Üçlü Haz - Kitap kapağı

Üçlü Haz

SeaLand Aria

İkili

Madison

Günler birbirini kovalarken Madison’ın zihni dur durak bilmemeye kararlıydı.

Ağabeyleri, evin yeniden düzenlenmesi ve ikizler arasında sadece zihinsel olarak değil hormonsal olarak da yıpranmıştı.

Ethan onu yarı çıplak gördükten ve Levi çıplakken onunla karşılaştıktan sonra tüm hafta boyunca rüyaları daha da kötüleşmişti ve en kötüsü de bunu konuşabileceği kimsenin olmamasıydı.

Sonuçta, cinsel hüsranı bir nevi yıldızlara ulaşmıştı.

Ancak bugün en iyi arkadaşı Sam geri dönüyordu. Sonunda onu destekleyecek biri olacaktı.

SamKızım seni görmek için sabırsızlanıyorum. Konuşacak çok şeyimiz var, öptüm, Sam.
MadisonAh hem de nasıl. Akşam 7’de Deniz Kızı’nda buluşalım mı? Şenlik ateşi 8’de başlıyor.
SamElbette! Seksi bikinilerimi giyeceğim, gerçekten biraz harekete ihtiyacım var!
MadisonHer zamanki gibi. Sonra görüşürüz, lütfen zamanında orada OL

Bir süredir güneşin altında olduğu için hafifçe kızaran yüzüne hızlı bir gülümseme yayıldı.

Sabahın erken saatlerinden beri havuzun kenarındaki bahçe kanepesinde uzandığı için oldukça bronzlaşmayı başardı.

“Uyumalıyım…” diye mırıldandı kendi kendine ve telefonunu yanındaki yastığa koyup kollarını yavaşça esnetti. Hareket ettikçe esnemekten kendini alamıyordu.

Diğer bir esnemeden önce, “Onları öldüreceğim,” diye fısıldadı.

Bazı şeyler asla değişmezdi ve bunlardan biri de erkeklerin aptal cuma ritüeliydi.

Kendini bildi bileli her cuma ağabeyleri ve ikizler, barlardan buldukları bazı kızlarla sarhoş ve çok gürültülü bir şekilde eve dönmeleriyle biten bir geçe geçirirlerdi.

Aynı şekilde dün gece olup uyumasını engelleyen şeyi, birkaç yıl önce sorun etmese de artık bazı sebeplerden kafasına takıyordu.

“Erkenciyiz demek.”

Arkasından gelen boğuk sesle Madison düşüncelerinden uzaklaştı ama sesin kime ait olduğunu anlamak için arkasına bakmasına gerek yoktu.

Ayrıca esintinin taşıdığı misk kokusu bunun Ethan olduğunu kolayca ele veriyordu.

“Hah, eğer bazı aptallar sabahın beşinde partilemek yerine beyinlerini bir nebze kullansaydı inan bana hala uyuyor olurdum.”

Onları öldürmek istese de sesi yumuşak ve sakindi.

Onun özelliklerinden biri gerçek anlamda hiç sinirlenmemesi ve sinirlendiğinde bile inanılmaz derecede sakin kalabilmesiydi.

Onunla göz göze gelmemek için gözleri hala kapalıydı ama her ne kadar onu görmese de karşısında durup güneşten gelen ışığı vücuduyla engellediğini hissedebiliyordu.

Bacaklarını yukarı çekip ayırarak daha rahat bir pozisyon elde etmeye çalışırken, “Mm,” diye mırıldandı Madison, Ethan ona eğildiği esnada.

Madison’ın hareketi o kadar yavaş ve istemsiz yapılmıştı ki Ethan’ın üzerinde etkisi neredeyse şaşırtıcıydı. Çok yakındı.

Ethan’ın sağlam, çıplak göğsü sert bir şekilde yukarı kalkarken dudaklarından alçak ve derin bir iç çekiş duyuldu.

Ethan onun seksi boynundan ve kızarmış omzundan aşağı onu incelerken, yeşil bikinisi tarafından sıkıca sarılmış mükemmel yuvarlak ve sıkı göğüslerinin üzerinde biraz daha durdu.

Sonra Ethan bir kez daha iç çekip dudaklarını ısırarak bakmaya devam ederken Madison’ın bacaklarını yavaşça yeniden ayırdığını gördü.

Kahretsin, diye düşündü içinden.

Madison ona cennet için kısa bir erişim sağlıyordu ve bunun farkında bile değildi. Yine de Ethan’ın hormonların bunun çok farkında gibi görünüyordu.

“Mm, evet. Bunun için üzgünüm. Bazı şeyler asla değişmez.”

“Anlaşıldı. Nihayetinde buna tamamen şaşırdığımı ya da gerçekten sinirlendiğimi söyleyemem.”

Ve Madison hala ona bakmadığı için Ethan ona doğru uzandı. Güçlü kolunu kanepenin koluna yaslayarak üzerine doğru eğilip yüzünün birkaç santim uzağında durdu.

Madison’ın teninin sarhoş edici kokusu aniden beynini ele geçirince derin bir nefes alarak kısa bir şekilde homurdandı.

“Mm, öyle mi? Çünkü bana göre oldukça öfkeli görünüyorsun.”

Basit bir fısıltı nasıl olur da Madison’ın vücudunu ateşe verebilirdi?

Bu hala bir gizemdi ve Ethan’ın sıcak nefesi tenini okşarken, vücudunun kontrolünü kaybetmemek için yapabileceği tek şey gözlerini açmaktı.

Gözünü açtığı anda, gözlerinin tam karşısında iki zümrüt göz ile karşılaştı. Ethan’ın yüzüne oturmuş sırıtışı büyüleyiciydi.

“Öfkeli değilim.” Sesi kararlıydı ve gözlerini kaçırmıyordu.

Ancak iki kişi bu oyunu oynayabilirdi.

Madison, “Ayrıca, seni bekleyen biri yok mu?” diye sordu başını tekrar güneşe doğru alarak yana yatırırken. “Sakıncası yoksa rahatlamaya çalışıyorum,” diye ekledi.

Madison ne kadar uğraşırsa uğraşsın, vücudu Ethan’ın ona bu kadar yakın oluşuna kendini ele verecek bir tepki vererek başına buyruk davranmaya niyetli gibiydi.

Bu da onu eğlendiriyor gibi görünüyordu ve parlak şekilde gülümsemesini koruyordu.

“Levi’ın ona iyi baktığından eminim, ama evet, haklısın. Fırsatın varken güneşin tadını çıkar.”

Sözleri yine onun özünü arzuyla yakacak bir etki bıraktı ve Ethan başını sadece alnını öpmek için eğdiği anda, kalbi neredeyse göğsünden fırlayacaktı.

“Tanrım, siz ikinizin neyi var?” Ethan’a başını sallayarak bundan iğrenmiş gibi görünmeye çalışıyordu ama gerçek hiç iğrenmediğiydi.

Geçen hafta o kızın yerinde olmayı o kadar çok hayal etmişti ki sayısını bile unutmuştu.

Şu anda yanlarında kendinden başka birisinin olduğunu bilmek onu kıskandırıyor, buna hakkı olmasa bile rahatsız ediyordu.

Ethan yanından ayrılıp odasına geri döndüğünde, güneşten çoktan kıpkırmızı olan Madison ayağa kalkıp havuza yöneldi.

Saçını açarak sırtından güzelce sallandırıp küçük merdivenin olduğu yerde kenara çekildikten sonra birkaç dakika suya baktı.

Terlemişti ve o anda yüzmek kulağa çok iyi bir fikir gibi geliyordu.

Ethan

Kardeşiyle birlikte kaldığı odanın kapısına ulaşan Ethan, geri dönüp havuzun kenarında Madison’ın durduğunu görünce ona son bir kez daha bakmadan kendini alamadı.

Madison geri döndüğünden beri onunla ilgili doğru dürüst düşünememişti bile.

Ethan’ın vücudu Madison ne zaman yakınlarında olsa, beynini olabilecek en karanlık, en yaramaz düşüncelerle ele geçirip yönlendirmeye çalışarak kendini yolunu çiziyor gibiydi.

Şimdi bile Madison’ın ipek gibi saçları tenini öperken, kendini saçlarının yerine koyup onu okşadığını dilerken buldu.

“Büyümüş, değil mi?” Levi’ın elini omzuna atması onu gerçeğe geri döndürdü.

Ancak Ethan gözlerini o suya atlayıp ağzını kurutana kadar üzerinden ayırmadı.

“Evet.”

“Ne yapacağız?” diye sordu.

Ama konuşmaları, çıplak kız dikkatlerini çekince havada kaldı. Ortak ve anlaşılır bir bakış atarak ikisi de odanın kapısını açık bırakıp odaya doğru yürüdü.

Bu yanlıştı, öyle olduğunu biliyorlardı ve o anda tek istedikleri Madison’ı zihinlerinden uzak tutmaktı.

Nasıl mı? Elbette cinsel hüsranlarının acısını başkalarından çıkararak.

Madison

Duyduğu birkaç ses onu ikizlerin odasına yönelmeye zorladığından uzun zamandır havuzda değildi.

Olduğu yerden çok fazla bir şey göremediği için yüzüp havuzun kenarına giderek, orada neler olduğunu görebilecek kadar kenara tutunup kendini yükseğe kaldırarak odaya baktı.

Odadan gelen inleme sesleriyle elbette ne olduğunu tahmin etmişti ama yine de neler olduğunu görünce ağzı açık kaldı.

Gördüğü ilk kişi Ethan oldu, dizlerinin üzerine çökmüştü ve önünde eğilmiş arkası dönük kızın içine iyi bir hızla girip çıkıyordu.

Levi da dizlerinin üzerinde, kızın karşısına geçmiş kardeşinin yaptığı hareketlerin aynısını kızın ağzına yapıyordu.

Madison bu sahneyi izlerken içini saran duygular kafa karıştırıcı ve belirsizdi.

Onlardan birini seks yaparken ilk kez yakalamıyordu ama ilk kez ikisinin de aynı kızla seviştiğine şahit oluyordu.

Bu daha önce ağabeyinden duyduğu ama aslında hiç inanmadığı şeylerden biriydi.

Kızgın mıydı? Gördüklerinden iğrenmiş miydi? Yoksa tahrik mi olmuştu?

O anda zihnini toparlayacak halde değildi.

Ancak hissettiği tek şey bacaklarının arasında biriken ısıydı. Bu inkâr edemeyeceği bir uyarılma belirtisiydi.

“Benim sorunum ne?” diye sordu kendi kendine.

Bacaklarını birbirine bastırırken, Ethan'ın elinin kızın bacaklarının arasına kaydığını gördüğünde gözleri fal taşı gibi açıldı.

Ethan’ın ne yaptığını kolayca hayal edebiliyordu ve kızın inleyişine bakılırsa bu işe çok iyi görünüyordu.

Levi kızdan uzaklaştığı anda, kız “Tanrım,” diye fısıldadı ve Levi istemsizce sertleşmiş penisinin tam görüntüsünü Madison’a verince, Madison gözlerini iki kez açıp kapatmak zorunda kaldı.

Bugüne kadar sadece tek bir erkeği çıplak görmüştü ve onun penisinin büyüklüğü Levi’ınkinin yanında gerçekten hiçbir şeydi.

Kızın ağzına girmesi sadece birkaç saniye sürdü. Ama onların inlemeleri Madison’ın hormonlarını iyice tetikliyordu.

Şehvet ve karanlık arzuya teslim olmuş şekilde elini karnından yavaşça aşağı doğru kaydırarak parmaklarını bikinisinin altına daldırana kadar tenini yumuşak bir şekilde okşadı.

Elini kumaşın altına kaydırıp parmaklarını kıvrımlarının arasına götürdüğü anda sırılsıklam olduğunu fark edince hiç şaşırmadı.

O sırılsıklamdı ve bu yeni bir haber değildi.

Parmağını arasında kaydırdığında kendini dikkatli ve yoğun bir şekilde okşarken dudaklarından bir inilti kaçtı.

Kıvrımlarını hafifçe ayırarak sızlayan ve zonklayan klitorisine uzanıp parmağıyla ona biraz baskı uyguladığı anda, vücudunu ele geçiren ürpermelerle titremeye başladı.

Gözlerini önünde gerçekleşen seks sahnesinden bir an olsun ayırmayarak, birkaç ay öncesine kadar aklına hiç gelmemiş ve şimdi boşalmasına yardımcı olacak düşünceleri zihninin keşfetmesine izin vererek kendini okşamaya devam etti.

Başparmağıyla baskısını artırırken, orta parmağını yavaş ve dikkatlice içine götürerek duraksadı.

Onlar odada ne kadar çok inlerse, o da o kadar çok onlarla birlikte olmayı diliyordu. Parmağını kendi içinde gevşeterek havuzun kenarını daha sıkı kavrayarak kendini tuttu.

Bileğiyle yavaşça hamle yaparak ıslaklığının zevkini çıkarırken, parmağını yavaş ve dikkatli bir şekilde içine sokup çıkarmaya başladı.

“Ah... Tanrım,” dedi dudaklarını sertçe ısırmadan önce.

Yüksek sesle inleyemezdi bu yüzden boşalacağını hissettiğinde kendini kontrol etmesi gerekiyordu.

İçindeki parmağını sıkıştırdığında buna karşı koyması daha da zorlaşıyordu.

Klitorisinin üzerinde biraz daha baskı uygulayarak gözlerini kapattı ve başını hala havuzun kenarını sıkıca tutan koluna yaslayarak zevkin onu sarmasına izin verdi…

Vücudunu saran haz duygusuyla vücudunun titremesine izin verdi…

“Ah... Tanrım,” diye fısıldadı, nefesini kontrol etmeye çalışarak.

Gözlerini açtığında ikizlerin odasının kapısının kapalı olduğunu ve perdenin de kapandığını fark edince biraz hayal kırıklığına uğradı.

Hareket edemediği için, “Benim sorunum ne?” diye iç çekti olduğu yerde dinlenirken.

Başı hala kolunun üzerindeyken diğer elini içinden çekince ne kadar garip olsa da parmaklarının ağrıdığını fark etti.

Onları sevişirken izlediği her anda o kızın yerinde olmayı diledi ve sadece bu düşünce bile vücudunun tekrar ısınmasına yetti.

İç savaşı devam ederken yüzüne hafif bir gülümseme oturdu, ancak havuza hep birlikte atlayıp etrafa su sıçratan insanların gürültüsüyle bölündü.

İkizler, erkek kardeşleri ve üç rastgele kız aynı anda havuza atlamıştı.

“Sanırım huzurum bitti,” diye mırıldandı kendi kendine, avuçlarını taşa dayayıp kendini yukarı çekerek havuzdan çıkmaya hazırlandığı sırada.

Az önce olanlardan sonra, özellikle ikizler ve onların kızıyla, onlarla havuzu paylaşmak kulağa pek hoş gelmiyordu.

“Nereye gittiğini düşünüyorsun?” diye sordu biri.

Levi arkadan Madison’ı kendine çekince onun sert göğsüne çarptı ve kokusu bir anda etrafını sardı.

Boğuk sesi onu daha da seksi kılıyordu ve az önce gördüklerinin üzerine elleri beline dolandığı anda tenini aleve verdi.

“Eh, buradaki huzurum sona erdi, bu yüzden odama geri dönüp sizi… Şeyinizle baş başa bırakabilirim.”

“Mm... Bizim şeyimiz derken tam olarak neyden bahsediyorsun?” diye sordu.

Levi burnunu yanağına sürterek onu kendine daha da çekip tutuşunu sıkılaştırdı.

Levi’ın penisi onun poposunun hemen üsteydi ama Madison Levi’ın göğsünün inip kalktığını hissedebiliyordu ve bu vücudunu aynı ritimle hareket ettiriyordu.

“Hadi Levi, çocuğu rahat bırak ve buraya gel.”

Kızın alaycı, tiz sesi Madison’ın sakin ifadesini sinirli bir ifadeye dönüştürdü.

Bunun yanında onun en büyük gücü her durumda sakin kalabilmesiydi ve Levi’ın hiçbir şey söylemesine zaman tanımadan Madison gözlerini onun bal gözlerine kilitledi.

“Evet, Levi, çocuğu rahat bırak. Oyuncağınla oynamaya geri dön.”

Bunun üzerine Madison kollarından kurtulup havuzun kenarına dönerek kendini bir kez daha yukarı çekerek herkese altın gibi parlayan bronz tenini, şekilli bacaklarını ve mükemmel kıçını gösterdi.

“Bir dahaki sefere partiyi ikizlerin evinde yapın ki çocuk da yalnız kalabilsin.” Madison konuşurken meme uçlarının belirgin olduğunu biliyordu.

İkizlerin gözleri adeta onu deliyordu ama onun umurunda değildi. Yüzündeki zafer işareti hafif sırıtışıyla eşyalarını alıp uzaklaştı.

Ama gitmeden önce çocuklara göz kırpmayı ihmal etmedi.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok