Aşk Skandalı - Kitap kapağı

Aşk Skandalı

T. Stanlight

Bela yaklaşıyor

TAYLOR

Ofis çalışanları günü bitirdiler. Benimse dinlenmeden önce daha saatlerce çalışmam gerekiyor.

CEO olmak 9-5 çalışmaktan çok daha fazlası.

Ofisimin kapısı çaldığında birkaç raporunu inceliyordum.

Sayfadaki yerimi kaybetmeden "Beni kimsenin beklemesine gerek yok, iyi geceler,” dedim.

"Hiç kimsenin ~mi? Bunun doğru olmadığını sen de biliyorsun,” dedi çekici bir kadın sesi. Bakmadan bile bu sesin kime ait olduğunu biliyordum.

Everly Grey. Yine o. "Tom'un bir toplantısı vardı, onunla gelip sana da bir merhaba diyeyim dedim."

Elimle içeri gelmesini işaret ettim. "Kapıyı kapat. Birlikte görünmemeliyiz. Benden ne istiyorsun?"

İçeri girdi. "Dün gece olanlar hakkında konuşmak istedim."

İşte yine buradaydı, yine hayatıma sızmıştı. O gerçek duygular beslediğim son kadındı.

Bana zarar vermesine izin verdiğim son kadın.

Raporlarıma geri döndüm, onu görmezden gelmeye çalışıyordum. "Konuşacak bir şey yok. Dün gece bir hataydı."

Konuşmayı bitirmek çalışıyordum ama bu imkansızdı.

Karşımda dikilmeye devam etti.

Raporları bir kenara koyup, "Benden ne istiyorsun? Neden buradasın, neden Tom’la nişanlandın?"

"Biz birbirimize aşık olduk. Seninle ilişkimiz yıllar önceydi Taylor. Burada bulunmamın seni bu kadar üzeceğini hiç düşünmemiştim. Dün gecenin öyle bitmesini ben de kesinlikle planlamamıştım..."

İnanılmaz biriydi. Öfkem içimde büyümeye devam etti, daha fazla sinirlenmemek için yere bakmaya çalıştım.

"Seni özledim Taylor!"

Yıllardır tek bir haber bile vermeyip birdenbire habersizce en iyi arkadaşlarımdan biriyle nişanlanmış olarak hayatıma geri giriyordu.

Ayağa kalktım ve kapıya doğru yöneldim, dışarı çıkmasına izin vermek için kapıyı açtım. "Bana söylemek istediğin bu olsaydı, sadece bir e-posta ile bu işi gayet net çözebilirdin."

"Ne kadar sert olduğunu unutmuşum." Ciddileşerek boğazını temizledi. "Ben... dün gece bizi gören kadın...?"

"Hallediyorum. Başka bir şey var mı?"

Rahatlamıştı. Kate Dawson meselesini çözmeye çalıştığım için minnettarlığını göstermek üzere elini koluma koydu.

"Senden uzak kalamıyorum Taylor."

Elini kolumdan çektim. "Hayatına devam et, Tom'la evlen ve sadece..."

Kelimeler kifayetsiz kalmıştı. Bunu nasıl anlamıyordu? "Aramızdaki her şey bitti. Peşimi bırak. Tom benim ortağım ve arkadaşım. Onunla oynama, sakın, ~ne benimle ne de ~şirketimle~ ~uğraşma. Bu konuda net miyiz?"

"Lütfen bana kızma Taylor. Kalbimin hala sana ait olduğunu biliyorsun."

Alaycı bir gülümsemeyle, tam son sözlerine ithafen karşı saldırıya geçecektim ki interkomdan bir vızıltı geldi.

"Taylor, Şu beklediğin telefon görüşmesi...?"

Donakaldım.

Dante Luciano. ~

Bu isim son zamanlarda benim için en büyük stres kaynaklarından biriydi.

Onu tanıdıktan sonra, adını daha önce duymamış olmayı dilemediğim bir gün bile hatırlamıyorum.

Everly ruh halimdeki değişimi fark etti ve benim için endişelenmiş görünüyordu. O daha bir şey söyleyemeden, elimi kaldırarak onu susturdum.

"Buna bakmam gerek. Git. Hayatını yaşa. Beni yalnız bırak."

O farkına varmadan, cevap bile vermeden kapıyı suratına kapattım.

İkinci kez ondan kurtulmuşum.

Şimdi asıl ~sorunla başa çıkma zamanıydı.

KateArthur bana Price hikayesini unutmamı söyledi.
KateAma pes etmiyorum, umarım bu konuda benimlesindir.
RickYa hep ya hiç!
KateParanoyak olduğumu düşüneceksin ama...
RickBunu söylemek için biraz geç kalmadın mı canım?
KateTaylor Price’ın bizim şirketi satın almasını.
KateSanırım bunu onları araştırmamı engellemek için yaptılar.
KateSence deliriyor muyum?
RickOlabilir de olmayabilir de.
Rick🤷‍♂️
RickBelki de filmlerdeki gibi bir dedektiflik macerası yaşamamızın tam zamanıdır!🕵️

KATE

Rick doğru zamanda doğru fikirde bana yardım etmekte her zaman çok iyiydi. Editörümüzün emrine itaatsizlik anlamına gelse bile beni desteklemesine güvenebileceğimi biliyordum.

Küçük bir hikayeyi temelden alıp geliştirme konusunda inanılmaz bir yeteneği vardı ve Jameson Enterprises'da neler olup bittiğini bulma önerisi de muazzam çözüm önerilerinden bir tanesiydi.

James Enterprises’ın genel müdürlüğü şehir merkezindeydi ve yakınlarında bir park vardı, bu nedenle binanın etrafı çok hareketliydi.

Şüphe uyandırmadan kolayca etrafta takılıp gözlem yapabilirdim.

Ertesi sabah 6’da oradaydım. Arabamı park edip beklemeye başladım.

Taylor Price gazetemi sansürleme niyetinde ise, buna asla seyirci kalmayacaktım.

Beklerken zaman geçsin diye Arthur'un verdiği geçit töreni hazırlık yazsını yazdım. Benim için çocuk oyuncağıydı, bitirmesi bir saatten az sürdü.

Sonra araştırmacı haberciliğin temeli olan bekleme oyununa geri döndüm.

Neyse ki Taylor beni fazla bekletmedi.

Saat 09:00 sularında üzerine oturan siyah bir takım elbise, beyaz gömlek ve siyah kravatla limuzininden indi. Bir ödül törenine katılmak için..

... ya da bir devralmayı kutlamak için mükemmel bir seçimdi.

Ona bir avuç yönetici katıldı, hepsi birlikte binaya girdiler.

Arka koltuktaki dürbünü almaya çalışırken kahvemi döktüm. Sakarlığım iş başındaydı.

Taylor ve ekibi, Jameson Enterprises’ın lobisinde onları bekleyen bir grup yönetici olduğunu düşündüğüm kişiye yaklaştı.

Tokalaştıktan sonra asansöre yöneldiler, ama Taylor bir asistan ona cep telefonu uzattığında duraksadı.

Telefondaki ismi görünce yüzü kireç gibi oldu.

Özür dileyerek lobiden çıktı ve herkesten uzakta bir köşede telefona cevap verdi.

Grubun geri kalanı onu beklemeden asansöre bindiler.

Asansör kapılarının kapandığını görmek son asansör maceramı hatırlattı, tüylerim diken diken oldu.

Taylor telefonla konuşurken gözleri caddeyi taradı, muhtemelen telefonun diğer ucundaki kişiyi bulmaya çalışıyordu.

Beyaz saçlı yaşlı bir adam ona doğru yaklaştı. Telefondaydı ve adam sarılmak için kollarını açmadan hemen önce ikisi de aynı anda telefonlarını kapattılar.

Sakin, sevimli bir adama benziyordu. İhtiyacı yokmuş gibi görünen ama taşımaktan zevk aldığı bir bastonu vardı.

Taylor omzunun üzerinden etrafı kolaçan etti, sanki adamla görünmekten çekiniyormuş gibi bir hali vardı.

Dürbünle tam anlayamıyordum ama Taylor adamı gördüğüne yaşlı adamın sevindiği kadar mutlu olmamışa benziyordu.

Etrafa baktı, kimsenin bakıp bakmadığını tekrar kontrol etti.

Çantamdaki telefonumu almaya çalışırken kalan kahvemi de döktüm. Sonunda telefonumu buldum ve birkaç fotoğraf çekmeye çalıştım...

Kafamı tekrar çevirdiğimde ikisi de köşeden kaybolmuştu.

"Siktir!" diye bağırdım arabanın içinde.

Adamın kim olduğunu ve ne konuştuklarını duymak için her şeyimi verirdim.

Price The Daily House’daki yönetimin kontrolünü eline almadan onun hakkında daha çok şey öğrenmem gerekiyordu.

Gazeteyi bizi susturmak için aldığına emindim.

Ve ne sakladığını bulacaktım.

Ama onlar orada konuşurken arabada oturarak gerçek hikayeyi öğrenemezdim.

Merakım mantığımı yendi ve arabadan inip, onları takip etmeye başladım.

Bir gazeteci olarak kendini saklamanın doğal yollarını bulmak için kendini eğitmelisin. Dikkat çekmemek için doğal davranmayı öğrenmelisin.

Köşedeki gazete bayisine doğru yürüdüm ve insanların kalabalığı arasında stantdaki gazetelere göz gezdirmeye başladım.

Price'ı ve yaşlı adamı yeniden bulmuştum.

Price rahatsız ve tedirgin görünüyordu. Yaşlı adam onu köşeye sıkıştırmış gibiydi.

Gizemli Adam, tokalaşmak için Price'a elini uzattı ama Price bunu kabul etmedi. Bunun yerine, hızlı bir şekilde konuşmaya devam etti, telaşlı görünüyordu.

Tahminimce Price, Gizemli Adam'ın önerdiği şeye "evet" demek istemedi. Ama aynı zamanda onu reddetmeye de isteksizdi.

Elimden geldiğince dikkat çekmeden, çantamdan telefonumu çıkardım ve onların fotoğrafını çektim, Gizemli Adam'ın yüzünü ve Price'ın öfkesini yakalamaya çalışıyordum.

Çektiğim fotoğrafları kontrol ettim. Gizemli Adam'ın yüzü Taylor'ın kaslı vücudunun arkasında kaybolmuştu...

Yüce Tanrım, böyle formda kalmak için ne yapıyordu acaba? ~

Omuzları adeta gömleğini ve ceketini parçalayacak kadar genişti.

Tanrım, Kate, odaklan! ~

Arkama baktım. Vedalaşıyorlardı.

Gizemli Adam Price'ı yanaklarından öptü ve kucaklaştılar.

Başka bir fotoğraf daha çektim, bu sefer yabancının yüzünü yakalamayı başardım... Ama mesafeden dolayı adamın yüzü net değildi Lanet olsun! ~

Gizemli Adam eliyle bir sinyal verdi ve yanına bir araba yanaştı. Bir koruma onun için kapıyı açtı.

Araba uzaklaşırken Taylor çok yorgun görünüyordu, az önce yaptığı konuşmayı tekrar tekrar düşünürken yüzünü ovuşturdu. Gizemli adam ne söylemiş olabilirdi?

Bir teklif mi yapmıştı? ~

Ya da bir istekte mi bulunmuştu? ~

Bir talebimi vardı? ~

Hiçbir fikrim yok...

...En azından şimdilik.

Taylor köşeyi döndü ve beni fark etmemesi için yüzümü elimdeki gazeteyle örttüm.

Binaya geri döndü ve gözden kayboldu.

Gazeteyi bırakıp karşıdan karşıya geçerek arabama doğru ilerledim.

Anahtarlarımı çıkarmadan hemen önce siyah bir jip kenara çekerek park ettiğim yerden çıkmamı engelledi.

Şoför kapısı açıldı, ve ben de olası bir söz dalaşı için kendimi hazırladım.

"Bana bir saniye verirsen, çıkıyorum,” dedim.

Şöför yakışıklı, sert yüzlü bir adamdı.

"Siz Kate Dawson mısınız? Hani şu The Daily House’da yazar olan?”

Tereddüt etsem de başımla onayladım. "Sen kimsin?" diye sordum.

Bana doğru eğildi ve alçak bir sesle konuştu.

"Bende isteyebileceğin bazı bilgiler var."

Şüphelendim ama yine de sordum: "Ya, öyle mi? Ne gibi mesela?"

"Arabada söyleyebilirim. Şu adamla ilgili. Taylor Price."

"Taylor Price hakkında ne biliyorsun?" diye heyecanla sordum.

"Bilmemi istediğinden daha fazlasını. Adım Ben. Hadi bin arabaya, sana her şeyi anlatacağım."

Binmem için eliyle işaret etti ve tekrar sürücü koltuğuna oturdu.

Tüylerim diken diken olmuştu.

Bir gazeteci olarak, bazen tehlikeli yerlere gitmeye, risk almaya ve bir hikayeyi ne pahasına olursa olsun takip etmeye mecbursunuzdur.

Hayatımdaki her şey tehlikedeydi: gazetem, işim, büyükannem.

Gizlice, plakanın bir fotoğrafını çektim ve Rick'e gönderdim: bir şeyler ters giderse en son nerede olduğumu birilerinin bilmesi gerekiyordu.

Ben'in arabasının arka kapısını açtım ve içeri baktım. Temiz ve boştu. "Acele et, hadi" dedi Ben.

Anahtarlarımı parmaklarımın arasına alarak arka koltuğa oturdum.

Ya bir hikaye kazanacaktım ya da kavga edecektim. İkisine de hazırdım.

Sonraki bölüm
App Store'da 5 üzerinden 4.4 puan aldı.
82.5K Ratings
Galatea logo

Sınırsız kitap, sürükleyici deneyimler.

Galatea FacebookGalatea InstagramGalatea TikTok