Kör Lycan Kralın Kraliçesi - Kitap kapağı

Kör Lycan Kralın Kraliçesi

K.L. Harr

Bölüm 4

LIANA

Kral bana uzandığı anda, sıranın arkasında kümelenmiş erkeklerin arasında duran Zeke'in bakışlarını üzerimde hissediyordum. Kralın bakışları ise içimi ürperten, damarlarıma sızıp anında tüm vücuduma yayılan farklı bir telaşa neden oluyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum, kaçmaya karar verdim.

Ağaçların arasından hızla geçiyor, çalılara takılıp düşüyordum.

Ne yaptığımı, nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum. Derken sürü bağlantısından Zeke'in sesini duydum.

“Saklan. Ben arabayı alacağım. Sürülerin arasından geçmem gerek,” ~diye hırladı~.~ Zeke'in eşim olmaması, beni bu şekilde korumaya hakkı olmaması umurumda değildi. Şu anda tek ihtiyacım olan güvende hissetmekti, bunu sağlayacağını bildiğim tek kişi oydu.

“Lütfen acele et~,” ~deyip beklemeye başladım. Ardından saraya koşmaya karar verdim. Onun da eş zamanlı koşmaya başladığını hissediyordum. Kurtlar ortalıkta dolaşırken ormanda saklanamazdım. Üstelik Kral beni avlamaya kararlı görünüyordu, kurtulmamın imkânı yoktu.

Sarayın boş olacağını tahmin etmekte haklıydım. Nefes nefese koridorları arşınlarken gözlerimle etrafı taramaya başladım. Bazı sesler duyduğumda oradan hemen çıkmam gerektiğini biliyordum. Kaçış yolumu bulmuştum, düşünmeden merdivenleri tırmanmaya başladım.

Basamakları ikişer ikişer çıkıp tepedeki koridora ulaştım.

Zeke, “Neredesin?” ~diye seslendi.

“Sarayda, üst kattayım. Batı tarafında...” ~Nefes nefese geri döndüm~.~

En uçtaki kapı dikkatimi çekmişti, düşünmeden koşup açmayı denedim. Kilitli olmadığına şükredip içeri girdim. Kapıyı arkamdan kapatıp bir çıkış yolu bulmak için hızla odayı taramaya başladım. Bedenimi sıkıca saran elbisemi aşağı itip bir kez daha etrafı kolaçan ettim.

Bir pencere vardı.

Kendimi yatağın üzerine attım. Çarşaflara temas ettiğim an istemsizce duraksadım. İçimdeki kurt sızlanıyordu. Kaşlarımı çatıp yatağı kokladım. Bedenim sanki karıncalanıyordu, kokuyla tüylerim diken diken olmuştu. Tatlı armut ile sedir ağacı gibi kokuyordu.

Bu nasıl olabilirdi?

Başımı sallayıp tekrar içinde bulunduğum duruma odaklanmaya çalıştım. Tanımadığım bir erkeğin kokusuyla baştan çıkmak için doğru zaman değildi. Yataktan fırlayıp pencereye ulaştım. Yukarı kaydırıp açtığımda beni bekleyen düşüşe bir göz attım.

Kolay olmayacaktı.

“Zeke!” ~Bağlantıdan seslenirken onun da beni aradığını hissediyordum. Uzakta onun suretini görünce, “Zeke!” diye bağırdım. Başını kaldırıp bana baktı.

“Atla!”

“Delirdin mi sen?”

“Ben seni yakalarım bebeğim, hadi!” O anda içeride bir yerlerde açılan bir kapının sesini duydum. Zaman yoktu.

Korkumu yenip pencerenin pervazına tırmanmaya başladım. Pencerenin dış pervazına dikkatle tünerken pencereyi dikkatle arkamdan kapattım.

“Beni yakalasan iyi edersin,” ~diye sızlanırken onun hazırda beklediğini fark ettim~.~ Arkamda bıraktığım odanın kapısı hışımla açılırken cesaretimi toplayıp bir anda atladım. Nefesimi tutup çığlık atmamak için kendimi zorladım. Gözlerimi sıkıca yumduğumda bir an için beyaz bir ışık gördüğümü sandım. Sanki zaman durmuştu. Derken nefes nefese Zeke'in kollarına sertçe düştüm.

"Sana söylemiştim bebeğim. Seni her zaman yakalarım.” Övündükten sonra beni hızla yere bıraktı. Ardından elimi tuttu, birlikte koşmaya başladık.

***

“Yeterince ısındın mı?” Zeke sürücü koltuğundan mırıldanıyordu. Yolcu koltuğunda çeneme kadar çektiğim dizlerime dayanmış hâlde başımı salladım. İç geçirip kolunu kaldırdı. “Buraya gel. Sıcak olduğumu biliyorsun.”

Hafifçe gülümsedikten sonra yanına sokuldum. Haklıydı, o daima sıcacıktı.

Tanıdık sıcaklığında gevşeyip yüzümü parlak gömleğinin kapladığı göğsüne yasladım.

Anında uzanıp nazikçe belimi kavradı.

“O da neydi öyle?” diye mırıldandı. İç geçirip başımı salladım.

“Hiçbir fikrim yok,” diye fısıldadım. Olanları aklımdan çıkarmaya çalışıyordum. Kral neden beni yakalamak istiyor olabilirdi? Hiç mantıklı değildi. Sadece eve gitmek istiyordum.

Bir anlık sessizlikten sonra, “Babamı arayıp seninle eve geleceğimi söyleyebilir misin?” dedim. O durumda babamla konuşmayı göze alamıyordum. Kör bir panikle kraldan kaçmam hakkında ne düşüneceğini bilmiyordum. Neyse ki babam sıraya girmemişti, o yüzden belki olan bitenden habersizdi. Hedefim asla öğrenmemesini sağlamaktı.

“Çoktan haber verdim,” dedi Zeke. “Ona sırada kendini iyi hissetmediğini söyledim. İnsanların içinde dönüşmekten nefret ettiğini bildiği için nedenini sorgulamadı.”

“Teşekkürler, Zeke,” deyip gözlerimi yumdum. Olan biteni unutmaya çalışıyordum. Sarayın yatak odasındaki o kışkırtıcı erkek kokusu, ormandaki çılgın koşu ile pencereden neredeyse kalbimi durduracak bir atlayış yapmama dair anıları bastırıyordu.

Ah, şu koku, tatlı armutlarla sedir ağacının ahenkli bir karışımıydı.

***

Zeke beni eve götürdü. Eşikte dururken kapı aralığından, “Benimle kal,” diye fısıldadım. “Babam geç saate kadar eve gelmeyecek. Yalnız kalmak istemiyorum, son derece gerginim.”

Gözleri parladı. Heyecanını belli etmemeye çalışıp başını salladı. Rahatlamıştım. Odama çıkmaya başladım. O da arkada kalıp kapıyı kilitledi.

Merdivenlerden çıkarken hemen üzerime askılı bir üst ile şorttan oluşan pijamalarımı geçirdim. İçeri girip kapıyı kapattı.

Takım elbisesini çıkardığını duyabiliyordum. Başımı çevirip ona bakmak istemedim. Aptalca görünüyor olmalıydı. Cinsel olmayan ihtiyaçlar için geceyi benimle geçirmesini istemek gözüme şimdiye kadar paylaştığımız tüm anlardan daha samimi görünüyordu. Bir süredir hemen hemen her şeyi birlikte yapıyorduk.

İç çamaşırını üzerinde bırakıp ardımdan yatağıma kadar geldi. Yatağa tırmandım. Yanıma sokulup kolunu uzattı. Başımı göğsüne yaslayıp bacağımı onun bacağının üzerine attım. Sonunda rahat nefes alabiliyordum. Kolunu sırtıma dolayıp beni kendine yakın tuttu. Biraz gergin olduğunu hissedebiliyordum.

“Rahatlayıp uyu. Ben yanındayım,” diye fısıldadı. Burnunu başıma yaslayıp kokumu içine çekti.

“Teşekkür ederim.”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok