
Kehanet: Bir Alfa Kral ve Luna Hikâyesi
Anna, Ay Işığı Sürüsü’nün Alfası’nın kızıdır. Artık zamanı dolmuştur. Alfa Balosu’nda eşini bulamazsa, Gece Yarısı Sürüsü’nün Alfası Victor’a verilecektir. Korktuğu bu kaderden kaçmaya kararlı olan Anna’nın son umudu yaklaşan balodur. Ancak kaderin onun için bambaşka planları vardır. İki Alfa Kral’ın kaderindeki eşler olduğunu keşfetmekle kalmaz, aynı zamanda eski bir kehanet her şeyi değiştirmekle tehdit eder. Anna artık tehlikelerin her zamankinden daha fazla olduğu güç, tutku ve kader dünyasında yolunu bulmalıdır. Anna kaderini kabullenecek mi yoksa kaderine karşı mı gelecek?
Bölüm 1
ANNA
Normalde bu saatlerde babamın verdiği bir yığın işle meşgul olmalıydım. Ona göre “alfanın kızı” olmak “kraliyet prensesi” olmaktı. Her şeyle ben ilgilenmek zorundaydım.
Son zamanlarda günlerimi eğitimle dolduruyordu. Bundan yakınmıyordum. Göğüs göğüse dövüşmeyi seviyordum. Onun dışında aldığım dersler zorlu geçiyordu. Bu dersler genelde kurt adamların tarihi ve onlara ait eski öyküler hakkında oluyordu. Babam buna kültür diyordu.
Geçenlerde öğrendiğim eski bir hikâye tüylerimi diken diken etmişti. Yeni bir kehanet ve özel güçleri olan çocuklarla ilgiliydi. Bir nevi peri masalları gibiydi ama kurt adamlar için olanlarından.
Cevap vermeden koşmaya devam ettim. Onu dinlemediğim için sonrasında fırça yiyecektim ama umurumda değildi. Kısa da olsa biraz yalnız kalmaya ihtiyacım vardı.
Hiçbir şey ormanda geçirdiğim bu anları mahvedemezdi. Orman, kendimi gerçekten özgür hissettiğim tek yerdi.
Eyvah, çok kızmıştı! Ormanda tek başıma koşmama izin verilmediğini hatırlayarak durdum. Derin bir nefes aldım ve ciğerlerimi temiz havayla doldurdum.
Karşılığında öfkeli bir homurdanma gelmişti. Vakit kaybetmeden sürü evine doğru yola koyuldum.
Kuru yaprak yığınının içinde bıraktığım kıyafetlerimin olduğu yerde durdum ve insan formuna geri dönüp üzerimi giyindim.
Ben daha sürü evinin kapısına varmadan kapı hızla açılmış, iki altın renkli ela göz öfkeyle bana dikilmişti. Buna karşılık gözlerimi devirince bu alfayı daha da çileden çıkardı.
“İçeriye gir, hemen!” diye hırladı.
Ayaklarımı sürüyerek içeriye girdiğimde bana bakmakta olan alfa konseyiyle karşılaştım. Onlarla dalga geçercesine sahte bir reverans çaktım. Üstüm başım çamur içindeydi. Tayt ve askılı giyiyordum. Bunlar kesinlikle onların eski püskü göreceği şeylerdi.
Victor’un kıkırdadığını duydum. Victor komşu sürümüz Gece Yarısı Sürüsü’nün alfasıydı.
Ay Işığı Sürüsü’nün alfası olan babam her zamanki gibi onaylamayan bir bakışla beni süzdü.
“Bu böyle gitmez Anna,” dedi öfkeyle.
“Baba… Yani Alfa, kurdumun koşması gerekiyordu. Huzur içinde! Ayrıca, sonsuza dek buraya tıkılıp kalırsam eşimi nasıl bulacağım? Son zamanlarda pek misafirimiz olmadı ve hâlâ bir eşim yok.” Açık sözlülükle konuştum. Yalan söylemenin bir anlamı yoktu.
Abim Anthony, iki yıl boyunca bütün eşleşme törenlerine katıldıktan sonra yirmi yaşında eşini bulmuştu. Eşi güzeller güzeli yengem Charlotte’tu. O da bir alfanın kızıydı. Babası Almanya’daki bir sürünün alfasıydı.
Ben de on sekizden yirmi yaşıma kadar her eşleşme törenine gitmiştim ama asla biriyle aramda o eşleşme bağını hissedememiştim. Sonrasında ben de babamı üç yıl boyunca sürüde kalmama, eğitim almama, öğrenmeme ve özgür olmama izin vermesi için ikna etmiştim.
Bu hoşuna gitmese de, abimin de arkamda durmasıyla bunu kabul etmişti. Anthony babama üç torun vermişti. Torunları gelecekte alfa olacaklardı. Ve ben de kendimi canla başla antrenmanlarıma ve eğitimlerime adamıştım. Bir eşim olmadan sürüme en iyi bu şekilde yardım edebilirdim.
Bunlar bir süre babamı oyalar, eşimi bulamamam konusunda üzerime gelmez diye düşünmüştüm.
Şimdi neden birden konunun yine bir eş bulmama geldiğini kestiremiyordum.
“Yeter Anna. Ormanda tek başına dolanarak bir eş bulamazsın. İki hafta sonra alfa kralların eşleşme balosuna gideceksin.” Babam bugün kısa kesiyordu, konsey toplantısında bir şeyler olmuş olmalıydı.
“Ama baba… Yani Alfa,” dedim kendimi düzelterek. “Alfa kralların eşleşme balosuna birkaç yıl önce gitmiştim zaten.”
Gece Yarısı Sürüsü’nün alfası gözlerini bana dikmişti. Ona öfkeyle karşılık verdiğimde sırıtarak bana göz kırptı.
Bu adamdan hiç hazzetmiyordum.
Tamam, çirkin sayılmazdı. Uzun boylu, güçlü kuvvetliydi ama kendini beğenmişin tekiydi. Her şeyi yapmaya hakkı olduğunu düşünüyordu. Gözleriyle beni süzüşü tüylerimi diken diken ediyordu. Ona salyasını silmesini, ardından buradan defolup gitmesini söylemek istiyordum.
Eşi olmayan kurt adamlar başkalarıyla yatabilirdi. Bu bizim kültürümüzün bir parçasıydı. Ama Victor bunu fazla abartıyordu. Tek eşlilik, çiftleşmediğimiz sürece bize göre değildi. Ancak Victor’un bir eşi olsa bile eşine sadık kalacağından ciddi şekilde şüphe ediyordum.
“O balo eski krallar tarafından düzenlenmişti,” dedi babam. “Şimdi alfalar krallıklarını oğulları Ares ve Apollo’ya devrettiler. Yeni alfa krallar eşi olmayan alfaları ve alfa kızlarını baloya davet etti. Sen de davet edildin.”
Göğsüm sıkışırken midem allak bullak oldu. Bunun ne anlama geldiğini biliyordum. Benden bunu istemeden önce daha fazla zamanım olur diye sanıyordum.
“Anna, bu balo çok önemli,” diye devam etti babam. “Yeni alfa kralların eşleri yok. Bu harika bir fırsat. Annenle o baloda tanıştığımı biliyorsun.” Elini sertçe masaya indirdiğinde ses odada yankılandı.
“Neden bir eş bulmam aniden senin ve konseyin için bu kadar önemli oldu?” Öfkeden köpürsem de sakin bir şekilde konuşmaya çalışıyordum. “Ve o neden burada?” Gece Yarısı alfasını işaret ederek kaşlarımı çattım.
“Anthony… Konseyi ve Alfa Victor’u yemek odasına götür. Ben gelene kadar misafirlerimize bir şeyler ikram edin,” dedi babam.
Victor’un bana bakmaya devam etmesi beni rahatsız ediyordu.
Yani, adam benden yaklaşık on yaş büyüktü.
Sakalı kırlaşmaya başlamıştı. Neden bana sanki onun olmam gerekiyormuşum gibi baktığını anlamıyordum.
Tek bir sezon için bile olsa, böyle bir şeyin olması imkânsızdı. Kendi kendime sırıttım.
“Anna… Bu ciddi!” diye çıkıştı babam.
“Ciddi olan şey ne baba?” dedim buz gibi bir sesle.
“Anna… Çiftleşmek sadece bir eş ya da anne olmaktan ibaret değil. Bu diğer yarını bulmak ve bir sürüyü yönetmekle de ilgili!” derken sesi yumuşadı. “Annen bunu isterdi.”
“Beni kendine denk gören bir eş bulursam haklısın tabii,” diye homurdandım.
“Eşini bulmak istememenin sebebi bu mu?” derken babam yerine oturdu. Birden sakinleşmişti. Sevgi dolu gözlerle bana baktı.
Elimi onunkinin üzerine koydum. “Şu anda bir eşimin olmaması beni rahatsız etmiyor. Bir eş bulmak ve çocuk sahibi olmak için hâlâ önümde uzun yıllar var. Daha iyi bir savaşçı olmaya ve olabildiğince çok şey öğrenmeye çalışıyorum. Bir sürüye yardım etmenin birçok yolu var.”
“Keşke öyle olsaydı.” Başını iki yana salladı. “Bu yıl alfa olarak görevimden çekiliyorum. Yerimi abin alacak. Bir eşi ve çocukları olduğu için benden daha güçlü. Artık bana tavsiyeler verecek, arkamda duracak bir eşim yok. Abin eşinin yardımıyla iyi bir iş çıkaracak. Annene bir eş bulmanda sana yardım edeceğime söz verdim.” Gözleri bir şey sakladığını ele veriyordu. Bana her şeyi anlatmıyordu.
“Bana söylemediğin şey ne baba?” Elini tutarak gözlerimin içine bakmasını istedim.
Ancak bakışlarını kaçırıp bir an pencereye baktı. Sonunda bana döndüğünde ise elimi sıkıca tuttu. “Bir sonraki törende eşini bulamazsan Gece Yarısı Sürüsü’nün alfasıyla eşleşeceksin.”
“Victor’la mı!” diye bağırırken elimi geri çektim. “Buna asla razı olmam. Bunu sen de biliyorsun!” Odada volta atarken içimi saran korku attığım adımları ağırlaştırıyordu.
“Eşini bulamazsan olacak olan bu. Belki bu şekilde çalışmalarının ve bu konunun önemini anlarsın,” diye homurdandı. Kararının kesin olduğu belliydi.
“Neden bana bunu yapıyorsun? Anthony böyle bir şeye asla izin vermez!” diye bağırdım. Öfkeden ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.
“O bizim dostumuz, en yakın komşumuz. Hem onun da bir eşi yok. Onunla eşleşirseniz Anthony alfa olduğunda bize meydan okumaz.”
Öfkem birden kayboldu.
“Senden hoşlandığını söyledi,” derken babam konuşmaya devam ediyordu. “En iyi seçenek bu. O bir alfa. Üstelik güçlü bir alfa!”
“Mantık eşleşmeleri kader eşleriyle olan eşleşmeler kadar güçlü olmaz. Bunu sen de biliyorsun baba,” dedim çaresizce. Bu son şansımmış gibi sıkı sıkıya kelimelere tutunmuştum. “Gerçek eşleşme bağı yoksa kolayca başka bir kurtla yatabilir.”
Ancak ona karşı çıktığım için babam bana dişlerini gösterdi, çok öfkelenmişti.
“Karar verildi. İki hafta sonra baloda kendine bir eş bulamazsan ona verileceksin,” dedikten sonra ayağa kalkıp odadan çıktı.
Etrafımdaki her şeyi kırıp döktüm. Öfkeden gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Odanın yarısını yerle bir etmiştim.
Değildi. Bunu biliyordum.
Annem bir eşimin ve çocuklarımın olmasını isterdi. Böyle zamanlarda güçlü ve mantıklı olmamı isterdi, çocukça ve itaatsiz davranmamı değil.
Alfa krallar gerçekten birlik isteselerdi, iki krallığın gücü dengeleyebileceğini göstermeye çalışmak yerine krallıkları birleştirirlerdi.
Ama partide eşi olmayan yüzlerce kurt adam olacaktı. Eşimi, beni dengi olarak görecek birini bulma şansım vardı.
Ve umarım Victor da kendine benden başka bir eş bulurdu.





































