Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Alfa Grayson

Alfa Grayson

Bölüm 4

Lexia

Grayson sanki birinin onu benim gibi kayda değer olmayan biriyle konuşurken görmesini istemiyormuş gibi etrafa bakınıyor. "Dinle, burada olmamalısın,” diye ısrar ediyor.

Gözlerimi devirip yanından geçip gidiyorum ama Grayson beni takip ediyor.

Kolumu tutuyor, tüm dikkatimi ona vermem için beni zorluyor.

"En azından bana neden burada olduğunu söyleyebilirsin." Gözlerimi kısıyorum. Benim burada olma sebebim onu ne ilgilendirir?

Tabii ki, Alfaların diğer soylularla kaynaştığı bir partide istenmediğim çok açık.

İşte hikâyemi kullanacağım kısma geliyoruz. Ben Disiplin Sürüsü’nün tepelerinde yaşayan zengin bir yöneticinin kızıyım.

Hikâyem sayesinde o bölgeye özgü olan göz rengim de şüphe çekmeyecek.

Ancak Grayson hikâyeme inanmaz çünkü kim olduğumu ve Alfalardan ne kadar nefret ettiğimi biliyor.

Benim bir risk olduğumu biliyor. Bu yüzden uydurabileceğim herhangi bir bahane kesinlikle işe yaramaz.

Gözlerimi kolumu hâlâ sıkıca tutan eline kilitleyip "Neden burada olduğum seni ilgilendirmez," diye çıkışıyorum.

Eldivenleri buradaki diğer adamların eldivenlerine benziyor. Eşi olmayan erkeklerin, özellikle Alfaların bu tür partilere eldivensiz gitmesi pek yaygın değil.

Çünkü bunun gibi partiler, erkek ve kadınların eşlerini bulma endişesi olmadan eğlenmesi için yapılıyor.

Grayson, "Bizden birine karşı komplo kuruyorsan ilgilendirir,” diyor.

Bakışlarından, söylediği sözlere inanmak istemediği belli oluyor ancak varsayımlarında haklı olduğunu biliyor.

Kolumu tutan elini işaret ediyorum. "Bence gitmeme izin vermelisin."

Eline baktığımda, eldiveninin ince kumaşının altında parmağının etrafında parıldayan bir şey fark ediyorum. Gümüş bir yüzük gibi görünüyor.

"Neden gümüş yüzük takıyorsun?" diye soruyorum. Gümüş yakar, yani şu anda acı çekiyor olmalı. Yutkunuyor.

"Ben..." "Bırak gideyim," ondan uzaklaşmak için çaresizce tekrar ısrar ediyorum.

Beni uyaran bir sesle "Lexia," diyor.

Kolumu onun pençesinden kurtarıp bir adım geri atıyorum.

"Bir daha yanıma yaklaşma,” diye hırlıyorum. "Ayrıca teklifini reddettim say.” Arkamı dönüp ondan uzaklaşmak iyi hissettiriyor.

Arkamdan attığı öfkeli bakışlar ağırlık yapsa da ve bir Alfa’yı kendime düşman ettiğim için pişman olsam da bu bana kendimi canlı hissettiriyor.

Dans eden bedenlerin arasından geçip nefes alabilmek için daha sakin bir yer bulmaya çalışıyorum.

"Selam güzellik, seni buraya getiren ne?" Sarhoş bir aptalın titrek sesiyle duraksıyorum ama bu sıradan bir sarhoş değil.

Aşk Sürüsü’nden biri. Onları yatak odasıyla ilgili arzularını sergileyen güçlü aksanlarından tanıyabilirsiniz.

"Malik," diye mırıldanıyorum yüzümü ekşiterek. O cam gibi mavi gözleri nerede olsa tanırım.

Malik, "Elbisen hoşuma gitmiş olsa da seni elbisesiz görmek daha çok hoşuma giderdi,” diyor.

İmalı imalı sırıtıyor.

Onun romantik hallerini çekecek durumda değilim. Eşi olmayan Aşk Sürüsü üyeleri gerçekten çekilmiyor.

"Başka yerlerde baştan çıkarabileceğin bir sürü sarhoş, eşi olmayan kadın yok mu?" diye soruyorum, sesimle sıkılganlığımı belli etmeye çalışıyorum ki teklif edeceği herhangi bir şeyle ilgilenmediğimi anlasın.

"Hiç Disiplin Sürüsü’nden bir kızla birlikte olmadım. Duyduğum kadar vahşiler mi?" diye soruyor Malik bana daha da yaklaşırken.

Kıvırcık kahverengi saçlarının arasından attığı bakışlar birdenbire sinirlerimi bozuyor.

Ciddi görünüyor ve bu arada eli hafifçe seğiriyor, birini ele geçirmek için can attığı belli.

En yakınındaki kişi de benim.

"Gitmelisin Malik, seninle ilgilenmiyorum," diye uyarıyorum.

Sadece kıkır kıkır gülüyor, bir adım daha yaklaşıyor, ben de hemen bir adım geri çekiliyorum.

"Lexia, gitmeliyiz,” arkamdan yumuşak, şefkatli bir ses geliyor. Jasper olduğunu anlamam için arkamı dönmeme gerek kalmıyor.

Malik arkamda duran Jasper'a sakince bakıyor.

Gözlerinde onu tanıdığına dair hiçbir ifade yok, sanki uzun zamandır kayıp olan Bağlılık Alfası'na baktığının farkında değilmiş gibi.

Belki de çok sarhoştur.

Malik, sonunda bir adım geri gidip "Sen onun sevgilisi misin?" diye soruyor.

Hissettiğim rahatlama beni bunaltıyor. Jasper’a dönüp teşekkür etmek istiyorum.

Elbette, Malik bana biraz daha yaklaşmış olsaydı, mahrem yerlerini tutarak yerde yatıyor olurdu ama başka bir Alfa’yla daha aramın bozulması pek iyi olmazdı.

Malik geri çekiliyor. Jasper elimi tutarken başını sallamış olmalı.

Malik birdenbire, sanki yalnız olan başka bir kız görmüş gibi, kalabalığın içinde gözden kayboluyor.

Arkamı dönüp Jasper’a bakarken "Teşekkür ederim,” diyorum. Yüzümdeki ter damlalarını hissedebiliyorum.

"Çok seksi görünüyorsun. Hadi gel bir şeyler içelim,” diyor Jasper, başıyla barı işaret ederek.

Bir bardak su kulağa iyi geliyor aslında, özellikle de elbisemin üzerime yapıştığını ve vücuduma hararet bastığını düşünürsek.

Birlikte bara yürüyüp iki bar taburesine oturuyoruz. Jasper halihazırda barda duran bir bardak suyu bana uzatıyor.

Gergin bir şekilde, bir yudum alıyorum. Tadı su gibi.

Jasper, sırtını bara dönüp kalabalığa doğru bakarken "Seni elde etmeyi çok istiyordu," diyor.

"Bunu isteyen tek kişi o değil."

"Sırf beni yatağa atmak için Malik’ten kurtulmama yardım ettiğini söyleme," diyorum ona şakayla karışık. Jasper bunu çok ciddiye almış gibi görünüyor.

"Seninle ilgilenmiyorum Lexia. Hele ki eşin buradayken."

Sözleri ilgimi çekiyor. Eşimi tanıması beni meraklandırıyor, özellikle de Alfa olduğu için.

"Peki ya senin eşin?" diye soruyorum.

Jasper'ın gözlerine gölge düşüyor. O an bu konunun biraz şaibeli olduğunu anlıyorum. "Biz birlikte değiliz."

"Neden?" Gerçekten susmalıyım.

"Var olduğuma inanmıyor."

Başka bir soru sormamak için kendimi tutuyorum. Jasper'ın yüzündeki ifadeye bakılacak olursa eşiyle ilgili konuşmaktan pek hoşlanmıyor.

Jasper, "Malik beni fark etmedi,” diyerek konuşmak istediğim konuyu açıyor.

Suyumdan bir yudum daha alıyorum. "Neden?"

Jasper omuz silkiyor ama nedenini söylemiyor. Zor sorular sormamdan ve sorularımı cevapsız bırakmaktan keyif alıyor.

Bütün bu cevapsız sorular beni geriyor.

"Adımı nereden biliyorsun?"

Bardağımın kenarından ona bakıyorum, o ise başını eğiyor.

"Birinin adını öğrenmek o kadar da zor değil," diyor. Çenem kasılıyor ve bardağımı bırakıyorum.

Haklı olabilir ama neden daha sadece bir saat önce tanışmışken adımı öğrenmek için elinden gelen her şeyi yapsın ki?

Ben onu dürtene kadar varlığımdan haberi olmadığına eminim. Konuşmaya başlayıp sözümü kestiğinde bu düşüncemi söylemek üzereydim.

Jasper, "Bence, bir eş istememenin asıl sebebini bildiğim için endişelenmelisin," diye ekliyor.

"Eşinin kim olabileceğinden de korkuyorsun ama korkunun asıl sebebi seni terk etme ihtimali. Tıpkı kız kardeşin bazı adamlar tarafından öldürüldüğünde onun eşinin yaptığı gibi..."

Kalbim hızla çarpıyor. Söyledikleri, yaşananların gerçekliğini ateşe veriyor.

Jasper haklı. Hem de çok haklı ve bu beni delirtiyor. Bunu hayatım boyunca kimseye söylememiştim.

"Nereden biliyorsun?" diye soruyorum, sesim ürkek ve dengesiz çıkıyor.

Jasper taburesinde öne doğru eğiliyor, bu tehlikeli gerçeği bilmenin hazzı yüzüne kazınmış. O gerçekten normal değil.

Kolunu uzatıyor ve işaret parmağını şakağımda gezdiriyor.

"Bana kendin söyledin."

Continue to the next chapter of Alfa Grayson

Discover Galatea

Koruma AltındaGeceye TeslimKaderin CilvesiMancini Kardeşler 1. Kitap: Fabrizio'yu Savunmakİblisin Esiri 2

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi