Ay Nehri - Kitap kapağı

Ay Nehri

L.B.

Bölüm 4

MAEVE

Ne diyeceğimi bilemedim. Bay Merdiven bir anda yanımızda belirmişti. Tylor'ı öyle bir itti ki birkaç metre uçup duvara çarptı. Korkudan irkildim.

Çığlık atmaya çalıştım ama bir şekilde tek kelime etmeden sesimi tamamen kaybetmiştim. İstemsizce ellerimi boğazıma götürdüm, resmen sesim çıkmıyordu. İyice paniklemeye başlamıştım.

"Bir şey söyleyecek misin?" dedi Bay Merdiven.

Tylor'a baktım, gözlerimle yardım istemeye çalışıyordum. İstemsizce ona uzandım. Bu hareketim Bay Merdiven'i daha çok kızdırdı. "Sen... çalışıyor musun?"

Öyle bir ses tonuyla söylemişti ki çalışmamdan rahatsız olduğunu söyleyebilirdim.

"Tylor," demek için çabaladım.

Tylor'a seslenmenin o an yapılacak en iyi şey olmadığını biraz geç de olsa fark ettim. Bay Merdiven'e baktığımda korkudan titriyordum.

Gözleri simsiyahtı. Mümkün olduğunca yavaş ve sessiz bir şekilde ayağa kalkmaya çalışan Tylor'a bakmak için yavaşça arkasını dönerken sadist bir şekilde gülümsedi.

"Alfa, lütfen," dedi dizlerinin üzerinde, "Anlamıyor. O..."

"Ah..." Uzandım ve Bay Merdiven'in omzuna dokundum.

"Bayım. Küçük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum," dedim istemsizce ellerimi sallarken. "Tylor ve ben şimdi gidiyorduk zaten. Güzel akşamınıza devam edebilirsiniz."

"BENİ RED Mİ EDİYORSUN?" Sesi yükselmişti. "BETAM İÇİN BENİ RED Mİ EDİYORSUN?"

"Kim için?" Bu kadar sinirlenmiş olması kafamı karıştırmıştı. Anlayamadığım bir şekilde geçmişe ait tanıdık bir dürtü hissettim. Yatılı okulda zorbalığa maruz kaldığım yıllardan gelen bir dürtüydü belki de.

Öfkesi daha da çok kafamı karıştırmıştı. Ortada bir şey yokken bize böyle davranmasından hoşlanmamıştım.

Parmağımı göğsüne doğrultup "Bakın, bayım," dedim. "Sizi tanımıyorum. Tylor'a ve bana neden böyle davrandığınızı anlamıyorum."

"Sadece bizi rahat bırakmanızı ve gecenin kalanını güzelce geçirmenizi öneriyorum."

Şaşırmıştı. Tylor'a doğru yürümeye başlamıştım fakat beni tuttu.

Sanırım bir şey söyledi, ama omzumdaki acıdan ne dediğini anlayamadım. Yere yığıldım. Nefes alamıyordum.

Bay Merdiven beni anlam veremediğim bir şekilde yere sermişti.

***

ASH

"Bebeğim, hazır mısın?" dedi Olivia kapıdan bakarken.

"Evet. İki saattir seni bekliyorum. Hepimiz seni bekliyoruz. Aşağı inme vakti geldi. Her şeyi kaçıracağız."

Sinirimi belli etmemeye çalışmıştım ama pek işe yaramamışa benziyordu.

Dudaklarımı öperken "Üzgünüm Ash," dedi. "Çok uzun sürdüğünü biliyorum. Beni beklediğin için minnettarım. Ne kadar minnettar olduğumu sonra başka bir şekilde göstereceğim."

Bana göz kırptı ve ben de onu kendime doğru çektim. O güzel elbisesini parçalamamak için kendimi zor tutuyordum.

Bana sorsan önemli bir şey değildi. Sadece bir elbise giymenin neden bu kadar uzun sürdüğünü idrak edemiyordum.

Onu öptüm. Duyduğum şehveti sıcak öpücüğümle hissetmesini istedim.

Eşim olmasa da birlikte olmayı seçtiğim kadındı. Zerafetin ve güzelliğin vücut bulmuş hali diyebilirdim. Sonsuza dek ona bakıp mavi gözleri içinde kaybolabilirdim.

"Ash, hadi!" dedi nefes nefese. "Hadi aşağı inelim."

Beni yanına çekti. Yüzümü ekşittim. Bir koku aldığımda merdivenlerden aşağı iniyorduk. Limon otu. Limon otu ve bir çeşit narenciye kokusuydu. Tam olarak anlayamamıştım.

Belki Leonora yeni bir şey kullanıyordur diye düşündüm etrafı koklarken.

Kaos’un içimde zevkle mırıldandığını hissedebiliyordum. O da kokunun peşindeydi. Her adımda koku daha da yoğunlaştı.

Eş! Eşimiz burada! ~Kaos kafesteki bir canavar gibi içimde hırlıyordu. Çaresiz ve yardıma muhtaçtı.

Sonra onu gördüm, Tylor'un yanındaki kadını. Onu daha önce hiç görmemiştim. Her nedense eşim Tylor'ın yanında duruyordu.

Ona yaklaştığını gördüm. İçimdeki kurdum uludu.

Kaos'u yatıştırmak için elimden geleni denedim. Buna karşılık, Kaos onun zihnine bağlandı.

Duygularını hissedebiliyordum. Korkuyordu.

Tylor'dan mı korkuyordu? Anlamakta güçlük çekiyordum. Harekete geçecek durumda değildim. Şu an her ne kadar zor olsa da insanların arasında terbiyemi korumalıydım. Töreni dansla açmak benim için bir gelenekti.

Olivia boğazını temizledi. Ona bakmak için döndüm ve sonra eşime bakmak için kafamı çevirdim. Gitmişti. Onunla dans etmemi bekleyen Olivia'ya baktım.

Birlikte hareket etmeye başladık. Kaos'un içimde öfkeden deliye döndüğünü hissediyordum.

HAYIR! Onu bul! Eşimizi bul! Bize ihtiyacı var! ~

Kontrolü yeniden ele geçirmeye çalışırken kafamı salladım ama Kaos eş bağından dolayı deliye dönmüştü adeta. İçimde acı ve öfkeyle bağırmaya başlamıştı.

"Üzgünüm, biraz hava almam lazım. Başım ağrıyor."

"Yakında dönsen iyi olur," dedi Olivia, zoraki gülümseyerek. "Herkes dans etmeye başladığı için şanslısın... Yoksa derini canlı canlı yüzerdim."

Balkonda olduklarını biliyordum. Tylor'ın eşime ne kadar yaklaştığını hissedebiliyordum. Onun üzerindeki etkisini sezebiliyordum ve bu kurdumu çıldırtıyordu.

Kaos içimde kafayı yemek üzereydi. Onu daha fazla zapt edemedim. Tylor'ın onu öpmek için eğildiğini görünce kontrolü kaybettim.

"BENİMSİN!" diye bağırdım.

Tylor'ı yakaladım ve arkamdaki duvara fırlattım.

"Bir şey söyleyecek misin?" dedim can havliyle. Kim olduğunu anlamaya çalışıyordum. Neden beni istemiyordu*? Bu kişi kimdi? "Sen... çalışıyor musun?"

Bu kadını daha önce hiç görmemiştim. Bu kadar zamandır benim için mi çalışıyordu? Bu nasıl mümkün olabilirdi? Kimdi? Hizmetçi mi? Aşçı mı?

"Tylor," diye tiz bir şekilde cırladı.

Yanlış kelime. Tam kontrolümü yeniden kazandığımı düşünürken Kaos tekrar devraldı. Damarlarımda öfkenin dolaştığını hissedebiliyordum.

BİZİ RED Mİ EDİYOR? ONUN İÇİN Mİ? Kaos, Tylor’a nasıl işkence edip öldüreceğini düşünmeye başlamıştı.

"Alfa, lütfen,” dedi dizlerinin üzerinde. "Anlamıyor. O..."

"Iıı..." Omzumda bir el hissettim, "Bayım. Küçük bir yanlış anlaşılma olduğunu düşünüyorum. Tylor ve ben şimdi gidiyorduk zaten. Güzel akşamınıza devam edebilirsiniz."

"BENİ RED Mİ EDİYORSUN?" Kaos bağırdı. "BETAM İÇİN BENİ RED Mİ EDİYORSUN?"

"Kim için?" dedi parmağını göğsüme doğrultarak. "Bakın Bayım, sizi tanımıyorum. Tylor'a ve bana neden böyle davrandığınızı anlamıyorum."

"Sadece bizi rahat bırakmanızı ve gecenizi güzelce geçirmenizi öneriyorum."

Yürümeye başladı. Yanımızdan geçip giderken Kaos bizi döndürdü. Kaos acı içindeydi. Kızgındı ve gururu zedelenmişti. Eş bağımız o kadar güçlüydü ki dayanamıyordum artık.

"BENİMSİN,” diye fısıldadı Kaos.

Onu kendimize çektik ve dişlerimizi boynuna geçirdik.

"Alfa! Bekle!" dedi Tylor. Kaos karşılık olarak tehdit edercesine dişlerimizi gösterdi.

Tylor aşağıyı işaret etti. Eşimizin yere yığılmış olduğunu gördüm. Yerde kıvranıyordu. Hissettiği acı canımı yakmaya başlamıştı.

"Alfa, o ne olduğunu bilmiyor! Öyle olduğunu bilmiyor," dedi Tylor çılgına dönmüş bir şekilde. "Hiç şekil değiştirmedi."

Kaos tamamen geri çekildi. Zavallı kıza baktım. Yaşadığı acı o kadar yoğundu ki beni dizlerimin üstüne çöktürtmüştü. Başaramayacaktı.

Daha önce hiç dönüşmediyse işaretlenme sürecini atlatması mümkün değildi.

Kaos içimde paniklemişti. Korkmuştu. Bu kız ve kurdumun hislerini aynı anda seziyordum ki bu beni aşırı bunaltmıştı.

Kemikleri kırılmaya başlarken sessizce şaşkınlık içerisinde izledik. Bir kere bile bağırmadı. Acısını o kadar şiddetli hissedebiliyordum ki küfür etmekten kendimi alamıyordum.

Gözleri koyu kahverengiden eflatun pembesine dönmüştü.

Daha önce hiç böyle bir şey görmemiştim.

Gözlerimi ayıramadım. Neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar hayatımda gördüğüm en beyaz tüylü kurda dönüşmüştü. Onun gibisini hiç görmemiştim.

Tylor'a baktım. Şaşkına dönmüş gibiydi.

Yavaşça ayağa kalktı. Ona doğru ilerledim ama bana dişlerini gösterdi. Hırlayıp yavaşça geriye doğru hareket etmeye başladı.

Kaçacağını hemen fark ettim. Atlayacaktı.

Sıçraması Kaos'un kontrolü ele almasını tetikledi. Hemen peşinden atladık. Çok güzeldi. Aynı zamanda güçlüydü ama Kaos kadar değildi.

Bu onun ilk şekil değiştirmesiydi. Kontrolünün kurdunda olduğu çok açıktı.

Ona yetişmemiz uzun sürmedi. Kaos üstüne atıldı ve onu ağaca çarptı.

Orada baygın yatışını izledik. Şekil değiştirmesini izlerken başında bekliyorduk. Ancak o zaman Kaos insan formuna geri dönmeme izin verdi.

O kollarımdayken kaleye geri döndüm.

Tylor, Ona zihin bağlantım aracılığıyla seslendim. ~Yardımına ihtiyacım var.~ ~

Kalenin içine girip alt katlara doğru inmeye başladım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok