Alfa Kral'ın Kızı - Kitap kapağı

Alfa Kral'ın Kızı

S. J. Allen

Davet

GIANNA

Yatağımda oturmuş, Diego’nun konuşmasını bekliyordum. Bana endişeyle bakıyordu. “Gianna, sana söyleyemem. Bu bana düşmez.”

Gözlerimi devirerek iç çektim. “Diego, sen neden bahsediyorsun?”

“Babam hazır olmadan eşini bulmanın senin için tehlikeli olduğunu söyledi. Senin hepimizden güçlü olduğunu da. Bu yüzden Kadimler Meclisi…”

“Evet, tabii Diego. O kısmı biliyorum. Annem bana zaten anlattı. Ama bunun seninle ne ilgisi var?”

Yutkunarak başını yere eğdi. Çocukluğumuzda bisikletiyle kazara babamın en sevdiği eski model arabasını çizdiğinden beri onu böyle görmemiştim.

“Diego, çıkar ağzındaki baklayı!”

Yatakta yanıma oturdu. Endişeli görünüyordu.

“Babam sen hazır olana kadar kimsenin sana yaklaşmaması gerektiğini herkese söylememi istedi. Henüz hazır olmadığın için kaygılandığını söyledi.”

“Gia, biz Kraliyet ailesindeniz. Alfalar gibi herkesten çok daha güçlü hissederiz! Her neyse, böyle güçlü hissetmenin sana ağır geleceğini ve güçlerinin kontrolünü kaybedeceğini söyledi.”

Yutkunup kucağıma baktım. Diego’nun söylediklerini biliyordum ve o haklıydı. Kardeşlerimden, hatta ikizlerden bile farklı olduğumu her zaman biliyordum.

Ama neden bunu benden sakladın?” Gözlerim dolarken fısıldayarak sordum. ~”Babam neden bana karşı dürüst olmadı? Ben gerçekten öyle vahşi bir canavar mıyım?”~

Diego bana sarıldı. Yıllardır birbirimize sarılmamış ya da bu kadar yakın olmamıştık. Abimi geri kazanmış gibiydim.

“Hayır, G! Sen bir canavar değilsin!”

“Babam yalnızca eşinin senin kurdunu, gücünü kabullenemeyeceğinden endişeleniyor ve eğer reddedilirsen, duyguların uç noktalara ulaştığında ne olacağını kestiremiyoruz.”

Başımı sallayarak gözyaşlarımı sildim. Abime tekrar yakın hissetmek güzeldi. “Sana aşırı kızdığım için özür dilerim. Niyetinin iyi olduğunu biliyorum,” diyerek güldüm.

O da gülerek beni dürttü. “Aman, sorun değil kardeşim! Film falan izlemek ister misin?”

“Olur,” deyip onu sinema odamıza kadar takip ettim.

Evet, bu doğru. Evimizde bir sinema odası vardı.

KOL

Ofisimde dalgın dalgın volta atıyordum. Diego’yla olanların üzerinden bir gün geçmiş ve ikinci bir raunt için sürü evine henüz saldırmamıştı.

Bunun için en başta rahatlasam da artık panik olmuştum. Çünkü eğer saldırmıyorsa, bu kralın olaydan haberdar olduğu anlamına geliyordu ve bu çok daha kötüydü. Açıkçası Diego’dan dayak yemeyi tercih ederdim.

Konsey üyelerimden Mike gözlerini kırpıştırarak, “Alfa? İyi misin?” diye sordu.

Konsey toplantısının devam ettiğini unuttuğum odaya baktım. Jordan masanın diğer ucundan bana kaşlarını çatarak baktı.

Lanet olsun.

Bununla ilgili kesin bir nutuk çekecek.

Elimi sallayıp neşeli görünmeye çalışarak, “Evet, evet, Mike. Özür dilerim. Dinliyorum. Ne diyordun?” diye sordum. Kimse bunu yutmasa da Alfa olduğum için yorum yapmadan devam ettiler.

Mike boğazını temizledi. “Evet, şey, Noel balosu yaklaşırken bu yıl daha sıcak bir aile havası yaratmayı düşünüyorduk efendim.”

“Sürüye gerçek bir birlik enerjisi getirmek için. Sen dayak yedikten sonra…” deyip birden duraksayarak tepkimi görmek için bana baktı.

El işaretimle devam etmesini söyledim. “Yani prens bana birkaç yumruk attı diye sürü kendi başımın çaresine bakamayacağımı ve işimi yapamayacağımı mı düşünüyor?”

Yutkunarak devam etti. “Hayır efendim, biz sadece yaşananlardan sonra bunun sürünün moralini yükselteceğini düşünüyoruz.”

Nefesimin altından kendime küfrederek ayağa kalktım. Kahretsin ki haklıydı. Pencereye doğru yürüyüp dışarı baktım. Jordan’ın toplantıyı bitirdiğini duydum.

Arkamdan, “Dostum, iyi misin?” diye sordu.

Dönüp ona baktım. İyi miydim? Emin değildim. Gianna’dan hâlâ haber alamamıştım. O iyi miydi? Onun canını yakmışlar mıydı? Bunu düşünürken yumruklarımı sıktım.

“Evet dostum, iyiyim,” diye cevap verdim. Tam bir şey söylemek için ağzını açmıştı ki kapı çaldı.

“Gel,” diye seslendim. Kapı açılınca içeri bir elçi girdi.

Lanet olsun.

Kraliyet mavisiyle buz beyaz yıldızları görünce hemen tanıdım. Bu kralın kişisel muhafızlarına ait bir semboldü.

Net bir ses tonuyla, “Alfa için bir mektubum var,” dedi.

Kahretsin.

“Evet, Alfa benim.”

Yanıma gelip bana mektubu uzattı. “Kral cevabınızı bekliyor. İyi günler, Alfa Kol.” Bunun üzerine arkasını dönüp dışarı çıktım.

Zarfa bakıp açtım.

Sikeyim.

Sikeyim.

Sikeyim.

Bu Kral’dan bir akşam yemeği davetiydi. Yutkundum. Umarım iyi gider.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok