Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Dokunuş: Yara Bere

Dokunuş: Yara Bere

Çöpçatanlık

HALEY

Kahvelerimle birlikte villaların bulunduğu komplekse doğru ilerlerken delici mavi gözlerinin hatırası görüşümü engelliyordu. Gözleri kafedeki herkesin dikkatini çekmiş gibiydi.

Aklım sürekli avuçlarımın altındaki göğsüne gidiyordu. Güçlü… Davetkâr göğüsler…

Bu kadar seksi biri nasıl böyle bir pislik olabilirdi?
Ve bir çift bot nasıl hem bu kadar sevimli hem de bu kadar ölümcül olabilirdi?

Bisikletimi ana villanın duvarına yaslarken hain ayakkabılarıma hayranlıkla bakıyordum. Neden 15 dolar olduklarını şimdi anlıyordum.

Anlayamadığım şey, o kibirli yakışıklının gözlerinin dikkatimi nasıl dağıttığıydı.

İşten bahsetmiyorum bile... Ki kesinlikle işe geç kalmıştım.

Kahretsin.

Seksi kıçını ve botlarımı düşünmeyi bırakarak birkaç metre ötede sohbet eden insanlara doğru ilerledim. Doğal kırmızı saçlarıyla Adele’i kalabalığın içinde fark etmek çok kolaydı.

“Hey yabancı.”

“Aman Tanrım! Hayatımı kurtardın,” derken ona uzattığım kahveyi almakta gecikmedi.

“Ne diyebilirim ki? Sanırım seni çok seviyorum.”

Sözlerim üzerine kalçama vurdu ve pis pis sırıtarak bana doğru eğildi.

“Tek yapman gereken o kelimeyi söylemek. Anında üzerine atlarım.”

“Bu ne kadar cazip olsa da Nick’in, kız arkadaşıyla yatmamdan hoşlanacağını sanmıyorum.”

“Ben olsam bundan o kadar emin olmazdım Lee Lee. Hazır konu açılmışken. Çöpçatanlık becerilerini tekrar kullanmaya hazır mısın? Planlama nasıl gidiyor?”

Yarın akşamki etkinlik, buraya taşındığımdan beri kasabada düzenlediğim üçüncü çöpçatanlık etkinliği olacaktı. İlk ikisi iyi geçmişti, ancak böyle bir şeyi kaç kez organize etmiş olursam olayım öncesinde korkmadan edemiyordum.

Gevezelik etsinler diye bekârları bir araya getirmek kulağa ne kadar basit bir iş gibi gelse de aslında hiç de öyle değildi. Ellerimde sayısız geleceği tutuyor, onlarla hokkabazlık yapıyordum.

Sadece bu da değil, ben ilgi odağı olmaktan nefret ederdim.

Küçükken çöpçatan olacağıma karar verdiğimde bu hesaba katmadığım bir şeydi. Çöpçatan olmak zorundaydım.

Bu benim hem tutkum hem de şu anki uykusuzluğumun nedeniydi.

“Dünyadan Haley’e!”

Adele’e mahcup bir bakış attım.

“Özür dilerim. Evet, iyi gidiyor! Sadece kokteyl ve sohbet olacak. Uçuk bir şey olmayacak.”

Gülümserken gergin olduğumu belli etmemeye çalışıyordum ama başaramıyordum. Hâliyle Del de bunu anlamakta asla zorlanmıyordu.

“Bu işi başaracaksın Haley. Hayatın boyunca çöpçatan olmak istedin ve şimdiden kasabanın yarısını bir araya getirdin. Endişelenecek bir şey yok.”

“Ah, bana karşı çok iyisin,” dedim ona dürüstçe. “Bunun aptalca olduğunu biliyorum. İnsanların ruh eşlerini bulmalarına yardımcı olabilmek bana gerçekten değerli bir şey yapmışım gibi hissettiriyor.”

“Ve bu şekilde kendi aşk hayatınla yüzleşmekten de kaçabiliyorsun?”

Dediğim gibi, beni çok iyi okuyordu.

Konuyu değiştir...

“Ah, unutmadan. Yarın akşam senin şu güzel elbiseni ödünç alabilir miyim? Bordo olanı?”

Gözlerini devirdi.

“Her zaman. Ama ne yaptığını anlamadığımı sanma küçük hanım. Düpedüz lafı saptırdın.”

Yakalandım.

“Ne? Ben hiçbir şey yapmadım. Sadece dolabına hayran kaldım. Benimkinin çaresizce yardıma ihtiyacı var.”

“Hmm. Buna katılmıyorum. Bunun peşini bırakacağımı sanma. Seni bir an önce yatağa atmamız lazım.”

Gözlerini devirme sırası bendeydi.

“Adele Cherie!”

“Ne? İkimiz de yetişkiniz. S-E-K-S hakkında konuşamayız diye bir şey yok.”

Kelimeyi bir küfür gibi hecelerken ters ters ona bakıyordum ama bir yandan da yüzümdeki gülümsemeyi gizleyemiyordum.

Ayrıca, haksız da sayılmazdı. Uzun zaman olmuştu. Çok uzun.

Bu sabah belime dolanan güçlü elleri hatırladım. Nazikti ama sıkıca belimi sarıyordu. Baskındı ama otoriter değildi. Onu düşünürken istemsizce ellerimi belime kaydırdım.

“Aman Tanrım. Bu bakış da ne? Kimi düşünüyorsun?”

Siktir. Seks istiyorsam belki de Tinder indirmem gerekiyordur. Hayır.

Fiziksel temas için ne kadar çaresiz olduğumu kabul etmeyecektim.

Adele karmaşık aşk hayatımı daha da deşemeden patronumuzun sesi bizi böldü. Esmer güzeli Emily muhteşem villanın ön sahanlığında duruyordu. Sabah brifingine başlamadan önce bize sevgi dolu bir gülümseme gönderdi.

“Günaydın, umarım herkes harika bir cumartesi geçiriyordur.”

Sesi çok tatlıydı. Yüzümde her zaman bir gülümsemeye neden oluyordu.

Her zamanki rutini yerine getirerek herkese o günkü görevlerini vermeye başladı ama onu duymuyordum. Ne yaparsam yapayım düşüncelerim o mavi gözlere gidip duruyordu.

Sorunu neydi?

“Unutmadan. Pazartesi günü yeni bir adam alacağız.”

Bu sözleri dikkatimi çekti. Arada sırada ekibe yeni bir çalışanın katılması nadir değildi, ancak çoğu zaman yeni çalışanlar kadın olurdu.

“Haley, seninle birlikte Sunset Villası’nda çalışmasını isteyeceğim çünkü önümüzdeki bir ya da iki hafta içinde yeni misafirimiz olacak.”

Siktir.

Bu bilgi karşısında homurdanmamak için kendimi zor tuttum. Düşüncelerimle baş başa çalışmayı tercih etmemin yanı sıra, yabancı bir adamla vakit geçirme fikri beni... Rahatsız ediyordu.

Dereck’ten beri erkeklerden tamamen uzak duruyordum. Aslında, en son bir erkekle yalnız kaldığımda eyaleti tamamen terk etmiştim. Biraz arızalıyım biliyorum.

Ama Nick hariç. O daha çok kardeşim gibiydi.

Adele görev yerine giderken bana gülümsedi ama hafifçe yüzünü buruşturuyordu. Emily bana yaklaştı.

“Hey Haley. Umarım emrivaki olmamıştır.”

Yüz ifademi görmüş olmalıydı. Yüzüme rahat bir gülümseme yerleştirdim.

“Yapmak istediğim son şey sana zorluk çıkarmak. Eminim yarın gece hakkında düşünecek çok şeyin vardır. Çok çalışkan bir kadınsın.”

“Merak etme Em anlıyorum. Sorun yok,” diye takıldım ortamı yumuşatmak için.

Kolumu şefkatle sıktı.

“Tamam, o zaman bırakayım da işini yap. Pazartesi günü sana daha fazla bilgi veririm. Yarın için iyi şanslar. Liam’la birlikte olmasaydım bana çöpçatanlık yapman için ilk sırada ben olurdum!”

“Kızım, sen turnayı gözünden vurdun. O adamdan vazgeçersen seni asla affetmem.”

Güldü ve işe geri dönmeden önce kolumu bir kez daha sıktı.

Sorun yok, bir erkekle birkaç saat geçirebilirim. Yani biraz garip olacaktı ama önemli değildi.

Değil mi?

***

Üç saat sonra keşke yeni adam daha erken gelseydi diye diliyordum.

Sunset Villa kompleksin en güzel ve en büyük mülküydü, çok fazla bakım gerektiriyordu. Muhteşem beyaz kumlu plajın hemen kıyısında olması, onu en çok aranan ilanımız yapıyordu.

Misafirlerimizin mümkün olan en iyi deneyimi yaşamalarını sağlamaktan büyük gurur duyuyordum.

Ama bu biraz şikâyet edemeyeceğim anlamına gelmiyordu. Ve bana sorarsanız 1.70 boyunda bir kız olarak tek başıma birden fazla yatağı ters çevirmek konusunda şikâyet etmeye hakkım vardı.

Özellikle de kibirli bir yakışıklının gözleri hafızamla alay ederken.

O kadar ateşli olamaz. Sekse aç beynim onu abartıyor olmalı.

Vardığım bu sonuçtan memnundum. Sırtımı esnetmek için mola verdim. Burada çalışmak duruşum konusunda bana ders oluyordu. Bu dersten geçip geçmediğimden ise emin değildim.

Tam o sırada telefonumdan gelen bir ses dikkatimi çekti.

Adele
Bir ek gönderdi
Adele
Sen + bu elbise = tam bir sik mıknatısı 🍆
Adele
Bu gece o gece
Adele
Havadaki feromonları hissedebiliyorum
Haley
Senin çalışıyor olman gerekmiyor mu seks manyağı?
Adele
Şu anda çalışıyorum
Adele
Seni yatağa atmaya çalışmak tam zamanlı bir iş

Gözlerimi devirerek telefonumu arka cebime soktum. Ama Adele’in haklı olup olmadığını düşünmeden edemiyordum.

Belki de elimden gelenin daha fazlasını yapmalıydım.

Çok sayıdaki boy aynasından birinin önüne geçip uzun kahverengi buklelerimi dağınık topuz yaptım. Sonra durup aynadaki görüntümü inceledim.

Emily’nin düşünceli işletme anlayışı sayesinde giydiğim tek üniforma boynumdaki askı ipiydi. Boynuma astığım kartta ismim ve ev müdürü pozisyonum gururla sergileniyordu.

Giydiğim kot şort biraz kısaydı. Misafirim gelecek olsa bu şortu giymezdim ama kot şortu rahat bir keten gömlek ve kahverengi botlarımla kombinlemiştim.

Bana kalırsa oldukça şirin bir kombindi.

Dereck’ten ayrıldıktan sonra stres atmak için başladığım yoganın vücudumu sıkılaştırmak gibi bir faydası olmuştu. Minyon ve kıvrımlı olan gövdem artık hayranlık duymaktan kendimi alamadığım ince kaslarla kaplıydı.

O adamın bu sabah kafede bana nasıl baktığını hatırlayınca gülümsemem kayboldu. Sanki bana bir bakışa bile değmezmişim gibi bakıyordu.

Belli ki onun dikkati benimki kadar dağılmamıştı.
Keşke haklı olmasaydı ama onu gördüğümde hazırlıksız yakalanmıştım. Yani o gözler, o sırıtma... Kim etkilenmezdi ki? Tüm bu lütuflar bir pislik için boş yere harcanmıştı.
Ne kadar da yazık.

O gözleri aklımdan çıkarmak için başımı sallayarak aynadan uzaklaştım. Ateşli, kaba yabancıları ya da... Dereck’i düşünmek için zaman yoktu.

İşe dönme zamanı.
Ancak çamaşır makinesine götürmek için kirli çarşafları elime aldığımda telefonum çaldı. Kesin Adele daha fazla seks tavsiyesi vermek için arıyordu.

Açmasam diye düşündüm ama telefon öyle ısrarlı bir şekilde çalıyordu ki son anda ekranı kontrol etmeye karar verdim.

Ardından elimdeki çarşaflar bir gümbürtüyle yere düştü. Arayan Dereck Blackstone’dı. Adıekranımda yanıp sönüyordu.

Hızla gözlerimi ovuşturdum. Böyle bir şey olamazdı.

Ama doğru görüyordum. Ekranımı kaplayan tanıdık profil resmine bakarken uğultu devam ediyordu. Altı ay olmuştu, neden şimdi arıyordu?

Daha da önemlisi, ne yapmam gerekiyordu?

Continue to the next chapter of Dokunuş: Yara Bere

Discover Galatea

Çarpık Kader 1. Kitap: Eşini BeklerkenGölgelerdeKraliyet Mirası 1: Hilalin YükselişiGönülçelenKiarra'nın Kaçışı

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi