Ava Star
MELODY
Sonunda mezuniyet günü gelmişti. Mutlu, heyecanlı ve en çok da gergindim.
Okulu her zaman çok sevmiştim ve üniversitenin ne olduğunu öğrendiğimden beri diplomamı almayı hayal etmiştim. Kardeşlerimi örnek almıştım.
Aynı şeyi ben de hissetmek istemiş ama en çok da kendi ayaklarım üstünde durarak ailemi gururlandırmak istemişti.
Yanımda oturan Mia, yüzünde endişeli bir gülümsemeyle, “Mel, gergin misin?” diye sordu.
“Evet, birazcık. Sen?”
“Gergin demek az kalır,” dedi gözü seğirerek.
Sessizce başımı sallayıp sahneye odaklandım. Rektörün konuşmasında sonra öğrenciler diplomalarını almak için sahneye çıkmaya başladılar.
Dan'in adı okunduğunda ayağa kalkıp alkışlayarak, “Tebrikler, Dan!” diye bağırdım.
Arkasına dönüp bana bir öpücük yolladı. Başımı sallayarak gülümsedim.
Mia kısık sesle, “Seni gerçekten seviyor, Mel. Ona bir şans ver,” dedi.
Sadece gülümsedim.
Sunucu, “Melody Adam,” diye seslendi.
Sahneye adım atarken kalbim göğüs kafesimden çıkacakmış gibi çarpıyordu.
İçgüdüsel olarak ailemi görmek için kalabalığa baktım. Annem, babam, hem erkek kardeşlerim hem de kız kardeşim mezuniyetim için gelmişti.
Ailemin ve arkadaşlarımın benim için tezahürat yaptıklarını duyunca yanaklarım kızararak gülümsedim.
Bölüm başkanı diplomamı verdikten sonra elimi sıktı.
Sahnenin diğer tarafındaki Dan'in yanına gittiğimde kulağıma eğildi.
“Mezun olduğumuza inanabiliyor musun?” diye sordu.
Başımı sallayarak, “Kesinlikle hayır. Üniversitemizin son yılının göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğine inanamıyorum,” diye sızlandım.
Mia, diplomasını almak için çağrılacak bir sonraki kişiydi. Diplomasını aldıktan sonra yanıma gelip, “Sonunda bitti,” diye sırıtmaya başladı.
Dan, Matt, Mia, Sandy, Jacob, Rick ile Layla'ya bakarak, “Hepinizi çok özleyeceğim,” diye fısıldadım. Son zamanlarda Layla ile iyi arkadaştık.
Kimi kandırıyorum ki? Kız benden nefret ediyordu. Matt’in yanına iki santim fazladan yaklaşsam gözleriyle beni dövüyordu, ben de mesafemi koruyordum.
Tören sona erdiğinde, Dan kolumdan tutarak beni ailesiyle tanıştırma için çekiştirmeye başladı. Arkadaşlarımız da peşimizden geldi.
“Anne, baba, bu benim arkadaşım Melody.”
Annesi bir adım atarak bana sarılıp beni şaşırttı. “Sonunda seninle tanışmak çok güzel,” deyip geri çekildi.
Babası da aynı şeyi yaparak, “Senin hakkında çok şey duyduk,” dedi.
“Umarım sadece iyi şeylerdir,” diye mırıldandım.
“Tabii ki iyi şeyler. Kız kardeşine seni anlata anlata bitiremedi. O da gelip seninle şahsen tanışmak istedi.”
“Ben de onunla tanışmak isterim,” diyerek gülümsedim.
Mia, Matt ve diğer herkes Dan'in ailesiyle tanışırken kendi ailemin bize doğru gelmekte olduğunu gördüm.
“Anne,” diyerek ona koşup boynuna atladım.
Annem, “Tatlım, seninle gurur duyuyorum,” derken gözleri yaşlarla parlıyordu.
Kaşlarımı çattığımda, “Mutluluk gözyaşları, bebeğim,” deyip gözlerini sildi.
Başımı sallayarak babamın açık kolların koştum. Sımsıkı sarılarak sıcaklığını hissetmeye çalıştım. “Seni özledim, baba.”
“Biz de seni özledik, tatlım. Seninle gurur duyuyoruz,” dedi alnımdan öperek.
“Tebrikler, küçük kız,” dedi Nick bana sarılarak. Nick’ten sonra sırasını bekleyen Jake'e döndüm.
Jake de aynı şekilde, “Tebrikler, küçüğüm,” diyerek alnımdan öpüp beni kollarına alıp sıkıca kucakladı.
“Seni özledim Jakey,” diye fısıldadım. Tüm sırlarımı paylaştığım tek kişi oydu. Birbirimize diğerlerine olduğumdan daha yakındık.
Aramızda diğerleriyle olmayan bir bağ vardı ama bunu başka zamana bırakalım. Şimdi bugüne odaklanalım.
“Hey, beni görmedin herhalde,” dedi Lisa'nın sesi arkamdan.
Arkamı dönerek yanına gittim. Lisa her şeyden önce benim akıl hocamdı. Küçüklükten beri onun gibi olmak istemiştim; o mükemmel biriydi.
“Selam, Lisa. Seni özledim,” diyerek gülmeye başladım.
Geri çekilerek arkadaşlarıma yer açtım.
“Anne, baba, bunlar benim arkadaşlarım: Dan, Matt, Mia, Sandy, Rick, Jacob ve Layla.” Arkadaşlarımı ailemle tanıştırdıktan sonra ailemi Dan'in ailesiyle de tanıştırdım.
Jacob, Dan'in sırtını sıvazlayarak, “Söylesene Dan, neden bu sefer hayır diyememesi için ona herkesin önünde evlenme teklif etmiyorsun?” diye sordu.
Her iki ailenin de gözleri yuvalarından çıkacak gibi oldu.
Dan'in annesi mutlu bir şekilde ışıldayarak, “Birlikte misiniz?” diye sordu.
Lanet olsun, Jacob.
Gözlerimle sen öldün der gibi Jacob’a baktım.
“Hayır, yani biz..” derken yabancı ama tanıdık bir ses sözümü kesti.
“Üzgünüm, bebeğim. Trafik çok kötüydü,” dedi arkamdaki ses.
Zihnim bu sesin sahibinin adını otomatik olarak fısıldadı.
Xavier.
~
Sesini duyduğum an vücuduma bir sıcaklık dalgasının ilmek ilmek işlendiğini hissettim. Bedenimin sesine ve varlığına tepki veriyordu.
Onun Xavier olduğundan emindim.
Vücudum onun için kıvranıyordu.
Kalbim onun adını fısıldıyordu.
Xavier Clark.
~