Kaderin İzleri - Kitap kapağı

Kaderin İzleri

Kelsie Tate

3: 3. Bölüm

SUMMER

Ufukta belirmeye başlayan güneşin ışıkları yüzünü aydınlatırken Summer gözlerini kısarak açtı.

Gözleri sabahın aydınlığına alışırken, “Freya,” diye mırıldandı.

Freya, Harekete geçmeliyiz, ~diye fısıldadıktan sonra ayağa kalkıp iyice silkelendiğinde koyu kahverengi kürkünün üzerindeki toprak kalıntıları ve yapraklar yere düştü.

Koşarak geçirdikleri uzun günün ağrısıyla sızlayan vücudunu esnettikten sonra gür ormana doğru yürümeye başladı.

Summer, “Su bulana kadar koşalım, sonra biraz dinleniriz,” dediğinde bir kez daha koşmaya başladılar.

Birkaç saatlik koşunun ardından büyük bir akarsuya ulaştılar. Freya bayırdan aşağı akan suyun yanında durup dikkatle izlemeye başladı.

Ardından aniden suya atlayıp onun yanından geçecek kadar aptal olan avını ağzıyla kaptı.

Freya keyifle yemeğini yedikten sonra bedenini dinlendirmek ve enerji toplamak için akarsuyun kenarında bir süre oturdu.

“Nereye gideceğiz?” Sessizce otururlarken Summer sordu.

Freya biraz daha su içtikten sonra etrafına bakındı.

Bilmiyorum. Sanırım yolun bizi nereye götürdüğüne bakacağız.

~“Sence bir noktada güvende hissedebilecek miyiz?”

Freya geleceğe dair umut içinde, Bence yeterince uzaklaşırsak hayatımızı yoluna sokabiliriz, ~diye yanıtladı.

Önemli olan tek şey kurtulmuş olmamız. Onun istismarlarına uzun süre tüm gücünle direndin. Belki ben daha güçlü olsaydım onu alt edebilirdim ve daha erken kaçabilirdik.

~“Bunun doğru olmadığını biliyorsun, Freya. Ama haklısın, kurtulduk. Bir daha asla böyle bir hayat sürmek zorunda kalmayacağız.”

Asla. O adam olur da bir daha karşımıza çıkarsa, yemin ederim aletini keser ona yediririm, ~diye mırıldandı Freya.

Sudaki yansımalarına baktıklarında ikisi de endişeyle işarete odaklandı.

Summer, “Bizi bulabilir, değil mi?” diye fısıldadı.

Bunu şansa bırakamayız, ~diye homurdandı Freya.

Summer ne yaptığını anlayamadan Freya boynunu pençeleyerek işareti koparıp aldığında kanı akıntıya karıştı.

“Sence bu işe yarayacak mı?”

Freya öfkeyle, Sanırım bekleyip göreceğiz. Her hâlükârda bundan kurtulmamız gerekiyordu. Onun işaretini taşımamızı hak etmiyor, ~diye cevap verdi.

Günün geri kalanında koşmaya devam ederek yalnızca mecbur kaldıklarında durdular. Artık işaret yok olduğu için, eş bağının yavaşça zayıfladığını hissedebiliyorlardı.

Summer bunun, haydutların onu kaçırıp öldürdüğü ve onu asla bulamayacağı düşüncesini zihninde güçlendireceğini umuyordu.

Tıpkı dünkü gibi yorgunluğun bedenlerini tekrar ele geçirdiğini hissedebiliyordu.

Gün bir kez daha batarken ormanda koşarak yollarına devam ettiler. Summer güneşin ufuktaki yerine kuruluşunu izlerken aydınlığın biraz daha sürmesi için dua etti.

Durmak istemiyordu. Todd’a yakalanmak istemiyordu.

Dört gündür koşuyordu. Freya çok yorulmuştu. İkisi de yorulmuştu.

Nefes almak için bir anlığına dursa da etraftaki ağaçları hızla tarayarak çevresine karşı tetikte olmayı ihmal etmedi.

Yakınlarda bir dalın kırılma sesini duymasıyla Todd’un dâhil olduğu onlarca senaryoyu düşünerek sıçradı.

Yanındaki ağaca tırmanan sincabı görünce rahatlayarak derin bir nefes verdi.

Kurdunu harekete geçirmek için sakince, “Gidelim,” dedi.

Freya, eşlerinden mümkün olduğunca uzaklaşmak için koşmaya devam etti.

Gelgelelim saatler ilerledikçe Summer bedeninin pes ettiğini hissedebiliyordu. Üstü başı kir içindeydi, vücudu susuz kalmış ve yorgun düşmüştü, kasları ve ayakları dayanılmayacak derecede ağrıyordu.

Bir süreliğine yürümeye geçtiklerinde, “Bunu daha ne kadar sürdürebileceğimizi bilmiyorum,” diyerek iç çekti.

Freya, Uzaklaşmaya devam etmeliyiz. ~Şimdi pes edemeyiz, ~diye sızlansa da sözleri hisleriyle örtüşmüyordu.

Summer güçlerinin azaldığını hissedebiliyordu. Yakında gerçekten dinlenebilecekleri bir yer bulamazlarsa hayatta kalma ihtimalleri epey düşüktü.

Ağaçların arasından koşarken birden tetiğe geçti.

Kendini saldırıya hazırlayan Freya’nın ensesindeki tüylerin diken diken olduğunun farkındaydı.

En kötüsünü düşünerek gür ağaçların gölgelerini incelerken kaskatı kesildi. Orada bir yerde birinin olduğunu hissedebiliyordu.

Summer paniklemeye başladı. Onu bulmuştu, yine yakalanmıştı.

Ölmeyi göze alarak kendi kendine, “Bu sefer bizi canlı ele geçiremeyecek,” diye fısıldadı.

Todd onu yakalarsa kendini öylece teslim etmeyeceği gerçeğini hâlihazırda kabullenmişti. İkisinden biri ölene kadar savaşacaktı ve artık kimin hayatta kalacağı umurunda değildi.

Ağaçların arasından çıkan dört adam onu huzursuz edecek kadar kişisel alanına girdiği için Freya tehlikeli bir tonda hırlasa da Summer yalnızca aralarında Todd olmadığı için şanslı yıldızlarına şükretti.

Adamlardan biri, “Kanlı Ay Sürüsüne izinsiz giriyorsun kurt,” diye seslendi.

O anda son dört günün yorgunluğu vurduğu için başı dönen Summer olduğu yerde âdeta sallanmaya başladı.

Gücü tükenen Freya dönüşmeden önce bayılmamak için kendiyle savaşırken zihninin karardığını hissedebiliyordu.

Uzun süre koşmaktan her yeri morarmış, güçsüz düşmüş ve kir içinde kalmış Freya sınır muhafızlarının oluşturduğu kümenin ortasında duruyordu.

Zihnindeki bulanıklıktan kurtulmaya çalışırken, “Özür dilerim… Ben… Sadece…” diye mırıldandı.

Ama bir kez daha bilinci kapanmış bedeniyle karanlığa teslim olarak ormanın zeminine yığıldı.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok