Al Holland
Lara kararsızdı. İçinden bir ses Zavien’in tişörtünü çıkarmasını isterken, diğer yanı ona başını derde sokmamasını söylüyordu. Yüz maskesini sürerken vücut sıcaklığını hissedecek kadar ona yakındı ve bu onu baştan çıkarıyordu.
Kabul etmeliydi ki, Zavien’in kullandığı üçü bir arada ürün gerçekten iyiydi. Ama bunu sadece kendine itiraf edecekti.
“Hâlâ vazgeçme şansın var,” diye takıldı Zavien göğsünü kabartıp sırıtarak.
Lara duraksadı, gözlerindeki muzip bakışı incelerken şaka mı yapıyor diye merak etti.
Zavien birkaç gündür onun kanepesinde yatıyordu. Şimdiye kadar tuhaf durumlardan kaçınmayı başarmışlardı. Olağandışı bir şey olmamıştı. Evet, kazara dokunmalar oluyordu ama öpüşme, okşama ve kesinlikle çıplaklık yoktu.
Lara içten içe hayal kırıklığına uğramıştı. Ya da rahatlamıştı. Hâlâ bunu çözmeye çalışıyordu.
Zavien’in yeşil yanağına somurtkan bir surat çizerken Lara, “Şey,” diye söze girdi. “Delia geldiğinde genelde biraz çıplak oluyor,” dedikten sonra çizimini tamamlayıp yüzünün diğer tarafına geçti. “Biraz da delidir.”
“Bu ikinizin neden arkadaş olduğunu açıklıyor,” dedi Zavien.
Lara bunu düşündü. İlk başta sinirlenmek istedi. Zavien onu kızdırmakta ustaydı ama biraz düşününce muhtemelen haklı olduğunu fark etti.
“Evet, sanırım öyle,” dedi kabul ederek.
Zavien sürekli konuşup maskeyi bozmasına rağmen yüz maskesi konusunda şaşırtıcı derecede iş birlikçiydi. Gerçi cildine yapılacak herhangi bir bakıma ihtiyacı yoktu. Yüzüne katran sürüp yüzünü kirli suyla yıkasa bile hâlâ pırıl pırıl görünecek bir cildi vardı.
Naziklik olsun diye maskeyi ona Zavien’in sürmesine izin verdi. Zavien mavi çamuru yüzüne yayarken Lara uslu durup sessiz kalmıştı. Zavien alnına kocaman bir bulamaç koyup maske gözüne damladığında bile pek şikâyet etmedi.
Lara ikisinin fotoğrafını çekmeye çalıştığında Zavien’in sabrı tükenmişti.
“Olmaz,” dedi fotoğraftan kaçarak.
Lara hemen suratını astı. “Zavien! Bende kalacak, kimse görmeyecek!” diye yalan attı. Aslında bunu mümkün olduğunca çok kişiye göstermeyi planlıyordu.
“Hayır, Lara,” dedi Zavien kararlılıkla.
“Peki, Pablo’yla kendine kalacak başka bir yer bulman gerekecek. Çok yazık,” dedi Lara sahte bir üzüntüyle. “Sonuçta bu kurallarda yazıyor.”
Zavien blöf yaptığını düşünerek ona baktı.
“Gelenekler,” diye ekledi Lara noktayı koymak için.
Zavien iç çekerek kadraja girdi.
Lara neşeyle kıkırdadı ve maskesini bozmamaya özen göstererek kameraya hafifçe gülümsedi. Zavien homurdansa da fotoğraf oldukça sevimli çıkmıştı. Belki de Lara fotoğrafı kendine saklardı.
Adını duyup Zavien’in şikâyetini işiten Pablo, onlara bakmak için kanepenin arkasından yanlarına çıktı ama ikisinin suratını gördüğünde tiksinmiş bir ses çıkarıp yatağına geri koştu.
“Köpeğimi korkuttun,” dedi Zavien.
“Biz köpeğini korkuttuk,” dedi Lara neşeyle. “Bu bir ekip çalışmasıydı.”
Zavien’i kızdırmak için ona döndü ama hareket edecek pek yer olmadığını fark etti. Zavien hâlâ çok yakındı, göğsü onun omzuna değiyordu, sıcaklığı başını döndürüyordu. Gözlerini Lara’nın mavi çamurla kaplı yüzüne dikmişti.
Maskesinin altından hafifçe gülümsediğini sandı ama onu susturmak için ağzının etrafına maskeyi fazla sürmüştü, bu yüzden bundan tam olarak emin olamadı.
Lara’yı şaşırtan şey Zavien’in beklediği gibi bir tepki vermemesiydi. Sinirli ya da sıkılmış görünmüyordu. Normale göre yani. Kız gecesi aktivitelerine katılmaktan rahatsız olmuş gibi durmuyordu. Maskesi çenesinden kayıp tişörtüne düşmeye başlasa da hiç mutsuz görünmüyordu.
“Yine bakıyorsun,” dedi Zavien nazikçe. Göğsünden çıkan boğuk sesi Lara’nın omzuna ve sırtına doğru yayıldı.
“Yeşil sana yakıştı,” dedi Lara sessizce. Kendi de berbat bir hâlde olmasına rağmen şaka yapmaya çalışıyordu.
Zavien’in dudakları şimdi açıkça yukarıya doğru kıvrılmıştı ama Lara onu azarlayacak enerjiyi bulmakta zorlanıyordu. Özellikle de Zavien ona doğru eğilip kolunu rahatça sırtına atarken.
Zavien’in dudakları dudaklarına değdiğinde şaşkınlıkla nefesini tuttu ama onu şaşırtan şey öpücük değildi. Zavien’in yüzünden kocaman bir yeşil ve mavi çamur damlası pantolonuna düşmüştü.
Küçük bir çığlık atarken galiba Zavien’i fazla sert bir şekilde geriye itti. Elini düz bir şekilde göğsüne bastırıyordu. Zavien, çamur katmanlarının altından bile şaşkın görünüyordu.
“Maskeler!” dedi Lara endişeyle.
Zavien bir süre daha ona baktı, bakışları yoğundu. Sonra inleyerek kendini kanepeye bıraktı.
“Bu kadar dramatik olma,” diye azarladı onu Lara.
“Maskeler,” dedi Zavien inanamayarak. “Endişelendiğin şey bu mu? Maskeler mi?”
“Eh, onları birbirine bastırıp etrafa bulaştırırsak işe yaramayacaklar!” diye karşılık verdi Lara homurdanarak.
Zavien tavana bakıp başını salladı. Çenesi mavi yeşil maskeyle kaplanmıştı. Maskeden küçük noktalar çıkıyordu.
“Artık mahvoldular,” dedi Lara üzüntüyle. Zavien’in üzerine eğilirken surat astı.
Zavien’in bu kadar sinirlendiği anlar çok nadirdi. Onu sinir eden nadir kişilerden biri olduğunu bilmek Lara’yı keyiflendiriyordu.
“Sanırım bu kız gecesi aktivitesi sana göre değil,” dedi ona ciddi bir şekilde.
Zavien’den usulca kıkırdarken vücudu titredi. Bu titreşim üzerindeki Lara’yı da titretmişti. Lara artık kendi maskesini umursamadan ona gülümsedi.
“Seni hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm,” diye cevap verdi Zavien. Pek de üzgün görünmüyordu. Lara da pek üzgün değildi.
“Sorun değil. Sadece senlik bir şey bulmamız gerekecek.”
Yeşil maskeli suratına bakarken onu saran endişe karşısında Lara sırıttı. Sonra bileğinden tutup onu kanepeden kaldırdı ve temizlenmek için banyoya doğru yönlendirdi.
Kusursuz cildi onu sinir etse de, yumuşak bir bezle nazikçe cildini temizlemekten keyif alıyordu. Ayrıca yüzlerini temizledikten sonra tekrar öpüşebilme ihtimalleri varsa bu ekstra güzel bir şeydi.