Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Dağyarı Sürüsü

Dağyarı Sürüsü

Kış Festivali

SERENA

Sean, Serena’yla mücadelesi sırasında, “Kış Festivali’ne gidecek misin?” diye sordu. “Kasımda, Kara Dağ Sürüsü bölgesinde.”

Sabahın köründe laflayacak değildi.

~Serena sadece antrenmanı bitirip eve gitmek ve uyumak istiyordu. Antrenmanlar ve okul ödevleri bir araya gelince resmen canına okuyordu. “Sadece dövüşsek olmaz mı, Sean? Festival hakkında konuşmak istemiyorum. Ne olduğunu bile bilmiyorum.”

Sean alınmış gibi yaptı. “Ne? Sadece savaşçı dostumla iki kelam etmeye çalışıyorum. Bunun nesi yanlış anlamıyorum.”

Serena onun kafasını hedef alarak tekme atsa da Sean eğildi.

Serena, Sean’ın onun hamlelerini okumaya başladığını biliyordu ama o hâlâ hızlıydı. Sean onu henüz bir kere yenebilmişken, Serena onu iki kez yenmişti. Karşılaşmalarının çoğu berabere bittiğinden Sean tekrar kazanmak için onun dikkatini yeterince uzun süre dağıtmaya çalışıyordu.

Sean, “Bence gitmelisin,” diye devam etti. “Colorado’da pek dışarı çıkmadığını duydum. Diğerlerinden izole, Tanrı’nın unuttuğu bir yerde yaşıyorsunuz. Süründekilerin eşini bulması bile mucize.”

Sean onun çenesine isabetli bir sağ kroşe geçirince Serena bir adım geri çekilerek çenesini ovuşturdu. “Çok konuşuyorsun, Sean. Bunu sana daha önce kimse söylemedi mi?”

Serena bacağını yerden sürüme hamlesini yaparak rakibinin ayağını yerden kesti. Sean karnına tekme yememek için hızla sola yuvarlandıktan sonra tekrar ayağa kalktı. Sırıttı. “Söylemiş de olabilir söylememiş de. Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.”

Serena müsabakayı sonlandırmak için karşısına geçti. Sean’ın her zamanki gibi sola eğileceğini bildiği için sağ kroşe atarken sol tarafa tekmesini savurarak göğsüne isabet etti. Sean homurdanarak geriye tökezledi. Serena tekrar ayaklarına yerden tekme savurunca yere yığıldı.

Serena rakibinin üzerine atlayıp göğsüne oturduktan sonra onun kollarını yere sabitlemeye çalıştı. Sean ondan çok daha güçlü olmasına rağmen ona gerçekten direnmiyordu. Serena’nın göğsünde oturmasına izin veriyor, hareket etmiyordu.

Serena ona baktı. “Pes ediyor musun?”

Sean başını reddedercesine salladı. Serena hâlâ bileklerini tutarken derin bir nefes alıp kalçasını öne savurarak Serena’yı üzerinden fırlattı. Hızla etrafında dönerek Serena’nın üzerine atlayıp onu yere yapıştırdı. Sırıttı.

Sean, “Görünüşe göre seni yendim, Serena,” dedi.

Serena dönüşmelerine izin verilmediği için sinirle homurdandı ama Milo dönüşmeyi öğleden sonraki eğitim seanslarına sakladıklarını söylemişti ve Serena okul yüzünden bu antrenmanların hiçbirine katılamamıştı. “Peki,” diye mırıldandı. “Pes edeceğim. Ama sen kazanmış olmayacaksın. Berabere kalmış olacağız.”

Sean sırıtarak ayağa fırlayıp Serena’ya elini uzattı. Onu ayağa gereğinden fazla sert çektiği için Serena yalpalayarak onun göğsüne yaslandı. Sean onun beline sarılıp boynunu kokladı.

Serena kımıldamadı. “Ne yapıyorsun, Sean?”

Sean geri çekildi. “Şey, özür dilerim.” İkisi de gerilerek birbirinden uzaklaşınca Serena arkasını döndü. “Hayır, bekle Serena.” Serena tek kaşını kaldırarak ona döndü. “Ben aslında benimle Kış Festivali’ne gelir misin diye soracaktım.”

Serena şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemedi. Sean kesinlikle yakışıklıydı ama onun tipi değildi. Antrenman arkadaşı olduğu için onun duygularını incitmek istemese de ona o gözle bakmıyordu.

“Her şeyden önce bu etkinliğin ne olduğunu bilmiyorum, Sean. Ayrıca çalışmam gereken derslerim ve sınavlarım var. Gelebileceğimi sanmıyorum.”

Serena uzaklaşmak için dönse de Sean onu bileğinden yakaladı. Serena durup ona baktı.

“Kasımda derslerin rahatlamış olur. Festival bayram tatiline denk geliyor. Şükran Günü’ne. Ödevin falan da kalmaz. Arkadaş olarak gidebiliriz.”

Serena durup düşündü. Nasıl bir sakıncası olabilirdi? Arkadaş olarak demişti. Ama başka bir sürüden biriyle festivale giderse Damien sinirlenir miydi?

Lisedeyken ailelerinin uyarılarına rağmen çıkmışlardı. Birkaç kez öpüşmüşler, ele ele tutuşmuşlardı ama Serena resmi olarak eş olana kadar daha ileri gidemeyeceklerini açıkça belirtmişti.

Ama kimi kandırıyordu? Üç yıldır onunla iletişime geçmemişti. Damien bu zaman zarfında birileriyle çıkmış ya da eşini bulmuş olabilirdi. Serena’nın tek yaptığı onun eşi olup olmadığından emin olmak için doğum gününe kadar beklemekti.

Derin bir nefes aldı. “Peki, Sean. Ama sadece arkadaş olarak.”

Sean ona gülümsedi. “Pişman olmayacaksın. Harika bir etkinlik olacak. Kara Ay Sürüsü her yıl şahane iş çıkarıyor. Bölgedeki birçok sürü orada oluyor. Davetimi kabul ettiğin için teşekkürler.” Serena’nın elini sıktıktan sonra koşarak soyunma odasına yöneldi.

Serena başını iki yana salladı. Soyunma odasına uğramayı es geçip Amanda’yla paylaştığı küçük kulübeye dönerek duş almak ve biraz kestirmek istiyordu. Ama arkasını döner dönmez bir duvara tosladı.

Aslında duvara değil, bir insana çarpmıştı.

Serena başını kaldırınca Alfa’nın yeşil gözleriyle karşılaştı. Pek mutlu göründüğü söylenemezdi. “Çok pardon, Alfa. Arkamda olduğunuzu bilmiyordum. Üzgünüm.” Alfa’nın yanından geçmeye yeltendi. “İzninizle.”

Serena tam onun yanından geçerken Sebastian uzanıp kolunu yakaladı. Serena önce onun eline sonra da tekrar gözlerinin içine baktı. Alfa şimdi kızgın görünüyordu.

Serena yutkunarak, “Şey… Bir sorun mu var, Alfa?” diye sordu.

Uzunca süren bir dakikadan sonra Sebastian kolunu bıraktı. “Müsabakanı izledim. Çok iyiydin. Belki bir ara birlikte antrenman yapabiliriz. Daha önce görmediğim bazı teknikleri öğrenmek isterim.”

“Eh… Peki. Gerçi bir Alfa’ya ne öğretebileceğimi bilmiyorum efendim. Muhtemelen beni nakavt edersiniz.” Serena gerginlikle gülümsedi. Bu muhteşem adamın kendisiyle antrenman yapmak istemesi bir yana, neden onunla konuştuğundan bile emin değildi.

“Bana öğretebileceğin bir şeyler olduğuna eminim, Serena. Hiç şüphem yok.” Sebastian duraksadı. “Ben yanınıza geldiğimde Sean’la ne konuşuyordunuz? Kış Festivali’nden bahsettiğini duydum. Katılmayı planlıyor muydun?”

Serena onun bu konuyla neden ilgilendiğinden emin olmasa da cevap verdi. “Dürüst olmak gerekirse bu etkinliğin ne olduğunu bile bilmiyorum. Bizim sürümüzde böyle bir gelenek yok ama kulağa ilginç geliyor. Sean arkadaşı olarak ona eşlik etmemi istedi.”

Alfa’nın yüzünü buruşturduğunu yakaladı. Ama ifadesi hızla kaybolurken Sebastian düşünceli bir ifadeyle başını salladı. Sonunda onaylamayan bir bakış attı.

“Arkadaş, ha? Sean’ın bir kızla arkadaş olduğunu hiç görmedim. Gördüğüm ve duyduğum kadarıyla takılmayı çok seviyor. Dikkatli olmanı öneririm.”

Sebastian arkasını dönüp sürü evine doğru yürürken Serena arkasından bakakaldı.

***

Amanda, Serena’yla yatağının ayak ucunda uzanırken, “Bilemiyorum, Serena,” dedi. “Sean sana karşı bir şeyler hissediyor olabilir. Kardeşlerim ondan uzak durmam konusunda beni defalarca uyardı, o yüzden belki de Kış Festivali’ne birlikte gitmemelisiniz. Bu önemli bir etkinlik, onunlaymışsın gibi görünebilir. Bu davet bana pek ‘arkadaşça’ gelmedi.” Arkadaşça kelimesini parmaklarıyla tırnak içine aldı.

Serena saçlarını parmağının etrafında döndürerek kuzeninin söylediklerini düşündü. “Evet, Alfa da bunu ima etti.”

Amanda gözlerini fal taşı gibi açarak Serena’nın koluna bir tane yapıştırdı.

“Ne?”

Serena sadece omuz silkince Amanda biraz daha yaklaşıp, “Ne demek Alfa bunu ima etti? Neden seninle konuşsun ki? Ben bu sürüde büyümeme rağmen Alfa benimle toplasan beş cümle konuşmamıştır. Onunla flört yaşantın hakkında derin konuları mı konuşuyorsun?” diye fısıldadı.

“Neden fısıldıyorsun? Evimizde yalnızız seni manyak.” Serena, Amanda’nın dizine vurdu. “Derin konuları falan konuştuğumuz yok. Sean’la konuşmamıza kulak misafiri oldu, hepsi bu. Alfa gelip bana bunu sorunca ben de Sean’ın beni arkadaşı olarak davet ettiğini söyledim. Ama Sean’ın kadınlarla arkadaşlık edemeyeceğini düşünüyor gibi bir hâli vardı.”

“Çünkü edemez, Serena. Sean bu sürüdeki tüm reşit dişilere asılmaya çalıştı. Dişilerimizin çoğunun onun niyetinden haberdar olduğunu ve ondan özellikle uzak durduğunu bildiği için Sean bu tür etkinliklere genellikle sürü dışından biriyle katılıyor. Ama asıl mesele bu değil…” Serena’ya daha da yanaştı. “Alfa neden seni takip ediyor? Durduk yere birkaç kez okula da geldi. Onu otoparkta arabasına yaslanmış, bizim kampüsten çıkışımızı izlerken gördüm. Ayrıca antrenmanları hiç olmadığı kadar sık izliyor. Tüm bunlar sana da tuhaf gelmiyor mu?”

“Bilmem. Belki de Alfa’m tembihlediği için bana göz kulak oluyordur.” Serena tekrar omuz silkti. “Benimle konuşmak için fırsat kolladığı yok. Beni tanımıyor bile Amanda, bu yüzden ne ima ettiğini anlamıyorum.”

“Gerçekten de saf bir kasaba kızıymışsın, Serena. Tüm bunları sana sadece göz kulak olmak için yapıyor olamaz. Ama şimdilik istediğin gibi düşünebilirsin.” Amanda yataktan atlayıp dolabına giderek bir şort ve tişört aldı. “Kurdum hareket etmek istiyor, haydi ormanda koşuya çıkalım. Beş dakika sonra ön tarafta buluşalım.”

Continue to the next chapter of Dağyarı Sürüsü

Discover Galatea

İlk Işıkta AşkSana KandımCEO'nun KülleriAlfa Kral'ın KızıAlfa'nın Misafiri

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi