Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Kara Yürek Alfaları

Kara Yürek Alfaları

Bölüm 4

Eve dönüş yolculuğu güzeldi. R.J uzun zamandır ilk kez harika hissediyordu. Bir alfa, bir CEO ya da Raymond Macallister'ın kızı gibi değil de kendisi gibi hissediyordu.

Shane ile randevusu son zamanlarda ne kadar içine kapandığını, kendini sadece babasının gözünden görmeye başladığını fark etmesini sağlamıştı.

Shane onu çok güldürmüştü.

Güldüğünde gözlerinin nasıl parladığı, düşünürken dudağını ısırdığında ne kadar sevimli göründüğü ya da konuşurken ne kadar direkt olduğu konusunda iltifatlar ederek mahcup etmişti.

Kendini en son bu kadar rahatlamış hissettiği zaman… Hayır, R.J. o anılara takılıp kalmayı kendine yediremiyordu.

Mutlu anıların sahibini gülümsetmesi gerekirken R.J.’in anıları onu sonunda ışık olmayan uzun, karanlık bir yola sokuyordu.

Jesse, “Eve geldik,” deyip arabadan indi. R.J. onu takip etmeye başlayıp tanıdık bir araba fark edince durdu.

Kalbi hızla çarpmaya başladı. Robinson Tech'in CEO'su olarak geçirdiği bir yılın ardından satın aldığı evine baktı.

İki katlı ev ben zenginim diye bağırmak yerine normal, çalışkan bir kadına ait gibi görünüyordu. R.J. evden çıkarken ışıkları asla açık bırakmadığı hâlde oturma odasının ışığı açıktı.

R.J. Charlotte'ın evde olmadığını biliyordu. Charlotte beta olduğu için R.J. yokken onun yerine devriye geziyordu.

“Alfa?” diye seslendi Mark, usulca.

“Sorun yok. Jesse devriye gezen Ryan ve Charlotte'a katılacak. Mark, sen de eve, eşinin yanına dönebilirsin. Seni deli gibi özlediğini biliyorum,” dedi R.J.

Alfasının dört yıllık eşi Liam'dan bahsettiğini duyan Mark kızardı. O ve eşi R.J. ile aynı sokakta yaşıyorlardı. Mark eşcinsel olduğu için ailesi tarafından evden kovulduktan sonra R.J.’in verdiği evde yaşamaya başlamıştı.

“Onunla yüzleşmeye hazır hissediyor musun?” diye sordu eski alfası Raymond’ın öfkesinden endişelenen Jesse.

R.J. omuz silkti. “Diğerlerinden farklı olmayacak. Ondan gelecek herhangi bir başarısızlık konuşmasını kaldırabilirim…”

Mark ve Jesse, alfalarının yavaşça kapıya yürüyüp mutlu, özgür R.J.'den soğuk, ifadesiz R.J.'e dönüşmesini izlediler.

“Umarım Tanrıça onu çok geç olmadan eşiyle kutsar. Alfa Raymond bu eş bulma işini yakında iyice abartabilir,” dedi Mark, arabaya geri dönerlerken.

R.J. gerginliğin başladığını daha kapıdan girerken hissedebiliyordu. Botlarının topuklarını parke zemine vurarak oturma oturmasına yürüdü.

İşte babası oradaydı. Kanepeye oturmuş, dosyalarına bakıyordu.

“Devriyeni artırmalısın. Az sayıda haydut görülmesine rağmen devriye ekibin her çeyrekte altı kişi olmalı,” dedi Raymond, başını kaldırıp yüzüne bakma zahmetine bile girmeden.

“Kara Yürek artık benim. Bu sürünün güvenliğini sağlama şeklimde hiçbir sorun yok,” dedi R.J. elbisesini sıkarak.

“Senin yöntemlerin zayıf, gözden uzak sürüler için. Bu sürü baskın bir sürü ve öyle kalmasını istiyorum,” diye sert bir karşılık verdi Raymond.

“Artık alfa olmadığının farkındasın, değil mi? Bizimle diğer sürüler arasında dolaşan her belgede benim adım var. Bu sürüdeki insanlar beni alfaları olarak görüyorlar, seni değil.”

Raymond işte o an başını kaldırıp kendi kanından olan kızına öfke ve tiksinti dolu bir bakış attı.

Yavaşça ayağa kalkarken vücudu kaskatı kesildi. Üstünlüğünü yansıtmaya çalışarak kızına doğru bir adam attı. R.J. irkilmek ya da bir köşeye sinmek yerine dimdik durdu.

“Ben hâlâ hayattayım ve senin babanım. İstersem benim olanı geri alabilirim. Kara Yürek asla senin olmadı. Bunu sen de biliyorsun.”

“Hiçbir zaman halefim olmanı istemediğimi biliyordun. Bu insanlar ne istediklerini ya da kendilerine kimin liderlik etmesini istediklerini bilmiyorlar. Sana bu unvanı veren sadece protokoldü.”

“Sence diğer alfalar seni ciddiye alıyorlar mı? Lanet olası mıymıntı bir kızı yani... Şu hâline bir bak. Asla benim kadar büyük olamayacaksın.”

R.J. bu sözler karşısında yıkılmadan, boyun eğmeden babasının gözlerinin içine baktı.

“Görüyorum ki eşini bulma konusunda yine şanslı değilsin. Hiçbir şeyi doğru yapamıyorsun, değil mi? Sen, sevgili kızım, tıpkı annen gibi zayıf, zavallı bir korkaksın.”

R.J.’in kurdu Kara, insan babasına çok öfkelense de R.J. kendini tutmayı başardı. Baba dediği bu adama saldırmak için fazla iyi bir ruh hâlindeydi. Bu yüzden sadece, “Çık dışarı,” dedi.

“Pardon?” dedi Raymond, kulaklarına inanamamış gibi.

“Çık dışarı dedim! Bu sürünün asla benim olmadığını biliyorum. Alfa olmayı büyükannemle büyükbabam için kabul ettim, senin için değil. Evimden defol!”

“Bir daha asla buraya adımını atma. Artık burada hiçbir gücün yok,” diye bağırdı R.J. öfkeyle. Babasına doğru tehditkâr bir adım atarken gözleri karardı.

Raymond’ın gözlerinden belirsiz bir ifade geçti. Somurtup burnunun ucuyla kızına baktı. “Bana ihtiyacın olacak. Bu sürü dağıldığında dizlerinin üstüne çöküp yalvaracaksın,” dedi, alay eder gibi.

“Buna çok güvenme.”

Raymond kızının son sözlerini duyduktan sonra dış kapıyı çarpıp evden çıktı. Bu gürültü R.J. için sadece her şeyin sonu değil belirsizliğin de başlangıcı anlamına geliyordu.

Kulaklarına kan hücum etti. Nefes almakta zorlandığını hissederek dizlerinin üstüne çöktü. Ona karşı koymuştu. Bunca yıl sonra zorba babasına karşı koymuştu.

Bu hem iyi hem kötüydü. Raymond, R.J.’in anne tarafından büyükbabası ile dayıları dışında yaşayan tek akrabasıydı. Onunla bağlarını koparmak bıçak kesiği gibi acıtsa da kendini yeniden bulması için bunu yapmak zorundaydı.

”Düşündüğünden daha güçlüyüz. Anne beni bir sebepten dolayı seninle kutsadı ve bunu yakında göreceğiz. Merak etme, Renae,” ~diye teselli verdi Kara.
”Teşekkür ederim, Kara.”
”Ne zaman istersen...”

R.J. sonraki iki hafta boyunca bambaşka bir kadın oldu. Yakın arkadaşları ve diğer insanlar bunu günlük hareketlerinde de görüp iyi yönde bir değişim olarak algıladılar.

R.J. sabah eğitimlerine devam edip reşit olduklarında savaşçılara katılmak isteyen genç kurtları da davet etti.

Katılım çok fazlaydı. Betası Charlotte bunun sebebinin alfalarını örnek almaları olduğunu söylüyordu.

Kendisine duyulan güven karşısında oldukça alçak gönüllü davranan R.J. iltifatları ve övgüleri basit bir gülümsemeyle kabul ediyordu. Övünmek ona göre bir şey değildi.

Tüm devriyelere, babasının kendisinin izni olmadan sınırı geçmesine izin verilmemesi yönünde emir verdi.

R.J. alfa pozisyonunu devraldığında, babası kendi isteğiyle sürü topraklarından taşınmaya karar vermişti. Raymond’ın kızına karşı ne kadar önyargılı olduğu bilindiği için taşınmasına kimse itiraz etmemişti.

Sürünün büyükleri arkasından bir şey söylemek yerine yeni, dişi alfaya odaklanmışlardı.

R.J. şirketinde yeni ve eski müşterilerin yanı sıra personeli ile de meşgul oluyordu. Yapması gereken birçok onay işlemi ile denetimler vardı.

Başarılı bir oyun şirketi yönetmekle baskın bir sürüye liderlik etmek arasında mekik dokuyup her iki görevi de mükemmel bir şekilde yerine getiriyordu. Öyle ki yeni arkadaşı Shane ile dışarı çıkmak için bile zaman buluyordu.

Shane yoğun programı olan bir avukat olmasına rağmen, R.J.’i iş günlerinde bir kahve buluşması ya da binaları arasındaki parkta basit bir yürüyüş yapmak için sık sık arıyordu.

Korkularını, baş etmek zorunda oldukları sürü sorunlarını paylaşan iki yakın dost olmuşlardı.

Shane, babasının arkadaş olmalarıyla nasıl övündüğü konusunda dalga geçip R.J. ile bir an önce tanışmak istediğini söylüyordu.

Annesi tek oğlunun ne kadar rahatladığını gördükten sonra Alfa R.J. hayranları kervanına katılmıştı.

R.J. bir gün öğle yemeğinde, “Korkuyor musun?” diye sordu.

Shane yemeğini bırakıp, tüm dikkatini ona vererek soruyu düşündü. “Neyden korkuyor muyum?”

“Eşini bulmaktan…”

Shane yüksek sesle yutkunup, çatalını bırakarak sorunun cevabını düşünmeye başladı.

Yalan söyleyip Ay Tanrıçası'nın kendisi için seçtiği kadınla tanışacağı günü düşünmediğini söyleyemezdi çünkü onu hissedebilecek yaşa geldiğinden beri eşini düşünüyordu.

Sonunda körfeze bakan pencereden dışarı bakarak, “Hem korkuyorum hem de umutlanıyorum,” dedi.

R.J. devam etmesini bekledi.

“Onu bulduğumda beni olduğum gibi kabul etmeyeceğinden korkuyorum. Onu zamanında bulamamaktan, ikinci şansım için daha uzun süre beklemek zorunda kalmaktan korkuyorum.”

“Ama onu bulduğumda, birbirimize sakladığımız sevgiyi göstererek yeni bir hayata başlayacağımız konusunda umutluyum,” dedi Shane, hüzünlü bir gülümsemeyle.

“Eşimin dilediğim mutluluğu vermeyeceğinden korkuyorum,” diye karşılık verdi R.J. yumuşak bir sesle.

Shane tek kelime etmedi. Dostunun sözlerindeki acıyı hissetse de bunun ailesinden kaynaklandığını biliyordu. R.J. ailesinden hiç bahsetmemiş olsa da ailesi yönünden şanssız olduğunu biliyordu.

Shane ne zaman kendi ailesinden bahsetse R.J. gözlerindeki hüznü saklamaya çalışıyordu. Shane onu zorlamak yerine bu konuda konuşmaya hazır olana kadar bekleyecekti.

Bu yüzden ona şu an asıl ihtiyacı olan şeyi vermeye karar verdi: Güvenebileceği bir arkadaş…

“Eğer eşin istediğin mutluluğu vermezse Tanrıça'dan onu derhâl başkasıyla değiştirmesini isteyeceğim,” dedi, muzip ama bir o kadar da inanç dolu bir bakışla.

R.J. gülse de kısa arkadaşlıklarına rağmen Shane’in onu mutlu görmek için ne gerekiyorsa yapacağını biliyordu.

Continue to the next chapter of Kara Yürek Alfaları

Discover Galatea

Kuzey Ormanı AlfalarıDerin ArzularKanatlarım VarkenKarar AnıMarcello Mafyası Serüvenleri

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi