Fırtına - Kitap kapağı

Fırtına

Mandy M.

Bölüm Beş

Kışın hemen kapıda olduğunu bilerek arabada bir battaniye ve bir şişe su bulundurmaya karar verdim. Telefonum için çakmaklığa takılı bir şarj cihazı zaten vardı.

Hayatım boyunca Montana'da yaşadığım için kar botum olduğunu düşünebilirsiniz ama yoktu. Her yıl bir çift alacağımı söyleyip asla almıyordum ve bu yıl da bir çift kar botu almak öncelikler listemde oldukça alt sıralardaydı.

Cheryl’den bana bir şifonyer teslim edilmişti ve beşiğe yatak almıştım, beşik hala kurulmamıştı ama en azından almıştım.

İşyerindeki kızlar bana bir doğum öncesi partisi düzenlemişlerdi ve çok fazla şey almışlardı. Salıncak, bebek arabası, araba koltuğu, kıyafetler, bebek bezleri, mendiller, çarşaflar ve bir de Edith’in bebeğe yaptığı güzel bir battaniye.

Bir yaşına girene kadar bir şey satın almama gerek olmayacak kadar kıyafetim olmuştu. Küçük şifonyer zaten doluydu.

Büyümesi çok sağlıklıydı ve doktorum aralık ayının ikinci haftasında burada olacağını düşünüyordu. İnanın bana, gün sayıyordum.

Yine de hamile olmanın güzel yanlarından birinin hala ısıtıcıyı açmamış olmam olduğunu itiraf etmeliydim. Normalde, şimdiye kadarki son birkaç haftadır açık olması gerekirdi.

Ekim ayında sıcaklık, geceleri eksilerden gün içinde neredeyse on beş derecelere kadar değişebiliyordu ayrıca kar yağmışlığı da vardı. Elektrik faturam elli doların biraz üzerindeydi ve buna bayılıyordum.

Kışlık paltom üzerime olmuyordu, bu yüzden önlüğümün üzerine üst üste birkaç kazak giyiyordum. İkinci el mağazasından alışveriş yapmanın güzel yanlarından biri de ucuza bir sürü kazak ve yoga pantolonu alabilmekti.

Ayrıca, evde sağlık hizmetinden kazandığım tüm paraları doğrudan birikim hesabıma koyarak onu oldukça iyi bir duruma getirmiştim.

Ekstra olarak hastaneden de ayda dört ya da beş yüz dolar ekliyordum ve tüm doğum iznime yetecek kadar param olacağından oldukça emindim.

Ama son zamanlarda bir eşyaya savurganlık yapmıştım, bir vibratör almıştım. Parmaklarım artık bu işi yapamıyordu. Hormonlarım çıldırmıştı ve hayatımda daha önce hiç bu kadar azgın olmamıştım.

Yemin ederim ki son zamanlarda her şey beni tahrik ediyordu ve her geçen gün daha fazla kullanıyordum. Gerçeği gibi değildi ama amacına hizmet ediyordu. Bacaklarımın arasında tekrar bir erkek hissetmek için neler vermezdim.

Ambulans ekibi kapıdan içeri girerken kendimi kirli düşüncelerimden uzaklaştırdım. Kapının önüne bir kamyonet çekilmişti. İçinde iki yetişkin ve iki çocuk vardı, her biri çıkarıldı.

Ambulans ekibine yardım ederken helikopterin inişini duydum. Dört aylık bir bebek, araba koltuğuna bağlanmış halde sedyenin üzerindeydi ve avazı çıktığı kadar bağırıyordu. “Bağırıyor, bu iyiye işaret,” dedim rahatlayarak.

“Emin olmak için röntgen çekelim,” dedi Dr. Whitley.

Dikkatlice onu dışarı çıkardım ve masaya yatırdım. Röntgenleri çekildikten ve her şeyin yolunda olduğu belli olduktan sonra onu sakinleştirip pediatri hemşiresine teslim ettim.

Dikkatimi yeni getirilen kadına çevirdim. O da dışarı çıkarılmıştı ancak ambulans oraya vardığında bilinci yerindeydi ve havaya kaldırılması gerektiğini hissetmemişti.

Kamyonetin sürücüsü ve diğer çocuk helikopterdeydi. Adam bize gelmiş, çocuk Helena'daki çocuk hastanesine gitmişti.

Şoförü ve kadın yolcusunu ameliyata gönderiyorduk.

Kadının pelvisi kırılmıştı, adamın ise ciddi bir kafa travması, kaburga kırığı, akciğer çökmesi ve uyluk kemiği kırığı vardı. Bir süre ameliyatta olacaktı ve dürüst olmak gerekirse bu onun için pek de iyi görünmüyordu.

Çocukların karıştığı kazalar hepimiz için her zaman zordur, özellikle de kolayca önlenebilecek olanlar. Örneğin bu.

Küçük kız araba koltuğunda olsaydı, koltukta oturmak yerine, darbe ters tarafta olacağı için daha iyi olurdu. Ama şimdi kırık bir omurga ile çocuk hastanesindeydi.

Evet, acil servis personeli kazalar hakkında düşündüğünüzden daha fazla şey biliyordu. İlk yardım ekibi ve polisle iletişim kuruyorduk. Bize söylenenlerden çok daha fazlasıydı.

Araçların neye benzediğini, kimlerin dahil olduğunu ve neler olduğunu biliyorduk. Hepsi birer rol oynuyordu, yaralanmalarınızı daha iyi değerlendirmemize yardımcı oluyor ve size buna göre tedavi uygulayabiliyorduk.

Ve evet, emniyet kemerleri gerçekten hayat kurtarıyor.

Bu, bittiği için mutlu olduğum bir vardiyaydı. Arabamda oturdum ve kendimi toplayıp günün ilk ev ziyaretine gitmeden önce birkaç dakika ağladım.

Birkaç hastamı kaybetmiştim, şimdi günde sadece bir tane hasta görüyordum. Yine de güzeldi, daha fazla dinlenebiliyor ve bebek için bir şeyler hazırlamaya uğraşabiliyordum.

İsmine karar veremiyordum. Herkeste olan bir isim istemiyordum ama çılgınca bir şey olmasını da istemiyordum.

Kilisedeki bir rahibe bana İncil'deki Mary Magdalynn'den gelen Magdalynn ismini vermişti. İsmimi beğenmeme rağmen okulda bunun yüzünden benimle çok uğraşmışlardı ve öncelikli olarak Lynn'i tercih etmemin sebebi buydu. Sadece farklı olmasını istiyordum.

Kitabevine uğrayıp içinde bebek isimleri olan bir kitap aldım. Umarım bu bana yardımcı olacaktı. Kitabı kanepeye koyarak çamaşırlarımı katlayıp kaldırdım ve duşa girmek için suyu açtım.

Banyoyu buhar kaplamaya başladığında içeri girdim ve sıcak su ağrıyan vücudumda harika hissettirdi.

Bir tişört geçirip yatağa girdim ve bunu yapar yapmaz bebek hareket etmeye ve tekmelemeye başladı.

“Ah, hadi ama küçüğüm, biraz dinlenmeme izin ver.” Karnımı ovaladım ve tekmeler azaldı. Yumuşak tekmeleri beni uyutuyordu ve mutluydum.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok