Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Aşktan Kaçılmaz

Aşktan Kaçılmaz

Beşinci Bölüm

Mandi yüzüncü kez, “Bundan emin misin, Lee?” diye sordu.

“Evet, kesinlikle eminim. Yüzde bin altı yüz yirmi üç eminim,” diye cevapladım, bavulumu doldurmaya devam ederken.

Toparlanmamı izleyen Mandi, “Ta Kanada’ya mı gideceksin? Bunu iyice düşündüğüne emin misin? Yani, Kanada çok uzak,” dedi, hayal kırıklığıyla.

Bavulumu doldurmaya devam ederek, “Uzak iyidir,” diye cevap verdim.

“Theodore Benson’dan bu şekilde kaçamazsın, Lee. Bu, hiç sağlıklı değil. Ayrıca, işe yarayacağından da şüpheliyim.”

“Evet, kaçabilirim ve işe yarayacak.” Bavulumu hazırlamayı bitirip fermuarını çektikten sonra, yatakta Mandi’nin yanına uzanıp derin bir iç çektim

Mandi sakin bir dille, “Ondan sonsuza dek kaçamayacağını biliyorsun,” dedi.

Son sözünü duymazdan gelip kendimden emin bir biçimde cevap verdim çünkü Theodore Benson’ı geride bırakmaya kararlıydım. “Uçağım beş saat sonra kalkıyor ve Kanada’ya ulaştığımda numaramı değiştireceğim. Yeni numaramı sana mesaj atarım.”

“Neden kaçmakta bu kadar ısrarcısın? Bu, korkaklıktan başka bir şey değil,” diye karşılık verdi Mandi.

“İnan bana, kaçmak yapabileceğim en iyi şey.”

“Anlamıyorum. Ondan uzaklaşman neden bu kadar önemli?”

Bezgin bir iç çektim. “Mandi, bu, çok garip. Benson tehlikeli bir hava yayıyor ama yine de bana bir şeyler hissettiriyor... Garip şeyler,” diye itiraf ettim.

Mandi şaşkınlıkla kaşlarını kaldırdı. “Nasıl garip?”

“Garip işte... Karıncalanma gibi... Tüylerimin dikelmesi gibi...” Bunu söyler söylemez kendimi tokatlamak istedim. Tüylerimin dikelmesi mi? Gerçekten mi, Hailey?

Mandi bir kahkaha patlattı. Yüzünü ters ters bakmama rağmen gülmeyi kesmedi.

“Dikelmek mi? Dikelmek...” Gülerken gözlerinden yaşlar akıyordu.

Yüzümün kızardığını hissedebiliyordum ama bunun öfkeden mi yoksa utançtan mı olduğunu bilmiyordum. “Evet, aynen öyle söyledim. Hiç komik değil,” diye tersledim.

Mandi, “Evet, komik,” diye yanıtladı. Birkaç derin nefes aldıktan sonra sonunda kendini topladı.

“Ben ciddiyim, Mandi. Daha önce hiçbir erkek bana böyle hissettirmemişti,” dedim.

Mandi, “Tamam, hadi bunu masaya yatırıp çözelim,” dedi. “Onun yanındayken hatta onu düşündüğünde hissettiğin her şeyi anlat bana.”

İç çektim. Şimdiye kadar duygularımla yüzleşmekten kaçınmıştım ama onları ifade etmeden ya da onlarla başa çıkmadan hiçbir şeyin üstesinden gelemeyeceğimi biliyordum. Her şeyi çözmeme yardımcı olabileceğini umarak Mandi’ye dönüp olan biteni anlatmaya başladım:

“Bay Caldwell’in ofisine girip onu orada otururken gördüğümde hayatımda gördüğüm en yakışıklı adam olduğunu düşündüm. Bana baktığında tüylerim diken diken oldu. Daha önce hiçbir erkekte böyle bir şey hissetmemiştim. Sonra asansördeki karşılaşmamız... Beni korkutmasına rağmen onu istedim, Mandi. Onu hemen oracıkta istedim. Çok garipti.”

“Çok fazla erkekle birlikte olmadın, Lee. Belli ki kendini tuhaf hissediyorsun. Theodore Benson sana arkadaşlıktan başka bir şey hissettiren ya da bir şeyler hissettiren ilk erkek. Bana sorarsan o, kaçman gereken biri değil, tutunman gereken biri,” dedi Mandi, içten, ciddi bir tavırla.

İç çekip cılız bir sesle, “Ama tehlikeli biri,” dedim. “İstifamı kabul etmedi ve lobide peşimden geldi. Bu, normal bir davranış değil. Sapıkça!”

“Evet, seni lobiye kadar kovalamasının hoş bir görüntü olmadığını kabul ediyorum ama Lee, birinin seni en iyi ihtimalle bazı ciddi İK konuşmalarını ve en kötü ihtimalle de medya baskısını göze alacak kadar istemesi sana nasıl hissettirdi?” diye sordu Mandi.

Aklım lobiye ve Bay Benson’ın beni bırakmayacağını söylerken kulağıma fısıldaması geldi. Hayatımda ilk kez istendiğimi, arzulandığımı hissetmiştim. Neredeyse el üstünde tutulduğumu... “Beni gerçekten istiyor gibi görünmesi hoşuma gitti,” diye cevapladım.

“Bu, iyi bir şey, Lee,” dedi Mandi. “Sen güzel, güçlü, seksi bir kadınsın. Arzulandığını hissetmelisin.”

“Ama o, tehlikeli biri, Mandi. Kendin de söyledin. Kaşla göz arasında şirketlerin kontrolünü ele geçiriyor. Ya aynı şeyi bana da yaparsa?”

“Tehlikeli olmak bazen iyidir, hatta çoğu zaman eğlencelidir. Kendi kabuğunda yaşama, Hailey, çünkü gün gelecek ve sen hiç eğlenceli, maceralı, riskli bir şey yapmadığını fark edeceksin. İşte o zaman pişmanlık duyacaksın,” dedi Mandi, bilge bir tavırla.

Susup sözlerini düşündüm. Hayatımda eksik olan şeyin Bay Benson olduğu doğru muydu? Bana yaşadığımı hissettiren ilk erkek olduğu doğruydu. O da aynı şekilde hissettiğini söylemişti. Ama gerçekten böyle mi hissediyordu yoksa sadece beni yatağa mı atmak istiyordu?

Ya ona bir şans verseydim? Mutlu sona ulaşacağımın garantisi yoktu. Ya Bay Benson beni kullanırsa ve ben de kırık kalbimin parçalarını toplamak zorunda kalırsam ne yapardım? Tehlikeden uzak durmamın nedeni incinmek istememekti.

Telefonumun zil sesi beni düşüncelerimden uzaklaştırdı. Tam telefonumu almak için uzandığımda Mandi benden önce davrandı.

“Hişt, geri ver!” diye bağırdım.

Geri uzatırken arsız bir gülümsemeyle, “Oo, meşhur patrondan bir mesaj var,” dedi.

Telefonumun kilidini açıp mesajı okudum.

Bay Benson
Yarın, saat tam 5.30’da, geç kalma.
Ne oluyor be? Sabah 5.30 mu?

İşin iyi tarafı, birkaç saat içinde yola çıkacaktım ve sonra Kanada’da, ondan çok uzakta olacaktım. Mesajlarını da emirlerini de alıp başına çalabilirdi.

Mandi, “Neden gülümsüyorsun?” diye sordu.

“Bana ne isterse yapmamı söyleyebileceğini, benim de yapacağımı sanıyor. Ha, çok bekler! O enayi sabah 5.30 olmadan Kanada’da olacağımı bilmiyor,” dedim, bir kahkaha patlatarak. “Yarın ofise gidip de benim orada olmadığımı gördüğünde vereceği tepkiyi görmek isterdim.”

“Vereceği tek tepki öfke olacaktır, Hailey,” dedi Mandi.

Omuz silktim. “Başlarım onun öfkesine! O adamın beni kontrol edemeyeceğini anlamasının zamanı geldi,” diyerek ayağa kalktım. Bavulumla el çantamı alıp ihtiyacım olan her şeyin yanımda olduğundan emin olduktan sonra bir taksi çağırdım.

Yirmi dakika sonra taksi geldiğinde Mandi’ye sımsıkı sarıldım, onu bırakmak istemiyordum. “Kendine iyi bak, Mandi. Yeni numaramı sana mesaj atarım ve lütfen hiçbir şekilde kimseye nereye gittiğimi söyleme, tamam mı?” dedim.

“Tamam, kendine iyi bak, Hailey. Merak etme, dudaklarım mühürlü,” diye cevap verdi.

Taksiye binip havaalanına doğru yola çıktığımda Bay Benson’ın mesajını tekrar okudum. İçimi bir boşluk hissi kapladı, neredeyse taksi şoförüne geri dönmesini söyleyecektim. Ama gitmem gerekiyordu. Theodore Benson’ın hayatımı kontrol edemeyeceğini anlaması gerekiyordu.

Sonsuza dek hoşça kal, Theodore Benson...

Continue to the next chapter of Aşktan Kaçılmaz

Discover Galatea

Alfa ve Aurora FinalEşim Benden Nefret EdiyorYırtıcıKayıp PrensesCEO'nun Kırılgan Aşkı

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi