Sürpriz Bağlar - Kitap kapağı

Sürpriz Bağlar

Gümüş ve Kurtboğan

MEADOW

Meadow rahat bir nefes aldı.

Az önceki siyah saçlı adam gelmişti. Yine de kapıyı kapatıp masasının arkasına otururken onu dikkatle izledi.

Adam ellerini masanın üzerinde birleştirip öne doğru eğildi. “Benim adım Kai Winslow,” dedi nazikçe. “Bu da benim sürüm, Gümüş Geceler. Ben sürünün alfasıyım. Senin adın ne?”

“Meadow Waters. Ben bir sürüye ait değilim. Babamın eski Kızıl Şafak alfasına borcu vardı, o yüzden üvey annemle birlikte borcunu ödemesi için beni ona verdiler. Bu on bir yıl önceydi.”

Gözleri doldu, sonra gözyaşları taştı. “O zamanlar sadece küçük bir çocuktum. Babam birkaç yıl boyunca yalnız bir kurttu, sonra üvey annem Selma’yla evlendi ama... o beni hiç sevmedi.”

“Babanın ne kadar borcu vardı?” diye hırladı Kai.

“Bunu hiçbir zaman öğrenemedim. Sadece temizlik, yemek ve bana söylenenleri yapmak zorundaydım. Geçen yıl alfa borcun ödendiğini ve ayrılabileceğimi söyledi ama sonra oğlu sürünün başına geçti ve gitmeme izin vermedi.”

“Beni bodrumda bir hücreye kilitlemeye ve sadece ev işlerimi yapmak için yukarı çıkmama izin vermeye başladı.”

“Bir yıl ~boyunca kilit altında mıydın? Draiden neredeydi?”

“Yeni bir eş seçip onun sürüsüne taşındı. Cole artık Kızıl Şafak’ın tüm kontrolünü elinde tutuyor.”

KAI

Meadow sandalyesinde kıpırdandığında, Kai onun acı içinde yüzünü buruşturduğunu fark etti. Kaşlarını çattı. “Neden hâlâ iyileşmedin?” diye sordu. Sonra Jason’la zihin bağlantısı kurarak barın altındaki ilk yardım setini getirmesini istedi.

“Henüz şekil değiştirmedim ve beta... gümüş bir bıçak... kullandı...” Meadow olduğu yere çöktü, sonra da baygın bir şekilde yere yığıldı.

“Kahretsin!” Jason içeri girdiğinde Kai masanın etrafından koşup kızın yanında diz çöktü.

“Ne oldu böyle?” diye sordu Jason seti açarak.

“Çok fazla kan kaybetti. Doris’i çağır.”

“Ya o adamlar hâlâ barı izliyorsa?”

“Tommy ve Paul çevreyi araştırsınlar; rastladıkları tüm kurtları yakalasınlar. Doris’e de arka kapıdan girmesini söyle.” Kai, Meadow’un giydiği atleti sıyırıp yaranın ne kadar derin olduğunu görünce yeniden lanet okudu.

Kanaması hâlâ durmamıştı, bu yüzden temiz bir gazlı bezle basınç uygulamaya koyuldu. “Bu kadar uzun süre ayakta kalmasına şaşırdım,” dedi eğilip koklayarak.

Yarada başka bir koku daha vardı; ne olduğunu anlayamadığı bir koku. “Görünüşe göre bıçağı da zehirlemiş. Ne kullandığından emin değilim ama kızın doktora ihtiyacı var.”

Gazlı bezi yaranın üzerine bastırmaya devam ederken, bir yandan da kızın yüzünü inceleme fırsatı buldu.

Sağ kaşının üzerindeki küçük yara izi haricinde cildi kusursuzdu. Biraz daha yaklaşsa gözünü kaybedebilirdi.

“Tommy ve Paul şimdiden iki kişiyi gözaltına aldıklarını söylüyor,” diye bildirdi Jason. “Sokağın karşısındaki çatıdalarmış. Diğeri de Kızıl Şafak’ın alfasına rapor vermek için ayrılmış olmalı.”

Kai sertçe başını salladı. “Onları zindana atmalarını söyle.”

Arka kapı çalınınca Jason açmaya gitti, sonra da sürü doktoru Doris’le birlikte geri döndü.

“İyi akşamlar Alfa Kai,” dedi Doris, Meadow’un diğer yanında diz çökerken.

Kai kanlı bezi kaldırdı.

“Aman Tanrım! Bu kurtboğan,” dedi Doris başını sallayarak. “Ne zamandır baygın?”

“Beş, yedi dakikadır,” dedi Jason.

Doris, Meadow’un gözlerini zorla açarak gözbebeklerine baktı. “Tamam, o baygınken yaraya burada dikiş atacağım. Sonra da onu dinlenebileceği bir yere götürmeliyiz. Çok kötü durumda.”

“Üst katta boş bir dairem var,” dedi Kai. Burası eskiden betasının dairesiydi ama iki ay önce, Daylen eşini bulduktan sonra taşınmıştı. “Onu revire götüremeyiz; Kızıl Şafak onu arıyor.”

Doris başını kaldırdı. “Bu hiç iyi değil, Kai. Bu sürü tam bir bela.”

“Farkındayım. Önce kızla ilgilenelim, sonra Kızıl Şafak’ın icabına bakarız.”

COLE

Cole yatak odasında bir ileri bir geri volta atıyordu.

Meadow’un kaçtığına inanamıyordu. Küçük, daha kurdu bile olmayan bir sürtük, nasıl olur da safkan bir kurtla böyle başa çıkabilirdi?

Harem sürtükleri sızlanıp ağlıyordu; bu gece hepsine acı çektirmişti ama Cole’un umurunda değildi. Meadow’u geri istiyordu. Hem de hemen!

Alt kattaki kapının açıldığını duydu, sonra Darrel’ın kokusunu aldı. Bu yüzden kapısını açıp onunla ofisinin hemen dışındaki koridorda karşılaştı. “Ee? Onu buldun mu?”

“Hayır. Kokusunu Gümüş Geceler’in hemen dışında aldık ve kasabaya kadar takip ettik. Onların barına girdi. Alfa da oradaydı. Onu görmediğini iddia etti ama Lester kaçarken giydiği kapüşonluyu buldu.”

Betası konuşurken Cole’un tepesi attı. Başarısız ~olmuştu. Başaramamıştı ve o artık yoktu! Yumruğunu savurup Darrel’ın çenesine isabet ettirdi. “Onu bulacaksın, beni duyuyor musun? Git hadi! Şimdi! Seni öldürmeden önce onu bul!”

KAI

Doris, Meadow’un yarasını temizleyip dikmeyi bitirdiğinde, Kai baygın kızı üst kattaki dairenin yatak odasına taşıdı. Doris çarşafları ve battaniyeyi geri çekerek onu yatırdı.

“Bana bir bez ve bir kapta ılık, sabunlu su getir. Bir de tişörtlerinden birini. Onu temizleyip biraz daha rahatlatacağım.”

Kai başını sallayıp kadının dediğini yapmak üzere yan daireye gitti. Döndüğünde Doris Meadow’un atletini çoktan çıkarmış, büyük eşofman altını bacaklarından aşağı indiriyordu.

Kız sadece külot ve sutyenle yatarken, Doris bezi ıslatıp sabunlamaya başladı. “Onu sol tarafına çevirebilir misin Alfa, sırtını temizleyelim. Sonra gerisini ben hallederim.”

Kai eğilip Meadow’un kalçasını ve omzunu nazikçe kaldırdı.

Doris’in nefesi kesildi. “Aman Tanrım! Zavallı kıza ne yapmışlar?”

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok