J.A. White
KATIE
Ne dediğini duymuştum, sadece tekrar söyleyecek mi diye merak etmiştim.
Hemen kaynaşmıştık. Parfümünden mi, gülümsemesinden mi, yoksa karşımdaki davranışlarından mı bilmiyorum ama gördüğüm şey hoşuma gitmişti.
Sırtıma hafifçe dokunduğunda tüylerim diken diken oluyordu. Sadece belime dokunması bile beni ıslatıyordu.
Kanepeme oturduk. Başımı kaldırıp ona baktım, yaptığı yorum yüzünden yüzü kızarmıştı.
“Bunun için endişelenme,” dedim. “Bu gece gerçekten harika bir gece geçirdim. Yakında asistanıma bir hafta sonu izni vereceğim çünkü seninle çıkmayı kabul eden oydu.”
“Gerçekten mi?” dedi.
“Evet. Burada dürüst olacağım. Randevuyu dört gözle beklemiyordum. Neredeyse bir yıldır dulum ve henüz biriyle çıkmaya hazır değildim,” dedim kıkırdamaya başlarken.
“Seni suç veri tabanında bulmaya bile çalıştım, bir kaçış yolu arıyordum. Ama Christine beni randevuya zorladığı için minnettarım,” dedim içkimin arkasına saklanarak.
“Bu gece benim için de güzel bir tanışma randevusu oldu. Peki, benimle ilgili bir şey buldun mu?” dedi tek kaşını kaldırarak.
“Peki, beni seçmenin sebebi neydi? Neden diğer yüzlerce profil arasından beni seçtin?” diye sordum sorusunu geçiştirerek.
“Profil fotoğrafında beni çeken bir şey vardı. Gözlerinde gördüğüm bir şey. Bir de sanırım yaşın hakkında yalan söyledin.”
“Kırk dokuz yaşında olmana imkân yok. Ben olsam otuzların sonu ya da kırkların başı derdim,” dedi içkisini yudumlarken.
“Çok tatlısın,” derken ayağa kalkıp ona baktım. “Tatlım,” dedim ellerimi kalçalarıma koyarak. “Kırk dokuz yaşındayım ama bazı günler kendimi daha genç hissediyorum.”
Tekrar koltuğa oturarak ona biraz daha yaklaştım. “Basit tavlama cümleleri etmediğine sevindim. Biliyorsun bir restoranda çalışıyorum ve hepsini duydum.”
“Eminim bunu hiç duymamışsındır,” dedi.
“Tamam, devam et.”
“Bahse girerim ailen geri zekalıdır çünkü kesinlikle özel görünüyorsun.”
Buna o kadar gülmüştüm ki az kalsın koltuktan düşecektim. Hafifçe bacağına dokundum.
“Haklısın, bunu hiç duymamıştım.”
Bacağına dokunduğum yerde serçe parmağım penisinin başına değmişti. Hızla ona baktım. Gözleri kocaman olmuştu.
Elimi yavaşça hareket ettirerek tüm paketine dokunurken göz gözeydik.
İçkimi masaya bırakarak onu öpmek için eğildim. Dudaklarımız zar zor birbirine değiyordu ama sıcaklığı hissedebiliyordum. Kafamın içinde doğrudan vajina giden bir kıvılcım çakıyordu.
Justin içkisini bırakarak beni öpmeye odaklanmıştı. Bu sefer dilim alt dudağını bulurken dillerimiz dans etmeye başladı. Justin elini başımın arkasına koyarak beni daha sert öptü. Nefes alış verişimiz çılgınlaşmaya başlamıştı.
Geri çekilip bana baktığında gözlerinin içine baktım.
“Bunu istiyorum,” dedim ona.
Gülümseyerek beni öpmeye devam etti. Koltuktan kalkarak bacaklarının üzerine oturdum. Yüzünü kavradım ve dilimle dudaklarına ıslak, tutkulu bir öpücük kondurdum.
Justin ise iki eliyle kalçalarımı kavramış, etimi sıkıyordu. Kıçıma dokunabilmesi için elbisemi yavaşça yukarı çektim ama elleri kalçalarımda kalmıştı.
Ellerini tutarak kıçımı kavramasını sağladım. Her bir elini kıç yanaklarıma koyarak tekrar sıkmaya başladı.
O kıçımla oynarken ve ben de onu sertçe öperken gömleğinin düğmelerini açmaya başladım. Gömleğini çıkarabilmem için öne doğru eğilmişti. Gömleğini çıkarıp arkaya doğru attım.
Göğsüne baktım ve... Vay be, çalışıyor, ~dedim kendi kendime.
Aşağıya doğru inen V şeklinde bir karın kası vardı. Ellerimi göğsünde gezdirmeye başlayarak karın kaslarına doğru ilerledim. Göğsüne geri dönerek etini sıktım.
Justin elbisemi başımın üzerinden çekmeye başladığında kollarımı yukarı kaldırmıştım ama Justin birden durdu. Hiçbir şey göremiyordum, kollarım başımın üstünde sıkışmış durumdaydı. Hissettiğim bir sonraki şey, meme uçlarıma hafifçe dokunan ıslak, sıcak bir dildi.
Göğüslerimi emmeye başladığında dudaklarımdan bir inilti döküldü. Elbisemi sonuna kadar çekip çıkardım. Göğüslerimi tuttuğunu ve her bir meme ucunu ayrı ayrı emdiğini görmek için aşağıya baktım.
Başını tutarak meme uçlarımı daha sert emmesi için onu daha yakına ittim. Meme uçlarımı nazikçe kemirirken yüksek sesle, “Aman Tanrım,” dedim.
“Bunlar o kadar sert ki camı kesebilirler,” dedi memelerimi bir arada tutup onlara bakarken.
Meme uçlarım şu anda o kadar sertti ki canımı acıtıyorlardı. Ağzını tekrar üzerlerinde hissetmek istiyordum. Yüzünü kendime uzaklaştırdım ve dilimi ağzına soktum.
Kucağından inip önünde yere diz çöktüm. Kemerini çözmeye ve pantolonunun düğmelerini açmaya başladım. Pantolonunu çıkarabilmem için kıçını kaldırdı. İç çamaşırı giymediğini görünce ona baktım.
“İç çamaşırı giymeyi sevmiyorum,” dedi omuz silkerek.
Pantolonunu tamamen çıkardım ve omzumun üzerinden yere attım. Aletini elime alarak incelemeye başladım. Toplarında hiç kıl yoktu. Yavaşça okşadıkça büyümeye başlıyordu.
Aman Tanrım, çok donanımlı.
Eğilip mükemmel bir şekilde tıraş edilmiş toplarını yaladım, sonra da ıslatmak için penisinin yanlarını okşamaya başladım. Ağzından kısık bir inilti çıkmıştı.
Elimde aletini tutarken ona baktım. Gözleri üzerimdeydi, yaptığım her hareketi izliyordu. Penisinin ucuna bir öpücük kondurdum. Ucundan zevk suyu sızarken de dilimi çıkarıp suyu yaladım.
Tekrar yukarı baktım. Justin ağzı açık bir şekilde orada oturuyordu. Ağzımı açtım ve aletini alabildiğim kadar aldım.
Ben direğinin üzerinde aşağı yukarı inip çıkarken Justin koltuk minderine tutunuyordu. Hızlanmaya başlamıştım ki omzuma dokunduğunu hissettim. Geri çekilerek aletini tuttum.
“Üzgünüm ama biriyle seks yapmayalı neredeyse dört yıl oldu ve seni izlerken... Patlamak üzereyim. Bu benim için çok hızlı,” dedi biraz utanarak.
“Seni tamamen anlıyorum. Benim için de bir yıldan fazla oldu. Penisini elimde tutarken kendimi biraz kaptırmış olmalıyım,” dedim aletini yavaşça okşarken.
“Tekrar sertleşmek için toparlanma süren nedir?”
“Vay canına. Yirmili yaşlarımın başından beri bunu yapmadım. Ama boşaldığımda on dakika içinde oyuna geri dönerdim.”
“Gerçekten mi! Denemek ister misin? Eğer dener ve yapamazsan kızmam. Bu gece başından beri harikaydı.”
O daha cevap veremeden ağzımı aletine götürüp tekrar ıslattım. Ağzımla aşağı yukarı inip çıkarken iyi ve sabit bir vuruş yaptım.
“Boşalacağım,” dediğini duyduğumda dayanacağını düşündüğümden birkaç dakika daha uzun dayanmıştı.
Sol kolumu göğüslerimin altına koyarak göğüslerimi destekledim ve ağzım penisinin kafasındayken ona mastürbasyon yapmaya başladım.
İlk atış boğazımın arkasına isabet etmişti. Geri çekilip spermlerini yuttum ve geri kalanını göğüslerime fışkırttım. Yük üstüne yük geliyor, her iki göğsümü de orgazmıyla kaplıyordu.
Gelmeyi bıraktığında penisini ağzıma alıp kalanları yaladım. Onu bıraktığımdaysa sanki tüm enerjisini emmişim gibi bitkin bir hâlde kanepeye yığılmıştı.
Spermlerinin halıya damlamaması için onları göğsüme sürdüm ve yanına oturdum. Uzanıp içkilerimizi aldıktan sonra ona kadehini uzattım. İkimiz de içkilerimizden birer yudum aldık.
“Neden ben çıplağım ve sen hâlâ külotunla duruyorsun?” dedi.
Ona bakıp gülümsedikten sonra ayağa kalkıp külotumu çıkardım. Külotumu göğsüne koyup ardından banyoya doğru yürümeye başladım. Kanepeden banyoda yaptığım her şeyi görebiliyordu.
Normalde duş alırken kapıları kapatırım, yalnız yaşasam bile. Ama bu gece özel bir geceydi. Kapıları açık bırakmıştım çünkü duşta bana katılmasını istiyordum.
Arkamı dönüp ona baktığımda hâlâ orada oturmuş beni izliyordu. Suyu açıp duşa girdim.