Evet, Knight Bey - Kitap kapağı

Evet, Knight Bey

Natalie Roche

Ökse Otunun Altında

JAMIE

Knight & Son’a doğru yürüdüm... Hâlâ rahatsızdım.

Sonunda Carmen’e kostümü giymem için zorlamasın diye yalvarmıştım ve bana fark ettiğimden daha fazla dekolte gösteren kırmızı bir elbise ödünç verdi.

Bu konuda somurtmuştu, elbette ki. Ama her halükarda kazandı çünkü hâlâ bir sürtük gibi görünüyordum.

Harry süslemeler, ikramlar ve bir içki masasıyla elinden geleni yapmıştı.

Müzik gürültülüydü ve işler oldukça çılgıncaydı. Tam da böyle şeylerden nefret etmemin nedeni. Bana bir gece kulübünü anımsatıyordu ve gece kulüplerinden nefret ediyordum.

“Jamie! Gelmişsin!”

Harry paltosu kolundayken bana doğru yürüdü. “Gelmezsin diye düşünmüştüm.”

Gülümsedim. “Fikrimi değiştirdim. Tam bayrama havasında görünüyorsun, Harry.”

Siyah takımının altında gömleği kırmızıydı. Ayrıca kafasında Noel Baba şapkası ve boynunda süslemeler vardı.

Kıkırdadı. “Kızlar yaptı bunu, oldukça ısrarcılardı. Aslında tam da ayrılıyordum.”

“Ah” dedim. Bu gerçekten kötü bir durum, çünkü burada hoşlandığım tek kişi oydu. “Hemen erkenden mi?”

“Birkaç saattir buradayım ve parti yapmak için çok yaşlıyım. Sen göz kamaştırıcı görünüyorsun, git keyfini çıkar.”

Gülümsedim. “Tamam!”

Bir saat dayanacağım ve sonra gideceğim.

Oldukça göze batıyordum ama iyi anlamda değil, daha çok garip bir şekilde.

“Masana bir şey bıraktım, sadece küçük bir Noel hediyesi.” Eğildi ve fısıldadı, “Gecenin tadını çıkar, tatlım.”

Harry gitti ve gerçekten tanımadığım hatta bazılarını gerçekten sevmediğim insanlarla yalnız kaldım.

Sanırım birlikte çalıştığın insanlarla gerçekten konuşmadığın zaman onları gerçekten tanıyamıyorsun.

Dans eden ve iyi vakit geçiren iş arkadaşlarının arasından geçtim ve kendimi gevşetmek için bardan bir bardak kırmızı şarap aldım.

Biraz daha kalacaksam Tanrı biliyor ya, gerçekten ihtiyacım var.

“Ah, geldin!”

Arkamı döndüm ve oradaydı.

Uzun boylu, sarışın, devasa silikonlu göğüsler.

Kibar ol Jamie! Ailenin seni yetiştirdiği gibi iyi kız ol.

Gülümsedim. “Jen! Merhaba!”

“Son dakikada gelmeye karar vermiş olmalısın, pek bayram havasında görünmüyorsun.”

Kıyafetimi ne kadar onaylamadığını göstermek için beni yukarıdan aşağı süzdü.

“Normalden biraz daha fazla cilt gösterdiğini görmek güzel.”

“Teşekkürler... Sanırım.” Biraz garip hissederek başka yere baktım.

“Bütün günümü salonda bu geceye hazırlanarak geçirdim. Tırnaklar, saçlar, makyaj.” Elleriyle sıska vücudunu gösterdi.

“Aferin sana.” yetersiz olduğunu biliyordum ama onun yanında nasıl davranacağımı bilmiyordum. İlişkimizin ne olduğunu da bilmiyordum.

Son şarabımı içtim ve gitmeye hazırdım. Neredeyse bir saat dayanmıştım ve bu benim için yeterince uzundu.

Daha çok erkendi. Lacey’s’de Carmen ve Ethan’la içki içmek için buluşabilirdim.

Harry’nin masamda bıraktığı hediyeyi hatırladığımda kalabalığın arasından geçtim.

Geride bırakmak istemedim, bu yüzden kapının yanında güvenliğin durduğu asansöre doğru yürüdüm.

“Kimse çıkamaz, bayan.” Siyah takım elbiseli adam şık görünüyordu.

Lanet olsun, gece vardiyası güvenliği çok şirin ve iyi durumdaydı.

“Harr, yani, Knight Bey masama bir şey bırakmıştı. Gitmeden önce yukarı çıkıp alabileceğimi söyledi. Ben onun asistanıyım.”

Kafasını salladı. “Hiç sanmıyorum.”

“Neden onu aramıyorsun? Beş dakika içinde hemen döneceğim, çantama bile bakabilirsin. Her şey var, kredi kartı, para, telefon, makyaj-”

“Tamam, devam et. Beş dakika yoksa peşinen geleceğim.”

Asansör için düğmeye bastı ve kapılar açıldı.

İçeri girdim ve arkamı döndüm ve ona gülümsedim. “Teşekkür ederim.”

Asansör kapıları tekrar açıldığında, tüm müzik ve gürültüden sonra sessizliğe kavuşmanın tadını çıkararak masama doğru yürüdüm.

Harry’nin dediği gibi, masamda güzel görünen bir hediye çantası vardı.

Kimseden hediye almaktan hoşlanmam ama Harry olduğu için hayır demek istemedim.

Çantaya baktım ve çok güzel bir kutu çıkardım.

Kutuyu açtım ve çok pahalı görünümlü bir inci bileklik gördüm.

Muhteşemdi ve tabi ki çok fazlaydı. Bunu kabul edersem kendimi kötü hissederim.

“Kostümü giymemişsin.”

Mason’ın sesini duydum.

Kutuyu kapattım ve arkamı döndüm.

Ofisinde masasının arkasında oturuyordu, kapısı açıktı, doğrudan bana bakıyordu.

Orada olduğunu nasıl fark etmedim?

“Knight Bey! Sizin orda olduğunuzu fark etmemişim.” Yaşadığım korkudan sonra sözlerim biraz panik içinde çıkmıştı.

Mason sandalyesinden kalktı ve kapıya doğru yürüdü. “Yüzündeki ifadeye bakılırsa seni korkuttum.”

Sinirli bir şekilde kulağımın arkasına bir tutam saç sıkıştırdım. “Burada kimse yok sanıyordum.”

“O zaman neden buradasın? Güvenliğe kimseyi yukarı çıkarmamasını söyledim.”

“Ben, şey, kibarca sordum. Baban masama bir şey bıraktı ve ben de onu almaya geldim.” Sevimli kutuyu çantasına geri yerleştirdim.

“Hediye mi? Bir çalışan için bu bir ilk. Senden hoşlanıyor olmalı.”

“O iyi bir adam ve onun için çalışmayı seviyorum. Ama bu kadarı fazla. Geri vermeyi planlıyorum.”

Benim hakkımda ne düşündüğünden endişelendim. Açgözlü biri olduğumu düşünmesini istemedim.

“Bunu yapma. Hak etmeseydin sana vermezdi.” Elleri pantolonunun cebinde duruyordu. “Üzerinde gördüğüm kostüme ne oldu?”

Onunla benim aramda bir engel olarak kollarımı kavuşturdum. “Giymemeye karar verdim.”

“Kötü olmuş”.

Bana asılmaya mı çalışıyordu?

Herkesi kullandığı gibi beni kullanmasına izin vermemeye kararlıydım. Yakışıklı olması onu benim üzerimde yaramazdı.

Yine bana bakıyordu, yukarıdan aşağı, tepeden tırnağa, kahverengi gözleriyle. Sonra kıkırdadı.

“Jen umurumda değil biliyorsun, değil mi?”

Tabii ki umursamıyordu. Eminim şimdiye kadar başkasını bulmuştur. Her saat başı bir kadın.

Hatta şu an ofisinde yarı çıplak bir kadın olmamasına şaşırdım.

Sorudan kaçındım. “Ben... Partide olacağınızı düşünmüştüm.”

Yine aynıydı. “Beni mi arıyordun? Noel’i kutlamam. Yıllardır hem de.”

Bir partiydi ve adamın parti yapmayı sevdiğini duymuştum. Hatta en başından her şeyin onun fikri olduğunu düşünmüştüm.

Neden Noel’i kutlamadığını merak ediyorum.

“Ne düşünüyorsun?”

“Şey... Aslında gitmem gerektiğini. Geç oldu ve arkadaşlarımla içki içmek için buluşacağım.”

Hediye çantasını aldım.

“Ofisteki Noel partisinden kaçıyorsun,” diliyle cık cık sesi çıkardı. “Bir şeyi unutuyorsun.”

“Neyi?” diye sordum. Onunla yalnız kalmak beni geriyordu. Beni daha fazla korkutmadan gitmek istiyordum.

Gözleriyle üzerimizi işaret etti.

“Ökse otu.”

Yukarı baktım ve gerçekten üzerimizde asılı duran ökse otunu gördüm, sonra ona baktım.

“Noel’i kutlamadığını sanıyordum.”

“Kırmızı sana yakışıyor,Jamie. Ayrıca ökse otu bir istisnadır.”

Mason biraz daha yaklaştı, göğüs dekolteme bir göz attı.

“Knight Bey.”

Avuç içini yanağıma yerleştirdi, parmaklarıni açmış, başparmağıyla yüzümü okşadı.

Sonra yüzünü beklemediğim bir öpücük için yüzüme doğru yaklaştırdı İstemediğim bir öpücük.

Ama büyülenmiştim. Hareket edemiyordum.

Ağzı yaklaştı ve içkisinin baharat kokusunu alabiliyordum. Dudaklarını benimkine bastırırken, tadını da almıştım.

Neler oluyor burada?

Patronum - Knight Bey beni öpüyordu ve ben de ona izin veriyordum.

Ve bu tutkulu bir öpücük değildi. Dudaklarıyla masum bir öpücüktü, çok yumuşak dudaklar, diye eklemeliyim.

Hayır, Jamie! Bu çok yanlış. Buna hemen bir son vermek zorundasın.

“İşte buradasınız, bayan.” bir ses duyuldu.

Korkuyla geri çekildim, kırmızı şeritli topuklu ayakkabılarımla neredeyse titriyordum.

Yaklaşan güvenlik görevlisine doğru baktım.

“Beş dakika, biliyorum.”

Mason, “Sorun değil Gavin, Bayan Harris burada kalabilir,” dedi.

Gavin başıyla onayladı. “Haklısınız. İkinizi de rahatsız ettiğim için üzgünüm.”

Orda dur, Gavin. Ben Knight Bey’in kızlarından biri değilim. Burada kimbilir ne yapmak için kalmayacağım.

Onun yapacağı pis şeyleri hayal edin...

Ökse otunun altında masum bir öpücük olduğunu biliyordum ama içimden bir ses benden daha fazlasını istediğini söyledi.

Mason’a baktım, soğukkanlıydı ve pahalı iş kıyafetleriyle düzgün görünüyordu.

“Gerçekten gitmeliyim, arkadaşlarımla buluşacağım.”

“Seni bırakabilirim. Bu saatte tek başına dışarı çıkmamalısın.”

“Sorun değil, bana bir şey olmaz.” Beni öpmesine izin verdiğim için çok utanmıştım. “İyi geceler, Knight Bey.”

Döndüm ve asansöre doğru yürüdüm.

Pazartesi sabahı bana profesyonel olarak saygı duymayacağını biliyordum. O saygı beni öptüğü anda gitmişti.

~Kötü hamle Jamie. Kötü lanet bir hareket. ~

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok