Ruhumu İyileştir

RAINA

Hafta sonu evde yalnızdım. Herkes bir yere gitmişti ve çok mutluydum. Üvey annem ve babam aile ziyaretine gitmişlerdi. Diana arkadaşlarıyla gezideydi.

Troy çok şükür yılın büyük bir bölümünde yurtdışında çalışıyordu ama ne zaman evde olsa ne pahasına olursa olsun ondan kaçıyordum, özellikle geceleri yatak odamın kapısını kilitlerdim.

Kanepede rahatlamak, ailemin yokluğuyla evi dolduran huzurun tadını çıkarmak harika bir histi. Hetty gecenin büyük bir bölümünde benimle oturdu. Konuştuk ve film izledik.

Hetty'nin onun zamanlarında filmlerin nasıl daha iyi olduğu hakkında şikayet etmesini duymaya bayılırdım. Uyumaya karar verdiğimizde saat epey geç olmuştu.

Yorgundum ama günüm güzel geçtiği için halimden memnundum. Her dakika tetikte olmak zorunda kalmamak iyi hissettirdi.

Yatakta uzandım, sessizce tavana baktım. Uyumadan önce her zaman bir kişiyi düşünüyordum: Roman Marigold.

Duyduğum birkaç söylentiye göre, onun biraz çapkın olduğunu anlamıştım ama henüz onu yargılayamazdım.

Acaba nasıl biriydi?

“Roman,” odamın karanlığında onun adını fısıldadım. Bana çok garip geliyordu. Bu adam iki haftadan kısa bir süre içinde kocam olacaktı ve onunla daha tanışmamıştım bile.

Neden benimle tanışmak istemiyordu ki? Bir şekilde yavaşça uykuya daldım.

***

“Raina?” Adımı duyunca kemiklerime buz gibi bir soğukluk gibi girdi. Gözlerim açıldı ve dehşete düştüm, Troy yatağımın yanında duruyor, bana bakıyordu.

Alkol kokusu etrafı doldurmuştu, elinde bir şişe viski vardı.

“Troy, neler—” Troy şişeyi ağzıma bastırdı ve dudaklarında sert bir sırıtış belirdi.

“Lütfen,” diye yalvardım kontrol edilemeyen hıçkırıklara boğulurken. Sonra bilincimi kaybettim.

Bir süre sonra, sisin dışından, kafasını yarı açık kapıdan uzatan başka bir adamın sesini duydum. “Troy, neredesin?”

Sis beni tekrar sarmadan önce onun Troy'un arkadaşı Jay olduğunu anladım.

Panik içinde bağıran tanıdık bir ses duyana dek ne kadar zaman geçtiğinden emin değildim.

“Tanrım! Ondan uzak durun!”

Hetty vücudunu benim bedenimin üzerine attığında felçten çıktım.

“Onu hemen rahat bırak,” diye bağırdı. Sesinin o geceki kadar vahşileşebileceğini bilmiyordum.

“Siktir git cadı,” Jay onu uzaklaştırarak bağırdı. Hetty bana geri dönmeye çalıştı, perişan çığlıkları ruhumu delip geçti.

Troy'un gözleri öfke doluydu. “Diğerleri duymadan ondan kurtul.”

Jay, Hetty'nin zayıf vücudunu saçından tutarak odadan çıkardı. Troy takip etti, yatak odamın kapısını kapattı.

Hetty'nin çığlıkları ve bağırışları, kırılgan vücudunun kapımın önünde yere çarptığını duyduğumda aniden durdu.

Kilitli kapıyı ittim, tekmeledim ve tırmaladım, ona ulaşmaya çalıştım, acı içinde bağırırken kendi sesimi tanıyamadım.

Hetty!