Galatea logo
Galatea logobyInkitt logo
Sınırsız Erişim Edin
Kategoriler
Oturum aç
  • Home
  • Kategoriler
  • Listeler
  • Oturum aç
  • Sınırsız Erişim Edin
  • Destek
Galatea Logo
ListelerDestek
Kurtadamlar
Mafya
Milyarderler
Toksik Aşk
Slow Burn
Düşmandan Sevgiliye
Paranormal ve Fantezi
Ateşli
Spor
Kolej
İkinci Şans
Tüm Kategorileri Gör
App Store'da 4,6 puanlı
Hizmet ŞartlarıGizlilikBaskı
/images/icons/facebook.svg/images/icons/instagram.svg/images/icons/tiktok.svg
Cover image for Masa 11

Masa 11

Bölüm 6

MASON

Mason, salonda bekleyen Ricario ve adamlarına katılmadan önce çalışma odasındaki kısık caz müziğini açtı. Bu gece Elnora yüzünden görmeyi beklediği tek ortağı Ricario değildi.

Ricario ile daha önce yaptığı telefon görüşmesi rahatsız ediciydi. Elnora’nın aslında bu gece açık artırmaya çıkması gerekiyordu.

Aslında Elnora Ricario’nun kadınlarından biri değildi ve bu konuda hiçbir şey bilmiyordu. Buraya da o yüzden gelmişti.

Mason ciğerlerini nikotine boğan Padròn marka purolardan birini yakıp, “Bana kadından bahset,” deyip cevap vermesini beklemeden parmağını kaldırdı.

Ricario’nun adamlarına, “Dışarıda bekleyin!” diye talimat verdi. Bunun üzerine, dört adam ayağa fırlayıp aceleyle dışarı çıktılar.

Sonra, kapıda bekleyen korumalara da gitmelerini işaret etti. Onlar da Ricario’nun adamları gibi hızlıca dışarı çıktılar.

Ricario, “M, biliyorsun ben sadece kızlarımı açık artırmaya çıkarırım,” diye söze başladığında Mason purosundan bir nefes çekerek ona baktı.

Şu an hiç yalakalık çekecek durumda olmadığı için, “Bunu kim ayarladı?” diye sordu.

“Eliezer’in adamları birkaç ay önce özel bir iletişim ağı kurması için bir bilgisayarcı tuttular. Bilirsin işte, sadece kendilerinin erişebildiği şifreli bir ağ... “

“Legler de bizi Rahip’i bulup tuzak kurmamız için gönderdiler. Muhtemelen Eldatoları dinleme amacıyla…”

Ricario saçmalamaya devam ederken Mason bunun Elnora ile ne ilgisi olduğunu düşünüyordu. Durumu biliyordu ve Antonio ile birlikte Rahip’in izini sürüyordu.

Bir süredir hayalet gibi takılan Rahip’in peşine iki adam takmışlardı.

“Ric! Kadını diyorum, kim ayarladı?”

Mason kendine hâkim olmaya çalışsa da Ricario sabrını zorluyordu. Gerçi Elnora oradayken şiddete başvurmaya hiç niyeti yoktu ama Ricario bunu bilmiyordu.

“Basit bir soru sordum, değil mi?” deyip purosunu cam kül tablasında söndürürken ağzında kalan tatlı aromanın tadını çıkardı.

“Ben de bunu söylemeye çalışıyorum, M. Onu Rahip ayarladı. Hizmetinin karşılığı olarak kulüpte açık artırmaya çıkarmamızı istedi.”

Mason Ricario’ya dik dik bakarak kaşlarını çattı. “Rahip’i buldunuz mu?”

Ricario homurdanarak kafa salladı. “Tabii ki bulamadık ama o, bizi buldu ve kızın bu gece belirli bir alıcıya açık artırmayla satılmasını istedi.”

“Neden?”

Ricario, “Sebebini söylemedi, M. Onu satmamızı ve iş bittiğinde kendisine haber vermemizi söyledi ama senin teklif vereceğini düşünmemiştik, patron,” deyip durakladı. “Teklifini reddedemeyeceğim için anlaşmayı bozduk.”

Eğer o bilgisayar korsanı, Elnora’yı istiyorsa bu, onu tanıdığı anlamına gelmiyor muydu? O zaman bu, sadece bir yanlış kişi vakası olabilirdi. Elnora’nın seks kölesi ya da daha kötüsü olarak gönderilmesi için kurulmuş bir tuzak değildi.

“O zaman kulübe tesadüfen gelmedi, değil mi?”

“Rahip bunu halledeceğini söyledi.” Ricario bunu söylerken omuz silkerek koltuğun kenarına kaydı. “M, teklif vereceğini düşünmemiştim. Öyle olsa sana önceden söylerdim.”

Mason, “Onu hangi alıcıya satacaktın?” diye homurdanırken Akim’in ondan önce teklif verdiğini hatırladı. O sadist Rus da mı bu işin içindeydi?

“Bilmiyorum, patron. Rahip’in koduyla ağa teklif vermesi gerekiyordu.” Ricario devam etmeden önce elinin tersiyle şakağını sildi. “Talimatları sadece gerçek zamanlı olarak verdiğini biliyorsun, değil mi?”

Mason bunu tabii ki biliyordu. O piç kurusu bu sayede bu kadar uzun süre gözlerden uzak kalmıştı.

“Onu satın aldığımdan beri bir haber var mı?”

“Yok, patron. İzler kayboldu.”

Mason bacak bacak üstüne atıp arkasına yaslanarak, “Hepsi bu kadar,” deyip gitmesini işaret etti. “Ve Ric, elbette sana hatırlatmama gerek yok ama bugün kendimi çok hayırsever hissediyorum, bu yüzden o koca çeneni kapalı tut ve bunları kimseye söyleme.”

Ricario ayağa fırlayıp aceleyle salondan çıkarken Mason tüm bunları düşünerek burnunun tepesini sıktı.

Randevuyu Elnora’nın arkadaşı Marcy ayarladığına göre bilgisayar korsanı o olabilir miydi? Adamlarının Elnora hakkında ne öğrendiklerini öğrenmesi gerekiyordu.

O sırada merdivenlerde beliren Elnora, “Sesler duyduğumu sandım,” dedi.

Mason o tarafa dönüp soluk mavi gömleğini giymiş Elnora’ya baktı.

Birkaç dakika önce yaşadıkları o heyecan verici anı hatırlayarak keyiflendi. Onu zevkten inletip titretmeyi ne kadar istese de bu konu daha önemliydi.

Yanına gidip, “Burada olmamalısın,” dedi. “Bunu da giymemeliydin.”

“Ne yapayım, biri elbisemi yırttı.”

Mason, “Bunun için yalvarıyordun, El,” diyerek sessizce onu izledi. Rahip’i nereden tanıyordu? Bu işin aslını öğrenmesi gerekiyordu.

“Sen iyi misin?”

“Sen ne iş yapıyorsun? İşinin bütün zamanını aldığını söylemiştin bu yüzden bu gece bu felaket olmadı mı zaten?”

Elnora bu sözlere güldü. Hem de çok tatlı bir şekilde… Elnora’nın neredeyse hiçbir şey yapmadan onu etkisi altına alması Mason’ın hiç hoşuna gitmiyordu.

Bu, o değildi. Mankenlerle ya da beğendiği kadınlarla ara sıra ama asla tekrarlanmayan kaçamaklar yaşamaktan memnundu. Ancak Elnora ile tanıştıktan sonra hem pervasız hem anlamsız davranmaya başlamıştı.

“Çoğunlukla verilerle çalışıyorum.”

O sırada, Antonia kapı girişinden, “M!” diye seslendi. Ellerini cebine sokmuş her zamanki alaycı bakışıyla bakıyordu.

Mason Elnora’ya, “Beni yukarıda bekle,” derken Antonio da tek sağlam gözüyle onu inceliyordu. Elnora yukarı çıkmadan önce ona şöyle bir baktı.

Antonio salona inip Mason ile tokalaşırken, “Kim bu bellezza?” diye sordu.

Mason, “Önemli biri değil,” diye yalan söyledi.

Bunu uzun bir sessizlik izledi. Sonra Antonio, “Adrien ile görüşmen nasıl geçti?” diye sordu.

Mason, “Köprü bizim,” deyip koltuğa çökerken Antonio da aynısını yaptı.

“Operasyonlara yarın devam edebiliriz. Öncesinde birkaç küçük meseleyi halletmeniz gerekiyor. Boşaltılması gereken birkaç cep ve kırılması gereken birkaç diz var.”

Antonio gülümseyerek, “Elbette,” dedi. Sonra gülerek, “Kendine bir kadın almışsın galiba?” diye ekledi.

Mason iç çekerek gözlerini kapatınca Antonio daha çok güldü.

“Herkes bundan bahsediyor. Hadi, gidip kim kuralını bozmuş görelim,” diyerek bacak bacak üstüne atıp Mason’ın kolunu dürttü.

Lanet olsun!

“Pek de önemli biri değil, Grey.”

“Sadece sen böyle düşünürsün,” diye cevap verdi Antonio. “Fazla teklif verdin, M. Adamlar bu yüzden ilgi gösterdi. Kayıplarını telafi etmek için onu hemen işe koymalısın.”

“Hım hım.”

Elnora’yı işe koymak? Mason neredeyse sinirden gülecekti. Böyle bir şey olamazdı. Onun kim olduğunu ve Rahip’in ondan ne istediğini öğrenmesi gerekiyordu. Onun ağlarından birine sahip olmak kesinlikle işlerine yarayacaktı.

Mason telefonunu cebine koyarken, “Rahip Ric ile doğrudan temas hâlinde. Adımlarını geriye doğru takip edip bir şeyler öğrenmeliyiz,” dedi.

“Buraya gelirken yanından geçtiğim Ric değil miydi o?”

“Rahip ile hiçbir ilgisi yoktu. Şimdi bunu takip etmem gerekiyor,” dedi Mason.

Antonio yavaşça başını salladı. “Elbette, M. Gitmeye hazır mısın?”

Mason merdivenlere bir göz attı. Doğru ya, Antonio ile bu gece için başka planları vardı. Elnora beklenmedik bir gelişmeydi.

“Şu an çok meşgulüm,” diyerek ayağa kalktı. Tam o sırada telefonu çaldı.

Antonio bilmiş bir gülümsemeyle, “Gördüm,” diye cevap verdi. “Şu yeni kadın hâlâ yeraltında mı? Çaktırmadan bir göz atmak istiyorum.”

Mason cevap vermedi. Antonio’nun yeni, güzel kadınlara göz dikmek gibi bir huyu vardı ve bu huyundan vazgeçmeye niyeti yoktu.

Mesajı hızlıca okuyup telefonunu bir kenara koyarken, “Rahip...” dedi. “Onun bir kadın olabileceğini düşündün mü hiç?”

Antonio, “Belki öyledir,” diyerek omuz silkti. “Öyle olsa bile la troia takip etmesi zor bir şey.”

Mason ona daha fazla katılamazdı ve bu noktada, El’e sadece bilmesi gerekenleri sormaya karar verdi. Kapı çalınca korumalar Riley’yi içeri aldılar.

Mason ayağa kalkıp, “Halletmem gereken bir iş var,” dedi. Bunun üzerine, Antonio da ayağa kalktı.

“Buona notte,” deyip Riley’yi de selamlayarak dışarı çıktı.

“Nerede bu?”

Mason kendisine bir dosya uzatan büyük, kahverengi smokinli; eğik fötr şapkalı Riley’ye baktı.

Çocuk henüz yirmi yaşında olsa da zehir gibiydi. Mason ona çıkmasını işaret ettiğinde keyifli bir sırıtışla kafa salladı.

Mason, “Bir de Tanrı aşkına daha iyi bir terzi bul, Riley,” diye homurdandı.

“Peki, patron.” Riley fötr şapkasının ucuyla selam verdikten sonra zıplayarak merdivenlerden inip evden çıktı.

O, gidince Mason dikkatini El hakkındaki büyük dosyaya verip kapağını yavaşça açtı.

Continue to the next chapter of Masa 11

Discover Galatea

Kara KurtPatron EfendiGanimetTehlikeli ÖzgürlükKanadı Kırık Kuşlar 2: Yıkılmadım Ayaktayım

En Yeni Yayınlar

Noel Ruhuİyilik Meleği AŞ: Bonus İçerikSeroje: Gören GözViking Kralı'na Aşık Olmak ve Diğer Kötü KararlarHarley’nin Ateşi