Buzdan Kalpler - Kitap kapağı

Buzdan Kalpler

Kali Gagnon

Üçüncü Bölüm

TYLER

“Toronto’yu hâlâ özlemedin mi, kardeşim?” diye sordu Jason. Gürültülü barda sesinin çıkması için bağırarak söylemişti.

“Hayır. New York bayağı iyi. Birkaç ay içinde ne olur biter bilmem.”

Sırtını sıvazladıktan sonra dikkatimi en iyi arkadaşıma çevirdim. “Neden bu bar?” diye sordum. Bir yandan daha sakin bir köşeye doğru geçmeye çalışıyordum.

Ben sırıttı. “Burada her zaman ateşli hatunlar vardır.”

Başımla onaylarken bir yandan da içerideki kadınlara göz gezdirdik. O gece kimseyi yatağa atacak havada değildim. Yapacak çok fazla işim vardı. Boş buzdolabımı doldurmak da bunlardan bir tanesiydi.

Sayısız kız bize doğru yürüdü. Kimi flörtöz, kimi sarhoş bir şekilde. Yine de hiçbiri fikrimi değiştirecek kadar çekici gelmemişti.

Ben, “Eski günlerin hatırına yapsan bari?” diye sordu.

Jason kaşlarını kaldırarak ikimize şöyle bir baktı.

İnleyerek, “Tamam, ama önce yemi hazırlamam gerek,” dedim.

“Pekâlâ,” dedi kardeşim sinirli bir şekilde. “Neyden bahsediyorsunuz?”

Ben’le oyunumuzu açıkladık. Her birimiz tavlamanın en zor olacağını düşündüğümüz kızı bulmak için barın etrafına bakardık. Genellikle oyuna uygun birini seçmemiz otuz dakikamızı alırdı.

Ben’le kadınların vücut dilini ve yüz ifadelerini okumakta çok iyiydik. Genellikle bizi hiç düşünmeden geri çevirecek olanları seçer, sonra da gülerek şansımızı denerdik.

Elbette oyunun nasıl sonuçlanacağını görmek için sabırsızlanan Jason, Ben’le peşinden gideceğimiz kızları seçme görevini üstlendi.

Kesinlikle ilgilenmediğimiz birkaç tanesini seçtikten sonra bara geçerek birkaç bira getirdi.

O döndükten sonra barın orada bir alkış sesi koptu. Barmen bir müşterinin herkese tekila ısmarladığını duyurunca bizde alkışa katılıp tekilaların getirilmesini bekledik.

“Şuradaki.” Jason barın köşesinde oturan, bizden yaşlı ve kesinlikle buralardan olmayan bir kadını işaret etti. Krem rengi şortu ve lacivert düğmeli gömleğinden hemen anlaşılıyordu.

“Hayır,” diye yanıtladım. “Hadi ama dostum, annemden daha yaşlı görünüyor.”

“Mızmızlanma.”

İkiz kardeşlerin tipik şakalaşması, o daha iyi bir seçim yapana kadar birkaç dakika sürdü. “Tam şurası.” Barda birlikte oturmuş sohbet eden bir grubu işaret etti.

“Kolay olmayacak,” dedim. “Birlikteler ve çok gülüyorlar. Sohbete dalmış gibiler. Erkekler tarafından rahatsız edilmek istemezler.”

Ben başıyla onayladı. “Çok güzeller ama.”

Bunun üzerine gülümsedim. Özellikle sondaki dikkatimi çekmişti. Bunu onlara söyleyecek değildim. Hangisini beğendiğimi öğrenirlerse sırf şakasına diğerine yürümemi isteyeceklerdi.

Esmerdi, tam da istediğim gibi. Uzun saçları hoş bir şekilde sırtından aşağı dökülüyordu.

Bar taburesinde mükemmel bir duruşla otururken göğüslerini sıkıca saran gömleğine baktım. Minyon tipli bu kadın beni büyülemişti âdeta.

“Öteki bende,” dedi Ben. Bahsettiği tatlı kıza bakışından bile ne kadar etkilendiği belliydi.

Jason güldü. “Bahse girerim ki kardeşim esmer ve güzel bacaklı olanı istiyordur.” Yine tam on ikiden vurmuştu. Jason’la birbirimize çok benzediğimiz için neyi sevip sevmeyeceğimi gayet iyi biliyordu.

“Yakışmadı, kardeşim. Senin için biraz fazla sıradan.”

Ben de onunla aynı fikirdeydi. “Evet. İyi bir kıza benziyor. Oysa sen...”

Ateşimi daha da körüklediklerinin farkında değillerdi. Bana onu elde edemeyeceğimi söylemeleri beni daha da hırslandırmıştı.

“Siktirin gidin,” diye takıldıktan sonra hedefime yöneldim.

Ne bu kızı ne de arkadaşlarını rahatsız etmek istemiyordum. Barın yanında durup barmeni bekliyormuş gibi yaparken konuşmalarını dinleyecektim.

Ayrıca parmağında yüzük olmadığından da emin olmam gerekiyordu. Evli olmasına rağmen başkalarıyla flört eden kadınlardan daha itici bir şey yoktu.

Barda tam yanına geçerken omuzlarımızın birbirine değmemesine dikkat ettim. Henüz hamlemi yapmaya hazır değildim.

İyice yaklaştığımda ağabeyimin ve en iyi arkadaşımın haklı olduğunu fark ettim. Sıradan olsa da çok farklı bir havası vardı. Aklı başında, mantıklı bir kadın gibi konuşuyordu.

Kesinlikle sürtmeye gelmiş üniversiteli bir kız değildi. Aksine, beklemediğim kadar ateşli bir kadındı.

Kulağındaki elmasın büyüklüğü karşısında başta gözlerim biraz açılsa da sahte olabileceğini fark ettim.

İlk düğmesi açık gömleğinden köprücük kemikleri görülebiliyordu, ki bu beni daha da yükseltti. Elini kaldırıp saçlarının arasından geçirerek boynunu ortaya çıkardı. Yüzüğü yoktu.

Mümkün olduğunca sessizce inledim. Bu kızda beni heyecanlandıran bir şey vardı. Nedense ulaşılması zor bir hedef gibi geliyordu.

Yumuşak sesini dinlemeye devam etsem de arkadaşları ona baktığımı fark etmesin diye gözlerimi tekrar barmene diktim.

Kafalarını sallayan arkadaşlarıma baktım. Hâlâ onu elde etmemin mümkün olmadığını düşünüyorlardı.

Konuşmanın başını kaçırsam da bir noktada arkadaşlarına, “Erkeklere ayıracak vaktim yok,” dediğini duydum.

Bu sözü nedense içimde kıvılcımlar çakmasına neden oldu. Neyim var böyle?

Ben’in gözüne kestirdiği fit kız benimle göz teması kurdu. Gülümsediğini görebiliyordum. Onları dinlediğimi fark etmiş olmalıydı.

Bir şey olmadan hemen uzaklaşabilirdim. Yine de kolay pes etmek bana göre değildi. Bir kere kafaya takmıştım artık.

“Vaktin yok mu?” diye sordu sevimli kız. “Büyük Kate’in nasıl olur da erkeklere ayıracak vakti olmaz? Henry’yle çok mu vakit geçiriyor yoksa?”

Aradığım fırsat ayağıma gelmişti. Neden erkeklere ayıracak vakti olmadığını açıklamadan önce araya girmek istedim. Arkadaşı bu sefer daha da geniş sırıtmaya başlamıştı.

Bu, ateşli kadını gafil avlamak için son şansımdı.

“Bak sen şu işe. Birine neden böyle bir lakap takarlar ki? Ayrıca Henry de neyin nesi?” diye sordum.

Beklediğimden daha hızlı bir şekilde dönüp bana baktı. Uzaktan güzel olduğunu anlamış olsam da bu kadarını beklemiyordum. Işıltılı koyu sarı saçları güneşi anımsatıyordu.

Koyu mavi gözleri, bembeyaz bir teni vardı. İşte şimdi başım beladaydı.

Yanında dikildiğimi fark edince bir an kalakaldı. Sonunda titrek bir sesle söze girebildi. Bunun iyi bir şey olup olmadığından emin değildim. “Ben...” diye başladı. “Bu lakabı nasıl aldığımı bilmiyorum.”

Bana gülümsemeye devam eden arkadaşı öne doğru eğilip soruma cevap verdi.

“İlk olarak, Henry onun vibratörü.” Gergince yutkunsam da ne kadar gerildiğimi belli etmemeye çalıştım. “İkincisi, üniversitede en iyisi olduğu için bu adı aldı.”

“Erkekler onun güzel manikürlü parmaklarına sarılıyordu ve sonra çekip gidiyordu. Bu kız tam bir kalp kırıcı, tam burada, kanlı canlı.”

Üzen taraf olduğuna şüphem yoktu. Bahse girerim ki erkekleri delirttiğinin farkında bile değildi. Yanaklarındaki kızarıklık haklı olduğumu gösteriyordu.

Bir an inkâr etmeye çalışsa da ben almam gereken bilgiyi almıştım.

“Yine de Henry’yi inkâr etmiyorsun, değil mi?” diye sordum, olabildiğince seksi bir şekilde sırıtarak.

Bir an arkadaşlarına baktıktan sonra tekrar bana döndü. “Hayır...”

Arkadaşlarıyla birlikte ben de gülmeden edemedim. Bu sırada iyice sertleşmiş aletimin pantolonuma baskı yaptığını fark ettim. Bir şekilde bunu gizlemem gerekiyordu. “Ben Tyler.”

Narin eli benimkiyle buluştu. “Kate.” Onu normalde birinin elini tutabileceğinden birkaç saniye daha uzun süre tuttum. Utangaç bir edayla tebessüm etti. Şüphesiz benim hissettiğim çekimi o da hissediyordu.

“Biliyor musun Kate, bana kalırsa Henry’ye gerçek bir erkekten daha fazla zaman ayırıyorsan yanlış türde bir erkekle birlikte olduğun çok açık.”

“Ya da belki dünyada hiç gerçek erkek kalmamıştır,” diye karşı çıktı.

Bunun üzerine iyice eğilip dudaklarıma kulağına yaklaştırdım. “Belki de tam önünde duran bir tane vardır.”

Bir bira daha sipariş ettikten sonra parmaklarımı Kate’inkilere değdirdim. İçkimi içene kadar kıpırdatmadım. Ardından onun da yapmasını umarak imza hareketimi yaptım.

Eğer yapmazsa büyük hayal kırıklığına uğrardım. Bu kızı çok fena istiyordum.

“Kate, umarım harika bir gece geçirirsin.”

Ondan uzaklaşıp en iyi arkadaşım ve kardeşime doğru yürüdüm. Jason gülerek, “Kolunda bir kız olmadan dönmüşsün,” dedi.

Onlara barda yaptığım konuşmayı anlattıktan sonra, “‘İyi geceler,’ deyip oradan ayrıldım,” dedim.

Yüzümü bara döndüğümde gözleri benimkilerle buluştu. Hemen fırsattan istifade ederek göz kırptım. Ne aptalım. Arkadaşlarıyla benim ne kadar ahmak olduğum hakkında konuşuyor olabilirlerdi.

Ben, “Ne zaman böyle bir şey yapsan hemen peşine takılıyorlar,” dedi.

Önemli bir şey değilmiş gibi omuz silktim. Gerçekten öyle olsa da bu kadınla yatmak istiyordum. Diğerlerinden farklı olduğu her halinden belliydi.

Genellikle kolay olanları seçsem de bunu onlardan hoşlandığım için yapmazdım. Kendilerini kolayca bana bırakıyorlardı. Bu yüzden de sevişmek için pek çaba harcamıyordum.

Genelde bir kızla sohbet başlatmaya çalışmazdım. Bunu benim yerime onlar yapardı.

Kolay görünmeyenler asla Kate gibi değildi. İlk defa bu kadar seksi olmasına rağmen etrafındaki erkekler üzerindeki etkisinden habersiz bir kadın görmüştüm.

İki arkadaşı bar taburelerinden atlayıp bara yeni giren takım elbiseli adamlara doğru ilerledi. Takım elbiseli gençler. Muhtemelen borsanın lağım fareleri.

Jason altı kadından oluşan bir grubu başıyla işaret ederek, “Şu kızlar sana bakıp duruyorlar,” dedi. Gerçekten de baksalar da onlarla ilgilenmiyordum. Kibarca gülümsedikten sonra Kate’e doğru baktım.

Onun da beni izlediğini fark edince istemsizce sırıttım.

Bir dakika sonra Kate ile arkadaşı bar taburelerinden kalktılar. Gitmeyin. Kapıya doğru değil, bize doğru ilerliyorlardı.

Bir yanım imza cümlemin onun gibi bir kızda işe yaradığına inanamıyordu. Diğer yanım ise kendime bu oyunda ne kadar iyi olduğumu hatırlatıp duruyordu.

Bana ulaşmak için kalabalığı iterken kıvrımlı kalçalarına baktım. Yürüyüşü kendinden emin, mavi gözleri istek doluydu. Bu her halinden belli oluyordu.

Hemen önümde durduğunda tam söze girecekken kollarını boynuma dolayıp dudaklarıma yapıştı.

Şehvetli dudaklarına hemen karşılık verdim. Ben de kollarımı onun beline dolayıp vücudunu benimkine yaslamasına izin verdim.

Tam onu kollarımın arasına almak üzereyken yavaşça geri çekilip dişleriyle alt dudağımı ısırdı.

Burada bırakamazdım. Bunu daha önce hiçbir kadın yapmamıştı. Hiçbir zaman. Gitmesine izin veremezdim. Vücudunu kendime doğru çekince gülümsedi.

“Tyler, umarım harika bir gece geçirirsin,” dedi, birkaç dakika önce söylediğim şeye ima da bulunarak.

O bardan çıkarken kafamı salladım. Beni etkilemeyi başarması hoşuma gitmişti. Dışarı çıktığında baştan çıkarıcı bir şekilde Ben’e doğru eğilen arkadaşına baktım.

“Siktir,” diye mırıldandım.

“Ben Piper, bu arada. Elde etmesi zor bir kızdır,” dedi, Kate’i işaret ederek. “Erkekler peşinde deli divane oluyor.”

İyice kendinden geçmiş Ben’e dönüp telefonuna numarasına yazdı. Daha sonra başka bir şey söylemeden oradan uzaklaştı.

“Lanet olsun,” dedi Ben, kızın dolgun poposunu izlerken.

“Dostum,” diye bağırdı Jason. “Şu Kate denen kız az önce seninle fena oynadı.”

“Taşaklı kızmış,” diye ekledi Ben.

Kafamı sallayarak, “Hayır,” dedim. “O kıza hemen mesaj at ve Kate’in numarasını iste.”

Ben telefonunu çıkarıp Piper’a mesaj atarken koşar adım bardan çıktık. Jason eve dönmemiz için bir taksi çağırdı.

Ben telefonunu bana çevirdiğinde Piper’ın yazdığını gösteren üç noktanın belirdiğini gördüm. Yine de hiçbir şey göndermedi. Kate’in numarasını vermeyi düşünüp düşünmediğini merak ettim.

Kate’le konuşmamı gerçekten istiyor gibiydi.

Taksiden ilk inen olarak arkadaşlarımla vedalaştım. Yeni kapıcım benim için asansörü çağırdı. Telefonum ötene kadar sessizce yukarı çıktım.

BenHallettim.

Sonra onun numarasını gönderdi.

Yatağımın kenarında oturmuş, şimdi ne yapacağımı düşünüyordum. Belli ki onunla yatmak istiyordum. Kim istemezdi ki? Oysa Piper’ın sözleri içime şüphe tohumları ekmişti. Kalp kıran bir tip.

Belki mükemmel bir kadın olsa da arkadaşları onun üzen taraf olduğunu söylemişlerdi. Hareketleri tam tersini söylese de görünüş aldatıcı olabilirdi.

Ya onunla yatıp sonra da doyamazsam? Kahretsin, tek gecelik bir ilişki dışında bir şey yaşamak için çok meşguldüm.

Kafamda fırtınalar koparken sonunda onunla iletişime geçmemem gerektiğine karar verdim.

İçimden bir ses bunun iyi sonuçlanmayacağını söylüyordu. Şu sıralar herhangi bir ilişkiye vakit ayıracak durumda değildim.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok