Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Eşleşmeye Cesaretin Var mı?

Eşleşmeye Cesaretin Var mı?

Gece Saldırısı

MYSTI

Alfa Farris'le görüşeli birkaç hafta olmuş, bu süreçte ondan ses seda çıkmamıştı.

Ne hissettiğimden emin değildim. Sürüdekiler bana eskisinden de beter davranıyorlardı.

Hakkımda dedikodu çıkarıyorlar, bana yalancı diyorlardı. Umutsuz vaka olduğumu söylüyorlardı. Defalarca yüzüme tükürdüler.

Dün biri beni yolda itti. Etraftaki kurtlar kahkahalar atarken, ben kalkmaya çalışıyordum. Bu kadarı yetmezmiş gibi bir de suratıma çamur fırlattılar.

İçim kan ağlıyordu ama elim kolum bağlıydı. Bunu Alessa'ya anlatamazdım. Beni umursayacak başka kimsem de yoktu.

Eski püskü yatağımda oturmuş, dizlerimi kucağıma çekmiş hüngür hüngür ağlıyordum.

Kendimi hiç bu denli yalnız hissetmemiştim. Babam öldüğünde bile Alessa yanı başımdaydı. Ama son zamanlarda dişi beta olarak yeni göreviyle başı dertteydi.

Artık yapması gereken mühim işleri vardı. Dostluğumuzdan daha önemli işleri olduğu için ona kızamazdım. Haddimi biliyordum.

Aniden, kulakları sağır eden çığlıklar duyuldu. Ödüm koptu, bir anda yataktan fırladım.

Açık pencereden hafif bir kan kokusu alabiliyordum. Uzaktan gelen hırlamalarla birlikte savaşçıların sürüyü uyaran ulumalarını işittim.

Bunun ne anlama geldiğini çok iyi biliyordum. Başka bir sürü veya bir grup haydut sürüye saldırıyordu. Tüm savaşçılar ve önemli sürü üyeleri savaşmak için gitmek zorundaydı.

Savaşçı olmayan dişiler, omegalar, yaşlılar ve çocuklar gibi korunmaya muhtaç sürü üyeleri, luna tarafından korunmak üzere sürü evine sığınmak zorundaydı. Lunamız olmadığı için bu görevi dişi beta olarak Alessa üstlenecekti.

Bana gelince… Kendi başımın çaresine bakmak zorundaydım.

Alessa eskiden olduğu gibi bu sefer beni korumaya gelmeyecekti. Şimdi sürünün geri kalanıyla ilgilenmek zorundaydı. Benimse güvenlik için sürü evine gitmeme izin verilmiyordu.

Koruma için sadece kulübemin duvarlarına güvenmek zorundaydım.

Tüm pencerelere koşup apar topar kapattım, geceyi atlatabilmeyi umuyordum. Yakındaki saldırganların içeriyi görememesi adına ahşap panjurları örttüm.

Kapıya koşup sıkı sıkıya kilitledim, ardından masayı kapıya dayadım.

Ön kapıdan en uzak köşeye büzüldüm. Karanlığa bakarak çatışmaların gürültüsünü dinledim. Kulübeme ne kadar yakın olduklarını anlamaya çalışıyor, sürü üyelerimden herhangi bir işaret almayı umuyordum.

Tehlikenin geçtiğini gösteren herhangi bir ses duyamıyordum.

Bunun yerine, kurt duyularım tehlikenin sandığımdan daha yakınımda olduğunu fısıldıyordu.

Burnuma çok kötü bir koku geldi, yakınımda bir haydut olduğundan emindim. Tek iyi tarafı dolunay olmasıydı, böylece gerekirse dönüşebilirdim.

Kötü koku güçlendi, duyularımı ele geçirmeye başladı. Korkuyla olası saldırgana odaklanırken başka hiçbir şey düşünemez hâle geldim.

Kulübemin dışındaki tahtalara sürtünen pençelerin sesini duyabiliyordum. Olduğum yerde biraz daha çöktüm.

Ay Tanrıçası'na canımı bağışlaması için yalvarıyordum. Kötü giden durumlara rağmen ölmek istemiyordum.

Bir şey kapıma sertçe çarptı, sonra tekrar vurdu.

Kurt gözlerimi kullanarak karanlıkta görebiliyordum. Kapının kırılmaya başladığını dehşet içinde fark ettim.

Aklımdan bin türlü kötü düşünce geçiyordu.

Kokuya bakılırsa haydut bir erkekti. O da beni koklayabiliyor olmalıydı. Eğer beni yakalarsa, canıma kıyabilirdi. Ama eşi olmayan bir dişiydim, bu yüzden beni kölesi de yapabilirdi. Elbette başka korkunç şeyler yapması da ihtimal dâhilindeydi.

İçeri girene kadar beni göremezdi. Bu kaçmama yardımcı olabilirdi. Her durumda bu mücadeleden yara almadan kurtulamayacağımı düşünüyordum.

Kapının tam ortadan ikiye ayrılacağını düşündüğüm anda daha kötüsü oldu. Kapı bir anda menteşelerinden kırılıp devrildi. Masa da onu durdurma konusunda yardımcı olmamıştı.

Kirli, karmakarışık tüyleri olan bir haydut kapı eşiğinde duruyordu. Başını sağa sola çevirerek havayı koklarken oldukça vahşi görünüyordu.

Bu yaratığın insandan çok hayvan olduğu belliydi. Onunla konuşamazdım. Avlanıyordu, bense onun avıydım.

Başka seçeneğim kalmadığından, tek umudum kurt formuma dönüşüp bir şekilde ondan kaçmaya çalışmaktı.

Bana muhtemelen yapmak istediği kötü şeylerden kaçınmanın başka yolu yoktu.

Korkudan donakaldım. Sık sık dönüşmüyordum. Bu nedenle dönüşümün çok yavaş olmasından, dönüşürken herhangi bir saldırıya karşı savunmasız kalmaktan endişeleniyordum.

Daha önce dönüşmemiş olduğum için kendime lanet ettim.

Gerçekten de yaşayan en kötü kurt olabilirdim. Sürümün benden nefret etmesine şaşmamalıydı. Sahiden de işe yaramazdım. Tüm kurtlar için bir utanç kaynağıydım. Melez kurtlar hakkında düşündükleri tüm kötü düşüncelerin nefes alan bir kanıtıydım.

Tam dönüşmek üzereydim ki bir hırlama duydum. Beklerken geçirdiğim süre bana pahalıya mal olacaktı. Haydutun bana doğru yürüdüğünü izlerken tir tir titremeye başladım.

Buradan çıkmak her saniye daha da imkânsız görünüyordu. Bu hayduttan kurtulmayı başarsam bile bir diğer hayduta yakalanmaktan korkuyordum.

Şimdi şekil değiştirip risk alacak veya ölümü bekleyecektim. Derin bir nefes aldım ve sonra...

Yüksek sesli bir uluma havayı doldurdu. Öyle güçlüydü ki duvarların bile sarsıldığını sandım.

Uluma kesinlikle hayduttan gelmemişti. Zira haydut o kadar güçlü görünmüyordu.

Aniden nane ve çam kokusu aldığımda o ulumanın kimden geldiğini anladım.

Alfa neden burada?
Continue to the next chapter of Eşleşmeye Cesaretin Var mı?

Discover Galatea

Alfa Rylan Kuş ve KurtKurt SavaşlarıAlfa'nın Yasaklı AşkıSavaşçı Prenses

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi