Alevler - Kitap kapağı

Alevler

Raven Flanagan

0
Views
2.3k
Chapter
15
Age Rating
18+

Özet

River kaçarak ülkenin öbür ucuna gider. Ancak bilmediği şey, iki yılın ardından ilk defa kızgınlık dönemine gireceğidir. Alfa’nın dikkatini çekmek istemese de onun niyeti başkadır.

Alfa, River’ın kokusunu alır almaz peşine düşüp onu yakalar. Geçmiş yara izleri bile onu sahiplenmesine engel olamaz.

Fazla göster

29 Bölüm

1: 1. Bölüm

RIVER

Bavulumu misafir yatağının üzerine attıktan sonra, kendimle baş başa kaldığım o sessiz anın tadını çıkarmak için bir saniyemi ayırdım. Rahat yüzü görmeyeli çok uzun zaman olmuş gibi hissediyordum. Huzuru burada bulup bulamayacağımı düşünmeden de edemiyordum.

Tam o sırada kuzenim aşağıdan seslenerek birkaç saniyelik sessizliğimi böldü. “Acele et! Koşuya geç kalacağız!”

Yatağa, bavulumun yanına çökerek inledim. “Hemen geliyorum Arlene!”

Ne dolunay gecesi buraya gelmeyi ne de içlerinde tek tanıdıklarım kuzenim, teyzem ve amcam olan bir sürüyle koşuya çıkmayı istemiştim. Kurtlar yabancılarla koşmayı sevmezler; bu benim sürüm olmadığından, onlarla koşma konusunda fazlasıyla gergindim.

Ama bir haftadan fazla olmuştu ve kemiklerim şekil değiştirmek için âdeta can atıyordu.

Bunu yaptığım için suçlu hissetsem de, gerçekten geç kalacağımızdan emin olmak için birkaç dakika daha yatakta kaldım.

“River!” diye bağırdı Arlene yeniden. “Buraya yeni geldiğini biliyorum ama gerçekten gitmemiz gerek. Güneş çoktan battı ve daha fazla bekleyemeyeceğim!”

“Geliyorum!” Ayağa fırlayıp misafir odasının kapısını açtım. Kuzenim olduğu yerde endişeyle zıplarken kahverengi gözlerini bana dikmiş, bakışlarıyla beni delip geçiyor gibiydi.

“Alfa geç kalmamızdan hoşlanmıyor. Hadi!” Arlene elimden tutup beni odadan sürükleyerek merdivenlerden indirdi.

Dolunay koşuları bir sürü için önemlidir. Bağları ve ilişkileri güçlü tutmak için harika bir yoldur. Tam o sırada kurdum serbest kalma fırsatı karşısında heyecanla uludu. Kuzenim de bir o kadar heyecanlıydı.

Dolunayın bizi çağırmasına engel olamayız. İnsanların aksine, kurtlar yalnızca içgüdüleri tarafından yönlendirilir; bu da eylemlerimizi ve kararlarımızı yönetir.

Ormanlık alan harika kokuyordu: taze çam ve toprak kokusu. Ben de hevesle kokuyu içime çektim. Burası evimde alışık olduğum yerlerden çok farklıydı.

Mideme garip bir sancı girse de uzaktan heyecanla konuşan kalabalığın sesini duyunca dikkatim dağıldı. Arlene hızını arttırınca çok geçmeden sürüye neredeyse yetiştik.

“Daha gitmemişler! Tam zamanında geldik!” Sürü evi ile orman arasındaki açıklıktaki büyük kalabalığa katıldık. “Buradan alfayı göremiyorum!”

“Yani?” Arlene’in aşk acısı çeken bir genç kız gibi davranması karşısında gözlerimi devirdim. Yirmili yaşlardaydık ve o gözüne kestirdiği her erkeğe âşık oluyordu.

“Genelde dolunay koşularından önce bir konuşma yapar ama sanırım biz o kısmı kaçırdık.”

Başımızın üzerinde bir uluma yankılandı ve işte o zaman değişim enerjisi herkesin içine yayıldı. Bir elektrik dalgası gibi, kalabalığın ön tarafından bana ve arkamdaki Arlene’e kadar aktı.

Bir alfanın ulumasının, dolunayın varlığıyla birleştiğinde, özellikle de bir kurt sürüsünde dolaştığında gücünü görmezden gelmek zordur. Bu, içinizdeki yaratığı serbest bırakmanız için ruhunuza çağrı niteliğinde bir şarkı gibidir.

Tüm sürü dört ayak üzerine düşüp ormana doğru koşarken giysiler aceleyle parçalanıp etrafa savruldu.

Sonra bir de baktım ki hafif, kızılımsı altın kürkümü silkeleyerek gri kürklü Arlene’in peşinden koşuyordum. Derimdeki o gerginlik hissi geçmişti ve nihayet şekil değiştirmenin baskısını üzerimden atarken sanki tam anlamıyla nefes alabiliyormuşum gibi hissettim.

Sürü ormana doğru koşarken devasa çam ağaçları bulanıklaştı. Serin gece havası kürkümün üzerinden eserken harika hissettiriyordu. Ağaç tepelerinin arasından ay ışığını yakaladım, derken ak kuyruklu geyik kokusu aldığımızda kimse heyecanla ulumaktan kendini alamadı.

Derken tüm varlığımı saran bir acı dalgası, pençelerimin sert toprak zeminde donup kalmasına neden oldu. O an beklemiyordum ama işte yine de dolunayın altında, çam ormanının derinliklerinde yabancı bir sürüyle birlikteydim.

Yumuşak bir inilti duyduğumda sürünün ilerlemesine izin verdim. Her geçen an, dayanılmaz acı yavaş yavaş azaldıkça, pençelerimin altında hışırdayan yaprakların ve dikenli çam ısırganlarının üzerinde dikkatlice yürüyebilmeye başladım.

Bu benim başıma geliyor olamazdı.

Kızışmaya başlamıştım.

İnsan bilincimi çoktan varlığımın gerisine itmiştim. Kurdumun içgüdüleri beni yönlendiriyordu. Ama bunun olacağını bilseydim kendimi misafir odasına kilitlerdim.

Bir kramp daha girdi. Vücudumu saran ısıyı hissedebiliyordum çünkü içimde neredeyse acı veren bir ihtiyaç uyanmıştı. Kokumun yayılması sadece birkaç dakika alacaktı ve bu ormandaki her erkek bir avcıya dönüşecek, ben de aniden av olacaktım.

İnsan bilincimin son izleri eve koşup gece için bir sığınak bulmam için bana yalvarıyordu. Bu yüzden burnuma güvenerek koştuğumuz yöne geri dönüp sürü evine geri dönmeye çalıştım.

Ama kurdumun başka fikirleri vardı. Bu tarafa doğru koşan tüm erkeklerin kokusunu alırken zihnimde hırlıyordu. Onlardan birini istiyordu.

Dişi kurtlar kızıştığında, içlerindeki en güçlü içgüdüyü harekete geçirirler. Kızışma döneminde dolunay eşliğinde şekil değiştirmesek bile, bu ilkel arzuların çekimini görmezden gelmek zordur.

Tehlikelilerdir.

Benlik duygumu tamamen kaybetmeden eve dönebileceğimi düşündüm. Ancak ormanda birbirine karışan kokular yönümü şaşırmama neden oldu ve bir an nerede olduğumdan emin olamadım.

Korkmuyordum. Ormanda kaybolmak asla korkmayacağım bir şeydi.

Ne var ki uzakta, yeri gürleten güçlü pençelerin sesini duyunca midemde bir acı hissettim. Aynı anda avlanmakta olan bir kurdun uluduğunu duydum.

Ve çok yaklaşmıştı.

Bir derenin üzerinden atlayıp mümkün olabildiğince hızlı koşmaya çalıştım. Tam o sırada çalılıkların arasından yanıma doğru koşan kurdun gölgesini gördüm.

İri yapılıydı ve ay ışığının altında kürkünün çok koyu olduğunu görebiliyordum.

Kurdum önden gidiyordu.

Bu kızgınlık dönemindeki dişi kurdun kokusunu takip eden erkeği test etmek için bir fırsattı. Tepeden tırnağa ürperdim. Bu birdenbire bir oyuna dönüşmüştü.

Kızışmış olan kurdum, eğer yetişebilirse erkek kurdun ona sahip olmaya layık olduğunu biliyordu.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok