İhanetin Ardından

JAQUELINE

Doldurduğum şarap kadehini ona uzatırken, “Casey gecenin bu saatinde ne istiyormuş?” diye sordum.

“Şey, sadece sabahki toplantımızı hatırlatmak istemiş.”

“Ne kadar da tatlı biri değil mi?” derken delirmiş gibi güldüm. “Onsuz ne yapardınız bilmiyorum. Siz avukatlara katlandığına göre harika bir kadın olmalı. Baban onun avukat yardımcısı olmak için çalıştığını söyledi! Bu inanılmaz. Bu konuda ona gerçekten hayranım.”

Muhtemelen ofisine gittiğimde bizi hiç tanıştırmadığı için Russ onun hakkında nasıl bu kadar çok şey bildiğimi merak ediyordu. Neler olduğunu anlamaya çalıştığını düşünmek beni aşırı heyecanlandırıyordu.

Onu kendi oyununda gafil avlamak istiyordum. Neler olup bittiğine dair hiçbir fikrim olmadığını, kocasının çalışanıyla yattığından haberi olmayan aptal bir ev kadını olduğumu düşünmesini istiyordum.

“Neden yukarıya çıkmıyoruz?” dedi Russ kaşlarını oynatarak.

Bunun düşüncesiyle anında boğazım düğümlendi. Her şeyin yolunda olduğunu düşünmesini sağlamam gerektiğini biliyordum ama bunu yapamazdım.

“Ah, tatlım. Çok isterdim ama erken regl oldum,” dedim asık bir suratla.

Russ’ı en çok iğrendiren şeylerden biri de kadınların yaşadığı aylık sıkıntılardı. İhtiyacım olduğunda ona ped, tampon vs. bile aldıramıyordum. En iyi arkadaşım Rena’yı aramak zorunda kalıyordum.

Artık onu yerlere göklere sığdıramamayı bıraktığım için, evliliğimde görmezden geldiğim bütün çirkin şeyleri görebiliyordum. Önemsiz şeyler artık kocaman kırmızı bayraklardı.

“Ah, o zaman teşekkürler!” dedikten sonra hızla uzaklaştı.

Bu tam da istediğim şeydi. Arkamı döndüm ve yatmaya hazırlanmak için misafir odasına yöneldim. Dün gece orada uyumuş, Russ’a odayı yeniden düzenlerken orada uyuyakaldığımı söylemiştim. Bu gece de aynı bahaneyi kullanacaktım. Yarınsa özgürlük yolculuğuma başlayacaktım.

***

Arabayı özel dedektifin ofisinin bulunduğu alışveriş merkezinin önüne park ettim. Harris McAlpin’in, eşini aldatan kişileri yakalamada şehrin en iyilerinden biri olduğu söyleniyordu. Bu sabah için dün gece internetten randevu almıştım.

İçeriye girip ofise baktım. Ofisin bir alışveriş merkezinde olması güzeldi. Resepsiyonist kadın kırklı yaşlarının sonundaydı. Nazik bir gülümsemesi, hoş bir havası vardı.

“Günaydın. Size nasıl yardımcı olabilirim?”

“Merhaba, ben Jaqueline Mast. Randevum vardı,” dedim nazikçe.

“Ah, evet. Harris sizi bekliyor. Bu şartlar altında tanışmak zorunda kaldığımız için çok üzgünüm Bayan Mast,” derken bana acıyarak baktı.

“Teşekkür ederim. Çok naziksiniz.”

Beni dedektifin ofisine götürdüğünde masanın arkasında onunla aynı yaşlarda bir adamın oturduğunu gördüm. Harris kadını gördüğünde gözleri parladı. İkisi arasındaki aşkı görebiliyordum.

“Bayan Mast, bu benim kocam Harris. İhtiyacınız olan her şeyi bulmanıza yardımcı olacak,” dedikten sonra kadın odadan çıktı.

“Lütfen oturun Bayan Mast. Neden buradasınız?” dedi Bay McAlpin.

Sevecen bakışları beni rahatlatmıştı. Bakışlarının arkasında bir güç vardı. Baktığı davalarda karşı tarafta olmanın nasıl bir şey olduğunu sadece tahmin edebilirdim. Onunla çalışan müşterilerin yorumlarında Haris’in müvekkillerine karşı çok tatlı ama zina yapanlara karşı sert olduğunu yazıyordu.

“Bay McAlpin, kocamın beni aldattığını düşünüyorum.” Arabada bulduğum prezervatifi, küpeyi ve dün gece kulak misafiri olduğum telefon görüşmesi de dâhil olmak üzere neler olduğunu düşündüğüm her ayrıntının üzerinden geçtim.

Dışarıdan bakıldığında bütün anlattıklarımı anlamış gibi görünüyordu. Anlatmayı bitirdiğimde bir süre onu izledim.

“Yani görüştüğü kişinin çalışanı olduğunu mu düşünüyorsunuz?” diye sordu.

“Her şey onu işaret ediyor ama hemen sonuca varmak istemiyorum. Peşine düşmeden önce kanıta ihtiyacım var. Kocam hukuk fakültesine giderken bütün önceliğimi ona verdim. Çocuk sahibi olmayı erteledim. Onun hayalleri için hayatımı askıya aldım. Adaleti hak ettiğimi düşünüyorum. Eğer dün telefonda söyledikleri doğruysa, harekete geçmek için fazla zamanım yok,” dedim ona dürüstçe.

“Size şunu söyleyebilirim. Konu bu tür şeyler olduğunda çoğu erkek aptaldır. Kocanızın avukat olması onu yakalamayı zorlaştırabilir ama aynı zamanda zorlaştırmayabilir de. İhtiyacınız olan kanıtı bulacağım. Bana birkaç bilgi verebilirseniz, bazı ipuçları bulabilirim,” dedi Harris.

İhtiyacı olabileceğini düşündüğüm bilgilerle dolu bir dosya çıkardım. İşleri olabildiğince kolaylaştırmak için ödevimi önceden hazırlamıştım. Umarım dedektif bunun benim için ne kadar önemli olduğunu görebilirdi.

“Hazırlıklısınız, güzel. Hemen işe koyulacağım. En iyi ihtimalle birkaç gün içinde elimde bir şeyler olur. Bir süreliğine kalabileceğiniz bir yer var mı?” diye sordu.

“Bunu düşünmemiştim. Bu iş çabucak biter diye düşünüyordum ama arkadaşımda kalabilirim. Bana yardım etmekten mutluluk duyacaktır,” dedim.

“Pekâlâ, o zaman. Arkadaşınızda kalın. Bu süreci hızlandırabilir. Kocanız siz evde yokken elimize koz verebilir.”

***

Eve döndüğümde kendime bir haftalık çanta hazırladım. Yeterli olacağını umuyordum. Ardından Rena’yı aradım.

“Hey, Jack! N’aber canım kız kardeşim?”

Şapşallığı karşısında kıkırdadım.

“Bir haftalığına sende kalmam gerekiyor. Russ seni ararsa hasta olduğunu söyle,” dedim.

“Tamam. Neler olduğunu bana anlatacak mısın?”

“Evet. Teşekkür ederim Rena.”

Rena’yla lise yıllarımızdan beri çok iyi arkadaştık. Rena benim dostumdu, bu dünyada ondan daha fazla güvendiğim kimse yoktu. Russ’la olan ilişkimi her zaman desteklemişti. Russ’a bayıldığı söylenemezdi ama onun hakkında kötü konuşmazdı. Russ’ın böyle bir şey yaptığından şüphelenseydi bana anında bunu söylerdi.

Ona giderken markete uğradım ve en sevdiğimiz abur cuburlardan aldım. Ne zaman bir ağlama seansı düzenlesek, abur cuburlar bu seansı atlatmamızın temelini oluştururdu.

Evine vardığımda Rena kapıyı açtı ve çantamı holün yanına koydu. Ardından atıştırmalıklarla birlikte mutfağa yöneldik. Tezgâhın üzerinde en sevdiğimiz bir şişe şarap ve iki kadeh duruyordu. Rena bana bir kadeh doldurduktan sonra oturma odasına geçtik.

“Kötü bir şey olmuş. Sen bende bir hafta kalmazsın. Anlat bana,” dedi nazikçe.

“Russ beni yanındaki çalışan kızla aldatıyor. Bugün özel bir dedektif tuttum, bana başka bir yerde kalmamı önerdi. Bunun onları daha hızlı bir şekilde yakalamaya yardımcı olabileceğini düşünüyor,” dedim.

Birden hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım, kontrolsüzce titriyordum. Düşünemiyordum. Nefes alamıyordum. Kontrol altında tuttuğum acı yüzeye çıkmıştı. Kalbim ikiye bölünüyormuş gibi hissediyordum.