Eşim olmayabilecek biriyle bir ilişki yaşamanın hata olduğunu biliyordum ama gerçek ortaya çıktığında ve erkek arkadaşım gerçek eşinin ben olmadığımı anladığında dışarı çıkıp başka birinin kollarına atlamaktan başka ne yapabilirdim? Bir gecelik tutkunun her şeyin sonu olması gerekirken neden aklımı başımdan alan o seksi, düşünceli savaşçı kurdu düşünmeden edemiyordum? Bu, tek gecelik bir ilişkiden daha fazlası olabilir miydi?
Yaş sınırı: +18
SAMARA
Kendimi daha fazla tutamadığım için gözlerimden yaşlar dökülüyordu. Kalbim paramparçaydı. Bunun olmasını bekliyordum ama böyle olacağını hiç düşünmemiştim.
Kurdum Priya kafamın içinde kıpırdandı. Priya ile her zaman birbirimize bağlıydık bu yüzden sessizliği beni daha çok üzüyordu. Bana onunla bu kadar içli dışlı olmamamı söylemişti ama ben dinlememiştim.
Âşık olmamam gereken birine âşık olmuştum ve onun başka birinin eşi olduğu ortaya çıkmıştı.
Liam ile iki yıldır birlikteydik. İlişkimiz başlarda seksten ibaret olsa da zamanla ona karşı bir şeyler hissetmeye başlamıştım. Aptalca bir şekilde, onun da aynı şeyleri hissettiğini, aramızda özel bir şey olduğunu sanıyordum.
O korkunç kelime kara bir bulut gibi üzerimizde dolaşıyordu. Eş... Bunun hakkında konuşmuştuk bile. Birlikte yaşamanın nasıl bir şey olacağını... Birlikte çocuk büyütmeyi...
Mutlu olmanın nasıl bir his olduğunu…
Liam bana eş olmamızı istediğini söylemişti. Belki de bunda ciddiydi. Ama bugün yirmi birinci yaş gününde her şey değişmişti.
Gün, Liam'ın beni evimden almaya gelmesiyle başladı. Onun dönüm noktası olan doğum gününü kutlamak için sürü evinde kahvaltı yapmayı planlamıştık.
Her şeyin mükemmel olması için saçımı, makyajımı özenle yapmış, Liam'ın en sevdiği elbiseyi giymiştim.
Beni aldığı an, ondaki değişimi anlamalıydım. Sürü evine giderken yaptığımız konuşma yapmacıktı. Yatakta konuşarak geçirdiğimiz saatlere hiç benzemiyordu.
Oraya varır varmaz Liam tedirgin bir biçimde etrafına bakmaya başladı. Heyecandan, endişeden karnıma kramplar girdi. Bugünün zor geçeceğini biliyordum ama bu, beni hiçbir zaman onun eşi olduğumu düşünmekten alıkoymamıştı.
Çok ama çok yanılmıştım.
"Eşim..." Bu kelimeyi durup dururken söyleyen Liam'ın bakışlarını takip ettiğimde ürperdim.
Önümüzde duran birine bakıyordu. Onunla aynı kelimeyi söyleyen, kahverengi saçlı, güzel bir kadına…
Liam gidip onu öptüğünde başımdan aşağı kaynar sular döküldü.
Öpüşmelerini izlerken kalbim paramparça oldu. Olanları ağır çekimde izliyor gibiydim. Birçok insanın bizi izlediğini, birçok gözün benim üzerimde olduğunu biliyordum. Tek yapabildiğim başımı ve omuzlarımı dik tutmaktı.
Herkes durumumuzu ve ne yaşadığımızı biliyordu. Kalp kırıklığının yanı sıra, herkesin Liam'ın benim yerime başka birini seçtiğine tanık olduğunu bilmenin verdiği aşağılanma hissiyle de yüzleşmek zorundaydım.
Bazıları bana eş olarak bağlanmamış biriyle yakınlaşmamı kınarken bazıları beni teselli eder gibi bakıyordu. Bazıları Liam ve yeni eşi için mutlu olurken bazıları hiç umursamıyordu.
Ben mi? Durup bu yüzleşmeyi bekleyemezdim. Liam'dan herhangi bir açıklama duymak da istemiyordum. Ona iki yıl boyunca hem bedenimi hem kalbimi vermiştim ama o, beni onun için hiçbir şey ifade etmiyormuşum gibi bir kenara atmıştı.
Bunu asla atlatamayacaktım.
Ormandaki en sevdiğim yere doğru yola çıktım. Kendimi yere atıp hıçkıra hıçkıra ağlamayı, yerlerinde dövünmeyi bile düşündüm ama tek yapabildiğim önüme bakmaktı.
Sonunda Priya kafamın içinde kıpırdandı. Konuşmak istiyordu ama duymazdan geldim.
Benimle zihin bağlantısı kurmaya çalışan annemi, babamı, kardeşimi de görmezden geldim. Beni ne kadar seviyor olsalar da utancımı onlarla paylaşmaya hazır değildim. Tek yapabildiğim duygularımı kontrol altına almaya çalışmaktı.
Hafif bir esinti kollarımdaki tüyleri diken diken ederken içimi bir ürperti kapladı. Burnuma bir koku geldi ama kim olduğunu hemen anladım. Yanıma oturduğunda hareket etmedim.
En iyi arkadaşım Ruby konuşmadan önce bir iki dakika bekledi.
"Özür dilerim, Sam," diye mırıldandı.
Dönüp bana anlayışla bakan yeşil gözlerine baktım. İyi bir dost, bir aptallık yaptığınızda bunu yüzünüze söyleyebilen ama yine de sizi seven, destekleyen kişiydi.
"Sorun değil," dedim. "Priya beni uyardı ama dinlemedim. Ona karşı bir şeyler hissettiğimi fark ettiğimde durmalıydım."
Ruby iç çekti.
"Haklı olmaktan nefret ediyorum," diye mırıldandı, başını sallayarak.
Priya da kafamın içinde, "Eşimize kavuşacağız elbette ama biraz eğlenmeliyiz," diye fısıldadı.
"Bunu yapabilir miyim bilmiyorum," dedim, tekrar suya bakarak.
"Kendimi çok aptal hissediyorum," diye fısıldadım. "Bunun yanlış olduğunu biliyordum ama aynı zamanda doğru olduğunu da hissediyordum."
Ruby elimi avucuna alıp sıkarak, "Biliyorum," dedi.
Suyun akışını izlerken başımı en iyi arkadaşımın omzuna yaslayıp keşke ben de suyla akıp gidebilseydim diye düşündüm. Buradan çok uzaklara…
"Şimdi ne yapacağım?" diye sorarken gözümden tek bir damla yaş süzüldü.
Ruby bir an için sessiz kaldı.
Sonra, "Bu gece buralarda olmak istemediğini biliyorum," dedi. "Hepimiz biliyoruz ki insanlar eşlerini bulduklarında sürüde bir kutlama düzenlenir."
Hay lanet olsun!
Bunu unutmuştum.
Başımı omzundan kaldırarak, "Yapamam," diye cevap verdim.
Ruby'nin bakışlarının ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum. Bu, buna ihtiyacı olan insanlara attığı bakıştı. Asla acıma dolu değildi, daha çok seni anladığı ve ne olursa olsun yanında olacağı anlamına geliyordu.
"Biliyorum," dedi. "Bu gece dışarı çıkmak ister misin diye soracaktım."
Bunu bir düşündüm. Liam ve ben olmayan eşi için yapılacak bir kutlamaya katılmamın imkânı yoktu. Ama başka ne yapabilirdim ki?
"Nereye?" diye sordum.
Ruby'nin dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı.
"İnsan kasabasına gidebiliriz," diye cevapladı. "Orada şekil değiştirenler falan olmaz. Dans edip stres atarız. Kafanı ondan uzaklaştırırsın."
Bu fikir hoşuma gitti.
"Hatta yatağına girebileceğin birini bulmaya çalışırız," dedi, neden bu kadar uzun zamandır kanka olduğumuzu hatırlatan hınzır bir sırıtışla.
Ama böyle bir şey olmayacaktı.
"Bunun iyi bir fikir olduğunu sanmıyorum," dedim. "Beni en başta bu duruma sokan şey buydu. Yeni biriyle olamam."
Ruby sızlandı. "Kastettiğim bu değildi. Ben tek gecelik bir ilişkiden bahsediyorum. Liam'ı aklından atman için..."
Gözlerim fal taşı gibi açıldı.
"Tek gecelik bir ilişki mi?" diye mırıldandım. "Bilmiyorum..."
Priya kafamın içinde hareket edince zihnimi ona odakladım. Onaylayan bakışları beni şaşırttı. Liam ile bu kadar derine inmemem konusunda beni uyarmışken şimdi rastgele biriyle yatmam için cesaretlendiriyor muydu?
"Ruby haklı. Ben de yatakta daha iyi biriyle olmak isterim."
İşte buna verecek cevabım yoktu.
Priya güldü.
"Eşimiz daha iyi olacak, inan bana. Liam ile başlangıçta sadece sevişmek için çıktın ve bu, başka bir şeye dönüştü. Ondan daha iyi biri bulacağını garanti edebilirim. Muhtemelen eşimiz gelene kadar..."
"Priya!" Duyduklarıma gerçekten şaşırmıştım.
Çok acımasızca konuşuyordu!
Bu, hiç adil değildi ama tek gecelik ilişkiler yaşayan dişi kurtlar sürtük damgası yerken erkekler, skorlarını yükselttikleri için övgü alıyordu.
Kimse bu skorları gönüllü katılımcılar olmadan elde edemeyeceklerini dikkate almıyor gibiydi.
Ruby bana meraklı bir bakış attı. "Priya benimle aynı fikirde mi?"
Sadece kafa salladım.
Priya tiz tiz havlayıp zıpladı.
"Harika," dedi Ruby. "Hadi, sizin eve gidip birkaç kıyafet alalım, sonra da bizde hazırlanırız."
Eve dönmek istemiyordum çünkü herkes beni endişeye boğacaktı ve bunu hiç istemiyordum. Onların sempatisini ya da sessiz yargılamalarını kaldırabileceğimi sanmıyordum.
Boğazımdaki düğümü yutup, "Eve gitmek istemiyorum," dedim.
Ruby'nin yüzü yumuşadı. "Tamam. Annenle telepati yapıp haber ver ve sonra doğruca benimkine gidelim."
Gülümseyip ekledi: "Tam sana göre bir elbisem var!"
Alt dudağımı ısırdım. Ruby'yi seviyordum. En iyi arkadaşımdı, bana kardeş kadar yakındı. Benim için en iyisini istediğini biliyordum. Ama Ruby açık saçık kıyafetler giymeyi seviyordu ve böyle şeyler söylediğinde beni endişelendiriyordu.
Annemle telepati yaptım.
"Anne?"
"Sam, bir tanem, çok üzüldüm."
Yine göğsüm sıkışsa da sakinliğimi korumaya çalıştım.
"İyiyim," diye yalan söyledim.
"İyi olacaksın. Ona karşı bir şeyler hissettiğini biliyorum ama onu unutabilirsin."
Annem bana her zamanki gibi destek oluyordu.
"Sağ ol, anne. Bu gece Ruby ile dışarı çıkmak istiyorum. Sürü evinden biraz uzaklaşacağız. Onları birlikte göremem."
"Tabii ki. Bu konuda endişelenme. Babanla ve kardeşinle ben ilgilenirim. Siz arkadaşınla kız kıza bir gece geçirin."
Annemin bunu sorun etmediğini duyunca biraz daha iyi hissettim.
"Sana Liam'ı unutturacak birini bulman çok uzun sürmez, tatlım. Eşin seni bulacak ve yeniden mutlu olacaksın."
Tanrıça aşkına!
Annemin Priya ile Ruby'nin çoktan önerdiği şeyi tekrarlamasına gerek yoktu. Boğazımı temizledim.
"Ruby'nin evinde hazırlanacağım. İnsanların beni yargılamasını istemiyorum."
Annem zihin bağlantısından, "Onlar için endişelenme," diye homurdandı. Sürünün çoğu bundan çok daha kötü şeyler yapıyor ve tek bir laf ederlerse onlara seve seve hadlerini bildiririm."
Bunu duyunca gülümsedim.
"Teşekkürler, anne. Ruby bana giymem için bir şeyler verecek."
Annem kıkırdadı. "Lütfen bana fotoğraf at. Sana ne giydirdiğini görmek istiyorum."
Yanaklarım kızardı.
Anneme veda ettikten sonra bana sırıtarak bakan Ruby'ye döndüm.
"Annem bize gelmene izin veriyor mu? Benimki evde ve başına gelenleri biliyor. Bizim için yiyecek bir şeyler hazırladı bile," dedi.
Başımı salladım, kendimi olduğumdan biraz daha iyi hissediyordum.
Priya biraz dinlenmek için geri çekildi. O da bu geceye hazırlanıyordu.
"Evet, annem izin verdi," dedim. "Bana ne giydirdiğini görmek istiyor."
Ruby güldü.
"Ah, beni çok iyi tanıyor," deyip ayağa kalkarak elini uzattı.
Gülümseyip elini tutarak ayağa kalktım.
"Hadi, gidelim," deyip genellikle kullandığımız yolun dışındaki bir yolu işaret etti. "Sürü üyelerine görünmeden gidebiliriz."
Başımı salladım. Şu an, kimseyi, özellikle de Liam'ı görmek istemiyordum. Ruby kolumdan tutup ormanın içinden evine götürdü.
Buradan uzaklaşmam gerekiyordu.
Belki bu gece dans edip içmek iyi gelebilirdi.
Geçirdiğim kötü günden daha kötü olamazdı.