyordu ki kampüs dışında bir dairede benimle yaşıyordu. Alfasının bunu kabul etmesine, hatta onun yalnız kurt olmasına izin vermesine şaşırmıştım... Ama sanırım bunun Braxton’la bir ilgisi vardı.

Uçak alçalırken Tye elimi tuttu. Braxton bana sürü jetiyle geri dönebileceğimizi söylemişti ama Jaxon’ın döndüğümü öğrenmesini istemiyordum. Son altı yıldır süreden uzak kalmamın nedenlerinden biri de oydu.

Jaxon’ı düşünmek göğsümü ağrıtıyordu. Neredeyse altı yıl sonra bile ona karşı bu kadar güçlü duygular hissetmeyi beklemiyordum... Ama gelin görün ki bu güçlü duygulara engel olamıyordum. Tye elimi daha sıkı tutarken sakinleşmek için derin bir nefes aldım. Bir yıldır sürekli seyahat edip uçuyorduk ama Tye kalkış ve iniş sırasında hâlâ geriliyordu.

Uçak aprona yaklaştıktan sonra uçaktan inmemize izin verdiler. Bu noktada sinirlerim tavan yapmıştı. Uçuş boyunca kendimi sakinleştirmeye çalışmıştım ama bu giderek zorlaşıyordu. Başka bir şey düşünmeye çalışıyordum, başka herhangi bir şey. Şu anda zorlanan tek kişinin ben olmadığımı biliyordum. Tye’ın da zor zamanlar geçirdiğini biliyordum ama sesi çıkmıyordu.

“Gergin olduğunu biliyorum,” dedi Tye. Bagajlarımızı almak için havaalanında yürürken kolunu omuzlarıma doladı.

Derin bir nefes alarak başımı salladım. “Onunla yüzleşebilir miyim bilmiyorum.”

“Braxton kimseye söylemeyecek, bu yüzden onu hemen görmek zorunda kalmayacaksın,” dedi Tye.

Braxton dönüşümün sürpriz olacağına söz vermişti. Kendimi hazır hissettiğimde insanların karşısına çıkacaktım. Her nasılsa, Jaxon’ı görmek istemediğimi biliyor gibiydi. Gerçi ona olanları hiç anlatmamıştım ama belki de Jaxon anlatmıştır? Braxton artık Jaxon’ın gammasıydı. Ben ayrılmadan önce bile hep yakın olmuşlardı.

“Biliyorum ama yine de berbat durumdayım,” derken gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum.

Tye beni kenara çekip bana sarıldığında birden ağlamaya başladım. Hiçbir şey ifade etmediğim bir adam için ağlıyordum. On yedi yaşımda kendimi teslim ettiğim bir adam için. Bekâretimi aldıktan sonra beni bir ahırda tek başıma uyanmaya terk eden bir adam için. Ben New York’a gidene kadar benden kaçan, bana bir veda bile etmeyen adam için. Yıllardır onun için ağlamamıştım. Hâlâ da onun için ağlıyordum. Gözyaşlarıma değmezdi ama aynı zamanda değerdi de.

Benim hatam mıydı?

Tye omuzlarımı ovarak, “Derin bir nefes al,” dedi.

“Tamam,” dedim gözyaşlarımı silerken. Bunu yapabilirdim... Başka seçeneğim yoktu.

Birlikte bagaj alım yerine yürüdük ve çantalarımızı aldık. Çok fazla değerli eşyalarımız olduğundan ikimizin de büyük bir alüminyum bavulu vardı. Geçtiğimiz yıl boyunca evimizi âdeta bavulda taşımıştık. Bu oldukça stresli bir işti. Bir yanım evde olmaktan mutluydu. Sonunda bir yatağa, bir şifonyere ve bir dolaba kavuşacaktım.

Seyahat etmeyi ne kadar sevsem de, evim diyebileceğim bir yerim olmasını özlemiştim. Burada olmak istemesem bile... Burası evimdi. Kendimi güvende hissettiğim ve sevildiğim tek yerdi.

Bir elimizde el bagajımız, diğerinde valizlerimizle dışarıya çıktık. Çıkış kapısına ulaşır ulaşmaz, amcam otomatik kapılardan koşarak bana doğru geldi. Braxton beni kucaklayarak etrafımda döndürdü. Çantalarımı bırakıp ben de ona sarılırken bir kahkaha attım.

Onu bir yıl önceki mezuniyetten beri görmemiştim. Hâlâ aynı görünüyordu, hiç değişmemişti.

“Seni özledim Addison!” dedikten sonra beni yere indirdi.

“Ben de seni özledim,” derken ona bir kez daha sarıldım. O benim tek ailemdi, ona sahip olduğum için minnettardım.

“Taylor, seni tekrar görmek harika,” dedi Tye’a başıyla selam verirken. Onun orada durduğunu neredeyse unutmuştum. Tye gözlerini kaçırıp rahatsız olmuş gibi gülümsedi.

Tye’la Braxton eşti. Bunu mezuniyette tanıştıklarında öğrenmişlerdi ama Tye o zamandan beri ondan uzak duruyordu. Benimle geri dönmesine bile şaşırmıştım. Sanırım kısmen benim için endişeleniyordu ve eninde sonunda Braxton’la yüzleşmek zorunda kalacağını biliyordu. Eş olmaları konusunu hiç konuşmamıştık ama Tye’ın Braxton’ı asla reddetmeyeceğini biliyordum. Bu konuda konuşması için onu zorlamamıştım. Onu iyi tanıyordum, hazır olduğunda ya da konuşmak istediğinde benimle zaten konuşacaktı.

Braxton, “Bunları ben alırım,” derken çantalarımızı aldı. Tye’ın elini tuttuktan sonra Braxton’ı takip etmeye başladık. Dört çantayla hokkabazlık yapmasını izlemek kesinlikle komikti. Hiç zorlanmıyormuş gibi davranıyordu. Tıpkı yaptığı diğer her şey gibi. Başımı iki yana sallayarak Tye’la birlikte arka koltuğa tırmandım. Önde oturabilirdim ama Tye’ın eşiyle aynı arabada olmaktan rahatsızlık duyduğunu biliyordum. O yüzden biraz olsun onu rahatlatmak istedim.

“Kurdunu görmek için sabırsızlanıyorum!” dedi Braxton otoyola çıktığımızda.

“Çok güzel bir kurdu var,” derken Tye hayranlıkla bana bakıyordu. İkisine de başımı salladım.

“İşleri ağırdan almak istediğini biliyorum, bu yüzden doğruca eve gideceğiz. İkiniz de düzgün bir yatakta güzelce dinlenebilirsiniz. Buna ne kadar çok ihtiyacınız olduğunu biliyorum. Yarın bana başından geçen bütün maceraları anlatabilirsin. Hazır olduğunda da dönüşürsün. Sonra birlikte koşuya çıkabiliriz,” diye geveledi Braxton.

“Görünüşe göre her şeyi planlamışsın,” diye güldüm.

“Addison, seni ne kadar özlediğimi bilemezsin!” dedi başını sallayarak.

“Henüz insanlarla görüşmek istemediğini biliyorum, o yüzden bunu zaman içerisinde halledebiliriz. Hale ve Alaina’ya döneceğini söyledim, söylemek zorundaydım. Ama başka kimseye bir şey söylemedim. Alfa Jaxon şu anda Beta Mason’la birlikte dışarıda, bu yüzden işlerle Hale ilgileniyor,” diye açıkladı Braxton.

“Sürüyü devraldığını bile unutmuşum,” dedim kucağımdaki ellerime bakarak. Tye’ın gözlerini üzerimde hissedebiliyordum, başımı salladım. Tye biliyordu ama Braxton bilmiyordu. En azından ona söylememiştim.

“Evet, üç yıl önce. Sürüde çok şey değişti,” dedi Braxton.

“Ama bir hafta daha burada olmayacak, o yüzden endişelenecek bir şey yok,” diye ekledi.

“Ne demek istiyorsun?” diye sordum ona bakarak. İç çekip başını salladı. “Ne kadarını biliyorsun?” diye sordum.

“Addison, ikinizin arasında bir şeyler olduğunu anlamamak için aptal olmak gerekir. Balodan döndün ve mezuniyete kadar tek kelime etmedin. Sen giderken Jaxon sana veda bile etmedi. Onu öldürmediğim için çok şanslı. Hale neredeyse onu öldürüyordu,” dedi Braxton.

“O yanlış bir şey yapmadı,” diyerek onu savundum.

Braxton, “Seni bir şeye zorlamamış olabilir ama bilmediğin başka şeyler de var. Bir yıl öncesine kadar ben de bilmiyordum,” dedi.

“Ne demek istiyorsun?”

Continue to the next chapter of Kara Kurt

Discover Galatea

Bizi Bağlayan AlevlerDavetUfak Tefek SırlarSahiplenici MuhafızSerserilerden Kaçış

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi